Erken Boşalma Nedir, Nasıl Çözülür ?
Erkeklerde en sık görülen rahatsızlıkların başında gelen erken boşalma problemi erkek için cinsel hayatı kabusa çeviren, ilişkileri durağanlaştıran, evlilikleri ciddi sıkıntılara sokan hatta bitiren rahatsızlıklardandır. Erkek bu durumu yaşamaya başlatınca iç dünyasında ciddi karmaşalar yaşamaya başlar. Bunlardan dolayı bayanlarla cinsel ilişkiye girmekte kendisi alıkoymaya, cinsel hayattan uzaklaşmaya başlar fakat bunun neticesinde ciddi bunalımlı sürece girebiliri. İşinde, ilişkilerinde, sosyal çevresinde sıkıntılar yaşamaya başlar. Çözüm aramak kimi zaman gizli gizli alınan ilaçlara, geciktirici krem ve spreylere, bitkisel ilaçlara, kulaktan dolma ve erkeklerin birbirine tavsiye ettiği çözüm yollarına dayanmaktadır. Sonuç maalesef hüsranı daha da artırmaktadır kısa süreli çözüm olabilmekte fakat kalıcı bir çözüm maalesef gerçekleşememektedir.
Fakat bununla ilgili yapılmış birçok bilimsel çalışma ve bu durumu ortadan kaldırabilen çok net başarıya ulaşmış tedavi yöntemleri mevcuttur. Sadece bir uzmana başvurmak sorunun kabulü sayıldığı için çözüm için yüzde otuz beşlik bölüm tamamlanmış sayılır.
bu durumla ilgili dünyaca ünlü uzmanlar çalışmışlar ve onların yöntemleri birçok terapiste yol göstermiştir.
Masters ve Johnson, kadın ve erkek cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde 3 temele dayandırdıkları bir model önermektedirler:
1- Her iki cinste de paralel, 4 evreli ardışık fizyolojik ve öznel uyarılma vardır. (cinsel yanıt döngüsü)
2- Cinsel işlev bozukluklarının oluşumunda ve sürmesinde yanlış bilgilenme ve performans kaygısı başta olmak üzere psikojenik faktörlerin önde gelir.
3- Cinsel işlev bozukluklarının çoğu kısa, sorun-odaklı tedavi yaklaşımlarına (yani duyumsal keşif gibi) iyi yanıt verir.
Psikolojik faktörler açısından da cinsel sorunların başlamasında ve sürmesinde kaygıdan çok bilişsel süreçlerin (algılama ve dikkatle ilgili süreçler) rolü üzerinde tartışılmaktadır. Buradan yola çıkılarak çoğu zaman cinsel istek ve uyarılma bozukluklarının altında yatan sebepler olan performansla ilgili zorlukların veya seksi olma isteğinin elenmesi tedavideki odak noktaları olmalıdır.
İlişki ile ilgili faktörler halen cinsel işlev bozukluklarının oluşumunda odaklanılan bir diğer alanı oluşturur. İletişim sorunları, güven ya da yakınlığın olmaması ve güç çatışmaları cinsel sorunlara en sık eşlik eden sorunlardır.
Kültürel ve toplumsal etmenler de önemlidir. Erkeğe ve kadına biçilen roller de cinsel sorunların sıklığını etkiler gibi görünmektedir.
Cinsel işlev bozukları; haz ve doyum duygusunu kaybetmekten öte bir durumdur. Kişi aşağıdaki duyguları ve karmaşayı yaşayabilir:
Sevilmeme, terk edilme korkusu, yalnızlık, erkekliğine kötü davranılmış hissi, küçük düşme duygusu, gurur incinmesi, cinsel rol, cinsel kimlik ve cinsel tercih karmaşası, suçluluk ve günahkarlık duyguları, hak ettim, bedelini ödemeliyim düşüncesi vb.
Cinsel işlev bozukluklarında hazırlayıcı etkenler cinsel eğitimin yetersizliği, cinsel mitler, tutucu ortamda büyüme, yetersiz cinsel deneyim, yaşam biçimi, bozuk aile ilişkileri, kişilik özellikleri, travmatik cinsel deneyimler, psikoseksüel roldeki güvensizlik, intrapsişik dinamik nedenler, bedensel hastalıklar, depresyon ve diğer psikiyatrik bozukluklar, ilaçların yan etkileri, alkol ve madde kullanımı, abartılı performans beklentileri , gebelik, doğum ve laktasyon , ilişkide yaşanan sorunlar, yaşlanma, sadakatsizlik, eş kaybı, partnerdeki cinsel işlev bozukluğu, performans anksiyetesi, ilişkide yaşanan sorunlar, cinsel mitler, psikiyatrik bozukluklar, bedensel hastalıklar, ilaçların yan etkisi, alkol ve madde kullanımı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, partnerler arasındaki çekicilik kaybı
Yukarıda sayılan birçok neden erkeğin zihninde oluşan yanlış inançları tetiklediği için erken boşalma olayını da daha da tetiklemektedir. Bu yüzden erkek içsel dünyasında ne zaman rahata ererse o zaman bu problem ortadan kalkacaktır. Unutmamak gerekir ki Penis rahatken sertleşir, kasılma yaşadığında gevşek ve sönükleşir.Zihninizin rahatlaması demek cinsel hayatınızın kurtulması demektir.
Fakat bununla ilgili yapılmış birçok bilimsel çalışma ve bu durumu ortadan kaldırabilen çok net başarıya ulaşmış tedavi yöntemleri mevcuttur. Sadece bir uzmana başvurmak sorunun kabulü sayıldığı için çözüm için yüzde otuz beşlik bölüm tamamlanmış sayılır.
bu durumla ilgili dünyaca ünlü uzmanlar çalışmışlar ve onların yöntemleri birçok terapiste yol göstermiştir.
Masters ve Johnson, kadın ve erkek cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde 3 temele dayandırdıkları bir model önermektedirler:
1- Her iki cinste de paralel, 4 evreli ardışık fizyolojik ve öznel uyarılma vardır. (cinsel yanıt döngüsü)
2- Cinsel işlev bozukluklarının oluşumunda ve sürmesinde yanlış bilgilenme ve performans kaygısı başta olmak üzere psikojenik faktörlerin önde gelir.
3- Cinsel işlev bozukluklarının çoğu kısa, sorun-odaklı tedavi yaklaşımlarına (yani duyumsal keşif gibi) iyi yanıt verir.
Psikolojik faktörler açısından da cinsel sorunların başlamasında ve sürmesinde kaygıdan çok bilişsel süreçlerin (algılama ve dikkatle ilgili süreçler) rolü üzerinde tartışılmaktadır. Buradan yola çıkılarak çoğu zaman cinsel istek ve uyarılma bozukluklarının altında yatan sebepler olan performansla ilgili zorlukların veya seksi olma isteğinin elenmesi tedavideki odak noktaları olmalıdır.
İlişki ile ilgili faktörler halen cinsel işlev bozukluklarının oluşumunda odaklanılan bir diğer alanı oluşturur. İletişim sorunları, güven ya da yakınlığın olmaması ve güç çatışmaları cinsel sorunlara en sık eşlik eden sorunlardır.
Kültürel ve toplumsal etmenler de önemlidir. Erkeğe ve kadına biçilen roller de cinsel sorunların sıklığını etkiler gibi görünmektedir.
Cinsel işlev bozukları; haz ve doyum duygusunu kaybetmekten öte bir durumdur. Kişi aşağıdaki duyguları ve karmaşayı yaşayabilir:
Sevilmeme, terk edilme korkusu, yalnızlık, erkekliğine kötü davranılmış hissi, küçük düşme duygusu, gurur incinmesi, cinsel rol, cinsel kimlik ve cinsel tercih karmaşası, suçluluk ve günahkarlık duyguları, hak ettim, bedelini ödemeliyim düşüncesi vb.
Cinsel işlev bozukluklarında hazırlayıcı etkenler cinsel eğitimin yetersizliği, cinsel mitler, tutucu ortamda büyüme, yetersiz cinsel deneyim, yaşam biçimi, bozuk aile ilişkileri, kişilik özellikleri, travmatik cinsel deneyimler, psikoseksüel roldeki güvensizlik, intrapsişik dinamik nedenler, bedensel hastalıklar, depresyon ve diğer psikiyatrik bozukluklar, ilaçların yan etkileri, alkol ve madde kullanımı, abartılı performans beklentileri , gebelik, doğum ve laktasyon , ilişkide yaşanan sorunlar, yaşlanma, sadakatsizlik, eş kaybı, partnerdeki cinsel işlev bozukluğu, performans anksiyetesi, ilişkide yaşanan sorunlar, cinsel mitler, psikiyatrik bozukluklar, bedensel hastalıklar, ilaçların yan etkisi, alkol ve madde kullanımı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, partnerler arasındaki çekicilik kaybı
Yukarıda sayılan birçok neden erkeğin zihninde oluşan yanlış inançları tetiklediği için erken boşalma olayını da daha da tetiklemektedir. Bu yüzden erkek içsel dünyasında ne zaman rahata ererse o zaman bu problem ortadan kalkacaktır. Unutmamak gerekir ki Penis rahatken sertleşir, kasılma yaşadığında gevşek ve sönükleşir.Zihninizin rahatlaması demek cinsel hayatınızın kurtulması demektir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Erken Boşalma Nedir, Nasıl Çözülür ?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.İbrahim GÜLYAŞAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.İbrahim GÜLYAŞAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
