İnsanlara Neden ‘hayır’ Diyemiyorum?
Zaman zaman hepimiz hayır demekte zorlanabiliriz ancak bu durum yaşam standartlarımızı etkilemeye başladığında, zaman yönetimimizi ve duygu durumumuzu etkilediğinde ‘hayır’ deme becerisi üstünde çalışmamız gerekir. Peki nedir bu ‘hayır’ deme becerisi?
‘Hayır’ demek, çocukken öğrenilebilir. Hatta dikkat ederseniz çocukların yetişkinlerden daha kolay hayır diyebildiğini fark edebilirsiniz. Ancak ebeveyn tutumları çocuğun ‘hayır’ deme becerisini ketleyebilir. Ebeveynlerin, çocuğa verdiği ‘Uyumlu olmak iyidir. Evet demek, uyumlu olman anlamına gelir’. ‘Hayır dersen üzülürüm’ ya da ‘Hayır dersen kızarım’ gibi koşullu tutumları çocuğu istemese bile evet demeye yönlendirebilir. Bu kısımda ‘evet’ dediğinde pekiştirme alan ‘hayır’ dediğinde ise cezalandırılan bir çocuk görürüz. Bu pekiştirme ve cezalandırma somut olmak zorunda değildir. Gülümseme bir pekiştireç olabileceği gibi duygusal geri çekilme de ceza olabilir. Çocuk, daha çok sevgi için veya ebeveynin öfkesinden korktuğu için ‘hayır’ demeyi bırakabilir. Çocukken öğrenilen hayır deme becerisi bazen ergenlik döneminde değişebilir. Ergenlik dönemi sancılı bir süreçtir. Ergen birey, ne yetişkindir ne de çocuktur. Kendi içinde karmaşık duygularla savaşırken bir gruba ait hissetmek onun için önemlidir. Bu yüzden akran grubundan dışlanmamak için istemediği şeylere evet diyen ergenleri görürüz. Bu durumda ailenin desteği önemlidir. Ailenin kapsayıcı yaklaşımı, ergenin ilk başta hayır diyemese bile daha sonra ‘hayır’ deme becerisini kullanmasını sağlar. Bunun dışında hayır diyememe nedenlerine baktığımızda bazen karşı tarafın duygularını incitmekten korktuğumuz için hayır diyemeyebiliriz veya birini reddetmenin kötü hissettirdiğini düşündüğümüz için empatik yaklaştığımız için belki de ‘hayır’ diyemeyebiliriz. Karşı tarafı incitmekten korkmak az önce bahsettiğim çocuklukta öğretilen ‘hayır dersen üzülürüm’ inancıyla ilgili olabilir. Birini reddetmenin kötü hissettirdiğini düşünmek ise empatik yaklaşımdan ziyade sempatiyle ilgili olabilir. Onun dışında karşı tarafın bizim bencil olduğumuzu düşünmesini istemeyebiliriz. Ancak gerektiği zaman ‘hayır’ demek bencillik değildir.
Hayır Diyemediğimizde Ne Olur?
Yukarıdaki sebeplerin yanında belki de başka birçok sebepten dolayı karşımızdaki insanlara hayır diyemeyiz. Peki hayır diyemediğimiz de ne olur?
Kendi sorumluluklarımızın yanında ‘hayır’ diyemediğimiz de farklı sorumluluklar da edinmiş oluruz. Alınan bu fazla sorumluluk strese sebep olabilir. Stresle beraber sorumluluğu yapamayacak olmak, kendilik değerini, yeterliliği sorgulatabilir. Belki de fazla sorumluluklardan dolayı suçluluk hissi gelebilir. Özdeğer algısında düşüş yaşanabilir, öfkelenilir. Burada öfke karşımızdaki kişiye veya kendimize olabilir. ‘Hayır’ diyemediğimiz için kendi öz saygı algımızda düşüş yaşayabiliriz. Fazla sorumluluk, sıkışmış hissetmemizi sağlayabilir. Burada bahsedilen olumsuz duygulardan birini veya birden fazlasını aynı anda yaşayabiliriz. Olumsuz duygularla beraber iletişim problemleri yaşayabiliriz ama en önemlisi hayır diyemediğimiz zaman kendi istek ve ihtiyaçlarımızı fark edemeyiz. Kendi istek ve ihtiyaçlarımızı fark ettiğimiz zaman gerçekten neyi yapıp yapamayacağımızı biliriz ve yapamayacağımız şeyler de ‘hayır’ dememiz daha kolay olur. Ancak hayır diyemediğimiz de kendi istek ve ihtiyaçlarımızın neler olduğunu fark edemez ve bunları geri plana atarız.
Neden hayır demeliyiz?
Zaman yönetimini kolaylaştırmak için.
Sınırlarımızı belirlemek için.
Kendi istek ve ihtiyaçlarımızın farkında olmak için.
Kişisel hedeflerimize zaman ayırmak için.
Hayır demenin dayanılmaz hafifliği
Sınırları belirler.
Öz saygıyı arttırır.
Özgüven duygusu verir.
Öz şefkati arttırır.
Kendi sorumluluğunu üstlenmeyi sağlarken, karşı tarafın da kendi potansiyelini kullanması için alan açar.
Nasıl hayır diyebiliriz?
Kendi istek ve ihtiyaçlarımızın farkındalığı ve öz şefkat geliştirmek ‘hayır’ demeyi kolaylaştırabilir.
Biri sizden bir şey yapmanızı istediğinde evet veya hayır demeden önce kendi istek ve ihtiyaçlarınızı fark etmek için aşağıdaki soruları kendinize sorabilirsiniz.
Benim ihtiyaçlarım neler?
Ben ne istiyorum.
Benden istenileni yapmak beni nasıl etkileyecek?
İstenileni yapmak için zamanım var mı?
Etrafımızdaki insanlara şefkatle yaklaşırken kendimize şefkatle yaklaşamayabiliriz. Çoğu zaman kendimize daha eleştirel ve yargılayıcı bir yerden yaklaşırız. Bu durumda öz şefkati geliştirmek için sadece bir soru yeterli olacaktır.
‘Aynı durumda sevdiğim biri olsaydı ona ne önerirdim?’
Hayır demenin başka birçok yolu olabilir ancak burada bahsettiğim seçenekler daha çok kendi istek ve ihtiyaçlarımızı fark etmeye yöneliktir. Unutulmamalıdır ki ‘hayır’ diyebilmek bir beceridir ve beceriler öğrenilebilir.
Uzm. Psk. Beyza Nur Duman
‘Hayır’ demek, çocukken öğrenilebilir. Hatta dikkat ederseniz çocukların yetişkinlerden daha kolay hayır diyebildiğini fark edebilirsiniz. Ancak ebeveyn tutumları çocuğun ‘hayır’ deme becerisini ketleyebilir. Ebeveynlerin, çocuğa verdiği ‘Uyumlu olmak iyidir. Evet demek, uyumlu olman anlamına gelir’. ‘Hayır dersen üzülürüm’ ya da ‘Hayır dersen kızarım’ gibi koşullu tutumları çocuğu istemese bile evet demeye yönlendirebilir. Bu kısımda ‘evet’ dediğinde pekiştirme alan ‘hayır’ dediğinde ise cezalandırılan bir çocuk görürüz. Bu pekiştirme ve cezalandırma somut olmak zorunda değildir. Gülümseme bir pekiştireç olabileceği gibi duygusal geri çekilme de ceza olabilir. Çocuk, daha çok sevgi için veya ebeveynin öfkesinden korktuğu için ‘hayır’ demeyi bırakabilir. Çocukken öğrenilen hayır deme becerisi bazen ergenlik döneminde değişebilir. Ergenlik dönemi sancılı bir süreçtir. Ergen birey, ne yetişkindir ne de çocuktur. Kendi içinde karmaşık duygularla savaşırken bir gruba ait hissetmek onun için önemlidir. Bu yüzden akran grubundan dışlanmamak için istemediği şeylere evet diyen ergenleri görürüz. Bu durumda ailenin desteği önemlidir. Ailenin kapsayıcı yaklaşımı, ergenin ilk başta hayır diyemese bile daha sonra ‘hayır’ deme becerisini kullanmasını sağlar. Bunun dışında hayır diyememe nedenlerine baktığımızda bazen karşı tarafın duygularını incitmekten korktuğumuz için hayır diyemeyebiliriz veya birini reddetmenin kötü hissettirdiğini düşündüğümüz için empatik yaklaştığımız için belki de ‘hayır’ diyemeyebiliriz. Karşı tarafı incitmekten korkmak az önce bahsettiğim çocuklukta öğretilen ‘hayır dersen üzülürüm’ inancıyla ilgili olabilir. Birini reddetmenin kötü hissettirdiğini düşünmek ise empatik yaklaşımdan ziyade sempatiyle ilgili olabilir. Onun dışında karşı tarafın bizim bencil olduğumuzu düşünmesini istemeyebiliriz. Ancak gerektiği zaman ‘hayır’ demek bencillik değildir.
Hayır Diyemediğimizde Ne Olur?
Yukarıdaki sebeplerin yanında belki de başka birçok sebepten dolayı karşımızdaki insanlara hayır diyemeyiz. Peki hayır diyemediğimiz de ne olur?
Kendi sorumluluklarımızın yanında ‘hayır’ diyemediğimiz de farklı sorumluluklar da edinmiş oluruz. Alınan bu fazla sorumluluk strese sebep olabilir. Stresle beraber sorumluluğu yapamayacak olmak, kendilik değerini, yeterliliği sorgulatabilir. Belki de fazla sorumluluklardan dolayı suçluluk hissi gelebilir. Özdeğer algısında düşüş yaşanabilir, öfkelenilir. Burada öfke karşımızdaki kişiye veya kendimize olabilir. ‘Hayır’ diyemediğimiz için kendi öz saygı algımızda düşüş yaşayabiliriz. Fazla sorumluluk, sıkışmış hissetmemizi sağlayabilir. Burada bahsedilen olumsuz duygulardan birini veya birden fazlasını aynı anda yaşayabiliriz. Olumsuz duygularla beraber iletişim problemleri yaşayabiliriz ama en önemlisi hayır diyemediğimiz zaman kendi istek ve ihtiyaçlarımızı fark edemeyiz. Kendi istek ve ihtiyaçlarımızı fark ettiğimiz zaman gerçekten neyi yapıp yapamayacağımızı biliriz ve yapamayacağımız şeyler de ‘hayır’ dememiz daha kolay olur. Ancak hayır diyemediğimiz de kendi istek ve ihtiyaçlarımızın neler olduğunu fark edemez ve bunları geri plana atarız.
Neden hayır demeliyiz?
Zaman yönetimini kolaylaştırmak için.
Sınırlarımızı belirlemek için.
Kendi istek ve ihtiyaçlarımızın farkında olmak için.
Kişisel hedeflerimize zaman ayırmak için.
Hayır demenin dayanılmaz hafifliği
Sınırları belirler.
Öz saygıyı arttırır.
Özgüven duygusu verir.
Öz şefkati arttırır.
Kendi sorumluluğunu üstlenmeyi sağlarken, karşı tarafın da kendi potansiyelini kullanması için alan açar.
Nasıl hayır diyebiliriz?
Kendi istek ve ihtiyaçlarımızın farkındalığı ve öz şefkat geliştirmek ‘hayır’ demeyi kolaylaştırabilir.
Biri sizden bir şey yapmanızı istediğinde evet veya hayır demeden önce kendi istek ve ihtiyaçlarınızı fark etmek için aşağıdaki soruları kendinize sorabilirsiniz.
Benim ihtiyaçlarım neler?
Ben ne istiyorum.
Benden istenileni yapmak beni nasıl etkileyecek?
İstenileni yapmak için zamanım var mı?
Etrafımızdaki insanlara şefkatle yaklaşırken kendimize şefkatle yaklaşamayabiliriz. Çoğu zaman kendimize daha eleştirel ve yargılayıcı bir yerden yaklaşırız. Bu durumda öz şefkati geliştirmek için sadece bir soru yeterli olacaktır.
‘Aynı durumda sevdiğim biri olsaydı ona ne önerirdim?’
Hayır demenin başka birçok yolu olabilir ancak burada bahsettiğim seçenekler daha çok kendi istek ve ihtiyaçlarımızı fark etmeye yöneliktir. Unutulmamalıdır ki ‘hayır’ diyebilmek bir beceridir ve beceriler öğrenilebilir.
Uzm. Psk. Beyza Nur Duman
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "İnsanlara Neden ‘hayır’ Diyemiyorum?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Beyza Nur DUMAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Beyza Nur DUMAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
3 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.