2007'den Bugüne 92,769 Tavsiye, 28,308 Uzman ve 20,056 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Moda "Hastalık" Depresyon Hakkında Mitler ve Gerçekler
MAKALE #7510 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ekim 2011 | 5,476 Okuyucu
MODA "HASTALIK" DEPRESYON HAKKINDA MİTLER VE GERÇEKLER

Günümüzde yaygınlığı (prevelansı) hızla artan, obezite, alkol kullanımı ve madde bağımlılığı gibi adeta toplumsal bir salgın haline geldiği söylenen, birçok bilim ve uygulama insanının son yıllarda ağzından hiç düşürmedikleri, her insanın ömründe en az bir kere yaşadığı söylenilen psikopatolojik bir yaşantı biçimidir, depresyon. Yani o haddizatında bir hastalık türü.

Eskiden toplumun büyük bir kesiminde bilime dair her bilgiye ve bulguya karşı haklı olarak büyük bir itaat vardı. Üstelik de bu sorgusuz - sualsiz, diğer bir tabirle koşulsuz olarak gerçekleşen tam bir itaatti.

Öyleki, “Bilim öyle diyor” dendi mi akan sular anında dururdu. Son yıllarda her şeyde olduğu gibi maalesef bu alanda da bazı sıkıntılar yaşanmaya başladı. O yüzden bilim, dolayısı ile de bilim insanı ulu orta tartışılılır oldu.

Aynı konuda biribiriyle uyuşmaya bilimsel izahların, dün doğru dediğine bugün yanlış diyen araştırma sonuçlarının bunda büyük rol aynadığı kanaatindeyim. Bütün bu gelişmeleri halka aktaran basın – yayın kuruluşlarının bu önemli meseleleri büyük ölçüde magazinel bir üslupla ele alması gibi faktörler de eklenince genel algılarımızdaki bu sonuç kaçınılmaz bir biçimde ortaya çıktı denilebir.

Gelinen bu süreç çerçevesinde ben de şu moda "depresyon salgını" meselesine hem sözünü ettiğim gelişmelerin hem de bilimsel kuşkuculuğun zorunlu bir gereği olarak biraz şüpheyle yaklaşmak istiyorum.

Sözgelimi, herkesin ömründe en az bir kere içine girdiği söylenilen ruhsal yaşantı biçimi hakikaten de depresyon hastalığı mıdır?

Örneğin depresif duygular ile depresyon aynı şey demek midir?

Depresyon bir patoloji, yani anormal bir durum ise psikolojide bahsi geçen normal / anormal ayrımına dair zorluklar bu konu için de geçerli değil midir?

“Şu - şu belirtiler varsa depresyondur” denilir, bilirsiniz! Daha ciddi, daha özenli açıklamalarda ve demeçlerde yer alan, “Bu belirtilerin en az şu kadarı olmalı...” diye tarif edilen şikayetler bir kişinin hayatında cömertçe bir araya geldiğinde o talihsiz kişi hakikaten de bu ruhsal vebaya çoktan yakalanmış demek midir?

Peki depresyonun aslında sağlıklı bir süreç olduğunu, yaşanılan her hangi bir olaya karşı gösterilen son derece doğal, bir o derece insani bir yaşantı biçimi olduğunu söyleyen bilim adamları yok mudur alanda? Onların bu düşüncelerinin hiç mi kıybeti harbiyesi yoktur? Niçin peki, onlar üvey evlat mıdır?

Uykusuzluk, iştahsızlık, enerji azlığı, isteksizlik, ruhsal çökkünlük, hayata dair karamsar duygular içinde olma... Hatta daha da fazlası... Bunların üçünün – dördünün – beşinin bir arada olması kadar nerede, ne zaman, niçin olduğu da önemli değil midir mesela?

“Ayırıcı tanı kriterleri” denilen bir gerçeklik yok mudur alanda?

Daha da önemlisi, DSM - IV Tanı kitabında öğretildiği üzere, “En az şu kadar zamandan beri görülmesi ve kişileri iş, toplumsal ya da mesleki alanlarda işlev kaybına uğratması” gibi en temel hastalık kriterleri çok mu önemsizdir?

Terleme, kalp çarpıntısı, hızlı nefes alıp – verme, halsizlik, yüzde kızarıklık, yorgunluk, ayakta zor durma, hatta titreme... Bakın, tam 8 belirti saydım. Sizce bu kişinin hastalığı nedir? Hayır, belirtilerin niteliğine de sayısına da aldanmayın. Bu kişi, az önce 10 bin metre koşusunu tamamlamış ve birinci gelmiş dünyaca ünlü bir atlettir.

Bakın! İnsan organizması sadece hasta olduğu zamanlar değil, normal durumlarda da aynı tepkileri verebiliyor!

Krizle işini kaybedenlerde depresyon arttı...

Boşanan eşlerin depresyon yaşama oranları çok fazla...

Sokaktaki kimsesiz çocuklarda depresyon oranı şu kadar...

Bunlar olumsuz yaşam olayları; olumsuz yaşam olayları sonrası yaşanılanlar da insani süreçler değil miydi sahiden? Bize böyle öğretilmedi mi? Aradan geçen bunca zaman içinde ne değişti böyle? “Gölgesini satamayacağı her ağacı tek tek keser” denilen hırçın kapitalizm bilimin de mi içine "işledi" yoksa?

İşini - ekmeğini kaybeden adamın yaşadığı süreç hakikaten de depresyon mudur?

Hüzün, üzüntü, elem, acı ve de keder... Şiddeti ve yoğunluğu her ne olursa olsun, insana ait bu duygular ne zamandan beri depresyon hastalığı oldu böyle!

“Ama çok şidddetli yaşanıyor (muş).”

Olsun, kayıplar ani ve büyükse yaşanılan acının da büyük olmasında bir orantısızlık yok ki! 1000 metre koşan bir atlet ile 10.000 metre koşan bir başkası için nasıl olur da aynı tepkileri, aynı metabolizmik tezahürleri bekleriz? Nasıl ikisi de aynı gramda terlemeli, aynı sayıda nefes alıp vermeli diyebiliriz ki!

“Tamam ama son günlerde çok düşünüyor.”

Düşünecek elbette. İnsan düşünen bir varllık değil midir! Daha düne kadar "fazla okuma kafayı yersin" denilen bu toplumda şimdi de düşünmek mi tehlike arzeder oldu böyle!

“Ama günlerdir uykusuz.”

Bu durumda nasıl uyumasını bekleyebiliriz! Siz hiç uykusuz kalmadınız mı!

“Ama çok yorgun ve bitkin görünüyor.”

Adam işini kaybetmiş, insan olduğu için düşünüyor, bunların toplam etkisi ve yol açtığı doğal çaresizlik duygusu altında da uyuyamıyor... Bütün bunların sonunda ayakta ve dinç olmasını nasıl bekleyebiliriz?

Niçin illa ki bir hastalık kulpu takmaya bu denli heveslisiniz böyle!

“Sadece onlar değil ki ama, bir de geleceğe dair karamsar duygular içinde!”

Puslu bir havada 100 metre öteyi görmesini nasıl bekleyebiliriz? Göremiyor diye bu kişiye nasıl "kör oldun" diyebiliriz?

Sahi, siz hiç işsiz kaldınız mı?

Bu doğal ve zincirleme gelişen süreçlerde nasıl, ne gibi bir anormallik var! İşleyişte bir anormallik yoksa mekanizmada bozulma, bozulma da yoksa hastalık nasıl olur da mevzubahis olabilir!

En önemlisi de ilgili kişinin iş (çalışmadığı için işindeki işlev kaybını bilemeyiz) ve toplumsal alanlarda anlamlı düzeyde bir işlev kaybı da yok üstelik! Gelen misafirleri imkanları nispetinde ağırlıyor, aklına gelenleri her zamanki gibi yine dili döndüğünce anlatabiliyor, çarşıya - pazara gidip - gelebiliyor!

Depresyon bir hastalıktır. Hastalık ise, o kadar kolay bir şey değildir! Depresif (yani depresyonu andıran) duygularla depresyonu iyi ayırdedelim, bu meseleyi havada uçuşan ayaküstü tanılarla ayağa düşürmeyelim. Hastalık ile sağlıklı olmak arasındaki ince çizgiyi iyi gözetelim, koruyalım.

Doğal olan her süreç, tabii seyrinin / işleyişinin sonunda kendiliğinden düzelme trendine girer. “Hastalık” dediğimizde tedaviye kalkmak, böylece onu vaktinden önce iyileştirmeye çalışmak zorunda kalırız ki bu durum kişiye fayda değil, daha çok zarar verir.

Destekte bulunmak ayrı... Ama adını doğru koymak şartıyla! Evet, “Hasta değilsin, yaşadıkların son derece insani şeyler. Ama istersen sana destek olabilirim” demek başka.

İlla ki birşeyler yapmak istiyorsak evvela adını doğru koyalım ve bunu yapalım.

Psikolog
İzzet Güllü
MDH

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Moda "Hastalık" Depresyon Hakkında Mitler ve Gerçekler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     7 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Depresyon Hakkında Bilinmesi Gerekenler Psk.Elçin KAYA KARATAŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,056 uzman makalesi arasında 'Moda "Hastalık" Depresyon Hakkında Mitler ve Gerçekler' başlığıyla benzeşen toplam 48 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


20:01
Top