Karşı Cinsle İletişim
Bilmeliyiz ki bir insanın terbiye edilmesiyle bilmesi gerekenlerin ayıp olarak değerlendirilip kendine öğretilmemesi aynı şeyler değildir.Çocuklarımız dünyaya kız veya erkek çocuğu olarak gelirler ve bunların daha doğuşten bir fiziksel cinsel kimliği zaten vardır.Sonrası ise bu cinsel kimliğe uygun bilgilerle donatılması ve hayata bu donanımlarla hazırlanmasıyla tamamlanacaktır.İnsanların ne cinsel kimlikleri,ne bu kimliğe ait bilimsel donanımları öğrenmeleri ne de bu cinsel kimliğe uygun bilinçle yetişmesi zannedilenin aksine ayıp değildir.Çocukluk ve ergenlik dönemleri insanların cinsel kimnlipğine uygun bilgi ve davranış gelişimleriyle yaşanır.Ergenlik çağının ikinci döneminden itibaren ise cinsel kimlik doğrultusunda karşı cinsle iletişim başlar.Bu aslında hem doğrudur, hem de doğaldır.Çünkü bilim karşı cinse i,lgi duyan bir insanı normal olarak değerlendirmekte,ilgi duymanı ise normal bulmamaktadır.Bu anlamda toplum olarak ilk aşmamız gereken şey geleneksel ayıp tereddütlerini bir kenara bırakmak ve evlatlarımıza cinsel kimliklerini doğru geliştirmeleri noktasında doğru rehberlik etmektir.
Geleneksel yapımız nedeniyle halen karşı cinsle ilişkiler noktasında ciddi açmazları olan bir toplumuz.Geleneksel yapımız aslında bir kent kültürü üzerine kurulu olmayan,daha çok taşra yaşamı izleri taşıyan,açık değil kapalı toplumun yaşam kodlarını taşıyan bir kültürdür.Oysa günümüz yaşamı kentlerde yoğunlaşmış,yaşam algısı değişmiş,yaşam tarzı değişmiş olması nedeniyle o geleneksel kültürle yönetilemez hale gelmiştir.Bu nedenle aslında sosyologlarımzın kültürümüzle günümüz yaşamını sağlıklı bir dengede buluşturan yeni bir geleneksel yapı üretmesi öncelikli bir sosyal ihtiyaçtır.Burada arızalı yapılarımzın başında gelen karşı cinsle iletişim de daha doğru ve sağlıklı bir konuma oturtulmalıdır.Çünkü günümüzde ahlaklı yetiştireceğiz baskısıyla ahlaksızlaştırılan çok insana rastlamaktayız ve bir şeylerin doğru kodlanmadığını en iyi gören meslek gruplarından birisiyiz.Örneğin pedofili dediğimiz çocuk istismarında,ensest ilişkilerde Türkiye pek de iyi bir durumda değildir.Sadece bu tür olaylar toplumdan saklandığı için yaşandığı ölçüde açığa çıkmamaktadır.Yani ahlaki duyarlılıklarla konulan mesafeler,konulan yasaklar maalesef ahlaklı bir toplum oluşturmayla sonuçlanmamıştır.Bu nedenle geleneksel yapımızdaki hassasiyetler ahlaki beklentileri gerçekleştirmemektedir.
Eski taşra hayatından farklı olarak günümüz kent hayatında erkeklerle kadınlar yaşamın her alanında beraberdir.Okulda beraberdir,işte baraberdir,sosyal hayatta beraberdir,aile hayatında beraberdir.Bu kadar iç içe geçmişliğin içinde zaten eski geleneksel yargılarla sağlıklı bir yol alınamayacağı aşikardır.Üstelik önceki namusu kadının sırtına yükleme ve kadın kimliğini baskılama geleneksel anlayışı ülkemzide kadın gibi kadıbn yetiştirmede de bir çok eksikliğe yol açmaktaydı.Erkek abartılan cinsel kimlik,kadın ise bastırılan cinsel kimlik olmaktaydı.Evlilikle kurulan müşterek hayatta da bunların çeşitli sıkıntıları yaşanmaktaydı.
Günümüz yaşamında kadın ve erkek arasında giderek artan bir denkleşme,eşitlenme vardır.Bu nedenle de çocuklarımızı eski geleneksel kültürün öğretileryile değil,günümüz yaşamına hazırlayan bir cinsel kimlik bilinciyle yetiştirmeli,karşı cinsle iletişimi yasaklamak yerine ölçülendirmeyi ve bu sayede gençlerimizin bu ilişkileri doğru ölçüler içinde yaşama ve yönetmesini kendilerine öğretmeliyiz.
Unutmayalım ki cinsel dürtüler cinsel hormonlarla yönetilen ve yok edilemeyecek kadar güçlü dürtülerdir.Hiç bir yasak,hiç bir baskı bu dürtüleri yok edemez.bu kadınıyla erkeğiyle de böyledir.Ama doğru bir cinsel bilinç,doğru bir ahlaki bilinç ve doğru bir karşı cinsle iletişim bilinci yüklenerek gençlerimzin bu dürtülerini sağlıklı yönetmeleri sağlanabilir. Günümz yaşam şartlarında da yapılabilecek en doğru şey budur.Çünkü artık daha önceki yılların mantığıyla bu günün yaşamı yönetilememektedir.
Karşı cinsle iletişimin bir amacı karşı cinsin dünyasını tanımak olmalıdır.Çünkü erkeklerle kadınların duyguları ve yönelimleri birbirlerinden farklıdır.Bu iki farklı dünyadan evlilikle bir dünya kurulabilmesi açısından tarafların birbirlerinin dünyasını tanımaları oldukça önemlidir.karşı cinsle iletişimin ikinci amacı ise ileride ortak bir dünya kurmaya yönelik hazırlıklardır.Flört dönemi olarak da addedilen bu dönem aslında ilişkilerde önemlidir.Çünkü güven ilişkisi,birbirini gerçekçi tanıma,ortak paydalar oluşturma gibi doğru hazırlıklara vesile olursa bu dönem evlilik yaşamını kolaylaştıran bir işlev görmektedir.Ancak burada sırf kaybetmemek için kendini olduğundan farklı tanıtmak oldukça yanlıştır ve evlilik dönemine de son derece güven sarsıcı yansımaları olmaktadır.Bu nedenle flört dönemlerinde karşı cinsle iletişimde "gerçekçi tanışma" olarak adlandırdığımız ve her şeyin olduğu gibi yansıtıldığı bir tanışmanın gerçekleşmesi,herkesin de karşısındakini bu gerçekleriyle kabul etmesi fevkalade önemlidir.Zira evlilik ilişkilerinde eksik tanışma veya tanışma dönemi aldatmacvalarının ne büyük güven erozyonları yarattığını evlilik terapilerine gelen çiftlerde gözlüyoruz.Zaten hiç bir zaman bir kadına veya bir erkeğe karşı tarafın kalesine gol atma mantığıyla bir ilişki kurmasını tavsiye etmeyiz.Çünkü atılan her golün sonrasında golü yiyen golü atana bir kızgınlık ve kırgınlık hissetmekte,bu yaklaşım ilişkilerdeki samimiyet ve doğallığı öldürmektedir.
Günümüzde ülkemizde evliliklerin %24'ü boşanmayla sonuçlanmakta,süren evliliklerin de %85'i idareten sürmekte,%10' iyi evlilik no0ktasında,%5'i de mutlu evlilik durumundadır.Bu tablo toplumun evlatlarını kadınıyla erkeğiyle hayata ve evliliğe hazırlamada ciddi eksiklikleri bulunduğunu açıkça gözler önüne sermektedir.Bu manzara kadın erkek ilişkilerinin yeniden ele alınmasını,doğru donanımlara kavuşturulmasını,doğru desteklenmesini uyumlu evlilikler için ihtiyaç haline getirmektedir.Bizim hazırladığımız "evlilik okulu eğitim programı"nda "ben olmadan biz olunmaz,ben kalarak bize varılmaz" prensibi vardır.Önce insanların birey olmayı başarması,redleri ve kabulleriyle kendisi olmaları önemlidir.Sonra yaşamlarına bir insanı sokacak iseler önce buna kendileri de ihtiyaç duydukları için yöneldiklerini bilmeli,ilişkilerine amir olmaya çalışmamalı ve ilişkilerini sağlıklı paylaşımlar üzerinden yaşamayı tercih etmelidirler.
İlişkilerde en önemli şeylerden birisi iyi niyetli olmaktır.Çünkü başında iyi niyetin olmadığı her yaşanmışlıktan sonrasında sorunlar ortaya çıkmaktadır.kadın erkek ilişkileri aslında bir toplum açısından var olma meselelsidir.Çünkü toplumun sürmesi için üremeye,üreme için ise kadın ve erkek birlikteliğine ihtiyaç vardır.Önemli olan bu insani ve toplumsal gerekliliği doğru bir bilinçle,iyi bir niyetle ve doğru bir karakterle yönetebilmenin gençlere öğretilmesidir.Aslında ahlaken toplumun var oluş sebebi olan kadın erkek ilişkileri insanlığın hiç bir döneminde ayıp değildi,yaşamın ta kendisiydi.Artık bu gerçekle de yüzleşerek yoluna devam eden bir toplum olmayı başarmalıyız.
Kadın erkek ilişkilerinde en öne çıkan sorunlarımız birbirimizin dünyasını tanımamak,ilişkiye egemen olmak istemek ,yanlışlarıyla yüzleşmemek ve bencil davranmaktır.unutulmamalı ki bunların hepsi de biz olmayı değil ben kalmayı çağrıştıran yanlış alışkanlıklardır.Sevgiyle...
Geleneksel yapımız nedeniyle halen karşı cinsle ilişkiler noktasında ciddi açmazları olan bir toplumuz.Geleneksel yapımız aslında bir kent kültürü üzerine kurulu olmayan,daha çok taşra yaşamı izleri taşıyan,açık değil kapalı toplumun yaşam kodlarını taşıyan bir kültürdür.Oysa günümüz yaşamı kentlerde yoğunlaşmış,yaşam algısı değişmiş,yaşam tarzı değişmiş olması nedeniyle o geleneksel kültürle yönetilemez hale gelmiştir.Bu nedenle aslında sosyologlarımzın kültürümüzle günümüz yaşamını sağlıklı bir dengede buluşturan yeni bir geleneksel yapı üretmesi öncelikli bir sosyal ihtiyaçtır.Burada arızalı yapılarımzın başında gelen karşı cinsle iletişim de daha doğru ve sağlıklı bir konuma oturtulmalıdır.Çünkü günümüzde ahlaklı yetiştireceğiz baskısıyla ahlaksızlaştırılan çok insana rastlamaktayız ve bir şeylerin doğru kodlanmadığını en iyi gören meslek gruplarından birisiyiz.Örneğin pedofili dediğimiz çocuk istismarında,ensest ilişkilerde Türkiye pek de iyi bir durumda değildir.Sadece bu tür olaylar toplumdan saklandığı için yaşandığı ölçüde açığa çıkmamaktadır.Yani ahlaki duyarlılıklarla konulan mesafeler,konulan yasaklar maalesef ahlaklı bir toplum oluşturmayla sonuçlanmamıştır.Bu nedenle geleneksel yapımızdaki hassasiyetler ahlaki beklentileri gerçekleştirmemektedir.
Eski taşra hayatından farklı olarak günümüz kent hayatında erkeklerle kadınlar yaşamın her alanında beraberdir.Okulda beraberdir,işte baraberdir,sosyal hayatta beraberdir,aile hayatında beraberdir.Bu kadar iç içe geçmişliğin içinde zaten eski geleneksel yargılarla sağlıklı bir yol alınamayacağı aşikardır.Üstelik önceki namusu kadının sırtına yükleme ve kadın kimliğini baskılama geleneksel anlayışı ülkemzide kadın gibi kadıbn yetiştirmede de bir çok eksikliğe yol açmaktaydı.Erkek abartılan cinsel kimlik,kadın ise bastırılan cinsel kimlik olmaktaydı.Evlilikle kurulan müşterek hayatta da bunların çeşitli sıkıntıları yaşanmaktaydı.
Günümüz yaşamında kadın ve erkek arasında giderek artan bir denkleşme,eşitlenme vardır.Bu nedenle de çocuklarımızı eski geleneksel kültürün öğretileryile değil,günümüz yaşamına hazırlayan bir cinsel kimlik bilinciyle yetiştirmeli,karşı cinsle iletişimi yasaklamak yerine ölçülendirmeyi ve bu sayede gençlerimizin bu ilişkileri doğru ölçüler içinde yaşama ve yönetmesini kendilerine öğretmeliyiz.
Unutmayalım ki cinsel dürtüler cinsel hormonlarla yönetilen ve yok edilemeyecek kadar güçlü dürtülerdir.Hiç bir yasak,hiç bir baskı bu dürtüleri yok edemez.bu kadınıyla erkeğiyle de böyledir.Ama doğru bir cinsel bilinç,doğru bir ahlaki bilinç ve doğru bir karşı cinsle iletişim bilinci yüklenerek gençlerimzin bu dürtülerini sağlıklı yönetmeleri sağlanabilir. Günümz yaşam şartlarında da yapılabilecek en doğru şey budur.Çünkü artık daha önceki yılların mantığıyla bu günün yaşamı yönetilememektedir.
Karşı cinsle iletişimin bir amacı karşı cinsin dünyasını tanımak olmalıdır.Çünkü erkeklerle kadınların duyguları ve yönelimleri birbirlerinden farklıdır.Bu iki farklı dünyadan evlilikle bir dünya kurulabilmesi açısından tarafların birbirlerinin dünyasını tanımaları oldukça önemlidir.karşı cinsle iletişimin ikinci amacı ise ileride ortak bir dünya kurmaya yönelik hazırlıklardır.Flört dönemi olarak da addedilen bu dönem aslında ilişkilerde önemlidir.Çünkü güven ilişkisi,birbirini gerçekçi tanıma,ortak paydalar oluşturma gibi doğru hazırlıklara vesile olursa bu dönem evlilik yaşamını kolaylaştıran bir işlev görmektedir.Ancak burada sırf kaybetmemek için kendini olduğundan farklı tanıtmak oldukça yanlıştır ve evlilik dönemine de son derece güven sarsıcı yansımaları olmaktadır.Bu nedenle flört dönemlerinde karşı cinsle iletişimde "gerçekçi tanışma" olarak adlandırdığımız ve her şeyin olduğu gibi yansıtıldığı bir tanışmanın gerçekleşmesi,herkesin de karşısındakini bu gerçekleriyle kabul etmesi fevkalade önemlidir.Zira evlilik ilişkilerinde eksik tanışma veya tanışma dönemi aldatmacvalarının ne büyük güven erozyonları yarattığını evlilik terapilerine gelen çiftlerde gözlüyoruz.Zaten hiç bir zaman bir kadına veya bir erkeğe karşı tarafın kalesine gol atma mantığıyla bir ilişki kurmasını tavsiye etmeyiz.Çünkü atılan her golün sonrasında golü yiyen golü atana bir kızgınlık ve kırgınlık hissetmekte,bu yaklaşım ilişkilerdeki samimiyet ve doğallığı öldürmektedir.
Günümüzde ülkemizde evliliklerin %24'ü boşanmayla sonuçlanmakta,süren evliliklerin de %85'i idareten sürmekte,%10' iyi evlilik no0ktasında,%5'i de mutlu evlilik durumundadır.Bu tablo toplumun evlatlarını kadınıyla erkeğiyle hayata ve evliliğe hazırlamada ciddi eksiklikleri bulunduğunu açıkça gözler önüne sermektedir.Bu manzara kadın erkek ilişkilerinin yeniden ele alınmasını,doğru donanımlara kavuşturulmasını,doğru desteklenmesini uyumlu evlilikler için ihtiyaç haline getirmektedir.Bizim hazırladığımız "evlilik okulu eğitim programı"nda "ben olmadan biz olunmaz,ben kalarak bize varılmaz" prensibi vardır.Önce insanların birey olmayı başarması,redleri ve kabulleriyle kendisi olmaları önemlidir.Sonra yaşamlarına bir insanı sokacak iseler önce buna kendileri de ihtiyaç duydukları için yöneldiklerini bilmeli,ilişkilerine amir olmaya çalışmamalı ve ilişkilerini sağlıklı paylaşımlar üzerinden yaşamayı tercih etmelidirler.
İlişkilerde en önemli şeylerden birisi iyi niyetli olmaktır.Çünkü başında iyi niyetin olmadığı her yaşanmışlıktan sonrasında sorunlar ortaya çıkmaktadır.kadın erkek ilişkileri aslında bir toplum açısından var olma meselelsidir.Çünkü toplumun sürmesi için üremeye,üreme için ise kadın ve erkek birlikteliğine ihtiyaç vardır.Önemli olan bu insani ve toplumsal gerekliliği doğru bir bilinçle,iyi bir niyetle ve doğru bir karakterle yönetebilmenin gençlere öğretilmesidir.Aslında ahlaken toplumun var oluş sebebi olan kadın erkek ilişkileri insanlığın hiç bir döneminde ayıp değildi,yaşamın ta kendisiydi.Artık bu gerçekle de yüzleşerek yoluna devam eden bir toplum olmayı başarmalıyız.
Kadın erkek ilişkilerinde en öne çıkan sorunlarımız birbirimizin dünyasını tanımamak,ilişkiye egemen olmak istemek ,yanlışlarıyla yüzleşmemek ve bencil davranmaktır.unutulmamalı ki bunların hepsi de biz olmayı değil ben kalmayı çağrıştıran yanlış alışkanlıklardır.Sevgiyle...
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Karşı Cinsle İletişim" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
