2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda Kekemelik Nedenleri, Anne-Babaların Hatalı Tutumları ve Yapıcı Anne-Baba Davranış Modeli
MAKALE #9991 © Yazan Gönül BAYALTUN | Yayın Kasım 2012 | 13,841 Okuyucu
Kekemelik bir konuşma bozukluğudur.kekemelik istenmediği halde konuşurken seslerin, hecelerin kelimelerin içten sessiz ve ya dıştan sesli olarak tekrarlanması, uzatılması,konuşma akışının duraklamalar halinde kesilmesidir.

Kekemeliğe beden hareketleri,jestler,mimikler ve bazı kaslarda kasılmalar ve istemsiz hareketler de eşlik edebilir.

Konuşma bozukluğu olan kekemelik bazen zayıflayıp-bazen şiddetlenebilir.bu dönemler kişinin psikolojik durumuna ve strese bağlı olarak değişir.

Kekemelik çocukta;utanma sıkılma,heyecan,korku kaygı duygularının bir belirtisi olarak ortaya çıkabilir.(sınavlardan önce,başarısızlık korkusu ve Sınav kaygısıyla,kalabalık ortama girmeden önce,sert ve otoriter kişilerle karşılaşıldığında yaşanan endişe nedeniyle) ortaya çıkabilir.

Çocuğun okul öncesi dönemde aşırı koruyucu aileyle büyüyerek gelişim engelleriyle karşılaşması sonucu ,kendini ifade etme olanağı bulmadığında hissettiği çaresizlik güçsüzlük yetersizlik,güvensizlik duyguları yada kuruntulu,evhamlı her an bir şey olacakmış gibi korkulu kaygılı ve aşırı tedbirli anne-babalarla büyümesi ve bu yol ile çocuğun modelleyerek kaygılı ve korkulu bir kişilik geliştirmesi de kekemeliği destekleyen koşullar arasındadır.

Her konuşması anne-babası ,öğretmenleri ve çevresi tarafından düzeltilen”doğru konuş, bazı kelimeleri yanlış eksik söylüyorsun, bak kardeşin arkadaşların ne güzel konuşuyor,sen güzel konuşamıyorsun” gibi eleştirilerle çocuğun dikkati kendi konuşmasına yönelirse ve “doğru konuşmalıyım, hata yapmamalıyım “ kaygısı oluşursa bu duygu kekemeliği destekler ve kalıcı hale sokabilir.çocuk kekeleyeceğinden korktuğu için konuşmaktan kaçınır,konuşmamayı tercih edebilir ve konuşma yapmak korkulu rüya haline gelir ve çocuk konuşmak zorunda kaldığında kekemelik daha da şiddetlenebilir.
Kekemelik 2-4 yaşlarında gelişim gereği ve 6-7 yaşlarında gelişim dönemindeki kekemeliğin kalıcı hale gelmesiyle ve ender olarak yetişkinlikte ortaya çıkabilir.
2-4 yaşlarında henüz konuşması yeni gelişen çocuklar sesli harfler, çıkarmakta yada tekrarlamakta zorlanabilirler.bu yaşlardaki kekemeliğin temelinde çocuğun düşünme hızının konuşma hızından yüksek olması ve kelime hazinesinin çocuğun tüm düşüncelerini ifade edecek düzeyde geniş olmaması nedeniyle çocuk düşüncesini ifade edecek sözcüğü bulamayabilir ve konuşmasında duraklamalar,uzamalar , bozukluklar ortaya çıkabilir.

Bu tür kekemelik gelişim döneminin doğal sonucu olarak ortaya çıkmakta olup ve anne-baba doğru davranırsa kalıcı kekemeliğe yol açmaz.ama konuşma konusunda çok hassas olan, çocuğu konuşması konusunda sürekli uyaran baskı yapan anne-baba tavrıyla kekemelik 6-7 yaşlarına doğru kalıcı bir hal alabilir.

Bazı kişiler ya da çocuklar sadece bazı ses,harf ve sözcüklerde kekeleyebilirler ve o ses hece ve sözcüklere yalaklaştıklarında kekemelik beklentisine girdiklerinde kekemelik yaşayabilirler. ayrıca kekeme olduğunu kabul eden kişiler kekemeliğin stresinden ve hoş olmayan sonuçlarından kaçınmaya çalışırlar.stres korku-kaygı kekemeliği şiddetlendirebilir.

6-7 yaşlarında ortaya çıkan kekemelik daha çok 2-4 yaşlarındaki konuşma gelişim sürecinde ortaya çıkan geçici kekemeliğin kalıcı hale gelmesiyle ortaya görülebilir.
Ayrıca yorgun olmak acelesi olmak, heyecanlı ve sıkıntılı olmakta konuşmanın normal akışkanlığını bozan nedenlerdir.

Aşırı düzen ve temizlik düşkünü ve bu konularda takıntılı düşünceye sahip anne-babalar ve yine katı kuralları olan ve kurallara uymak konusunda sert olan ve hoş görüsüz ve şiddet,sert ceza içeren anne-baba tutumları, anne-baba arasındaki geçimsizlikler,kavgalar ,çocuğa yeterince sevgi ilgi gösterilmemesi, çocuğun uygun olmayan çevresel koşullarda ve uygun olmayan eğitim şartlarında eğitilmesi,aileye yeni katılan kardeşini kıskanması ve buna bağlı güvensizlik,terk edilme ,yalnız kalma ,dışlanma,reddedilme durumları hissetmesi de kekemeliği destekleyen koşullardandır.
Ayrıca kekemelik yaşayan çocuklar ve kişiler ; duyarlılık ,çekingenlik ,içine kapanıklık kırılganlık ve iletişim sorunları yaşayabilmektedirler.
Yine çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar, anne-baba ayrılıkları, çok sevilen bir kişinin yada anne-babanın ölümü,kayıplar,yer, bakıcı,okul öğretmen arkadaş ev çevre değişiklikleri, ayrılık ankisyetesi de güven bunalımlarında ortaya çıkan korku ve kaygılar kekemeliğe zemin hazırlayabilmektedir.
Yine araştırmalar ve gözlemler kekemeliğin belirgin bir korkutucu olay sonrası ortaya çıktığını doğrular niteliktedir.( sokakta oynarken bir dilenci tarafından kovalanan çocuk,halk arasında “yüreğim hopladı” denilen ani korkular,çocuklar arasında oynanan korkutucu oyunlar,çocuğun yaşına uygun olmayan izlediği ve çok etkilendiği bir korku filmi,bir yangın ,deprem vb. olaya tanık olma,şiddetli anne-baba kavgası,ebeveynlerden birinin evi terketmesi… kekemeliğe zemin hazırlayabiliyor.
Kekemeliklerin genetik yatkınlıkla ortaya çıkabildiği kabul edilmekte yada evde ,sınıfta kekeleyen kişilerin olması da kekemeliğe neden teşkil edebilmektedir.

ÇOCUKLARDAKİ KEKEMELİKTE ANNE-BABANIN DİKKAT ETMESİ GEREKEN NOKTALAR;


1- 2-4 yaşlarında gelişim gereği ortaya çıkan kekemelik döneminde çocuğu “kekeme” diye etiketlememek ve böylece kekemeliğin kalıcı olmasının önüne geçmek

2- Anne-baba arasındaki geçimsizliklere kavgalara çocukları tanık etmemek. aile içi huzursuzluklardan etkilenen anne-babaların bunu davranış ve duygularına yansıtmaması ve böylece çocuklarda güven bunalımına ve korku-kaygıyı modellemesine engel olmak.
3- Çocuklara özgüven artırıcı şekilde davranmak.olumlu özelliklerini öne çıkarmak,yeteneklerini ve bu konudaki çalışma ve başarılarını övmek.sık sık aferin –bravo diyerek çocukları onaylayıp-kabullendiğinizi ve takdir ettiğinizi göstermek.
4-Çocuklar otoriter,eleştirel baskılı aile ve okul çevresinde daha çok kekeler.çocuğa sevgili ilgili hoş görülü ve anlayışlı bir tavır sergilemek.
5- Kıskançlık, kıyaslama,zorlanma, yetersizlik ve değersizlik duygu ve düşüncesi yaratan düşünce ve davranışlardan uzak durmak.sevgi onay kabul güven ortamında özgür gelişimlerini Gerçekleştirebilecek bir ortam hazırlamak kekemeliğin oluşmasını engeller veya oluşmuş kekemeliğin tedavisine yardım eder.
6- Kekemelik yaşayan çocuklar otorite ve gücü temsil eden anne-baba ,okul müdürü öğretmen ,aile büyükleri gibi kişilerin konuşmalarına gösterdikleri sabırsızlık ve bıkkınlık ifade eden davranışları karşısında ve konuşmalarındaki yetersizliği ima eden beden dili,ses tonu ve olumsuz duygular içeren konuşmalarıyla daha çok endişelenir sıkılır ve kekelerler.
7- Kişiler çocukla konuşurken;çocuklara öfke ve sabırsızlık ifade etmez, konuşmalarını eleştirmez içten bir istekle doğal ve ilgili bir dinleme sergileyebilir ve çocukları mahçup eden utandıran davranışları göstermezlerse çocuklar kendilerini rahat hissederler ve buda konuşmalarını dikkatine vermeyerek kekemeliklerine engel olabilir.
8- Kekeme çocukları düzgün konuşan çocuklarla kıyaslamayın.
9- 2-4 yas arasında henüz çocuk düşüncelerini ifade edecek yeterli kelime haznesine sahip değilken, düşünmesine ve kafasında uygun sözcükleri toparlamasına izin verilmeli durakladığı ve tekrarladığı için eleştirememelidir.
10- Çocuğu konuşmaya soru sormaya teşvik etmek,hikaye kitabı okumak, sonrada anlatmasına iizn vermek ,özendirmek uygun olur.daha büyük yaşta çocukların yüksek sesle odalarında kitap okumaları ,şarkılar şiirler okumaları yararlı olabilir.
11- Çocuk yorgun aç,heyecanlı,sıkıntılı, korkulu anlarında konuşmaya özellikle yavaş yada hızlı ve doğru konuşmaya zorlanmamalıdır.
12- Kekeleyen çocuk bu durumun endişe edilecek bir konu olmadığına ikna edilmelidir.
13- Çocuklara karşı anne-baba öğretmen ve yakın çevredeki kişilerin davranışları doğru zeminde olursa kekemelik % 50-80 olayda kendiliğinden geçebilir.
14- Kekeme çocuğa yapılacak en büyük kötülük ve kekemeliğin kalıcılığını sağlayan tutum ;çocuk konuşmaya başladığında azarlamak alay etmek,küçümsemek,aşağılamak ve böylece yetersiz ve değersiz olduğuna inandırmak olur.

Yaşam başarısı ve mutluluk sizinle ve çocuğunuzla olsun.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklarda Kekemelik Nedenleri, Anne-Babaların Hatalı Tutumları ve Yapıcı Anne-Baba Davranış Modeli" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Gönül BAYALTUN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Gönül BAYALTUN'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Gönül BAYALTUN Fotoğraf
Gönül BAYALTUN
Denizli
Çocuk Gelişimi Ve Eğitimcisi
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi78 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Gönül BAYALTUN'un Yazıları
► Anne Baba Tutumları Psk.Büşra ÇOLAK YILMAZ
► Anne Baba Tutumları Psk.Damla DOĞRU GÜLÇİÇEK
► Anne Baba Tutumları Psk.Melek BAL
► Anne Baba Tutumları Psk.Reyhan UZUN
► Anne-Baba Tutumları Psk.Dnş.Kemal TUNCER
► Anne Baba Tutumları Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Kekemelik Nedenleri, Anne-Babaların Hatalı Tutumları ve Yapıcı Anne-Baba Davranış Modeli' başlığıyla benzeşen toplam 13 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:08
Top