2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuğun Bilişsel ve Sosyal Gelişiminde Çocuk Edebiyatının Yeri ve Önemi
MAKALE #18079 © Yazan Psk.Ebrar YENİCE KANIK | Yayın Mart 2017 | 16,244 Okuyucu
Pek çoğumuzun kitap okuma alışkanlığının temelleri çocukluk döneminde atılmıştır. Bu yüzden kitaplar ile kurduğumuz ilk ilişki çok önemlidir. Doğru kitap seçimi yani biçimsel ve içerik özellikleri açısından okuyan çocuğun yaş ve gelişim özelliklerine uygun olan kitaplar okuma sevgisini kazandırırken, yanlış bir kurgu ve dile sahip olan kitaplar da çocukları okuma alışkanlığından uzaklaştırmaktadır (Lüle, 2007).

Kitap okumak çocuğun gelişimini pek çok farklı açıdan desteklemektedir. Bunlara baktığımızda, en başta çocuğun anadilinin gelişimine sağladığı katkı gelmektedir (Özenç- Uçak, …).

Çocuk Edebiyatının Dil Gelişimine Etkisi

Anadil gelişiminin ilk aşaması dinleme becerisinin gelişmesidir. Baş (2010) dil kullanımında bir üst başlık olarak söz varlığı kavramı üzerinden çocuk edebiyatı eserlerinin önemini vurgulamıştır. Yazar, söz varlığı kavramını, bir dildeki sözcük dağarcığı olarak tanımlamıştır ve alıcı ve üretici söz varlığı olarak iki türü olduğunu belirtmiştir. Alıcı söz varlığı, dinleme ve okuma becerisi ile oluşup gelişirken; üretici söz varlığı, alıcı söz varlığındaki gelişmelere eklemlenerek, konuşma ve yazma becerileri ile oluşur ve alıcı söz varlığının kısa süreli bellekte biriktirdiği tüm içerik üretici söz varlığını besler.

Söz varlığının gelişimi dinleme becerisi aracılığıyla anne karnında başlamaktadır. Bebek, anne karnında işittiği ana dilini çeşitli sesler olarak kodlar ve bir yönüyle alıcı söz varlığının ilk evrelerinin temelini atar. Yapılan beyin araştırmaları çocuğun daha üç aylık süreç içerisinde ana dilini tanımaya başladığını ortaya koymuştur. Araştırmalara göre, bebekler, sözcüklerdeki tonlamaya ve dilin ritmine fazlasıyla dikkat etmenin yanında, doğumdan üç ay sonra, ana diliyle yabancı bir dil arasındaki farkı belirleyebilmektedir (Hürriyet Bilim 2003). MR cihazları ile yapılan bu araştırmalar, bebeklerin özellikle dilin ritmine ve tonlamaya dikkat ettiklerini ortaya koymaktadır. Tüm bu çalışmalar anadil gelişiminde dinlemenin önemini vurgulamaktadır. Dinleme becerisinden sonraki aşama konuşma becerisinin gelişimidir. Bebek dünyaya geldikten sonra bakım, beslenme gibi tüm ihtiyaçları için annesine bağlıdır ve anne ile sürekli etkileşim halindedir. Bu süreçte annenin ninni, türkü, tekerleme vb. ritmik temelli sözlü ürünlerle çocuğu ile iletişim kurması ana dili konuşma adına ilk adımları atmasını sağlar. (Baş, 2010) Bebeklerin konuşma gelişiminde vokalizasyon dönemi olarak tanımlanan ilk iki aylık süreçte, bebekler tüm dillerde olan sesli harfleri dışarıdan bir pekiştirme olmaksızın çıkarma eğilimindedirler. 4- 5 aylık dönemde cıvıldama dönemine geçen bebek çıkardığı sesleri çevredeki kişilerin ürettiği seslere benzetmeye başlar. İlk altı aylık süreçte sesli harflerin çoğunu sessiz harflerin ise, yaklaşık yarını çıkarabilmektedir (Aydın, 2005). Ses çıkarmaya paralel olarak bebeklerin ortaya koydukları, el ve yüz hareketleri ve özellikle farklı tonlardaki seslere gösterdikleri tepkiler, ileriki süreçte oluşacak ana dillerine temel teşkil eden ilk konuşma özelliklerini de oluşturmaktadır (Baş, 2010).

Baş’a göre mırıldanma ve ağlama sesi arasındaki farklılık bile çocuğun ilk iletişim deneyimleridir. Bebek, ağlama sesini herhangi bir rahatsızlığını (açlık, hastalık, bakım ihtiyacı gibi) dile getirmek için kullanılırken; mırıldanma sesleri herhangi rahatsızlık belirtisi olmaksızın, kendisine gösterilen şefkate "cevap" niteliğinde kullanılır. Bu nedenle mırıldanma seslerinin, ağlama seslerine kıyasla yaşamsal bir fonksiyondan ziyade, iletişimsel değer taşıdıklarına dikkat çekilmelidir. Akustik açıdan incelendiğinde ağlamayla mırıldanma arasında, sadece fonksiyonel değil, yapısal bir farkın da olduğu görülebilir. Ağlama esnasında nefes-alıp vermeyle birlikte ağız açıp-kapama dışında herhangi bir eklemleme hareketi yapılmazken, mırıldanma esnasında bebek ilk defa konuşma organlarını kullanarak temel frekanslar dışında tınılar meydana getirir (Bilginer 2002; akt. Baş, 2010).

Dinleme ve anlama becerisiyle gelişen alıcı söz varlığında biriken, yer alan söz unsurları; konuşma ve yazma becerileri ile işlev kazanır. Bir hikâye ya da masal anlatmak, bir düşünce yazısının ana fikrini söylemek, roman kahramanını olay, çevre ve zaman üçgeninde değerlendirebilmek, alıcı söz varlığındaki birikimin üretici söz varlığına dönüşmesini sağlar. Bu noktada çocuk edebiyatının katkısı son derece önemlidir.

Çocuk Edebiyatının Sosyal Gelişime Etkisi

Çocuklar için yazılmış edebi eserler hikâye kurgusu, kahramanın özellikleri, bilgilendirici materyalleri aracılığıyla çocuğun kendisini ve çevresini tanımasına yardımcı olur. Çocuğun kitaptaki kahramanla kurduğu özdeşim kişilik gelişimi açısından da son derece önemlidir çünkü okurken pek çok kavramı, olguyu, değeri öğrendiği gibi duygu gelişimini de sağlar. Hikâye kurgusu içinde sorunu fark etme, sorunu çözmede katkı sağlayacak davranış kalıplarını geliştirmeyi öğrenir. Tüm bu özellikler çocuk kitaplarının çocuk eğitiminde kullanılabilecek etkili birer araç olmasını sağlarken bir yandan da zaman zaman aşırı didaktik bir üsluba neden olarak eleştirici ve yaratıcı düşünmenin önüne geçmektedir.

Çocuk Kitabı Nasıl Değerlendirilir?

Çocuk kitapları biçimsel özellikleri yani dış yapısı açısından ve içerik özellikleri yani iç yapısı açısından çeşitli kriterlere uygunluğu çerçevesinde değerlendirilmektedir (Sever, 1995; Özenç- Uçak, …).

Çocuk kitaplarını biçim açısından değerlendirirken kitabın boyutlarına, kâğıdın cinsine, puntolara, sayfa düzenine, resimlere dikkat etmek gerektiği belirtilmektedir. Sever’e göre (1995) kitabın boyutu kolay okunur olmasına olanak vermeli ve hacim ve ağırlık yönünden taşınabilir olmalıdır. Çocuk kitaplarında kaliteli bir kâğıt kullanılmadığı zamanlarda kullanılan renklerin baskı kalitesinin düşmesine, yazıların iyi okunamamasına ve kolay yırtılabilmesine sebep olmaktadır. Bu durum okuma alışkanlığını olumsuz yönde etkileyerek okuma isteksizliğine sebep olabilmektedir. Bu nedenle kullanılan kâğıdın mat, dayanıklı, birinci veya ikinci hamur kağıt olması önemlidir. Sayfa düzenlemesi açısından çocuk kitaplarının okunabilir genişlikte satır aralığının olması, sayfalar tek sütun halinde düzenlenmesi okuma sürecini kolaylaştırmaktadır. Harf boyutu, ilköğretim 1, 2 ve 3. sınıf öğrencileri için 12 puntodan büyük olması 4 ve 5. sınıflarda ise 10 puntoluk harflerin kullanılabileceği önerilmektedir. Görsel içerik açısından kitaplardaki resimlerin konuya uygun, sayfa düzeninde de birlik ve bütünlüğü sağlayan, içerk açısından da açıklayıcı, yorumlayıcı eğlendirici özellikler taşıması gereken ve en önemlisi "estetik değere” sahip olması gerekmektedir. Resimlerin estetik bir değere sahip olması, çocuğun estetik duygularının gelişmesine katkı sağlaması açısından önemli görülmektedir.

Görsel içeriğin yoğunluğu açısından bakıldığında, okulöncesi ve okumaya yeni başlayan çocuklar için hazırlanan kitapların dörtte üçünün resim, dörtte birinin yazı olması; 8 yaşın üzerindeki çocuklar için hazırlanan kitapların dörtte ikisinin resim, dörtte ikisinin yazı olması; 10 yaşın üzerindeki çocuklara yönelik hazırlanan bir kitabın, dörtte birinin resim, dörtte üçünün de yazı olması önerilmektedir. Çocuk kitaplarındaki kapak resimlerinin estetik değerinin yanı sıra; canlı, kitap konusuyla ilgili ve çocuğa okumaya teşvik edici biçimde olması kapak kâğıdının sağlam ve kaliteli olması gerekmektedir. Sağlam, çocuğun hoşuna giden çekici bir kapak ve cilt, eserin okunma ve uzun süre saklanma şansını da artırır (Sever, 1995).

İçerik açısından bir değerlendirme yapıldığında ise, kitabın teması, konusu, kahramanın, anlatım dili ve kurgu planının çocuğun gelişimine uygunluğu ve katkısı üzerinde durulmaktadır. İşlenecek tema açısından, sevgi, saygı, doğa bilinci ve etik değerlere yer verilirken, yazar ve okur arasındaki bir duygu ve düşünce alışverişi yapılırken eserlerde politik ve ideolojik güdümlülüğe yer verilmesi gerekmektedir. Kitaplarda, evrensel değerlere yer verilmesi, çocuğun dünya görüşünü genişletmesi açısından önemlidir. Tema ve konu ilişkisi güçlü olması, kitaplardaki konuların, çocukların yaşantılarıyla ilgili ve çocuk gerçekliğine uygun olması beklenmektedir. Çocuğun okuduğu kitaplardaki kahramanlarla özdeşim kurduğu bilinmektedir. Bu nedenle, kahramanların fiziksel ve ruhsal portreleri güçlü bir biçimde çizilmesi özdeşim sürecini kolaylaştıracağı için önemlidir. Kitabın genel planına bakıldığında, duygu ve düşünceler, olayların uyumlu olması; konu ile çocuklarda uyandırılmak istenen duygu (tema) arasında bir bütünlük sağlanması önemli görülmektedir. Kitapla kurulan ilişkinin taşıyıcısı olan dil ve anlatım özellikleri ise ayrıca önem arz etmektedir. Dilin sade, yalın ve günlük kullanıma uygun olması, bilinmeyen veya az kullanılan sözcüklere yer verilmemesi, yabancı sözcük kullanımından kaçınılması, cümlelerin kısa ve anlaşılır olması gerekmektedir.

Çocuk edebiyatı alanındaki önemli tartışmalardan biri dil ve anlatımın çocuğun dünyasına uygunluğu üzerinedir. Akçay ve Baş (2015) eğitici ve yazınsal metin ayrımı yaparak didaktik üsluba vurgu yapmaktadırlar. Yazarlara göre, öğretici metinlerde amaç cümlesi (ileti cümlesi), “yazıda vurgulanıp geliştirilen düşünceyi yoğun ve özlü bir biçimde içerir. Bu yönden ileti, amaç ya da ana düşünce cümlesi okunan metnin kavranmasında okura kılavuzluk görevi de yapar.” (akt. Akçay ve Baş; Özdemir, 2011) Yazınsal metinlerde ileti öğretici metinlerde olduğu gibi açık veya direkt olarak okuyucuya verilmez. Özdemir (1983; akt. Akçay ve Baş, 2015), “Yazınsal metinlerdeki ileti kesin bir yargıya dönüştürülerek aktarılamaz. Metnin dokusuna sindirilir. Örtük ileti, gizli bir anlam, gizli bir öz yükler” diyerek edebi eserlerde iletinin metnin içine yedirilmesi gerektiğini savunur. Eğitici ve yazınsal metin ayrımı çocuk edebiyatı söz konusu olduğunda ayrı bir öneme sahiptir. Sever’e (2013) göre, çocuk edebiyatı ürünlerinin temel amacı, öğretmekten çok, çocuklara duyarlılık kazandırmak, onların güzele yönelik duygularını geliştirmektir. Bu nedenle eserin, herhangi bir amaca direkt olarak değil sezdirme gücüyle ulaşması gerekir. Çocuk kitabı yazarının kural koymaktan ve yaptırımcı tutum sergilemektense, çocukların gelişim özelliklerini göz önünde bulundurarak neden sonuç ilişkileri kurarak yaşam olaylarını ortaya koymaları gerekir (akt. Akçay ve Baş, 2015).

Herhangi bir çocuk kitabının eğitsel amaca yönelik didaktik bir üslupla yazılması çocuksu duyarlılık kavramını es geçmesine neden olmaktadır (Akşehirli, 2011). Akşehirli’ye göre (2011) çocuksu duyarlılık, çocuğa görelik, çocuksu, çocuk algısı olarak da tanımlanabilen bir kavramdır. Çocuksu duyarlılık çocuğun kendisi ve kendisi dışındaki dünyayı algılama, kavramlaştırma biçimleri ile buradan hareketle oluşturduğu doğru-yanlış, iyi-kötü gibi değer yargılarını tümüdür.

Çocuk edebiyatını yetişkin edebiyatından ayırırken “çocuğun gözünden dünya”yı tanımlamak önem arz etmektedir. Çocuğun gözünden bir eseri kaleme almak, çocuğun algı, ilgi, dikkat, duygu, düşünce ve hayal dünyasına uygun; çocuk bakışını ve çocuk gerçekliğini yansıtmasının yanı sıra, dilde, düşüncede ve yaratılan tiplerde çocuğa göre içeriği yalın biçimde ve içtenlikle yansıtmak anlamına gelmektedir. Bunu yapabilen eserler, çocuğa okuma alışkanlığı kazandırmasının yanı sıra edebiyat, sanat ve estetik yönden gelişmesine de katkı sağlar, çocuğu duyarlı biçimde yetişkinliğe hazırlar (Şirin 2007, akt. Akşehirli, 2011). Çocuk edebiyatı eserlerini yetişkinlerin kaleme alıyor olması “çocuksu bakış açısı”nın yakalanmasını güçleştiren bir etken olarak görülmektedir.

Akşehirli (2011) Türkiye’de yayımlanan çocuk kitaplarının ve özellikle de anlatıya dayalı eserlerin didaktik olması nedeniyle anlatıdaki çocukların yetişkinlerin doğrularına göre biçimlenmiş olduğunu belirtir. Çocuk hikâyelerinin çoğunda, olaylar tamamen çocuklar arasında geçse bile eserdeki anlamı inşa eden değerler sisteminin çocuksu bir dünyanın izlerini taşımadığı, hikayenin çocuğun bakış açısı yerine yetişkinlerin dünyasına göre biçimlendiği görülmektedir. Bu durum:

Yetişkinler için yanlış olan bir şey çocuklar için doğru olabileceği gibi, yetişkinlerin onayladığı ve yönlendirdiği bir davranış çocuklar tarafından doğru bulunmayabilir. Çocuklar gelişim ve öğrenme süreçleri boyunca, kendi değer sistemleri ile yetişkinlerin ve yaşadıkları sosyo-kültürel çevrenin değer sistemi arasındaki mesafeyi aşamalı olarak azaltırlar. Elbette çocuk eserlerinin de bu süreçte bir işlevi vardır; ancak bütün bir çocuk edebiyatının sadece bu işlev üzerinde yapılanması, çocuk edebiyatından beklenen okur-yazarlık, eleştirel düşünme vb. gibi değerlerin çocukta oluşmasının önünde bir engeldir. (Akşehirli, 2011).

En temelde verilmek istenen iletiler öğüt verici olmamalı, değişik olaylar arasında neden sonuç ilişkisi kurmaya yardımcı olmalı, çocuğun esnek düşünmesini sağlamalı, yaratıcılığını destekleyip, öğrenmeye karşı güdülemelidir.

Bu çerçevede Samed Behrengi’nin öykülerini inceleyen Akçay ve Baş (2015) hikâyelerdeki iletilerin örtük bir şekilde sunulduğunu ve anlam oluşturma sorumluluğunu çocuğa bırakıldığını tespit etmiştir. Şöyle ki, Behrengi hikâyelerinde iletilerini çocuklara aktarırken, metnin içerisine sindirmiş, cümlelere örtük bir anlam yüklemiş, zihnindeki düşünceyi hemen ortaya koymamıştır. Yapılan analizler, Behrengi’nin hikâyelerinde kişisel gelişimi ve toplumsal gelişimi, dini gelişimi, ulusal gelişimi ve evrensel gelişimi destekleyen iletilere yer verdiğini göstermektedir. Her bir kategorinin kendi içindeki detayları incelendiğinde ise, kişisel gelişimi destekleyen iletilerde “Tedbirli olmak” ve “kararlı olmak” sıklıkla vurgulanırken “Bilinçli olmak”, “temiz olmak”, “yalan söylememek”, “verdiği sözü tutmak”, “karamsar olmamak”, “cömert olmak”, “pişmanlık duymak”, “ispiyonculuk yapmamak”, “kötü yürekli olmamak” iletilerinin daha az yer aldığı görülmüştür. Toplumsal gelişimi destekleyen iletilerde en fazla “birlik ve beraberlik sağlama” vurgusu yapılmış; takip eden iletiler sırasıyla, “toplumsal eşitlik” ve “yardımsever olmak” şeklindedir. Toplumsal gelişimi destekleyen iletiler kategorisinde en az kullanılan iletiler ise “paylaşmak”, “selam vermek”, “gelenek ve göreneklere yaşatmak” ve “emeğe saygı göstermek” tir. Dinî gelişimi destekleyen iletilerde en sık vurgulanan “batıl inançlara kapılmamak” iletisi iken; “Günah”, “helal-haram bilmek”, “şükretmek”, “dua etmek” iletilerine daha az yer verilmiştir. Behrengi, ulusal gelişimi destekleyen iletilerde “Vatansever olmak” vurgusuna yer vermiştir. “Barış içinde yaşamak” iletisi ise, evrensel gelişimi destekleyen iletiler kategorisinde değerlendirilmiştir.

Akçay ve Baş’a (2015) eğitimci ve ebeveynlerin, çocuklar için kitap seçiminde dil ve anlatım özelliklerinin uyumlu olmasına dikkat etmelerinin yanı sıra, yazarın aktarmak istediği iletilerin çocuğun gelişim evrelerine uygunluğunun da incelenmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Yaş ve gelişim dönemine göre kitap seçimi nasıl yapılmalıdır?

Kitap seçiminde yukarıda bahsi geçen biçimsel ve içerik özellikleri kadar kitabı okuyacak çocuğun gelişim özelliklerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Her bir gelişimsel dönemin zihinsel ve psikomotor becerileri değişimi, dönemsel ihtiyaçlardaki farklılıklar okuma faaliyetine de etki etmektedir. Bu sebeple gelişim aşamaları çerçevesinde kitapla kurulan ilişkiyi incelemek önem arz etmektedir.

- 0-2 Yaş Arası Dönem

Piaget doğumdan iki yasa kadar olan dönemi “Sensori- Motor Dönem” olarak tanımlamaktadır (Erten- Tatlı, 2013). Bu dönem beş duyunun ön planda olduğu ve refleks olarak başlayan hareketin amaçlılığa doğru evrildiği bir dönemdir. Çocuğunun dünyası henüz kendine dönüktür ve bu nedenle önemli olan beş duyusuna hitap eden gördüğü, duyduğu, dokunduğu, tattığı ve kokusunu aldığı nesnelerdir (Mardi, 2006). Bu dönemde kitaba olan ilginin başlayacağı bir dönem olduğu için önemli olan çocuğun kitapla karşılaşmasıdır. Bu yaş grubu için hazırlanan kitaplar genelde yazısız, basit olaylar ve aslına uygun resimlerle ilişki kurulmasını sağlayan, çocuğun nesneleri ve çeşitli kavramları öğrenmesine olanak sağlayan ve çocuğun beş duyusuna hitap eden bir içeriğe sahip olmalıdır (Özenç- Uçak, …). Bu dönemde çocuklara dokunabilecekleri tahta, kumaş, mukavva materyallerinden yapılmış kitaplar alınabilir.

- 2- 7 Yaş Arası Dönem


Piaget iki yaştan yedi yaşa kadar olan bu dönemi “İşlem Öncesi Dönem” olarak adlandırmıştır. Bu dönemde toplumsallaşma, düşünce ve sezgi gelişen en önemli becerilerdir. Dil gelişimi sayesinde sözel olarak kendini ifade etmeye başlayan çocuk kişiler arası ilişki kurmaya başlar. Düşünce yapısında ise şimdiye kadar beş duyuya odaklı olan edimler içe mal edilmeye, içselleştirilmeye başlanır. Sınıflama ve gruplama bu dönemde öğrenilir. Çocuk bu evrede animistik düşünceye sahiptir, yani cansız nesneleri canlı olarak kabul eder. Soyut nesneleri maddileştirilme eğilimindedir. Genel olarak bu evrede çocuğun taklit becerisi gelişmeye başlar (Erten- Tatlı, 2013; Mardi, 2006).

Bu dönem daha detaylı incelendiğinde, 2-4 yaş arası evrede, çocuğun gelişimine uygun olan kitapların renkli ve bol resimli olması, resimlerin altında yer alacak kısa açıklamalar ile resim ve yazıların birbirini tamamlaması beklenir. Yetişkin yazıyı okuduğunda çocuk resimleri takip edebilmelidir. Sade ve basit bir anlatımla olayların resimlerle anlatılması gerekir. Bu dönemde çocuğun kitapla kurduğu ilişki kavramsal gelişimine ve anlama becerisine katkı sağlar, sözcük dağarcığını geliştirir ve dinlemeyi öğretir. 4 yaş civarında çocuk artık çevresiyle ilgili sorular sormaya başlar, çevreye yönelen bu ilgili kitap seçimine de yansır, doğa ve hayvan öykülerine ilgi duyarlar. Bu yaşlardaki çocuklar için uygun olan bol illüstrasyonlu ve kısa metinli kitaplar olduğu düşünülmektedir (Mardi, 2006; Özenç- Uçak, …).
4-6 yaş civarında kitapların kapsamı genişler, çocuklar çoğunlukla resimli öykü, tekerleme, bulmaca ve bilmecelerden hoşlanılır. Bu dönemde kitaplar çocukların hayal dünyasının genişlemesine katkı sağlar dolayısıyla masal ve hikayelere duyulan ilgi artar. Bellekleri güçlenir ve okuduklarını ezberleyerek zihinlerinde tutabilirler. Bu yaş grubu için seçilecek kitaplarda mekan ve zaman kavramlarının oluşmasına, dil ve anlatım becerisinin ve hayal gücünün gelişimine yardımcı olacak özellikler aranmalıdır.

- 7- 11 Yaş Arası Dönem

Piaget’ye 7 - 11 yaş arası dönem “Somut İşlemsel Dönem” olarak tanımlanır. Bu dönemde çocuk iki boyutlu düşünme yetisi geliştirir. Zaman ve mekan kavramlarını algılayabilir. Yedi yaş, bilişsel gelişimde kesin bir dönemeci oluşturmaktadır. Bireylerarası ilişkiler açısından çocuk yedi yaşından sonra işbirliğim yapacak yeteneğe kavuşmaktadır. Artık kurallı oyunlar oynayabilmekte ve grup çalışmasına katılabilmektedirler. Bir olayı çeşitli yönleriyle düşünebilen çocuk, değişmezlik ilkesini kavrar, tümdengelim yöntemiyle de akıl yürütebilir. Özellikle bu dönemde 7 yaş itibariyle yaşanan en önemli gelişmelerden biri çocuğun kişiler arası ilişkilerde iş birliği kurmaya başlamasıdır. Bu beceri sayesinde artık kurallı oyunlar oynayabilmekte ve grup çalışmasına katılabilmektedir (Erten- Tatlı, 2013; Mardi, 2006). Bu dönemde kitap, çocuğun eğitim sürecini bütünleyen, dilsel ve görsel dünyasını zenginleştiren bir oyun ve eğlence aracı olarak yer almaktadır.

7- 8 yaş civarında, okul döneminin başlamasıyla birlikte çocuğun hayatına ders kitapları girmeye başlar. Ders kitaplarının yanı sıra halk masalları, kişilik verilmiş hayvan ve makinalara ait hikâyeler, şiirler ve çocuk edebiyatının da okunmaya başlandığı dönemdir. Bu dönemde kahramanların iyi özellikler taşıması önemlidir çocuklar hikâyedeki kahramanlara öykünürler. Okuma, anlatma ve yazma becerilerinin geliştiği bir dönem olduğu için seçilecek kitapların bu becerilerin pekişmesine yardımcı olması gerekir. 9- 10 yaş civarında ise, cinsiyet rollerinin sahiplenildiği, kendi cinsiyetlerinden kişilerle arkadaş kurdukları bir dönemdir. Cinsiyet rolleri okuma beğenilerine kahraman tercihlerine de etki eder. Bu nedenle cinsiyetler arası ayrışmayı pekiştirecek anlatılara yer veren kitapların keskin kalıp yargılar yaratacağını fark etmek gerekmektedir. Bu dönemde çocuklar, çizgi ve resimli romanlara ilgi duymaya başlar; masal, macera ve gezi kitapları daha fazla tercih edilir. Farklı ülke insanlarının yaşam öykülerine ve kültürlerine ilgi duymaya başlayan çocukların bu alanda kendilerini zenginleştirebilecekleri eserler son derece önemlidir (Özenç- Uçak, …).

- 11- 15 Yaş Arası Dönem
“Soyut İşlemsel Dönem” olarak tanımlanan bu dönem, 11 yaş itibariyle başlayan ve mantıksal düşünmenin yetişkinler düzeyine eriştiği dönemdir. Bu mantıksal gelişim devam ettikçe çocuğun kuram oluşturabilme, soyut düşünme, genellemeler yapma ve soyut kavramları kullanarak bir durumdan diğer duruma geçebilme becerisi gelişir (Piaget, 2004, akt. Erten- Tatlı, 2013).

Özellikle 11 – 12 yaş civarında cinsiyete göre kitap seçimi daha fazla belirginleşir ve kitap konusu seçimlerine de yansır. Erkek daha çok çocuklar spor ve macera kitaplarıyla ilgilenirken, kız çocukları romantik kitaplara ilgi duyarlar. Resimli romanlar yerini edebi romanlara bırakmaya başlar ve tarihi konulara ilgi artar. Bu dönemde kütüphane kullanma alışkanlığı pekişir. Edebiyat kültürünü kazandıracak, sosyal hayattan ve daha gerçekçi konuları işleyen kitaplar seçilebilir. 13- 15 yaş dönemi çocukluktan ergenliğe geçişin başladığı bir dönemdir. Bu dönemde çocukların daha fazla içe dönük oldukları gözlemlenir. Kimlik arayışlarının başladığı bu dönemde çocuk kendine bir rol- model arama eğilimindedir ve bu nedenle biyografiler çoğunlukla ilgisini çeker. Fen, teknik, macera, dedektiflik hikâyeleri, romantik hikayeler, tarihi romanlar en fazla okunan türlerdir. İdealizmin geliştiği yıllar olduğu için toplumsal değerleri pekiştirecek kitap seçimi son derece önemlidir (Özenç- Uçak, …).

Sonuç olarak, çocuklara yönelik kitap seçiminde çocuğun yaş grubu, gelişim döneminin özellikleri en önemli kriterlerden biridir. Bununla birlikte üslup açısından didaktik olmayan, çocuğun gerçekçiliğine hitap edecek, duygu gelişimini destekleyecek, kahramanla kurduğu özdeşim aracılığıyla pek çok toplumsal değeri edinebileceği bir hikaye örgüsüne sahip kitap seçiminde bulunmak çocuğun kitapla kuracağı ilişkiyi sağlamlaştıracaktır. Bu tür kitapların özellikle çocuğa doğru ve yanlışın bir arada olduğu bir dünyada seçim yapma becerisi kazandırması, doğruyu dolaylı yollarla ifade ederek, kahraman aracılığıyla çocuğun deneyimlediği duygu ve düşünceler ayırt etme becerisini kazandıracaktır.

KAYNAKLAR

Akçay, S. ve Baş, B. (2015) Samed Behrengi’nin hikâyelerindeki eğitsel iletiler üzerine bir araştırma. Ana Dili Eğitimi Dergisi, 3(3), 77-90.

Akşehirli, S. (2011). “Çocuksu Duyarlılık” Kavramı Bağlamında Reşat Nuri Güntekin’in Gamsızın Ölümü Hikâyesi. Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/3 Summer, 439-446.

Aydın, B. (2005). Çocuk ve Ergen Psikolojisi. Nobel Basımevi.

Baş, B. (2010). Söz Varlığının Oluşumu Ve Gelişiminde Çocuk Edebiyatının Rolü Tübar-XXVII.

Erten Tatlı, C. (2013). Piaget’ ye Göre Göreli Kavramların Kazanılması: 27 Yıl Sonra Yeniden İncelenmesi. T.C. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Rehberlik Ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.

Lüle, E. (2007). Yedi Farklı Çocuk Kitabının Çocuk Yazını İlkelerine Uygunluğunun Değerlendirilmesi. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 8(14), 17–30.

Mardi, H. Ö. (2006). Çocuk Kitapları Resimlemede Karakter Yaratma. T.C. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Resim-İş Öğretmenliği Programı Yüksek Lisans Tezi.

Özenç- Uçak, N. (…) . Çocuk ve Kitap, Çanakkale Bölge Semineri Eğitim Materyali. Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi.

Sever, S. (1995). Çocuk Kitaplarında Bulunması Gereken Yapısal ve Eğitsel Özellikler. Abece 107, 14-15.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuğun Bilişsel ve Sosyal Gelişiminde Çocuk Edebiyatının Yeri ve Önemi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ebrar YENİCE KANIK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ebrar YENİCE KANIK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ebrar YENİCE KANIK'ın Makaleleri
► Kişilik Gelişiminde Anne ve Babanın Yeri Psk.Dnş.Evrim Alkış DEMİREL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuğun Bilişsel ve Sosyal Gelişiminde Çocuk Edebiyatının Yeri ve Önemi' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Şema Terapi Yaklaşımı Aralık 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


03:33
Top