Anne-Baba.Çocuk Arasındaki İletişim Sorunlarıyla Çocukta Ortaya Çıkabilecek Davranış Sorunları;
Çocukla anne-baba arasındaki iletişim yeterli ve olumlu ve gerektiği gibi olmadığında ,çocuklarda kimlik algısında ve davranışları konusunda pek çok soruna da zemin hazırlayabilir.
ANNE-BABANIN OLUMSUZ TUTUMU VE ÇOCUKLARA OLAN OLUMSUZ ETKİLERİ;
1-ÇOCUK KONUSURKEN İŞİYLE MEŞGUL OLAN,GÖZ TEMASI KURMAYAN VE ÇOCUĞU CANDAN DİNLEMEYEN ANNE-BABA;
çocuğun kendisini önemsiz değersiz hissetmesine ve konuşmayı kesmesine neden olur. Kendini ifade edemeyen duygu ve düşüncelerini anne-babaya anlatıp onların olumlu sözleriyle rahatlayamayan yada yapıcı yönlendirmeden uzak kalan çocuk öfkelenir, huzursuz ve uyumsuzdur. Sürekli ailede,kardeşiyle, okulda, arkadaşlarıyla.. arıza çıkarabilir.
2-ÇOCUĞU DİNLEMEK, ANLAMAYA ÇALIŞMAK YERİNE SÖZÜNÜ KESİP,SÜREKLİ EMİRLER VEREN (ŞÖYLE YAP,BÖYLE YAP) ANNE- BABA; çocukta “karşıt olma-karşı gelme” bozukluğu oluşmasına neden olabilir.çocuk iki tür davranış geliştirir;
1-otoriteye karşı olma, isyan, söz dinlememe,söylenenin tersini yapma..
2-tam tersine, herkesin söylediğini kabul eden ,boyun eğen, okulda akran zorbalığına maruz kalabilen, çevresindeki kişilerle ancak boyun eğerek baş edebilen,silik,ezik bir tutum geliştirebilir.
3-ÇOCUĞUN ÖZELLİKLERİNİ SÜREKLİ YARGILAYAN ELEŞTİREN ANNE-BABA TİPİ;
çocukta;Başarsızlık, değersizlik,önemsizlik, yetersizlik duygusu uyandırabilir.dolayısıyla uyum ve başarı sorunları yaşayan bir çocuk olabilir.
4-SÜREKLİ ÇOCUĞUNU SUÇLAYAN,AZARLAYAN (KES SESİNİ, BİR GÜNDE SUSTUĞUNU GÖRELİM GEVEZESİN..) ANNE-BABA;
çocuğun korkup sinmesine, kendinden utanmasına,bildiklerinin doğru-yanlış olmasından emin olamamasına,bir konuyu bilse bile parmak kaldırmaktan kaçınmasına..ya da aksine çocuğun saldırgan , başkalarına ve eşyalarına zarar veren,uyum ve başarı sorunları yaşayan özgüvensiz çocukların oluşmasını destekleyebilir.
5-ÇOCUĞA DAYAK-ŞİDDET UYGULAYAN , AĞIR CEZALAR VEREN ,TEHDİT EDEN ANNE-BABALAR;
ya çocuğun silik-sessiz,korkulu-kaygılı olmasına ,her şeye boyun eğmesine ya da; isyankar,söz dinlemeyen, otoriteye karşı gelen,okuldan kaçan,arkadaş ilişkilerinde muhalif, zorba,tehdit eden şiddet kullanan bir çocuk olmasını bu tutumlarıyla desteklerler.
6-ÇOCUĞUĞUYLA ALAY EDEN, ÇEŞİTLİ ADLAR TAKAN(SALAKSIN, GERİ ZEKALISIN..)ANNE-BABALAR;
çocukların özgüven ve öz saygılarının yok olmasına, güvensizliklerine,bu sözlere inanıp kabullenip öyle davranmasına neden olabilirler. Ya da “herkülsün, efesin…” gibi ad koymalar ise çocuğun bu sözlere inanıp başaramayacağı şeylere kalkışıp, başaramayınca da güven kaybı,”Başarısızım,yetersizim” inançlarının gelişmesine .. ya da “bu sulu gözdür, hemen ağlar..” gibi ad koymaların çocuğun kendini zayıf ve güçsüz hissederek, zayıf ezik bir kişilik geliştirmesine neden olabilirler.
ANNE-BABA-ÖĞRETMENLERİ TARAFINDAN "DİNLENMEYEN" ÇOCUK,
Anne-babanın çocuk bir şey anlatırken ,işini bırakıp can kulağıyla dinlemesi,çocuğu diğer kişilerle de sağlıklı iletişim kurmaya hazırlar;anne-babasını, öğretmenlerini, arkadaşlarını..dinleyip-anlamayı –önem vermeyi öğrenir.çocuğun benlik algısı olumlu gelişir.kendinden memnun bir çocuk olur,başkalarından memnun ve hoş görülüdür.dinlenilen çocuk kendini değerli hisseder ve başkalarına değer vermeyi bilir.
Örneğin;
siz yetişkinler olarak bir arkadaşınıza veya eşinize , canla-başla sizin için çok önemli olan bir sorununuzu anlatmaya çalıştığınızı düşünün ama arkadaşınız siz konuşurken ;önündeki kağıdı inceliyor, sağa-sola bakıyor,telefona cevap veriyor…
hissettiğiniz şey nedir;
önemsizlik değersizlik duygusu değil mi?..sizi anlamadığını önemsemediğini düşünebilirsiniz...öfke duyabilirsiniz...ve belki bir daha onunla konuşmamak,paylaşmamak,o sizinle konuşsa bile onu gerektiği gibi dinlemeye isteksiz olabilirsiniz...dolaysısıyla iletişim kopukluğu ve iletişim sorunları ortaya çıkar, kimse kimseyi dinlemez ve sorun çözüme ulaşmaz, gittikçe büyür.Herkes kendini haklı bulur,sonunda ortada birbirine yüksek sesle bağrışan,kavga eden ve böylece sürüp giden sorunlar yumağı başarıyı ,uyumu olumsuz etkiler…
işte çocuğunuzda onu dinlemediğinizde aynen böyle hisseder ve sizin sözlerinizde onun için önemini ve anlamını yitirir… dediğinizi yapmaz,sizi dinlemez.öfkelenir,kendini ifade edemediği için huzursuz ve hırcındır,dolaysıyla uyumu ve başarısı olumsuz etkilenir.çocuğunuzda arkadaşlarına,öğretmenine kendini ifade edemez saldırganlaşır ,arkadaşlarına zarar vererek var olmaya çalışır.
Konuya bir örnek verecek olursak;
11 yaşında evren; akran zorbalığı olan bir sınıfta bunuyordu.sınıfta öğrenciler başarılarına göre değer edinip,bir statü kazanıyorlardı. Okul çevrede başarılı! bir okul olarak tanınıyor,okul ve öğretmenler bu statülerini korumak için elinden gelen gayreti1 gösteriyorlar,dolaysıyla öğrenciler için önemli –değerli olmanın tek kriterinin derslerde Başarlı olmak ve yüksek puanlar almak olduğu çocukların bilinç altına işlenmiş ve çocuklarda bunu;”Başarısız olanla arkadaş olma, oynama,gruba alma,ondan uzaklaş..”şeklinde uyguluyordu.BaşarIsız çocuklar bu durumda itilen ezilen, arkadaş bulamayan,gruba alınmayan her fırsatta aşağılanan hatta şiddet uygulanan bir duruma gelmişti. Evren en başarsızlardan biriydi, bu nedenle bir gün bir arkadaşı öğretmene;” öğretmenim evrenin deneme sınavında 75 aldı , onun bu sınıfta bulunmaması gerekir “diyebilmişti.
bir gün sınıf anneleri ve öğrencilerin beraber katıldığı bir sınıf arkadaşının evinde toplantıda evren ve annesi de bulunur. ; evrenin annesi oğlunun diğer bir çocukla ikisi ayrıca oynadıklarını, arkadaşlarının yanına gittiklerinde beraber oynamak istediklerinde itildiklerini, gruba alınmadıklarını alay edildiklerini fark eder ve ancak sorunu fark edip bir profesyonele baş vurmaya karar verir.
Evrenin özellikleri;özgüvensiz, atalete kapılmış, yaşamı dersleri ve hiçbir şeyi önemsemiyor,umursamaz ve heyecansız,tepkisiz.başarısız.uyumsuz.arkadaşlarından korkuyor ve nefret ediyor. sadece kendisine aferin demiş öğretmenini seviyor.korkulu kaygılı ve geceleri uyuyamıyor.motivasyonu yok.hedefi yok.öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor.
Evrenin annesi ve danışman önce evrenin uyku sorununu çözerler,sonrada evreni motive etmek, yeniden yaşamdan zevk alan beklentileri olan, hedefleri olan,başarılı ve özgüvenli olabilmesi için çalışmalarına devam ediyorlar.
Bir gün evren annesine ;anne ben sınıfta 20 kez konuşmuşum ve 20 tl. ceza istedi başkan öğrenci benden der. Anne şaşırır ve kızar. Çünkü sınıfta en az konuşacak! çocuğun oğlu olduğunu düşünür ve bunu okula giderek sınıf öğretmeniyle paylaşır. Öğretmen kızar ,böyle bir şey olmadığını evrenin yalan söylediğini ifade eder ve evreni ve başkan öğrenciyi beraber çağırır annenin yanında. Öğretmen ve başkan para toplama işlemi olmadığını söyler,evren arkadaşının kendisinden 20 tl. istemediğini..yalan söylediğini kabul eder ..
Anne evrene çok kızar ve yalan söylediği için ,akşam eve gittiğinde evrene bu davranışından (yalanından ) dolayı ceza vermeyi düşünür ve danışmanı arar.
Böyle bir konumda annenin öfkeyle aksam evde evrene kızıp bağırması ve sert cezalandırması,evreni anne-babaya olan güvenini kaldırır, eğer haksız yere cezalandırılmış olursa , evrenin adalet duygusunu zedeler öfke duyar, öfke kin –nefret duygularına iter,ondan sonra ki yaşamında otoriteye ve kuralara karşıt olma, karşıt gelme bozukluğu geliştirebilir.şu anda trafik vb. hiçbir kurala uymayan insanların temelinde böyle bir bozukluk yaşadıkları düşünülebilir.
Burada evrenin; sınıfta ezik, dikkate alınmayan,akran zorbalığına ve şiddete maruz kalan,korkulu-kaygılı bir öğrenci olduğu ve arkadaşları ve öğretmenleriyle iletişim sorunları yaşadığı unutulmamalı.başkan olan baskın arkadaşının itirazına karsı koyamadığı için kendisinden para ,istenmesine rağmen korkudan söyleyemeyip “hayır para istemedi” deme ihtimali de dikkate alınmalı . çünkü annesi her zaman yanında olmayacak ve o sınıf başkanı ve öğretmen iniyle bundan sonra baş etmesi zor olacaktır o nedenle korkusundan “hayır yalan söyledim” diye bilir.
-çocuğun daha önce yalan söyleyip-söylemediği dikkate alınmalı,ki evren yalan söyleyen bir çocuk değil.
-diyelim ki evren yalan söyledi ve “başkan benden 20 tl istedi “ dedi. Bu yalansa altında yatabilecek nedenler araştırılmalı.harçlıksız kalıp kalmadığı ve ihtiyaçlarını karşılayıp- karşılayamadığı araştırılmalı
.
Evrenin annesi sakin olmalı,evrene güvendiğini belirtmeli, anlayışla yaklaşmalı ve eğer bu mesajlar evrene annesi tarafından inandırıcı bir şekilde verilirse ,evrenin bundan sonra yalanı alışkanlık haline getirmesinin önüne geçmeye çalışmış olur.
Bu durumda en önemli nokta;evren baskı ve ağır cezadan uzak kalarak yalancılığı kalıcı hale getirmekten korunmuş olacak.en önemlisi anne-baba ya olan güveni yok olmayacak.
Anne babaların çocuğun normal gelişimi için; sevgi ve ilgi göstermeleri ,onları dinlemeleri, anlamaları, yapıcı bir otoriteyle yönlendirmeleri, kendilerini değerli hissetmelerine katkı sağlayacak şekilde diyalog kurmaları,onları cesaretlendirip,motive etmeleri, sakin olmaları ve bir sorun olduğunda bir uzmana danışmaları , çocukta ilerde çıkabilecek pek çok; uyumsuzluk, Başarısızlık, özgüven eksiklikleri ve ,ergenlik çağında oluşacak anne-baba –ergen çatışmalarında diyalogların tamamen kopması gibi iletişim sorunlarından koruyabilir.
Yaşam başarısı ( yaşam Başarsısı; okul, ders, sınav,meslek, iş ve özel yaşam başarılarındaki dengedir) ve mutluluk sizinle ve çocuğunuzla olsun
GÖNÜL BAYALTUN
PEDAGOG
PSK.DANIŞMAN
AİLE DANIŞMANI
ANNE-BABANIN OLUMSUZ TUTUMU VE ÇOCUKLARA OLAN OLUMSUZ ETKİLERİ;
1-ÇOCUK KONUSURKEN İŞİYLE MEŞGUL OLAN,GÖZ TEMASI KURMAYAN VE ÇOCUĞU CANDAN DİNLEMEYEN ANNE-BABA;
çocuğun kendisini önemsiz değersiz hissetmesine ve konuşmayı kesmesine neden olur. Kendini ifade edemeyen duygu ve düşüncelerini anne-babaya anlatıp onların olumlu sözleriyle rahatlayamayan yada yapıcı yönlendirmeden uzak kalan çocuk öfkelenir, huzursuz ve uyumsuzdur. Sürekli ailede,kardeşiyle, okulda, arkadaşlarıyla.. arıza çıkarabilir.
2-ÇOCUĞU DİNLEMEK, ANLAMAYA ÇALIŞMAK YERİNE SÖZÜNÜ KESİP,SÜREKLİ EMİRLER VEREN (ŞÖYLE YAP,BÖYLE YAP) ANNE- BABA; çocukta “karşıt olma-karşı gelme” bozukluğu oluşmasına neden olabilir.çocuk iki tür davranış geliştirir;
1-otoriteye karşı olma, isyan, söz dinlememe,söylenenin tersini yapma..
2-tam tersine, herkesin söylediğini kabul eden ,boyun eğen, okulda akran zorbalığına maruz kalabilen, çevresindeki kişilerle ancak boyun eğerek baş edebilen,silik,ezik bir tutum geliştirebilir.
3-ÇOCUĞUN ÖZELLİKLERİNİ SÜREKLİ YARGILAYAN ELEŞTİREN ANNE-BABA TİPİ;
çocukta;Başarsızlık, değersizlik,önemsizlik, yetersizlik duygusu uyandırabilir.dolayısıyla uyum ve başarı sorunları yaşayan bir çocuk olabilir.
4-SÜREKLİ ÇOCUĞUNU SUÇLAYAN,AZARLAYAN (KES SESİNİ, BİR GÜNDE SUSTUĞUNU GÖRELİM GEVEZESİN..) ANNE-BABA;
çocuğun korkup sinmesine, kendinden utanmasına,bildiklerinin doğru-yanlış olmasından emin olamamasına,bir konuyu bilse bile parmak kaldırmaktan kaçınmasına..ya da aksine çocuğun saldırgan , başkalarına ve eşyalarına zarar veren,uyum ve başarı sorunları yaşayan özgüvensiz çocukların oluşmasını destekleyebilir.
5-ÇOCUĞA DAYAK-ŞİDDET UYGULAYAN , AĞIR CEZALAR VEREN ,TEHDİT EDEN ANNE-BABALAR;
ya çocuğun silik-sessiz,korkulu-kaygılı olmasına ,her şeye boyun eğmesine ya da; isyankar,söz dinlemeyen, otoriteye karşı gelen,okuldan kaçan,arkadaş ilişkilerinde muhalif, zorba,tehdit eden şiddet kullanan bir çocuk olmasını bu tutumlarıyla desteklerler.
6-ÇOCUĞUĞUYLA ALAY EDEN, ÇEŞİTLİ ADLAR TAKAN(SALAKSIN, GERİ ZEKALISIN..)ANNE-BABALAR;
çocukların özgüven ve öz saygılarının yok olmasına, güvensizliklerine,bu sözlere inanıp kabullenip öyle davranmasına neden olabilirler. Ya da “herkülsün, efesin…” gibi ad koymalar ise çocuğun bu sözlere inanıp başaramayacağı şeylere kalkışıp, başaramayınca da güven kaybı,”Başarısızım,yetersizim” inançlarının gelişmesine .. ya da “bu sulu gözdür, hemen ağlar..” gibi ad koymaların çocuğun kendini zayıf ve güçsüz hissederek, zayıf ezik bir kişilik geliştirmesine neden olabilirler.
ANNE-BABA-ÖĞRETMENLERİ TARAFINDAN "DİNLENMEYEN" ÇOCUK,
Anne-babanın çocuk bir şey anlatırken ,işini bırakıp can kulağıyla dinlemesi,çocuğu diğer kişilerle de sağlıklı iletişim kurmaya hazırlar;anne-babasını, öğretmenlerini, arkadaşlarını..dinleyip-anlamayı –önem vermeyi öğrenir.çocuğun benlik algısı olumlu gelişir.kendinden memnun bir çocuk olur,başkalarından memnun ve hoş görülüdür.dinlenilen çocuk kendini değerli hisseder ve başkalarına değer vermeyi bilir.
Örneğin;
siz yetişkinler olarak bir arkadaşınıza veya eşinize , canla-başla sizin için çok önemli olan bir sorununuzu anlatmaya çalıştığınızı düşünün ama arkadaşınız siz konuşurken ;önündeki kağıdı inceliyor, sağa-sola bakıyor,telefona cevap veriyor…
hissettiğiniz şey nedir;
önemsizlik değersizlik duygusu değil mi?..sizi anlamadığını önemsemediğini düşünebilirsiniz...öfke duyabilirsiniz...ve belki bir daha onunla konuşmamak,paylaşmamak,o sizinle konuşsa bile onu gerektiği gibi dinlemeye isteksiz olabilirsiniz...dolaysısıyla iletişim kopukluğu ve iletişim sorunları ortaya çıkar, kimse kimseyi dinlemez ve sorun çözüme ulaşmaz, gittikçe büyür.Herkes kendini haklı bulur,sonunda ortada birbirine yüksek sesle bağrışan,kavga eden ve böylece sürüp giden sorunlar yumağı başarıyı ,uyumu olumsuz etkiler…
işte çocuğunuzda onu dinlemediğinizde aynen böyle hisseder ve sizin sözlerinizde onun için önemini ve anlamını yitirir… dediğinizi yapmaz,sizi dinlemez.öfkelenir,kendini ifade edemediği için huzursuz ve hırcındır,dolaysıyla uyumu ve başarısı olumsuz etkilenir.çocuğunuzda arkadaşlarına,öğretmenine kendini ifade edemez saldırganlaşır ,arkadaşlarına zarar vererek var olmaya çalışır.
Konuya bir örnek verecek olursak;
11 yaşında evren; akran zorbalığı olan bir sınıfta bunuyordu.sınıfta öğrenciler başarılarına göre değer edinip,bir statü kazanıyorlardı. Okul çevrede başarılı! bir okul olarak tanınıyor,okul ve öğretmenler bu statülerini korumak için elinden gelen gayreti1 gösteriyorlar,dolaysıyla öğrenciler için önemli –değerli olmanın tek kriterinin derslerde Başarlı olmak ve yüksek puanlar almak olduğu çocukların bilinç altına işlenmiş ve çocuklarda bunu;”Başarısız olanla arkadaş olma, oynama,gruba alma,ondan uzaklaş..”şeklinde uyguluyordu.BaşarIsız çocuklar bu durumda itilen ezilen, arkadaş bulamayan,gruba alınmayan her fırsatta aşağılanan hatta şiddet uygulanan bir duruma gelmişti. Evren en başarsızlardan biriydi, bu nedenle bir gün bir arkadaşı öğretmene;” öğretmenim evrenin deneme sınavında 75 aldı , onun bu sınıfta bulunmaması gerekir “diyebilmişti.
bir gün sınıf anneleri ve öğrencilerin beraber katıldığı bir sınıf arkadaşının evinde toplantıda evren ve annesi de bulunur. ; evrenin annesi oğlunun diğer bir çocukla ikisi ayrıca oynadıklarını, arkadaşlarının yanına gittiklerinde beraber oynamak istediklerinde itildiklerini, gruba alınmadıklarını alay edildiklerini fark eder ve ancak sorunu fark edip bir profesyonele baş vurmaya karar verir.
Evrenin özellikleri;özgüvensiz, atalete kapılmış, yaşamı dersleri ve hiçbir şeyi önemsemiyor,umursamaz ve heyecansız,tepkisiz.başarısız.uyumsuz.arkadaşlarından korkuyor ve nefret ediyor. sadece kendisine aferin demiş öğretmenini seviyor.korkulu kaygılı ve geceleri uyuyamıyor.motivasyonu yok.hedefi yok.öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor.
Evrenin annesi ve danışman önce evrenin uyku sorununu çözerler,sonrada evreni motive etmek, yeniden yaşamdan zevk alan beklentileri olan, hedefleri olan,başarılı ve özgüvenli olabilmesi için çalışmalarına devam ediyorlar.
Bir gün evren annesine ;anne ben sınıfta 20 kez konuşmuşum ve 20 tl. ceza istedi başkan öğrenci benden der. Anne şaşırır ve kızar. Çünkü sınıfta en az konuşacak! çocuğun oğlu olduğunu düşünür ve bunu okula giderek sınıf öğretmeniyle paylaşır. Öğretmen kızar ,böyle bir şey olmadığını evrenin yalan söylediğini ifade eder ve evreni ve başkan öğrenciyi beraber çağırır annenin yanında. Öğretmen ve başkan para toplama işlemi olmadığını söyler,evren arkadaşının kendisinden 20 tl. istemediğini..yalan söylediğini kabul eder ..
Anne evrene çok kızar ve yalan söylediği için ,akşam eve gittiğinde evrene bu davranışından (yalanından ) dolayı ceza vermeyi düşünür ve danışmanı arar.
Böyle bir konumda annenin öfkeyle aksam evde evrene kızıp bağırması ve sert cezalandırması,evreni anne-babaya olan güvenini kaldırır, eğer haksız yere cezalandırılmış olursa , evrenin adalet duygusunu zedeler öfke duyar, öfke kin –nefret duygularına iter,ondan sonra ki yaşamında otoriteye ve kuralara karşıt olma, karşıt gelme bozukluğu geliştirebilir.şu anda trafik vb. hiçbir kurala uymayan insanların temelinde böyle bir bozukluk yaşadıkları düşünülebilir.
Burada evrenin; sınıfta ezik, dikkate alınmayan,akran zorbalığına ve şiddete maruz kalan,korkulu-kaygılı bir öğrenci olduğu ve arkadaşları ve öğretmenleriyle iletişim sorunları yaşadığı unutulmamalı.başkan olan baskın arkadaşının itirazına karsı koyamadığı için kendisinden para ,istenmesine rağmen korkudan söyleyemeyip “hayır para istemedi” deme ihtimali de dikkate alınmalı . çünkü annesi her zaman yanında olmayacak ve o sınıf başkanı ve öğretmen iniyle bundan sonra baş etmesi zor olacaktır o nedenle korkusundan “hayır yalan söyledim” diye bilir.
-çocuğun daha önce yalan söyleyip-söylemediği dikkate alınmalı,ki evren yalan söyleyen bir çocuk değil.
-diyelim ki evren yalan söyledi ve “başkan benden 20 tl istedi “ dedi. Bu yalansa altında yatabilecek nedenler araştırılmalı.harçlıksız kalıp kalmadığı ve ihtiyaçlarını karşılayıp- karşılayamadığı araştırılmalı
.
Evrenin annesi sakin olmalı,evrene güvendiğini belirtmeli, anlayışla yaklaşmalı ve eğer bu mesajlar evrene annesi tarafından inandırıcı bir şekilde verilirse ,evrenin bundan sonra yalanı alışkanlık haline getirmesinin önüne geçmeye çalışmış olur.
Bu durumda en önemli nokta;evren baskı ve ağır cezadan uzak kalarak yalancılığı kalıcı hale getirmekten korunmuş olacak.en önemlisi anne-baba ya olan güveni yok olmayacak.
Anne babaların çocuğun normal gelişimi için; sevgi ve ilgi göstermeleri ,onları dinlemeleri, anlamaları, yapıcı bir otoriteyle yönlendirmeleri, kendilerini değerli hissetmelerine katkı sağlayacak şekilde diyalog kurmaları,onları cesaretlendirip,motive etmeleri, sakin olmaları ve bir sorun olduğunda bir uzmana danışmaları , çocukta ilerde çıkabilecek pek çok; uyumsuzluk, Başarısızlık, özgüven eksiklikleri ve ,ergenlik çağında oluşacak anne-baba –ergen çatışmalarında diyalogların tamamen kopması gibi iletişim sorunlarından koruyabilir.
Yaşam başarısı ( yaşam Başarsısı; okul, ders, sınav,meslek, iş ve özel yaşam başarılarındaki dengedir) ve mutluluk sizinle ve çocuğunuzla olsun
GÖNÜL BAYALTUN
PEDAGOG
PSK.DANIŞMAN
AİLE DANIŞMANI
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Anne-Baba.Çocuk Arasındaki İletişim Sorunlarıyla Çocukta Ortaya Çıkabilecek Davranış Sorunları;" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Gönül BAYALTUN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Gönül BAYALTUN'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
6 Beğeni 
Yazan Uzman
|
iletişim, ailede iletişim, olumsuz iletişim, iletşim ve davranış sorunları, çocukla iletşim, çocuklarla iletişim, olumlu iletişim, iletşim ve çocuk eğitimi
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
