Farklı Gelişen Çocuklar ve Aileleri Pandemi Sürecinde Ne Yapmalı?
Dünyada yaşanan bu belirsizlik herkesi kaygılandırıyor ve tedirgin ediyor. Pandemiyi önlemenin, etkilenen kişi sayısını kontrol altında tutmanın tek yolu 'evde kalmak ve sosyal izolasyon' kavramını hayatımıza yerleştirmekten geçiyor.
Önlemlerle risk grubundaki bireylerin etkilenmesi azaltılmak istense de, hala durumun ciddiyetini kavrayamamış olanlar yüzünden hepimiz risk altındayız. Hal böyle olunca da okullar tatil edildi. Bu süreci “tatil” olarak algılamamak ve “çocuklarımıza tatildeymiş hissini vermemek” gerek. Yapılan programlar ve çalışmalarla ile eğitim-öğretim elden geldiğince desteklenmeli.
Bu hafta özel gereksinimli çocuğu olan ailelerden o kadar çok mail ve mesaj aldım ki, onun için bu konuya toplumun dikkatini çekmek istedim.
Bu süreci kavramakta ve anlamakta zorluk çeken “farklı gelişim gösteren çocuklar ve ailelerinin” yaşadığı sorunları ne yapacağız? Bunları nasıl aşacağız?
Süreç hepimiz için zor fakat onlar için on kat daha zor. Çünkü farklı gelişim gösteren çocuklar rutinleri bozulduğu için huzursuz, dışarı çıkamadıkları için hırçın, aşırı hareket ve enerjiden dolayı dürtüselliklerini kontrol edemiyorlar.
Ailelerin birçoğu çalışmak zorunda, çocuklarına bakacak ya da bırakacak kişiyi bulamıyorlar. Bulsalar da çocuklar ya kabul etmiyor ya da bulunan kişi çocuğa yetmiyor.
Ailelerin kafası karışık “Nasıl yapacağız? Tam gelişim kaydediyorduk, şimdi ne olacak? Çocuğum geriler mi? Bundan sonraki basamak ne olmalı? Neyi/Nasıl öğretmeliyim?” diyorlar.
Birçok aile çocuğu evde zaptetmek için yemeğe ve atıştırmalıklara başvuruyor, bu da kilo artışına ve obeziteye sebep oluyor. Bazen TV açıyor, telefonu veriyor; yeter ki kriz çıkmasın, vurmasın, ağlamasın da komşular şikayet etmesin diye…
Alınan önlemleri özel gereksinimli çocuğa uygulatmak bile başlı başına zordur. Örneğin maske ve eldiven kullanımını otizmli bireye kabul ettirmek zordur. Her zaman oluşan dışarı çıkma rutinini kaldırmak onda kaygı yaratır. Evin içinde kalabalık olmak, sürekli hareket ve sesler onu gerginleştirir.
Ne yapmalısınız?
Bu süreci çocuğun seviyesine göre anlatmalısınız. (Nasıl anlatacağınızı bir önceki yazımda bulabilirsiniz.)
Eğer evde siz olmayacaksanız çocuğunuza bakacak kişinin kim olduğu hakkında bilgi paylaşın. Bakım verecek kişinin çocuğun kabul gösterdiği kişi olmasına özen gösterin.
Bakan kişiye çocuğunuzun hassas olduğu noktalar, korkuları ve takıntıları vb. konularda bilgi verin.
Evde bir rutin program oluşturun. (Belli saat kahvaltı, oyun, ödev , temizlik vb.)
Özellikle televizyon, tablet, telefon ve yemek konularına sınırlandırma koyun.
Önceden koyduğunuz kuralları uygulamaya devam edin.
Gün içinde çocuğunuza temizlik kurallarını, sorumluluklarını hatırlatan bir pano yapıp, takip etmesini sağlayın.
Maske ve eldivene alışması için çalışmalar yapın, temasına izin verin.
Sosyal izolasyon çerçevesinde hareket etmesine izin verin. (Balkon, bahçe vb.)
Temastan kaçının. Kalabalık ortamlardan uzak durun.
Çocuğunuzun ilaç, kontrol ya da hastane işlerini hayati önem olmadığı sürece erteleyin. Evden destek almaya çalışın.
Daha önceden yapmak istediğiniz ama zamansızlıktan uygulayamadığınız konulara yer verin. (Yemek yeme, giyinme, yıkanma, besin hazırlama vb.)
Özel eğitimde çalışılan konuları mutlaka tekrar edin. Çocuğu serbest, kendi halinde bırakmak hem gelişiminin gerilemesine hem de davranış problemlerinin artmasına neden olur.
Destek aldığınız kurum y ada kişiden online danışmanlık alarak süreci takip edebilirsiniz. Böylece gelişim takibi yapılarak, “Neyi öğretmeniz gerekiyor? Nelere dikkat etmeniz gerekir? Davranış problemleri ile nasıl başa çıkabilirsiniz?” gibi birçok soruya uzman cevabı alabilirsiniz.
İlerleyen zamanlarda inanıyorum ki bu sıkıntı ve zorluklar için yasal düzenlemeler yapılacaktır.
Bu süreç bize farklılıkların da ne kadar önemli ve hayata dahil olduğunu öğretmedi mi? Birlikte aşacağız.
Unutmayın, “Her çocuk farklı gelişir.”
Sevgilerimle…
Bircan Tavas (Posta Gazetesi)
Önlemlerle risk grubundaki bireylerin etkilenmesi azaltılmak istense de, hala durumun ciddiyetini kavrayamamış olanlar yüzünden hepimiz risk altındayız. Hal böyle olunca da okullar tatil edildi. Bu süreci “tatil” olarak algılamamak ve “çocuklarımıza tatildeymiş hissini vermemek” gerek. Yapılan programlar ve çalışmalarla ile eğitim-öğretim elden geldiğince desteklenmeli.
Bu hafta özel gereksinimli çocuğu olan ailelerden o kadar çok mail ve mesaj aldım ki, onun için bu konuya toplumun dikkatini çekmek istedim.
Bu süreci kavramakta ve anlamakta zorluk çeken “farklı gelişim gösteren çocuklar ve ailelerinin” yaşadığı sorunları ne yapacağız? Bunları nasıl aşacağız?
Süreç hepimiz için zor fakat onlar için on kat daha zor. Çünkü farklı gelişim gösteren çocuklar rutinleri bozulduğu için huzursuz, dışarı çıkamadıkları için hırçın, aşırı hareket ve enerjiden dolayı dürtüselliklerini kontrol edemiyorlar.
Ailelerin birçoğu çalışmak zorunda, çocuklarına bakacak ya da bırakacak kişiyi bulamıyorlar. Bulsalar da çocuklar ya kabul etmiyor ya da bulunan kişi çocuğa yetmiyor.
Ailelerin kafası karışık “Nasıl yapacağız? Tam gelişim kaydediyorduk, şimdi ne olacak? Çocuğum geriler mi? Bundan sonraki basamak ne olmalı? Neyi/Nasıl öğretmeliyim?” diyorlar.
Birçok aile çocuğu evde zaptetmek için yemeğe ve atıştırmalıklara başvuruyor, bu da kilo artışına ve obeziteye sebep oluyor. Bazen TV açıyor, telefonu veriyor; yeter ki kriz çıkmasın, vurmasın, ağlamasın da komşular şikayet etmesin diye…
Alınan önlemleri özel gereksinimli çocuğa uygulatmak bile başlı başına zordur. Örneğin maske ve eldiven kullanımını otizmli bireye kabul ettirmek zordur. Her zaman oluşan dışarı çıkma rutinini kaldırmak onda kaygı yaratır. Evin içinde kalabalık olmak, sürekli hareket ve sesler onu gerginleştirir.
Ne yapmalısınız?
Bu süreci çocuğun seviyesine göre anlatmalısınız. (Nasıl anlatacağınızı bir önceki yazımda bulabilirsiniz.)
Eğer evde siz olmayacaksanız çocuğunuza bakacak kişinin kim olduğu hakkında bilgi paylaşın. Bakım verecek kişinin çocuğun kabul gösterdiği kişi olmasına özen gösterin.
Bakan kişiye çocuğunuzun hassas olduğu noktalar, korkuları ve takıntıları vb. konularda bilgi verin.
Evde bir rutin program oluşturun. (Belli saat kahvaltı, oyun, ödev , temizlik vb.)
Özellikle televizyon, tablet, telefon ve yemek konularına sınırlandırma koyun.
Önceden koyduğunuz kuralları uygulamaya devam edin.
Gün içinde çocuğunuza temizlik kurallarını, sorumluluklarını hatırlatan bir pano yapıp, takip etmesini sağlayın.
Maske ve eldivene alışması için çalışmalar yapın, temasına izin verin.
Sosyal izolasyon çerçevesinde hareket etmesine izin verin. (Balkon, bahçe vb.)
Temastan kaçının. Kalabalık ortamlardan uzak durun.
Çocuğunuzun ilaç, kontrol ya da hastane işlerini hayati önem olmadığı sürece erteleyin. Evden destek almaya çalışın.
Daha önceden yapmak istediğiniz ama zamansızlıktan uygulayamadığınız konulara yer verin. (Yemek yeme, giyinme, yıkanma, besin hazırlama vb.)
Özel eğitimde çalışılan konuları mutlaka tekrar edin. Çocuğu serbest, kendi halinde bırakmak hem gelişiminin gerilemesine hem de davranış problemlerinin artmasına neden olur.
Destek aldığınız kurum y ada kişiden online danışmanlık alarak süreci takip edebilirsiniz. Böylece gelişim takibi yapılarak, “Neyi öğretmeniz gerekiyor? Nelere dikkat etmeniz gerekir? Davranış problemleri ile nasıl başa çıkabilirsiniz?” gibi birçok soruya uzman cevabı alabilirsiniz.
İlerleyen zamanlarda inanıyorum ki bu sıkıntı ve zorluklar için yasal düzenlemeler yapılacaktır.
Bu süreç bize farklılıkların da ne kadar önemli ve hayata dahil olduğunu öğretmedi mi? Birlikte aşacağız.
Unutmayın, “Her çocuk farklı gelişir.”
Sevgilerimle…
Bircan Tavas (Posta Gazetesi)
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.