Tematik Atolye Calismalari - Resim ile Terapi
Tematik atölye çalışması, sanata ve resme dair malzemeler kullanarak yürütülen terapötik bir çalışmadır. Eğitime veya estetiğe yönelik bir yaklaşım olmaksızın, boya, su, fırça, kalem ve kâğıt kullanımı ile çocuğun kendisini ifade edebilmesi için yeni bir ortam yaratmayı hedefler. Bazı duygu, çatışma ve çelişkilerin söze dökülmesi bir yetişkin için bile zor bir süreç olabilirken, çocuklar için dilin kullanımı henüz yeni ve olgunlaşmamış bir yapıda olmasından dolayı onları etkileyen şeylere ulaşmaları, onları ifade etmeleri ve anlam yüklemeleri daha da zor olması beklenir. Bu nedenle, serbestçe boyaları ve renkleri kullanarak oluşturdukları resimler aracılığı ile kendilerini ifade etmeleri, iç dünyalarını yansıtmaları kolaylaşır. Resmedilen her şeyin anlamı ise sadece çocuğun ona yüklediği anlam doğrultusunda belirlenir. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı çocuğun üretimlerini ve bunların çocuğun iç dünyasındaki anlamlarını onunla birlikte kavramaya çalışmaktır.
Görüşme esnasında kullanılan ve “Aracı malzemeler” olarak adlandırabileceğimiz araçlar, semptom ve dil arasında bağlantı kurmayı kolaylaştırmak üzere terapötik ortama taşınır. Semptom ve dilin arasında bir geçisin sağlanması, çocuğun, iç dünyasını başta kâğıda yansıtması, daha sonra ise kelimeler ile ifade edebilmesi anlamına gelir. Resme yansıttığı durum ve bu duruma bağlı duygu ile ilgili ifade geliştirmesi çocuğun kendi özeline ait bir hikâyeyi paylaşmayı kabul etmesi anlamına gelir. Dolayısıyla resimlerin ve şekillerin ötesinde; burada önemli olan, çocuğun süreç içerisinde oluşturacağı hikaye olacaktir. Ellerin (bedenin) ve ruhsal alanın birleştiği bu nokta çocuk ve terapist arasındaki çalışmanın temelini oluşturmaktadır. “Terapide, sanatsal eylemin bir işlevi de « görünemez olanı görünür » hale getirmek olacaktır. En yoğun veya en uçarı hali ile « dokunulmaz olanı dokunulabilir » hale getirmeyi hedeflerken, en somut veya en soyut hali ile daima gizemini koruyan bir görünmez arayışıdır terapist – cocuk iliskisinin temelinde yatan[1]».
Sözel ve sözel olmayan ifadenin ortaya çıkabilmesi için hareket ve ifade özgürlüğü önemlidir. Tematik atölye çalışmaları da bu nedenle çocuğun ortaya koymaya hazır olduğu konulardan yola çıkarak yürütülür, oynayacağı oyuna bir kısıtlama getirilmez, kullanacağı boyaları ona sunarak müdahale etmeksizin sahiplenmesi beklenir.
Ayrıca, elleri boyaya ve/veya suya batırarak yapılan oyunlar ve çalışmalar, beden sınırlarını belirlemekte otistik çocuklara yardımcı olur. Bunun için elbette zaman gerekir. Çocuk ile iletişimin sağlanması ve ebeveynlerin yardımı ile her çocuk için özgün bir çalışma ortamının hazırlanması birincil önem taşımaktadır. Bu nedenle ebeveyn ve çocuk ile yapılan ilk görüşmenin ardından her çocuğun ihtiyacına göre terapötik çerçevenin yani sıra kendisine uygun olacak sınırlar çizilmelidir.
Duyuların uyarıldığı bu aktivitelerde paylaşım ve serbest ifade kolaylaşır. Otistik çocuklar için bedenin sınırları ruhsal bir çerçeve içerisinde belirlenemediğinden, çocuk bu sınırları duyuları aracılığı ile deneyimler. Nesnelere dokunmak, hatta onlara vurmak bedeninin nerede bittiğini anlamaya ve hissetmeye yönelik hareketlerdir. Bu sürecin tekrarı çocuğun bu sınırları tekrar tekrar kontrol etme ihtiyacına dayanmaktadır. Bu nedenle, « parçalanma » duygusunu önlemek üzere, bedeninin nerede başladığını ve bittiğini farklı hareketler yoluyla deneyimlemeye çalışır. Başka bir değişle, çocuk bu şekilde varlığını hissederek deneyimler. Dokunuşlarının birçok duyuyu harekete geçiriyor olması ise çocuğa bu deneyiminde yardımcı olur. Dokunmak, bir nesneye vurmak veya koklamak, el ve nesne arasında dokunmanın ortaya çıkardığı sınırın yanı sıra, ses duyma ve koku alma duyularını da harekete geçirir. Bu şekilde, bedeni aracılığı ile beden ve dış dünya arasında ayrım yapmaya yönelik bir çalışma gerçekleştirir.
Ruhsal olanı ortaya çıkarmak üzere izlenen bu uzun soluklu çalışma, çocuğun daha önce farklı yollara başvurarak deneyimledigi bedenini bu defa terapötik bir ortam çerçevesinde deneyimleyerek bedenine anlam vermesi için bir alan yaratmayı amaçlar.
Fiona Faraci
Uzm. Klinik Psikolog
[1] Bayro-Corrochano F., Les arts plastiques en psychothérapie, Champs Psychosomatiques. 2001/3, No. 23, s. 126
Görüşme esnasında kullanılan ve “Aracı malzemeler” olarak adlandırabileceğimiz araçlar, semptom ve dil arasında bağlantı kurmayı kolaylaştırmak üzere terapötik ortama taşınır. Semptom ve dilin arasında bir geçisin sağlanması, çocuğun, iç dünyasını başta kâğıda yansıtması, daha sonra ise kelimeler ile ifade edebilmesi anlamına gelir. Resme yansıttığı durum ve bu duruma bağlı duygu ile ilgili ifade geliştirmesi çocuğun kendi özeline ait bir hikâyeyi paylaşmayı kabul etmesi anlamına gelir. Dolayısıyla resimlerin ve şekillerin ötesinde; burada önemli olan, çocuğun süreç içerisinde oluşturacağı hikaye olacaktir. Ellerin (bedenin) ve ruhsal alanın birleştiği bu nokta çocuk ve terapist arasındaki çalışmanın temelini oluşturmaktadır. “Terapide, sanatsal eylemin bir işlevi de « görünemez olanı görünür » hale getirmek olacaktır. En yoğun veya en uçarı hali ile « dokunulmaz olanı dokunulabilir » hale getirmeyi hedeflerken, en somut veya en soyut hali ile daima gizemini koruyan bir görünmez arayışıdır terapist – cocuk iliskisinin temelinde yatan[1]».
Sözel ve sözel olmayan ifadenin ortaya çıkabilmesi için hareket ve ifade özgürlüğü önemlidir. Tematik atölye çalışmaları da bu nedenle çocuğun ortaya koymaya hazır olduğu konulardan yola çıkarak yürütülür, oynayacağı oyuna bir kısıtlama getirilmez, kullanacağı boyaları ona sunarak müdahale etmeksizin sahiplenmesi beklenir.
Ayrıca, elleri boyaya ve/veya suya batırarak yapılan oyunlar ve çalışmalar, beden sınırlarını belirlemekte otistik çocuklara yardımcı olur. Bunun için elbette zaman gerekir. Çocuk ile iletişimin sağlanması ve ebeveynlerin yardımı ile her çocuk için özgün bir çalışma ortamının hazırlanması birincil önem taşımaktadır. Bu nedenle ebeveyn ve çocuk ile yapılan ilk görüşmenin ardından her çocuğun ihtiyacına göre terapötik çerçevenin yani sıra kendisine uygun olacak sınırlar çizilmelidir.
Duyuların uyarıldığı bu aktivitelerde paylaşım ve serbest ifade kolaylaşır. Otistik çocuklar için bedenin sınırları ruhsal bir çerçeve içerisinde belirlenemediğinden, çocuk bu sınırları duyuları aracılığı ile deneyimler. Nesnelere dokunmak, hatta onlara vurmak bedeninin nerede bittiğini anlamaya ve hissetmeye yönelik hareketlerdir. Bu sürecin tekrarı çocuğun bu sınırları tekrar tekrar kontrol etme ihtiyacına dayanmaktadır. Bu nedenle, « parçalanma » duygusunu önlemek üzere, bedeninin nerede başladığını ve bittiğini farklı hareketler yoluyla deneyimlemeye çalışır. Başka bir değişle, çocuk bu şekilde varlığını hissederek deneyimler. Dokunuşlarının birçok duyuyu harekete geçiriyor olması ise çocuğa bu deneyiminde yardımcı olur. Dokunmak, bir nesneye vurmak veya koklamak, el ve nesne arasında dokunmanın ortaya çıkardığı sınırın yanı sıra, ses duyma ve koku alma duyularını da harekete geçirir. Bu şekilde, bedeni aracılığı ile beden ve dış dünya arasında ayrım yapmaya yönelik bir çalışma gerçekleştirir.
Ruhsal olanı ortaya çıkarmak üzere izlenen bu uzun soluklu çalışma, çocuğun daha önce farklı yollara başvurarak deneyimledigi bedenini bu defa terapötik bir ortam çerçevesinde deneyimleyerek bedenine anlam vermesi için bir alan yaratmayı amaçlar.
Fiona Faraci
Uzm. Klinik Psikolog
[1] Bayro-Corrochano F., Les arts plastiques en psychothérapie, Champs Psychosomatiques. 2001/3, No. 23, s. 126
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Tematik Atolye Calismalari - Resim ile Terapi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Fiona FARACI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Fiona FARACI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
resim ile terapi, disa vurum, cocuk ve ifade, otizm, terapi, otizm terapi, resim terapisi, atölye çalışması
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.