2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sınav Kaygısı ve Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmada Ailenin Önemi
MAKALE #9673 © Yazan Psk.Azade ALTINTAŞ DURMUŞ | Yayın Ekim 2012 | 7,062 Okuyucu
Sınav Kaygısı Ve Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmada Ailenin Önemi

Kaygı; tehlike korkusunun ve ya beklentisinin yarattığı, bunaltı ve tedirginlik durumudur. Kaygı durumunda hem fizyolojik hem de bilişsel-duygusal belirtiler gözlemlenir.

Fizyolojik belirtiler şunlardır
;

• Mide bulantısı, Midede uçuşma hissi ve midede burulma,Baş ağrısı ve baş dönmesi,Kas ağrısı,Solunumun hızlanması,Kalp çarpıntısı,Sıcak basması ve yüzün kızarması,El ayak titremesi,Ağızda kuruma.

Bilişsel-duygusal belirtiler şunlardır;


• Huzursuzluk, Gerginlik, Korku, Endişe, Unutkanlık, Düşüncelerin bloke olması, Sinirlilik

Sınav kaygısı ise, öğrencinin çoğunlukla başarısızlık korkusu ve beklentisi ile, sınav esnasında veya sınava hazırlık sürecinde hem fizyolojik hem de bilişsel - duygusal boyuttaki belirtileri gösterdiği, sınav performansını ve sınava hazırlık sürecini olumsuz etkilediği duruma özgü bir kaygı türüdür. Sınav süreci geçtikten sonra kaygı belirtileri de ortadan kalkmaktadır.

Sınav kaygısı yaşayan öğrenciler, sınav esnasında genellikle gerçek performanslarının altında başarı sergileyebilmektedirler. Aynı zamanda sınava hazırlık sürecinde de bir takım sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerde genellikle şunlar gözlemlenir;
• Sınav esnasında okuma ve anlama güçlüğü çekerler,
• Düşüncelerini organize etmede zorlanırlar,
• Özellikle sınava hazırlık evresine çalışamamaktan şikâyet ederler.
• Sürekli az zaman kaldığını düşünüp panik yaşarlar,
• Sınav esnasında bildiklerini unuturlar, aynı soruları sınavdan sonra daha rahat yapabilirler,
• Sürekli yetersiz çalışmışlık hissi yaşarlar,
• “Yapamam, ben zaten başaramam” gibi yapıcı olmayan düşüncelerin yoğunlukta olduğu görülür,
• Genellikle sınavdan önceki gecelerde; uyuyamama, sinirlilik, huzursuzluk, karın ağrısı gibi hem fizyolojik hem de bilişsel - duygusal belirtilerden bir kısmını gösterirler.

Sınav kaygısı yaşayan öğrenciler, sınavı hayatlarının bir dönüm noktası görebilirler. “Başarılı olamazsam, bundan sonra asla mutlu olamam”; “Tek şansım başarılı olmak”; “herkes benim kazanmamı bekliyor”; “bu çalışmayla kazanmam çok zor”; “ne kadar çalışırsam çalışayım kesinlikle kazanamayacağım” gibi bir takım yapıcı olmayan düşüncelerin hâkim olduğu görülmektedir.

Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmada Ailenin Önemi


Ülkemizde sınava hazırlanma yaşı ile gelişimin önemli bir dönüm noktası olan, ergenlik çakışmakta ve öğrenciler hem ergenlik döneminin bir takım sorunları ile hem de hayatlarında oldukça büyük yer kaplayan aynı zamanda da önemli rol oynayan sınava hazırlık ile baş etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu süreçte ailelere önemli roller düşmektedir.

Gelişimsel olarak ergenlik döneminde bulunan ve hem ailesiyle hem de diğer otoritelerle problem yaşayan öğrenci tepkisel davranabilmektedir. Ergenlik dönemi özelliklerinden biri olan bağımsızlaşma çabaları, kaygıya eşlik eden öfke patlamaları ve ya bunun tam tersi öğrencinin kendine dönmesi olasıdır. Bazı durumlarda, başarısızlıkları için aileyi ve ya kendini suçlama gözlenmektedir. Bu gibi durumlarda, iletişimin en önemli basamağı olan etkin dinlemek önem kazanır. Etkin dinlemede, bir yorumda bulunmadan, öğrencinin kendini daha fazla açmasına ve anlaşılıyorum hissini yaşamasına fırsat veririz. Birçok ailede, çocuk bir problemini aktardığında yorum katarak dinleriz. Örneğin; “bu aralar çalışamıyorum” diyen bir çocuk karşısında; “sanki hep çalışıyordun da” , neden çalışamıyorsun, biraz dinlen tekrar otur”, “sence çalışmama nedenlerin ne aklını kurcalayan şeyler mi var”, “aman çok az kaldı hemen çalışmaya devam et” gibi çözüme yönelik iletişime geçeriz. Ancak bu durum öğrencilerde, anlaşılmamaya neden olur ve öfke patlamaları ya da kendini kapama davranışı gözlemlenir. Öncelikle, çocuğunuzu hiçbir yorum yapmadan, yargılamadan, çözüm üretmeden sadece dinlemeye özen gösterin. Böylece sorunun gerçek kaynağını görmek her iki taraf içinde daha kolay olacaktır.

Ailelerin çocuklarına sınavın önemini ve sınav sonrasında yaşayacakları rahatlığı anlatmak için sıklıkla “bak az kaldı, sık dişini çalış, daha sonra hayat senin istediğini yaparsın” gibi cümleler kullandıklarını görürüz. Bu tarz bir yaklaşım, sınava hem çok anlam yüklemeye neden olur hem de sınav haricinde bir şey düşündüğünde suçluluk hissetmesini sağlar, öğrenciyi baskılar. Oysaki sınava hazırlık sürecinde, ders dışı faaliyetler motivasyon sağlamak için daha fazla önem kazanır ve öğrencilerin ders çalışma performanslarına olumlu katkı sağlar.

Ergenlik dönemi, bireyin eşsiz ve tek olma çabalarının yoğun olduğu bir dönemdir. Bazı durumlarda ailelerin motivasyon artırmak veya çocuklarının derse yönelmesini sağlamak amacıyla, çocuklarını başkalarıyla kıyasladığı görülmektedir. Bu öğrencide olumsuz bir duygu yaratmakta, aynı zamanda aile içi iletişimin zayıflamasına neden olmaktadır. Her öğrencinin çevresel, kişilik ve yetenek faktörlerinin ayrı olduğunu unutmadan, çocuğunuzu kendi koşulları içinde değerlendirmek daha yararlı olacaktır.

Çocuğunuzun, kapasitesini doğru değerlendirmek ve beklentilerinizi buna göre ayarlamak çok önemlidir. Çünkü kapasitenin üstünde hedef belirlemek, çocuğunuzun ilgileri dışında bir beklenti içinde olmak ya da onun isteği dışında bir hedefi benimsetmeye çalışmak, öğrenci de baskıya ve ders çalışma isteksizliğine yol açabilir. Bu da dolaylı yoldan kaygıyı tetiklemektedir. Çocuğunuzun beklentilerine ve kapasitesine uygun bir yönlendirmede bulunmak, hatta onun seçimlerine saygı duymak kendini iyi hissetmesine yol açacaktır.

Sınav kaygısı ile baş etmede bir diğer önemli husus, ders dışı konuların konuşulmamasıdır. Evde, okulda ve sosyal yaşantıda ders dışı konuların konuşulmaması ya da her konunun derse bağlanması baskıyı artacaktır. Bu da çocuğunuzun sizinle iletişimi en aza indirmesine veya kendini açmamasına neden olabilir. Ders dışı konulardan konuşmaya, hatta belirli periyotlarda, ders dışı aktivitelerde bulunmaya özen göstermeniz; çocuğunuzun motivasyonunu artıracak ve kendini daha iyi hissetmesine neden olacaktır.

Bazı durumlarda, çocuğunuzun başarısı düşebilir ve üst üste bir takım başarısızlıklar yaşanabilir. Bu noktada aileler iyi niyetli bir yaklaşımla hemen çözüm yolları aramaya girişirler ancak, böyle bir tutum çocuğun üzerindeki baskıyı artıracaktır hatta isteksizliğe ve öz güvenin azalmasına yol açabilecektir. Bir müddet dışarıdan gözlemlemek, hatta onun üreteceği çözüm yollarını beklemek daha yararlı olacaktır. Böyle bir yaklaşım, yaşanan bazı başarısızlıkların olağan olabileceğini ve sizin ona güvendiğinizi gösterir.
Aileler sınava hazırlık sürecinde, kendi yaşamlarında ciddi değişimler yaparak, bir takım fedakârlıkta bulunabilirler. Örneğin; sınava hazırlık senesinde eve misafir almamak, misafirliğe gitmemek, hafta sonu gezilerini iptal etmek gibi. Aile kendi sosyal yaşamını çocuğunun ders çalışma durumuna göre ayarlar. Bu tür, durumlar öğrencide “acil durum” ve ya “olağanüstü hal” algısı yaratabilmekte, aynı zamanda ailesinin de yaşamını ciddi anlamda bozduğu düşüncesiyle suçluluk hissi yaşamasına neden olabilir. Çoğunlukla “acil durum algısına” eşlik eden duygu ise “panik” ve “kaygıdır”. Bu gibi iyi niyetli çabaların, bazı durumlarda olumsuz sonuçlar yaratabileceğini unutmadan, ailelerin çok da abartıya kaçmadan ancak sosyal yaşamlarından da çok kopmadan bu süreci yaşamaları, öğrencide ki “acil durum” algısını yok edecektir.

Son olarak, aileler, çocuklarına destek olmak ve onlarının motivasyonunu yükseltmek adına, başkalarının onun için beklentilerinden ve iyi dileklerinden bahsederler. Örneğin; “hasan amcan senin başarılı olacağına inanıyor” , “öğretmenlerin kesinlikle kazanacak diyor”, “halan senden güzel bir puan alacağımıza emin” vb… cümlelerin sıklıkla sarf edilmesi, öğrencideki beklentilerin fazla olduğu algısını yaratabilir ve bu üzerlerindeki baskıyı artırmaktadır. Özellikle bazı kişilik yapısındaki öğrencilerde bu gibi cümlelerin baskıyı artırdığı ve kaygıyı tetiklediği saptanmıştır.

Günümüzde sınava atfedilen anlam ve sınav koşullarının gittikçe zorlaşması nedeni ile birçok öğrencide, sınav kaygısı belirtileri gözlemlenmektedir. Sınav kaygısı erken fark edildiğinde ve erkenden çalışılmaya başladığında başarı sağlanacak bir problemledir. Aileler, eğer tek başlarına bu durumla baş edemiyorlarsa, mutlaka profesyonel bir yardım almaları gerekmektedir

Sınava hazırlanan öğrencilere ve ailelerine başarı diliyorum…

Uzm. Psk. Azade ALTINTAŞ
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sınav Kaygısı ve Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmada Ailenin Önemi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Azade ALTINTAŞ DURMUŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Azade ALTINTAŞ DURMUŞ'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Azade ALTINTAŞ DURMUŞ'un Makaleleri
► Sınav Kaygısı ve Başa Çıkma Yolları Psk.Melis TÜMER SÜYÜR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Sınav Kaygısı ve Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmada Ailenin Önemi' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Panik Bozukluk Nedir? Ocak 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:54
Top