2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda Çekingenlik
MAKALE #8201 © Yazan Psk.Eser ÖLÇER | Yayın Ocak 2012 | 5,762 Okuyucu
ÇOCUKTA ÇEKİNGENLİK

Çekingenliğin tanımı yapılacaksa eğer şunlar söylenebilir:
“Sosyal ortamlardan kaçışa benzer davranışlar sergilemek; tanımadığı birisiyle aynı ortamı paylaşmaktan rahatsızlık duymak; çok yakını olmayan kişilerle iletişime girmede güçlük çekmek; olumsuz değerlendirileceği, yargılanacağı, eleştirileceği korkusunu yoğun şekilde yaşayarak sosyal ortamlardan uzaklaşmakla karakterize davranış ve düşünce kalıplarıdır.”

Çekingenlik, kuşkusuz sosyal ve duygusal gelişim alanının yeterli ve sağlıklı gelişmemesi anlamına gelir. Çocuğun sosyal ve duygusal anlamda gelişimi için birtakım unsurlar yaşamsal bir öneme sahiptir. Bu unsurların başında sevgi, ilgi, yakınlık, merhamet, disiplin sayılabilir. Elbette hemen her anne baba çocuğuna yukarıda sayılan unsurlar eşliğinde yaklaşmaktadır. Sevgi sunmayan bir anne kadar tamamen ilgisiz bir baba da kulağa mantıklı gelmemektedir. Burada vurgulamak istediğim şey, önemli olanın, sunulan bu unsurların neler olduğunda değil nasıl olduğundadır. Karnı tok birisine yemek ısmarlamak veya susamamış birine zorla su içirmek ne kadar mantıksız ve gereksizse; aynen onun gibi o anda sevgi istemeyen birine sevgi sunmak veya tersine sevgi bekleyen birisine ilgisiz davranmak da benzer etkiler verecektir.

Anne babalar şunu bilmelidirler ki çocuk yetiştirmek avucun içinde tutmaya çalıştığınız ıslak bir sabuna benzer. Sabunu gevşek tutmanız avucunuzdan kayıp gitmesine, fazla sıkmanız da benzer şekilde elinizden fırlayarak çıkmasına neden olabilir. Farkında olarak veya olmayarak yapılan baskıcı, eleştirel, yargılayıcı vb tutumlar çocuklarda iki ana sonuçla sonuçlanır. Baskıcı, eleştirel, yargılayıcı tutumlar çocuğun karakteristik özelliklerine göre ya çocuğun asileşip saldırganlaşmasıyla veya içe kapanarak çekingen olmasıyla sonuçlanır. Katı tutum sergilemek çocuğu asi veya çekingen yapar. Bunun gibi merhamet konusunda da ölçüyü kaçırırsanız istenmedik durumlar ortaya çıkabilir. Fazla merhametli davranmak, çocuğu fazla kollamak, korumak çocuğun dış etkenler karşısında kendini çaresiz, savunmasız hissetmesiyle sonuçlanabilir. Çocuğa fazla karışmamak, onu sıkmamak da size karşı ilgisiz olması, topluma yabancılaşması ile sonuçlanabilir. Orta tutum birçok durumda faydalıdır. Çocuklara yaklaşımlarda da buna dikkat etmek gerekir.

Çocuklara yaklaşım konusunda birtakım kavramlarda yanlış algılamalara sahip olduğumuz görülmektedir. Bu konuda akla ilk gelen kavramlardan birisi ‘disiplin’ kavramıdır. Disiplin kavramı -diğer pek çok kavramda olduğu gibi- bizim yanlış algıladığımız kavramlardan biridir. Toplum olarak pek çok kavramı yanlış biliyor ve uygulamada da hatalar yapıyoruz. Örnek olarak ‘ceza’ kavramı gösterilebilir. ‘Ceza’ kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve kelime karşılığı ‘karşılık’tır. Yapılan bir işin, davranışın karşılığıdır ceza ile kastedilen. Kur’an-ı Kerim olumlu işler yapanların da olumsuz işler yapanların da göreceği karşılığı ceza kavramıyla anlatır. (Nebe Suresi: 26-36) Buna benzer şekilde ‘eleştiri’ kavramı da yanlış bilinen ve kullanılan kavramlardan biridir. ‘Eleştiri’ kavramını Türk Dil Kurumu şu tanımla vermektedir: “Yapılan bir işin, bir davranışın, bir eserin vb olumlu ve olumsuz yönlerini birlikte değerlendirip sonuç çıkarmaktır.” Burada dikkat edilmesi gereken konu olumlu ve olumsuz tarafların birlikte değerlendirilmesidir. Ancak bizler ‘eleştiri’ söz konusu olduğunda nedense hep olumsuz taraflara dikkat edilmesi gerektiğini anlarız. Aynen bunlar gibi ‘disiplin’ kavramı da nedense hep olumsuz manalar çağrıştırır bize. Oysa disiplin sağlıklı sınırlar koymaktır. Düzeltmek ve iyileştirmek adına kurallar belirlemektir. Ancak bizler -en azından düşünce olarak olmasa da davranış olarak- disiplini kalp kırmak, yargılamak, kötü karşılık vermek, kişiliği ezmek vb manalarda kullanıyoruz veya belirttiğimiz gibi, kullanmıyoruz da davranışlarımıza yansıtıyoruz. İşte bu gibi nüanslara dikkat etmemek, istemeden de olsa, çocuklarda çekingenlik gibi istenmedik durumlara yol açabilmektedir.

Çekingen bir çocuk basit bir yaşantıda bile (örneğin tanımadığı bir ortama girdiğinde, yabancı biri ona adını sorduğunda, daha önce görmediği çocuklar onu oyuna çağırdıklarında vb) kendilerini gergin, huzursuz hissederler. Bu gibi durumlardan rahatsız olup bir an önce o ortamdan uzaklaşmak isterler. Bu da pek tabi çocuğun sosyal ve duygusal anlamda yeterince gelişememesiyle sonuçlanır. Çekingen bir bireydeki en büyük eksiklik, sağlıklı bir kişilik gelişiminin olmazsa olmaz şartı olan “kendine güven” eksikliğidir. Çocuk, bebeklik döneminin bitimiyle birlikte karşısına çıkan durumlara göre hareket etmek ve bir bakıma kararlar vermek durumundadır. Yani bir anlamda çocuk, sürekli bir seçim faaliyeti içindedir. Karşısına çıkan ve bir anlamda sonucunun ne olacağı belli olmayan yeni durumla-ra ‘kendine güven duygusu’ gelişmiş bir çocuk, anne baba olarak sizin desteğinizi arkasında hissettiği için daha rahat atılıp girişimlerde bulunabilecekken; çekingen çocuk bu gibi yeni durumlarda ‘kendine güven duygusu’ eksikliği nedeniyle girişimde bulunmamayı tercih edecektir. İşte bunun içindir ki çekingenlik nedenlerinin hangisine bakarsak bakalım karşımıza bu ‘kendine güven duygusu’nun eksikliği çıkacaktır. Anne babalar -kuşkusuz iyi niyetli olarak- çocuklarına adeta bombardımanı andıran tehlikeli telkinler ve mesajlar yollarlar. Kuşkusuz her anne baba çocuğunu iyi yetiştirmek ister. Kusursuz ve üstün nitelikli bir çocuğu hangi anne baba istemez ki? Ancak bahsettiğimiz bu mesaj bombardımanı çocukların böyle olmalarındaki en büyük engeldir. Şimdi lütfen çocuklarınıza gönderdiğiniz ihtarları, düzeltmeleri, telkinleri bir düşünün. Ne kadar da çok değil mi? Hangi anne baba çocuklarına, “olmamış”, “yanlış yapmışsın”, “daha iyisini yapabilirdin”, “bu senin yapabileceğinden çok kötü”, “böyle yapma”, “neden yaptın?” “sus”, “çok konuşuyorsun”, “bunun yanlış olduğunu görmüyor musun?”, “bir bebek gibi davranıyorsun” ve bunlara ben-zer iletiler göndermemiştir? Buna benzer iletiler ne buraya ne de bu kitaba sığar. Böyle davranıyorsanız (ki “davranmıyorum” deseniz de en azından ben inanmam, çünkü bunca yıllık mesleki yaşamımda yaptığım anne baba görüşmelerinde karşıma böylesi bir aile çıkmadı) şundan emin olabilirsiniz: Çocuğunuzun sosyal, ruhsal ve duygusal anlamda sağlıklı gelişmesine, kendine güven duymasına balta vuruyorsunuz.

Çekingenlik Önlemleri Olarak Söylenebilecekler

• Çocuğa yapabilecekleri konusunda, şayet fiziksel anlamda yeterlik kazanmışsa, fırsat tanıyın. Yalnız başına yemek yemesine, yalnız başına ayakkabısını bağlamasına, yalnız başına yıkanmasına, yalnız başına markete gidip bir şeyler almasına vb izin verin. Örneğin 2-3 yaşına gelmiş bir çocuk kendi başına yemek yiyebilir. Başlarda kuşkusuz döke saça yiyecektir. Ancak elde edeceklerinizi düşündüğünüzde buna değecektir.
• Aşırı kontrol edici, aşırı koruyucu, aşırı kollayıcı olmayın. Çocuk birçok şeyi yalnız başına öğrenirse kendine güven duygusu gelişebilir.
• Yaşam denilen yolda karşısına birçok durumlar çıkacak ve çocuk hep seçim yapmak zorunda kalacak. Ona seçim yapma, kararlar alma konusunda şans verin. Seçme özgürlüğü vermek adam yerine koymaktır. Onun kendini iyi hissetmesi, varlığını, varoluşunu duyumsaması buna bağlıdır.
• “Yapma”, “Hayır” gibi kelimeleri kullanırken dikkat edin. Bunları sıklıkla söylemek onun güven duygusunu zedeleyecektir.
• Her durumda, her davranışında, her söyleminde ondan yetişkinmiş gibi davranmasını beklemeyin. Onun çocuk olduğunu asla aklınızdan çıkartmayın. Bu konuda -her ne kadar toplum olarak tersini yapsak da- söylenebilecek güzel bir söz var: “Çocuklarınıza yetişkinmiş gibi davranın ancak asla ondan yetişkin gibi davranmasını beklemeyin.” Oysa toplum olarak bizler tam tersini yapıyoruz. Birçok konuda “Sen çocuksun, anlamazsın” tavrı takınırken, yine birçok konuda onlardan yetişkin gibi davranmalarını bekliyoruz. Ne garip bir tutum!
• Pek çok konuda onu cesaretlendirici söz ve davranışlarda bulunun. Bunu yaparken davranışla yansıtmaya daha bir dikkat edin. Çünkü davranış sözden çok daha etkilidir.
• Yaptığı beceriksizce işlerden sonra asla onu alaya almayın. Yaptığı şeyden ötürü gülüp onun kendini kötü hissetmesine sebebiyet vermeyin. Bunu yapmak, başka şeyler yapması konusunda çocukta isteksizlik, kararsızlık, güvensizlik gibi durumların oluşmasına neden olacaktır.
• Hepsinden önemlisi onun sizden gelen ama sizin gibi olmayan, ilgileri ve yetenekleri farklı, biricik, apayrı bir birey olduğunu unutmayın.

Sonuç olarak çekingenliği önlemede, çocuğun “kendine güven duygusu”nun gelişmesinin gerektiği ve bunun sağlanmasında siz anne babalara önemli görevler düştüğü su götürmez bir gerçektir. Sevgi ve disiplinin dengeli bir şekilde yaşama tatbik edilmesi ise bu konuda atılabilecek ilk adımdır.


Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklarda Çekingenlik" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Eser ÖLÇER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Eser ÖLÇER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Eser ÖLÇER'in Yazıları
► Çocuklarda Çekingenlik Psk.Büşra SEZİKLİ
► Çocuklarda Çekingenlik. Psk.Serap DUYGULU
► Çocuklarda Çekingenlik Psk.Dnş.Ayça ULUÇAM GÜÇMEN
► Çekingenlik Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Sosyal Kaygı ve Çekingenlik Psk.İclal ESKİOĞLU AYDIN
► Sosyal Fobi mi Çekingenlik mi? Psk.Gül ÇELİK
► Sosyal Fobi-Utangaçlık-Çekingenlik Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Çekingenlik' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Çocuk ve Allah Mart 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:42
Top