Çocuğum Otistik Mi
Otizm son zamanlarda oldukça yaygınlaşan bir durum haline geldi. Birçok çocukta primer ya da seconder otizm görme sıklığımız artmaya başladı.
Primer otizm genellikle genetik geçişli olup, doğumdan itibaren çocukta var olan, dış etkenler ile tetiklenen ve ortaya çıkan bir durumdur.
Seconder otizmde ise genetik yatkınlık pek yoktur. Özellikle anne ve babanın çalışması ve çocuklara bakıcıların bakması nedeniyle gözlenen bir durumdur.
Her iki otizm biçiminde de önemli olan erken tanı ve etkili eğitimdir. Erken tanının konunun uzmanları kişiler tarafından konması önemlidir.
Aileler çocuklarında otizm ile ilgili bir ya da birkaç belirti gözlediklerinde hemen telaşlanır ve bir çıkış yolu ararlar. Fakat şunu göz ardı etmemek gerekir. Her belirti otizm habercisi olarak yorumlanmamalıdır. Tabi ki anne babalar dikkatli olmalı ve gerekli ise önlem almalıdır.
Örneğin bir çocuk sadece göz kontağı kurmuyorsa ya da sadece ismi ile seslenildiğinde tepki vermiyorsa, ona otistik demek haksızlık olur. Çünkü bir çocuğa otizm tanısının konması için detaylı tarama ve değerlendirmelerin yapılması, birçok belirtiyi göstermesi gerekir.
Amerikan Psikiyatri Birliği, otizm spektrum bozukluğu içinde yer alan otizm tanısı için, çocuğun 12 belirtiden en az altısına sahip olmasını ve bu belirtilerden en az ikisinin sosyal etkileşim sorunları kategorisinden, en az birer tanesinin ise diğer iki kategoriden (iletişim sorunları ve sınırlı/yinelenen ilgi ve davranışlar) gelmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Ayrıca, bu belirtilerden en az birinin 36 aydan önce varlığı da aranmaktadır.
Eğer çocuk göz kontağı kurmuyor, ismi ile seslenince tepki vermiyor, sterotipik hareketler dediğimiz tekrarlayıcı hareketler yapıyor ( ellerini sallama, ileri geri sallanma,kendi etrafında dönme vb), konuşmuyorsa ya da konuşuyor ama ekolali dediğimiz tekrarlayıcı konuşmalar yapıyorsa o zaman otizm tablosundan söz etmek mümkün olabilir.
Anne babalar hayatın karmaşası içinde bazen ilerine çok zaman ayırıp, aynı zamanı çocuklarına ayıramıyorlar. Çocuk evde bakıcı ile büyüyor, tüm gün sorun çıkarmasın diye televizyon açılıyor,çizgi film, klip ve reklamlar izlettiriliyor, sadece çocuğunu temel ihtiyaçları olan beslenme, alt değiştirme ve uyku için onunla iletişime geçiliyor, diğer zamanlarda çocukla ilgilenilmiyorsa bu durum da seconder otizm dediğimiz bir tablonun oluşmasına neden olabiliyor.
Bu tabloda çocuk yalnız kalmayı tercih eder, televizyon izlerken kitlenip kalır gibi bakar, göz kontağı kurmaz, genellikle ismi ile seslenince tepki vermez. Ama otizm tablosunda görülen sterotipik hareketler, ekolali ya da öfke nöbetleri yoktur. Bu tip durumlarda bu çocuklar için otizm açısından risk grubu içinde tabiri kullanılır. Bu çocukların erken fark edilmesi ve önlem alınması çok önemlidir.
Otistik çocukların Down Sendromlu çocuklarda olduğu gibi belirli fiziksel özellikleri yoktur. En çok bilinen özellikleri ağrı eşiklerinin yüksek olduğu ve acıyı pek hissetmedikleridir. O nedenle ağır otistik özellikler gösteren çocuklar öfke nöbeti geçirdiklerinde, başlarını duvara vursalar ve başları kanasa bile ağrı hissetmezler ve bu nedenle de bu davranışı sonlandırmazlar.
Otizm için günümüzde yunus terapi, at terapi, ozon terapi, guluken kazain diyeti gibi alternatif yöntemler olsa da, en iyi yöntem eğitimdir. İyi bir eğitim almak ve bu eğitimi evde de devam ettirmek çocukta ilerlemeyi sağlar.
Otizm epilepsiye neden olur mu diye bir düşünce de olabiliyor anne babalarda. Otizm epilepsiye neden olmaz, epilepsi otizme eşlik edebilir. Yani bir çocukta hem otizm hem de epilepsi görülebilir. Tıpkı otizm ve zihinsel engelin bir arada görünme riski gibi.
Yani bir çocuk epileptik ilaçlar alıyorsa, bu ilaçlar sadece epilepsiyi tedavi eder, otizmin henüz herhangi bir ilaç tedavisi yoktur.
AİLELERE ÖNERİLER
Eğer çocuğunuz:
Başkalarıyla göz teması kurmuyorsa,
İsmini söylediğinizde bakmıyorsa,
Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
Parmağıyla ile istediği şeyi göstermiyorsa,
Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa,
Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa,
Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa,
Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa,
Sallanmak, çırpınmak gibi garip hareketleri varsa,
aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa,
Gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa,
Bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler yapıyorsa,
Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa, otizm açısından değerlendirme yapmak gerekir.
Otistik çocuğun başarıları takip edilerek her zaman övülmelidir. Bu durum çocuğun kendisinden bekleneni doğru yaptığını anlamasına yardımcı olacaktır.
Otistik çocuğun boş zamanlarında ona eşlik edecek bir ağabey ya da abla konumunda olacak nitelikte birisi seçilirse ve onu yalnız bırakmazsa sosyal gelişimi yönünden yararlı olacaktır.
Otistik çocukların yapacakları işleri organize etmelerine yardımcı olmak amacıyla bir defter tutulması ve yapılacak işlerin , kullanılacak malzemelerin deftere kayıt edilerek kullanılması ve okula giderken hazır olması okul ile aile arasındaki iletişimi kolaylaştırarak çocuğun eğitimine yardımcı olacaktır.
Aynı zamanda çocuğun okul defterinin kapağına ders programını ve ödevlerle ilgili programı koyarak çalışmaları bağımsız olarak takip etmesine yardımcı olabiliriz.
Çocuğunuzun bağımsız olarak çalışması ve oyun oynaması sağlanacağı zaman ; ne yapması, ne kadar yapması, süresi ve çalışmayı, oyunu bitirince ne yapacağına ilişkin bilgiler çocuğa verilmelidir.
Otistik çocuklar elle yazı yazma becerisi yönünden oldukça zayıf olup , düzgün yazı yazma becerisini kazandırmak oldukça zordur. Bu nedenle otistik çocuklara bilgisayarda yazı yazma becerisini erken yaşta kazandırmak yararlıdır. Otistik çocuk ödevlerini yapmada , not tutmada ve çalışmalarını takip etmede bilgisayardan yararlanacaktır ve başarısı artacaktır.
Çocuğa verilecek eğitimin etkili olması için okuldaki eğitim ilkelerinin ev yaşantısı ile bağdaştırılması ,aile ve öğretmenin birbirinden yararlanması şeklinde kurulan işbirliği gereklidir. Çocuğunuzun eğitimi için öğretmeniyle sürekli iletişim halinde olunmalı ve evde yapılabilecek etkinlikler konuşunda görüşü alınmalıdır. Veli toplantılarına sürekli katılmanız okul aile işbirliğini ve dolayısıyla çocuğunuzun eğitimini kolaylaştıracaktır.
Çocuğun ders aralarında diğer öğrencilerle iletişimlerine yardımcı olmak için arkadaşlarıyla konuşabileceği konuların listesini vererek ve aile üyeleri ile bu liste üzerinde uygulama yaparak iletişim kurmasını kolaylaştırabilirsiniz.
Çocuğunuzla günlük hikayeler ve çizgi film diyaloglarını çalışarak sosyal ortamlarda ne yapacağını bilmesine ve sosyal ortamları daha iyi anlamasına yardımcı olabilirsiniz.
Otistik çocuk , bazı davranışları nedeniyle arkadaşları tarafından alay edilebilir veyalnız bırakılabilir. Aileler diğer çocukların çocukla alay etmesini önlemeli ve yaşıtlarının otistik çocuğun özellik ve ihtiyaçlarını fark etmesini sağlamalıdır.
Otistik çocuğa sahip anne babaların; çocuğun okul öğretmeni,doktoru, psikoloğu,konuşma terapisti, sosyal hizmet uzmanı ve rehber öğretmeniyle sürekli ilişki kurması çocuğun gelişimi açısından çok önemlidir
ÇOCUĞUM ÖZEL EĞİTİM ALMALI MI
Eğer çocuğunuza otizm tanısı konursa, onun için özel eğitim alması çok faydalı olacaktır. Çocuğunuza bir devlet hastanesi ya da üniversite hastanesinden alacağınız “Gelişim Raporu” ile Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinden eğitim aldırabilirsiniz.
Çocuğunuzun rapor almasını istemiyorsanız, bu eğitimi kendi imkanlarınız ile ücretli olarak da aldırabilirsiniz.
Özel eğitimin önemi çok büyüktür. Çünkü özel eğitim ile çocuğunuza özel bir eğitim programı uygulanacak, onun ihtiyaçları ön plana alınacaktır. Ayrıca evde sizin yapacağınız çalışmalar ile ilgili de sizlere bilgiler verilecek, siz de eğitime dahil olacaksınız.
Primer otizm genellikle genetik geçişli olup, doğumdan itibaren çocukta var olan, dış etkenler ile tetiklenen ve ortaya çıkan bir durumdur.
Seconder otizmde ise genetik yatkınlık pek yoktur. Özellikle anne ve babanın çalışması ve çocuklara bakıcıların bakması nedeniyle gözlenen bir durumdur.
Her iki otizm biçiminde de önemli olan erken tanı ve etkili eğitimdir. Erken tanının konunun uzmanları kişiler tarafından konması önemlidir.
Aileler çocuklarında otizm ile ilgili bir ya da birkaç belirti gözlediklerinde hemen telaşlanır ve bir çıkış yolu ararlar. Fakat şunu göz ardı etmemek gerekir. Her belirti otizm habercisi olarak yorumlanmamalıdır. Tabi ki anne babalar dikkatli olmalı ve gerekli ise önlem almalıdır.
Örneğin bir çocuk sadece göz kontağı kurmuyorsa ya da sadece ismi ile seslenildiğinde tepki vermiyorsa, ona otistik demek haksızlık olur. Çünkü bir çocuğa otizm tanısının konması için detaylı tarama ve değerlendirmelerin yapılması, birçok belirtiyi göstermesi gerekir.
Amerikan Psikiyatri Birliği, otizm spektrum bozukluğu içinde yer alan otizm tanısı için, çocuğun 12 belirtiden en az altısına sahip olmasını ve bu belirtilerden en az ikisinin sosyal etkileşim sorunları kategorisinden, en az birer tanesinin ise diğer iki kategoriden (iletişim sorunları ve sınırlı/yinelenen ilgi ve davranışlar) gelmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Ayrıca, bu belirtilerden en az birinin 36 aydan önce varlığı da aranmaktadır.
Eğer çocuk göz kontağı kurmuyor, ismi ile seslenince tepki vermiyor, sterotipik hareketler dediğimiz tekrarlayıcı hareketler yapıyor ( ellerini sallama, ileri geri sallanma,kendi etrafında dönme vb), konuşmuyorsa ya da konuşuyor ama ekolali dediğimiz tekrarlayıcı konuşmalar yapıyorsa o zaman otizm tablosundan söz etmek mümkün olabilir.
Anne babalar hayatın karmaşası içinde bazen ilerine çok zaman ayırıp, aynı zamanı çocuklarına ayıramıyorlar. Çocuk evde bakıcı ile büyüyor, tüm gün sorun çıkarmasın diye televizyon açılıyor,çizgi film, klip ve reklamlar izlettiriliyor, sadece çocuğunu temel ihtiyaçları olan beslenme, alt değiştirme ve uyku için onunla iletişime geçiliyor, diğer zamanlarda çocukla ilgilenilmiyorsa bu durum da seconder otizm dediğimiz bir tablonun oluşmasına neden olabiliyor.
Bu tabloda çocuk yalnız kalmayı tercih eder, televizyon izlerken kitlenip kalır gibi bakar, göz kontağı kurmaz, genellikle ismi ile seslenince tepki vermez. Ama otizm tablosunda görülen sterotipik hareketler, ekolali ya da öfke nöbetleri yoktur. Bu tip durumlarda bu çocuklar için otizm açısından risk grubu içinde tabiri kullanılır. Bu çocukların erken fark edilmesi ve önlem alınması çok önemlidir.
Otistik çocukların Down Sendromlu çocuklarda olduğu gibi belirli fiziksel özellikleri yoktur. En çok bilinen özellikleri ağrı eşiklerinin yüksek olduğu ve acıyı pek hissetmedikleridir. O nedenle ağır otistik özellikler gösteren çocuklar öfke nöbeti geçirdiklerinde, başlarını duvara vursalar ve başları kanasa bile ağrı hissetmezler ve bu nedenle de bu davranışı sonlandırmazlar.
Otizm için günümüzde yunus terapi, at terapi, ozon terapi, guluken kazain diyeti gibi alternatif yöntemler olsa da, en iyi yöntem eğitimdir. İyi bir eğitim almak ve bu eğitimi evde de devam ettirmek çocukta ilerlemeyi sağlar.
Otizm epilepsiye neden olur mu diye bir düşünce de olabiliyor anne babalarda. Otizm epilepsiye neden olmaz, epilepsi otizme eşlik edebilir. Yani bir çocukta hem otizm hem de epilepsi görülebilir. Tıpkı otizm ve zihinsel engelin bir arada görünme riski gibi.
Yani bir çocuk epileptik ilaçlar alıyorsa, bu ilaçlar sadece epilepsiyi tedavi eder, otizmin henüz herhangi bir ilaç tedavisi yoktur.
AİLELERE ÖNERİLER
Eğer çocuğunuz:
Başkalarıyla göz teması kurmuyorsa,
İsmini söylediğinizde bakmıyorsa,
Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
Parmağıyla ile istediği şeyi göstermiyorsa,
Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa,
Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa,
Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa,
Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa,
Sallanmak, çırpınmak gibi garip hareketleri varsa,
aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa,
Gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa,
Bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler yapıyorsa,
Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa, otizm açısından değerlendirme yapmak gerekir.
Otistik çocuğun başarıları takip edilerek her zaman övülmelidir. Bu durum çocuğun kendisinden bekleneni doğru yaptığını anlamasına yardımcı olacaktır.
Otistik çocuğun boş zamanlarında ona eşlik edecek bir ağabey ya da abla konumunda olacak nitelikte birisi seçilirse ve onu yalnız bırakmazsa sosyal gelişimi yönünden yararlı olacaktır.
Otistik çocukların yapacakları işleri organize etmelerine yardımcı olmak amacıyla bir defter tutulması ve yapılacak işlerin , kullanılacak malzemelerin deftere kayıt edilerek kullanılması ve okula giderken hazır olması okul ile aile arasındaki iletişimi kolaylaştırarak çocuğun eğitimine yardımcı olacaktır.
Aynı zamanda çocuğun okul defterinin kapağına ders programını ve ödevlerle ilgili programı koyarak çalışmaları bağımsız olarak takip etmesine yardımcı olabiliriz.
Çocuğunuzun bağımsız olarak çalışması ve oyun oynaması sağlanacağı zaman ; ne yapması, ne kadar yapması, süresi ve çalışmayı, oyunu bitirince ne yapacağına ilişkin bilgiler çocuğa verilmelidir.
Otistik çocuklar elle yazı yazma becerisi yönünden oldukça zayıf olup , düzgün yazı yazma becerisini kazandırmak oldukça zordur. Bu nedenle otistik çocuklara bilgisayarda yazı yazma becerisini erken yaşta kazandırmak yararlıdır. Otistik çocuk ödevlerini yapmada , not tutmada ve çalışmalarını takip etmede bilgisayardan yararlanacaktır ve başarısı artacaktır.
Çocuğa verilecek eğitimin etkili olması için okuldaki eğitim ilkelerinin ev yaşantısı ile bağdaştırılması ,aile ve öğretmenin birbirinden yararlanması şeklinde kurulan işbirliği gereklidir. Çocuğunuzun eğitimi için öğretmeniyle sürekli iletişim halinde olunmalı ve evde yapılabilecek etkinlikler konuşunda görüşü alınmalıdır. Veli toplantılarına sürekli katılmanız okul aile işbirliğini ve dolayısıyla çocuğunuzun eğitimini kolaylaştıracaktır.
Çocuğun ders aralarında diğer öğrencilerle iletişimlerine yardımcı olmak için arkadaşlarıyla konuşabileceği konuların listesini vererek ve aile üyeleri ile bu liste üzerinde uygulama yaparak iletişim kurmasını kolaylaştırabilirsiniz.
Çocuğunuzla günlük hikayeler ve çizgi film diyaloglarını çalışarak sosyal ortamlarda ne yapacağını bilmesine ve sosyal ortamları daha iyi anlamasına yardımcı olabilirsiniz.
Otistik çocuk , bazı davranışları nedeniyle arkadaşları tarafından alay edilebilir veyalnız bırakılabilir. Aileler diğer çocukların çocukla alay etmesini önlemeli ve yaşıtlarının otistik çocuğun özellik ve ihtiyaçlarını fark etmesini sağlamalıdır.
Otistik çocuğa sahip anne babaların; çocuğun okul öğretmeni,doktoru, psikoloğu,konuşma terapisti, sosyal hizmet uzmanı ve rehber öğretmeniyle sürekli ilişki kurması çocuğun gelişimi açısından çok önemlidir
ÇOCUĞUM ÖZEL EĞİTİM ALMALI MI
Eğer çocuğunuza otizm tanısı konursa, onun için özel eğitim alması çok faydalı olacaktır. Çocuğunuza bir devlet hastanesi ya da üniversite hastanesinden alacağınız “Gelişim Raporu” ile Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinden eğitim aldırabilirsiniz.
Çocuğunuzun rapor almasını istemiyorsanız, bu eğitimi kendi imkanlarınız ile ücretli olarak da aldırabilirsiniz.
Özel eğitimin önemi çok büyüktür. Çünkü özel eğitim ile çocuğunuza özel bir eğitim programı uygulanacak, onun ihtiyaçları ön plana alınacaktır. Ayrıca evde sizin yapacağınız çalışmalar ile ilgili de sizlere bilgiler verilecek, siz de eğitime dahil olacaksınız.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocuğum Otistik Mi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Emine ERGÜN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Emine ERGÜN'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
12 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.