Terapist Seçimi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Bir hekim arkadaşımla konuşurken, terapist seçmek üzerine sohbet ettik. Bu konuda ince eleyip sık dokuduğunu, bunun kendini abartılı bir önemseme biçimi olabileceğinden kaygı duyduğunu belirtti ve çok hoşuma giden bir örnek verdi; kuaföre bile gidince önce işlemi yapacak kişinin kaşına saçına bakıyorsak terapistin de kendi davranışlarını incelemek de çok normal değil mi? Kesinlikle katılıyorum ve bu seçimi yaparken ince eleyip sık dokumanın kişinin kendi yararına olacağını düşünüyorum.
Terapist seçerken ince eleyin sık dokuyun :)
Sahte psikologlar maalesef oldukça popüler ve en az lisans mezunu psikolog kadar sahtesi, diplomasızı mevcut. Bu sebeple ruh sağlığı hizmeti alırken, hizmet alacağınız kişiyi doğru seçmek önemli. Yalnızca Psikiyatri, Psikoloji veya Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunu kişiler ruh sağlığı hizmeti vermekte yetkindir. Kimi zaman psikiyatri uzmanlığı olmaksızın akreditasyonu yapılmış terapi eğitimleri sonrası terapist ünvanı almaya hak kazanmış tıp mezunları da bu hizmeti verebilmektedir.
Herkesle, her problemle çalışan kişilerden ziyade, belli başlı alanlarda uzmanlaşmış kişilerin alanında çok daha yetkin olma ihtimali var. Biraz daha açacak olursam, çocuğun seviyesine inilerek yapılan oyun terapisi seansından çıkıp, çift terapisine giriyor olmak bir takım problemler doğurabilir. Farklı terapi yöntemlerini birleştiriyor olmak, terapistin becerilerini geliştiren ve size yardım etmesini kolaylaştıran bir etkendir. Ancak her yaş grubunun, her problemin farklı çalışma stillerini gerektirmesinden ötürü -yukarıdaki örnekte bahsettiğim gibi, oyun terapisi çocukla birlikte regrese olmayı ve yetişkin dilinden farklı bir dil kullanmayı gerektirir, ancak çift terapisi yapabilmek için farklı bir dil, farklı terapötik beceriler kullanmak gerekecektir- terapist bu geçişlerde zorlabilir.
Her terapi yöntemi, her kişide faydalı olmayabilir. Sizin ihtiyacınız olan ne? Basit davranış düzenlemeleri mi yoksa geçmişten taşıdığınız yaralarınızı sarmak mı? Elbetteki bu konudaki ihtiyacınızı terapiye başlamadan önce bilmeniz mümkün olmayabilir. Ancak süreç içerisinde ihtiyacınızın karşılanmadığını hissediyorsanız, bu yalnızca terapistin işini yapamaması ile açıklanamaz. Başvurduğunuz uzman işini gerçekten iyi yapıyor olsa bile, kullandığı terapi yöntemi size uygun olmayabilir. Bu durumda terapistiniz ile konuşup izleyeceğiniz yola birlikte karar verebilirsiniz.
Lisans eğitimi terapist olmak için yeterli değil elbette, ancak lisansüstü eğitimin dışında hatta belki daha önemli olan birşey var: Terapistinizin kendisi danışan koltuğunda oturdu mu? Unutmayın, uyguladığı terapi yönteminin terapisinden geçmeden, kendiyle derinlemesine tanışmadan terapi uygulayan kişi, sizi ancak kendi derinleşebildiği sınıra kadar götürebilir. Ya da örneğin Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi gibi daha davranışsal terapi methodları kullanan kişiler terapiden geçmedikleri takdirde yürüttükleri seanslarda şemaları tetiklenebilir, kendi bilişsel çarpıtmalarının farkında olmadığı için sizi yanlış yönlendirebilir.
Bir terapistin, kendi yetkinlilk ve yeterlilik sınırlarını bilip kendini sürekli geliştirmesi önemlidir. Aksi halde, sizi ilerleme kaydetmeden oyalabilir, farkında olarak veya olmayarak ruh sağlığınıza zarar verebilir. Bunu tıpkı intörn doktorun, hassas bir beyin ameliyatı yapması gibi düşünebilirsiniz.
Etik İlkeler, her meslek grubunda önemli iken, bizim mesleğimizde danışan gizliliği başta olmak üzere, 'yarar sağlayamıyorsan bile zarar verme' temeli üzerinden hareket etmek oldukça önemlidir. Gizliliğe önem vermek, terapi ortamı dışında danışanla görüşmemek, sizden kendi işi için yardım istememek gibi maddeler etik davranışlar olarak sıralanabilir.
Sınırlar! terapist sizin kişisel sınırlarınızı saygı duyuyor mu? Sizi bir karar vermek, bir seçim yapmak için yönlendiriyor mu? Hayatınızla ilgili şeylerden bahsederken suçlanmış veya yargılanmış hissediyor musunuz? Bu soruların cevapları oldukça önemli, çünkü bir terapist size tavsiye verdiği, sizin yerinize karar aldığı noktada, yetkinlik sınırlarını aşmış olur. Bununla ne demek istiyorum biraz açayım; örneğin eşimden ayrılmalı mıyım? Diye bir soru sorduğunuzda terapist, buna cevap vermek yerine, sizi bu soruya sormaya iten sebepleri anlamaya, doğru karar vermek için neye ihtiyacınız olduğunu keşfetmeye ve sağlıklı bir karar vermenize yardımcı olmaya çalışmalıdır. Ya da aldatma gibi, şiddet göstermek gibi davranışlar gösterdiğinizde veya hayat görüşünüzü belli eden meselelerden bahsettiğinizde sizi suçlu ve yargılanmış hissettiriyorsa bu terapistinizin yanlış yolda olduğunun göstergesidir.
Burada tavsiye ile psikoeğitim'in ayrımını yapmak oldukça önemli, kişi problem yaşadığı konuda bir sosyal beceri geliştirmeye ihtiyaç duyuyorsa, örneğin ebeveynlik becerileri gibi, terapist bu eksik beceriyi geliştirmeye yardımcı olmak adına bilimsel temelleri olan ve kişisel fikirlerinden uzak bir takım yollar öğretebilir, bu psikoeğitimdir. Yine madde kullanımı konusunda veya istenmeyen davranışların değişiminde terapistiniz size bir takım bilimsel temelli davranış yöntemleri önerebilir, ev ödevleri verebilir. Baş etmekte zorlandığınız konularda sizi cesaretlendirebilir. Fakat yukarıda verdiğim örnekteki gibi, ayrılmalı mıyım sorusuna cevap olarak ayrıl veya ayrılma diyorsa, bu tavsiye ve yetkinlik sınırlarının dışına çıkmaktır. Unutmayın, hayatınızla ilgili bir kararda bir başkasının fikrine ihtiyaç duyuyorsanız ve aksi halde karar alamıyorsanız, bu da terapide çalışılması gerekebilecek başlıca bir konu olabilir. Ya da terapistinizin yönlendirmesi sonucu aldığınız karardan pişman olabilir, ve bu kararınızın sonucunu telafi edemeyebilirsiniz. Çünkü bir başkasının hayatı söz konusu olduğunda, yönlendiren kişi terapist dahi olsa, gözden kaçırdığı noktalar olabilir, veya kararın getireceği sonuçların sorumluluğu kişinin kendisine aittir. Sonuç olarak, siz, sizin yerinize terapistiniz karar vermesini isteseniz dahi terapist mesleki ilkeler gereği sizin yerinize karar almamalıdır.
Bağlılık oluşturma, terapi sürecinde bazı şeylerin yanlış gittiğinin diğer bir göstergesi. Bazı terapi methodları veya problemler uzun dönem çalışmayı gerektirebilir elbette. Bu durumları ve terapi tekniklerini dışarıda bırakarak, konuya devam etmek istiyorum. Eğer terapi sürecinde artık terapistiniz olmadan kendinizi hayatla baş etmekte yetersiz hissetmeye başladıysanız, başvurduğunuz problemler düzeldiği halde terapiyi sonlandırma aşamasına geçmediyseniz ve bunun fikri dahi sizde gerginlik yaratıyorsa sağlıksız bir bağlılık oluşmuş olabilir. Terapistiniz bunu farketmemiş olabilir - bu onun terapötik beceleri ile ilgili bir takım eksikliklere işaret ediyor olabilir, veya farkettiği halde müdahalede bulunmuyor olabilir. Böyle bir durum hissettiğinizde, bunu terapi seansı içinde konuşmak ve üzerine çalışmak gerekmektedir. Ancak terapistiniz bunda bir problem görmüyorsa, yanlış yönlendiriliyor olma ihtimalinizi gözden geçirmenizi tavsiye ederim.
Ruh sağlığı hizmeti aldığınız kişiyi seçerken, bedeninizi emanet ettiğiniz hekimleri seçtiğiniz titizlikle davranın.
Terapist seçerken ince eleyin sık dokuyun :)
Sahte psikologlar maalesef oldukça popüler ve en az lisans mezunu psikolog kadar sahtesi, diplomasızı mevcut. Bu sebeple ruh sağlığı hizmeti alırken, hizmet alacağınız kişiyi doğru seçmek önemli. Yalnızca Psikiyatri, Psikoloji veya Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunu kişiler ruh sağlığı hizmeti vermekte yetkindir. Kimi zaman psikiyatri uzmanlığı olmaksızın akreditasyonu yapılmış terapi eğitimleri sonrası terapist ünvanı almaya hak kazanmış tıp mezunları da bu hizmeti verebilmektedir.
Herkesle, her problemle çalışan kişilerden ziyade, belli başlı alanlarda uzmanlaşmış kişilerin alanında çok daha yetkin olma ihtimali var. Biraz daha açacak olursam, çocuğun seviyesine inilerek yapılan oyun terapisi seansından çıkıp, çift terapisine giriyor olmak bir takım problemler doğurabilir. Farklı terapi yöntemlerini birleştiriyor olmak, terapistin becerilerini geliştiren ve size yardım etmesini kolaylaştıran bir etkendir. Ancak her yaş grubunun, her problemin farklı çalışma stillerini gerektirmesinden ötürü -yukarıdaki örnekte bahsettiğim gibi, oyun terapisi çocukla birlikte regrese olmayı ve yetişkin dilinden farklı bir dil kullanmayı gerektirir, ancak çift terapisi yapabilmek için farklı bir dil, farklı terapötik beceriler kullanmak gerekecektir- terapist bu geçişlerde zorlabilir.
Her terapi yöntemi, her kişide faydalı olmayabilir. Sizin ihtiyacınız olan ne? Basit davranış düzenlemeleri mi yoksa geçmişten taşıdığınız yaralarınızı sarmak mı? Elbetteki bu konudaki ihtiyacınızı terapiye başlamadan önce bilmeniz mümkün olmayabilir. Ancak süreç içerisinde ihtiyacınızın karşılanmadığını hissediyorsanız, bu yalnızca terapistin işini yapamaması ile açıklanamaz. Başvurduğunuz uzman işini gerçekten iyi yapıyor olsa bile, kullandığı terapi yöntemi size uygun olmayabilir. Bu durumda terapistiniz ile konuşup izleyeceğiniz yola birlikte karar verebilirsiniz.
Lisans eğitimi terapist olmak için yeterli değil elbette, ancak lisansüstü eğitimin dışında hatta belki daha önemli olan birşey var: Terapistinizin kendisi danışan koltuğunda oturdu mu? Unutmayın, uyguladığı terapi yönteminin terapisinden geçmeden, kendiyle derinlemesine tanışmadan terapi uygulayan kişi, sizi ancak kendi derinleşebildiği sınıra kadar götürebilir. Ya da örneğin Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi gibi daha davranışsal terapi methodları kullanan kişiler terapiden geçmedikleri takdirde yürüttükleri seanslarda şemaları tetiklenebilir, kendi bilişsel çarpıtmalarının farkında olmadığı için sizi yanlış yönlendirebilir.
Bir terapistin, kendi yetkinlilk ve yeterlilik sınırlarını bilip kendini sürekli geliştirmesi önemlidir. Aksi halde, sizi ilerleme kaydetmeden oyalabilir, farkında olarak veya olmayarak ruh sağlığınıza zarar verebilir. Bunu tıpkı intörn doktorun, hassas bir beyin ameliyatı yapması gibi düşünebilirsiniz.
Etik İlkeler, her meslek grubunda önemli iken, bizim mesleğimizde danışan gizliliği başta olmak üzere, 'yarar sağlayamıyorsan bile zarar verme' temeli üzerinden hareket etmek oldukça önemlidir. Gizliliğe önem vermek, terapi ortamı dışında danışanla görüşmemek, sizden kendi işi için yardım istememek gibi maddeler etik davranışlar olarak sıralanabilir.
Sınırlar! terapist sizin kişisel sınırlarınızı saygı duyuyor mu? Sizi bir karar vermek, bir seçim yapmak için yönlendiriyor mu? Hayatınızla ilgili şeylerden bahsederken suçlanmış veya yargılanmış hissediyor musunuz? Bu soruların cevapları oldukça önemli, çünkü bir terapist size tavsiye verdiği, sizin yerinize karar aldığı noktada, yetkinlik sınırlarını aşmış olur. Bununla ne demek istiyorum biraz açayım; örneğin eşimden ayrılmalı mıyım? Diye bir soru sorduğunuzda terapist, buna cevap vermek yerine, sizi bu soruya sormaya iten sebepleri anlamaya, doğru karar vermek için neye ihtiyacınız olduğunu keşfetmeye ve sağlıklı bir karar vermenize yardımcı olmaya çalışmalıdır. Ya da aldatma gibi, şiddet göstermek gibi davranışlar gösterdiğinizde veya hayat görüşünüzü belli eden meselelerden bahsettiğinizde sizi suçlu ve yargılanmış hissettiriyorsa bu terapistinizin yanlış yolda olduğunun göstergesidir.
Burada tavsiye ile psikoeğitim'in ayrımını yapmak oldukça önemli, kişi problem yaşadığı konuda bir sosyal beceri geliştirmeye ihtiyaç duyuyorsa, örneğin ebeveynlik becerileri gibi, terapist bu eksik beceriyi geliştirmeye yardımcı olmak adına bilimsel temelleri olan ve kişisel fikirlerinden uzak bir takım yollar öğretebilir, bu psikoeğitimdir. Yine madde kullanımı konusunda veya istenmeyen davranışların değişiminde terapistiniz size bir takım bilimsel temelli davranış yöntemleri önerebilir, ev ödevleri verebilir. Baş etmekte zorlandığınız konularda sizi cesaretlendirebilir. Fakat yukarıda verdiğim örnekteki gibi, ayrılmalı mıyım sorusuna cevap olarak ayrıl veya ayrılma diyorsa, bu tavsiye ve yetkinlik sınırlarının dışına çıkmaktır. Unutmayın, hayatınızla ilgili bir kararda bir başkasının fikrine ihtiyaç duyuyorsanız ve aksi halde karar alamıyorsanız, bu da terapide çalışılması gerekebilecek başlıca bir konu olabilir. Ya da terapistinizin yönlendirmesi sonucu aldığınız karardan pişman olabilir, ve bu kararınızın sonucunu telafi edemeyebilirsiniz. Çünkü bir başkasının hayatı söz konusu olduğunda, yönlendiren kişi terapist dahi olsa, gözden kaçırdığı noktalar olabilir, veya kararın getireceği sonuçların sorumluluğu kişinin kendisine aittir. Sonuç olarak, siz, sizin yerinize terapistiniz karar vermesini isteseniz dahi terapist mesleki ilkeler gereği sizin yerinize karar almamalıdır.
Bağlılık oluşturma, terapi sürecinde bazı şeylerin yanlış gittiğinin diğer bir göstergesi. Bazı terapi methodları veya problemler uzun dönem çalışmayı gerektirebilir elbette. Bu durumları ve terapi tekniklerini dışarıda bırakarak, konuya devam etmek istiyorum. Eğer terapi sürecinde artık terapistiniz olmadan kendinizi hayatla baş etmekte yetersiz hissetmeye başladıysanız, başvurduğunuz problemler düzeldiği halde terapiyi sonlandırma aşamasına geçmediyseniz ve bunun fikri dahi sizde gerginlik yaratıyorsa sağlıksız bir bağlılık oluşmuş olabilir. Terapistiniz bunu farketmemiş olabilir - bu onun terapötik beceleri ile ilgili bir takım eksikliklere işaret ediyor olabilir, veya farkettiği halde müdahalede bulunmuyor olabilir. Böyle bir durum hissettiğinizde, bunu terapi seansı içinde konuşmak ve üzerine çalışmak gerekmektedir. Ancak terapistiniz bunda bir problem görmüyorsa, yanlış yönlendiriliyor olma ihtimalinizi gözden geçirmenizi tavsiye ederim.
Ruh sağlığı hizmeti aldığınız kişiyi seçerken, bedeninizi emanet ettiğiniz hekimleri seçtiğiniz titizlikle davranın.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Terapist Seçimi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Simge ÖZYÜREK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Simge ÖZYÜREK'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.