2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bağlanma ve Çift İlişkisi
MAKALE #22137 © Yazan Psk.Müge ADALI | Yayın Şubat 2021 | 1,742 Okuyucu
BAĞLANMA

İnsan yavrusu olarak dünyaya geldiğimizde korunmak, beslenmek, avunmak ve duygularımızı düzenleyebilmek için başkalarına ihtiyaç duyarız. Başkalarına duyulan bu ihtiyaç “ölüm ve yalnızlık” gibi iki temel varoluş sorunundan dolayı hayatımız boyunca devam etmektedir. İhtiyaçlarımızı karşılayan kişi ya da kişilerle aramızda oluşan ilk bağlar, dünyayla ve diğer insanlarla kurduğumuz bağların öncülü olup kendiliğimizin yapıtaşlarını oluşturmaktadır. Çocukluğumuzda “başkaları” tarafından sevilmek, sahiplenilmek, korunmak, yatıştırılmak ve önemsenmek bir taraftan zihnimizde “kendimize” dair olumlu bir “kendi modeli” oluştururken, bir yandan da diğerlerinin güvenilir, ilgi ve sevgi sunmaya hazır bireyler olduğuna ilişkin olumlu bir “başkaları modeli” oluşturmaktadır.
Annenin çocuğa fiziksel temasta kaçınmaması, dokunması, onu okşayarak sevgisini, göstermesi ve oyun oynadığı sırada çocukla diyalog kurması bağlanmanın oluşmasında önemli rol oynamaktadır. Böylece çocukta duygusal doyum sağlanmaktadır. Bowlby’e göre anne çocuk arasında oluşan bu sıcak ilişki sayesinde çocuk doyum ve haz almaktadır. Bağlanma figürünün varlığı sayesinde bebek kendini güvende ve rahat hissetmektedir. Bebek için bağlanma figürü aynı zamanda etrafını rahatça keşfedebilmesi ve bilişsel gelişimine yönelik olanak sunması yönünden güvenli bir üs görevi görür. Bebek çevrede bir tehditle karşılaştığında bağlanma figürü olarak gördüğü yetişkin ile aralarında devamlı bir yakınlık oluşmasını istemektedir. Böylece bebek, istediği zaman bağlanma figürünü yakınında bulabileceğini bilerek güven ve rahatlıkla çevresini keşfetme şansını yakalamaktadır.
Normal gelişmekte olan çocuğun bağlanma davranışı iki farklı gözlem ile değerlendirilmektedir. Bunların ilki, bebeğin sosyal tepkilerini diğer kişilerden çok bakım veren kişiye yönlendirme tercihidir. İkinci ise bebeğin bakım verenden ayrılma ve bakım vereni tekrar gördüğündeki tepki gösterme durumudur.
Güvenli bağlanma gösteren çocuklar, annelerinin her zaman yanlarında olduğundan ve stres durumunda annenin yardımcı olacağından şüphe duymamaktadırlar. Anne ayrıldığında tepki gösterirler fakat döndüğünde kolaylıkla yatışırlar. Güvenli bağlanmanın gelişmesi için çocuğun kesintisiz, tutarlı tepkilere sahip olan, duyarlı ve her zaman ulaşılabilen bir bakım veren tarafından büyütülmesi gerekmektedir.
Kaygılı/ikircikli bağlanma gösteren çocuklar, çağırdıklarında annenin yanıt vereceğinden ve yardımcı olacağından şüphe duyan çocuklardır. Bu nedenle ayrılığa direnme görülür ve anne döndüğünde yatışmazlar. Araştırıcı davranışlarda bulunmakla ilgili kaygıları mevcuttur. Bu bağlanma örüntüsünde anne tepkilerinde tutarlı değildir ve kontrol amaçlı terk etme tehdidinde bulunabilir.
Kaçıngan bağlanma örüntüsü olan çocuklar ise annelerinin yardımcı olacağına dair güven duymazlar. Sürekli bir biçimde çocuklarını geri çeviren veya reddeden anneleri olan çocuklar ayrılığa tepkisiz kalırlar ve döndüğünde anneye yakın durmadıkları gözlenmektedir.

Yetişkinlerde Bağlanma
Güvenli bağlanan yetişkinlerde benlik saygısı yüksektir. Çevresindeki insanlarla yakınlık kurmaktan rahatsızlık duymazlar ve otonomiye sahip oldukları görülmektedir. Diğer üç bağlanma biçimi güvensiz bağlanma adı altında ele alınmaktadır.
Kaygılı bağlanma gösteren yetişkinler kendilerini değersiz bulurlar fakat diğerlerine yönelik olumlu değerlendirme söz konusudur; bu yüzden diğerlerinden onay ve kabul almak için çabalarlar ve ilișkilerle çok ilgili oldukları gözlenmektedir. Bu insanlar diğerler insanlarla yakın ilișkiler içerisinde olmayı arzu ederken aynı zamanda onlarla yapıșkan tarzda ilișki kurmak istemeleri diğerlerini kendilerinden uzaklaştırabilmektedirler.
Korkulu bağlanma gösteren yetişkinlerde ise kendilik değersiz görüldüğü gibi diğerlerine yönelik olumsuz değerlendirme söz konusudur. Kendisini sevilmeye layık olarak görmez ve diğerlerinin reddedici olduğuna dair inançları vardır. Bundan dolayı kaygılı bağlanan yetişkinler yakın ilișkiler kurmaktan kaçınmaktadırlar veya ilișkilerinde sorun yaşayabilmektedirler.
Kaçıngan bağlanma gösteren yetişkinler kendiliklerini değerli ve sevilebilir olarak değerlendirirken diğerlerine karșı olumsuz değerlendirmelere içinde oldukları görülmektedir. Kaçıngan bağlanma gösteren yetişkinler hayal kırıklığına uğramak ve reddedilmek istemezler bu sebeplerden dolayı yakın ilișkilerden kaçınarak hayatlarını sürdürürler. Bu şekilde, bağımsız ve güçlü olmaya çalışırken olumlu benlik algılarını devam ettirmek böyle bir yol izlemektedirler.

Çift İlişkisinde Bağlanma
Güvenli bağlananlar yakın ilişkide güvende hissetmekle birlikte, yakınlık, karşılıklı bağımlılık, bağlılık ve ilişkide sorumluluk hissettikleri görülmektedir. Başkalarına yaklaşmaktan ve kendilerine fazla görülmez. Bütünleştirici, karşılıklı dayanışma içerisinde olmayı tercih eden bir ilişki tarzını benimsedikleri görülmektedir. Sorun çözme stratejileri vardır. Partnerlerine destekleyici ortam sunarlar ve açık iletişim içinde halindedirler. Evlilik ilişkilerinde doyuma sahip olup, daha az küsme ve daha az sözel saldırganlık davranışları sergilemektedirler. Evlilikleri daha az boşanma ile sonuçlanmaktadır.

Kaçıngan bağlanma gösterenler birisiyle yakın ilişkiler kurmakta güvenmekte ve bağlanmakta güçlük yaşamaktadır. İçe dönük soğuk ve duygularını ifade etmekten kaçınan bir yapıdadır. Sorun çözme ile ilgilenmediği görülür, eşinin ihtiyaçları ve sıkıntılarına dair farkındalığı yoktur. Eşinin yakın olma isteğine karşı huzursuz hissetmektedir. Kaçıngan bağlanma gösteren biri eşiyle arasında bir mesafe olmasını istemektedir. Önceliği ilişkisi değil işi ve hobileridir. Evlilikten düşük bir beklentisi vardır. Kendine yeterli olmayı seçen biridir. Çatışmada kaçınır ya küskünlükle tepkisini belli etmektedir.

Kaygılı-ikircikli bağlanma gösterenler ise yakınlık söz konusu olduğunda ikircikli duygulara sahiptirler. Kaygılı bağlanma gösterenler devamlı olarak duygusal iniş-çıkışlar yaşamaktadırlar. Eşinin kendisini gerçekten sevip sevmediği ve gerçekten kendisiyle birlikte olmak isteyip istemediği konusunda endişeleri vardır. En ufak tehditi çabucak fark edip, olumsuz durumları abartma eğilimi göstermektedir. Bundan dolayı ilişkide güvenlik duygusunun artmasına ihtiyaç duymaktadır. Güven duygusu kontrollü bir haldedir, eşinin kendisine olumlu tepki vermesiyle güvenini sağlamaktadır. Eşi kontrolü dışına çıkarsa ihanete uğradığını düşünme eğilimi vardır. Eşinin otonomi ve bağımsızlığına izin vermez. Çok fazla kıskançtır, tutkuludur, çatışmaya saplanır ve eşine kin güdebilir. İlişkide doyumsuzdur fakat derinde terkedilme korkusu hissettiği için mutlu olmasa da evliliğini sürdürmeye devam etmektedir. Çatışmaların sürekli tekrar etmesinden dolayı diğer eşin çoğunlukla ilişkiden çekildiği görülmektedir.

Kaçıngan bir erkek, kaygılı/ikircikli bir kadınla evlenirse duygusal yönden uzak olmak ve daha az bağlanmak istediğinden dolayı yakın ilişkide olmaktan hoşnut hissetmez. Kadının sahiplenici tutumu nedeniyle kendisini tehdit altında hissettirir. Bu ilişkide kadın da hoşnut hissetmemektedir çünkü yakınlık ve bağlılık ihtiyacı eşi tarafından karşılanamamaktadır. Yine de evlilik huzursuzluğa rağmen uzun sürebilmektedir.
İlişkilerinde soru yaşayan çiftler uyumsuzluktan dolayı sürekli tekrarlanan çatışmaların ardından veya eşlerden birisinin tükenmişliği sebebiyle terapiye başvurdukları görülmektedir. Terapi sürecinde her iki eşin bağlanma stillerinin incelenmesi, eşlerin bu yönde değerlendirilmesi ve çiftlere bu konuda farkındalık kazandırılması çok önemli bir konudur.

Klinik Psikolog Müge Adalı

1- Çalışır, M. (2009). Yetișkin bağlanma kuramı ve duygulanım düzenleme stratejilerinin depresyonla ilișkisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar,1:240-255.
2- Kaya- Balkan, İ. (2009). Bağlanma stillerinin evlilik üzerindeki etkisi. (Yayınlanmamış doktora tezi). İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
3- Kesebir, S., Kavzoğlu,S.Ö., & Üstündağ, M. F. (2011). Bağlanma ve psikopatoloji. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 3(2), 321–342.
4- Öztürk, E.C. (2018). Okul öncesi dönem çocuklarının aile işlevleri ile duygu düzenleme becerileri ve bağlanma stilleri arasındaki ilişki. (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, İstanbul.
5- Salman-Engin, S. ,Sümer, N., Çetiner, S, Sakman, E. (2019). Anne Ve Babaların Ortak Ebeveynlik Davranışı Ve Algılarının Romantik Bağlanma İle İlişkisi, DTCF Dergisi 59.1(2019): 717-741.
6- Toksöz, İ. (2018). Evli bireylerde bağlanma stilleri ve bilişsel esnekliğin ilişki doyumuna etkisi (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Aydın Üniversitesi, İstanbul.
7- Ünal, S. (2014). Çift İlişkisinde Bağlanma.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bağlanma ve Çift İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Müge ADALI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Müge ADALI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Psk.Müge ADALI
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Müge ADALI'nın Yazıları
► Cinsel Yaşam ve Çift İlişkisi Psk.Burcu MUŞDAL ÇELEBİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Bağlanma ve Çift İlişkisi' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Başarıya Giden Yol Mayıs 2021
► Çocuğum Neden Öfkeli? Şubat 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:56
Top