2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Can Sıkıntısının Faydaları
MAKALE #20525 © Yazan Psk.Nihan DİKME | Yayın Mayıs 2019 | 2,438 Okuyucu
Ben Çocukken
Ben çocukken muhtemelen her çocuk gibi çok sıkılırdım. Annemle aramızda sürekli şöyle bir konuşma geçerdi.

BEN: Anne çok sıkıldım.

ANNEM: Aç o zaman bir pencere.

O kadar sinir olurdum ki bunu söylemesine. “Ne demek aç bir pencere?” “Nereden açacağım?” gibi sorular sorardım. Kalbine ya da canına aç bir pencere derdi ve sinsi sinsi gülerdi.

Bunu çok bilinçli yaptığını sanmıyorum, sanırım kuşaklar arası kültürel aktarımla verdiği otomatik bir cevaptı. Çünkü ailenin diğer kadın üyelerinden ve gündeki teyzelerden de bu cevabı dudaklarına yapıştırdıkları gülüşle defalarca duymuştum.

İnanılmaz kafamı kurcalardı bu cevap. Acaba kalbimin üzerinde cebi olan bir tişört mü giymeliydim. Yoksa tişörtümün kalbime denk gelen yerini mi kesmeliydim? Oraya bir pencere mi çizmeliydim? Evlerde canın sıkılınca açabileceğin bir penceremi vardı?

Bir gün yine bir kadınlar buluşmasında, canım sıkıldı dediğimde, *annemden aynı cevabı aldım. “Aç bir pencere” Ne demek o yaaaaa söyleyin artık diye isyan edince etraftan “işte canım aç bir pencere, bul kendine bunu” cevabını aldım. Kendi dillerince bunun bir metafor olduğunu anlatmaya çalıştılar. Bu durumun içinden çıkmak için kendine bir şey bul, bir kapı aç, pencere aç dediler. Hepsi “ben mesela şunu yaparım” gibi o an hiç ilgilimi çekmeyen çoğu temizlik ve yemek yapmakla ilgili örnekler verdiler. Sanırım onlarda pek vakıf değillerdi. En sonunda anneannem “Ya da bir pencere hayal et mesela. Şuan canının sıkıntısını giderecek ya da istediğin her şeyi izleyebileceğin bir pencere olsun. Lunaparklar, uçan arabalar, develer… Artık canın ne istiyorsa o pencereden görebiliyormuşsun gibi düşün. Sihirli pencere. Git şimdi izle bakalım neler göreceksin sonra gel bize anlat” dedi.

O gün bugün ben artık neler neler, ne hayaller, ne uydurmalar,* ne düşler…

Merak duygumun burada perçinlenmiş ve yaratıcılığımın gelişmeye başlamış olduğunu varsayıyorum. Tabi ki o zaman kimsenin Freud’un psikoseksüel ve Ericson’ un psikososyal modeline ne kadar uygun bir şeyler söylediklerinden haberleri yoktu. Şimdi bu yazımı okuyorlarsa hepsine sevgilerimi iletiyorum.

Fakat günümüzde de bundan haberdar olan çok kişi olduğunu sanmıyorum.

NEDİR BU?
Bu çocuğun yaratıcılığı, merakı ve canının sıkılmasının desteklenmesi gerekmektedir.

Fakat günümüzde bunu bilen çok fazla yetişkin olduğunu düşünmüyorum. Bu farkındalığı kazanmalı ve bunu kuşaklar arası bilinçli bir şekilde aktarabilmeliyiz.

Terapilerde ve yürüttüğüm ruh sağlığını koruyucu çalışmalarda üzerinde en çok durmaya çalıştığım konu tüm duyguların ve ruh hallerinin bizim için var olduğudur. Bu durumu en güzel şu örnekle açıklamaya çalışırım. Diyelim ki birini kaybettiniz, ye yaşarsınız? Korku, endişe, üzüntü, vb. duygular. Bu kayıp karşısında olumsuz duygulardan kaçmamız mümkün müdür? HAYIR. Peki her hangi bir şeyin olumsuz duygu durumumuzu bir anda geçirmesi mümkün müdür? HAYIR. Bizler nasıl birini kaybettiğimizde olumsuz duygular yaşıyorsak, hayat içinde de elbette ki birçok olumsuz duygu yaşayacağız. Birini kaybettiğimizde nasıl ki bir yas sürecine giriyor ve bundan zamanla, yavaş yavaş, sağlıklı bir şekilde çıkmanın yollarını bulmaya çalışıyorsak, diğer olumsuz duygular içinde bunu yapmalıyız. Her şeyden önce o duyguyu yaşamalıyız. Olumsuz duyguları karşılarken dikkat etmemiz gereken şey bunun şiddeti ve sürecidir.

Can sıkıntısı da böyle bir durumdur. Bu durumdan bir an önce çıkmaya çalışmak ise sağlıksız savunma mekanizmalarını geliştirmemize sebep olur. Can sıkıntısından bir anda kurtulmaya çalışmak, kendine zarar vermeye yatkınlık halini doğurur: sigara, aşırı alkol, uyuşturucu vb. yönelme hali. Ayrıca bunlardan belki daha az zararlı görünmekle beraber, sıkıntıdan yeme, fazla çalışma, aşırı aktivite, sağlıksız rastgele ilişkiler gibi olgularda vardır.

Fakat günümüzde can sıkıntısından kurtulmak için kullandığımız en zararlı şey ekrandır. Telefon, televizyon, tablet ekranı. TTT. Sıkıntıyı bertaraf etmenin bu kadar kolay ve kısa yoldan temini, bizlerin diğer memnuniyet verici aktivite türlerine erişimini engelliyor gibi görünüyor. Örneğin sıkıldığınızda çıkıp bir yürüyüş yapmak, sinemaya gitmek, resim yapmak, dil öğrenmek, arkadaşlarla buluşmak, bir şeyler yazmak gibi sizi doğrudan harekete geçirecek davranışlar, daha kolay erişilebilir bir haz kaynağı yüzünden hep erteleniyor.

İYİ GİTMEYEN ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEK

Sıkıntımızı bu denli hızlı geçirebiliyor olmak bizi daha büyük ölçekli bir yerden de olumsuz etkiliyor. Hayatımızda iyi gitmeyen şeyleri değiştirmek konusunda bizi harekete geçmekten alıkoyuyor. Bir insan normal şartlarda, boş kaldığı zamanlarda hayatında olumsuz giden konulara odaklanacak ve daha fazla haz alıp, mutlu olacağı şeyleri keşfetmeye çalışacaktır. Belki kara kara düşünecektir ama sonunda bir pencere açacaktır. Bu iş, eş, sosyal çevre, hobi, para, çocuk her durum için geçerlidir.

Ancak boş kalıp canı sıkılıp düşünmeye başlayacağı anlarda, anlık ufak doyum noktalarına odaklanması, sürekli olarak kendini ertelemesine, iç dünyasına dönmemesine, yeni çıkış yolları bulmamasına ve hayatını aynı sıkıcı şekliyle devam ettirmesine yol açacaktır. Kapsamlı değişiklikler yapacak, yeni kararlar alacak, gerçekte neyi istediğini ve sevdiğini düşünmemiş olacaktır. O müzik aleti hiç çalınmayacak, o doğa yürüyüşüne hiç gidilmeyecek, o hayal ettiği iş asla kurulmayacaktır. O iş, O ev, O sevgili, O arkadaş grubu hiç değişmeyecektir, terk edilmeyecektir, konfor alanlarının dışına çıkılmayacaktır. Çünkü kısa ve çok sayıda haz anları, köklü ve kalıcı hazlara tercih edilmektedir.

ÇOCUKLAR NE YAPACAK?

Peki zamanımız çocukları ne yapacaklar. Asla canlarının sıkılmasına izin vermeyen ebeveynler tarafından büyütülüyorlar. Çocukları ile tatile çıkan bir aile düşünün. Up uzun araba ya da otobüs yolculuğunda çocuklarının ellerinde telefon tablet olmadan geçirebilirler mi?

Ne yapıyorduk önceden diye düşündüm. Biz çocukken ne yapıyorduk. Hava güzel camlar açılabiliyorsa ben büyük bir yaprak alıp iki parmağıma geçirip rüzgar sörfü yapıyordum. Dağlara taşlara bakıyordum, bulutları şekillere benzetiyordum.

Arabalarının arkasına bakıp(farları gözler, diğer yerleri de ağız burun gibi hayal edip) onun kızgın mı, mutlu mu, şakın mı vb. bir araba olduğunu tahmin etmeye çalışıyordum. Annem babamla kelime oyunu oynuyordum.

Ailemin çocukluğunda kendi oyuncaklarını kendilerinin yaptığını biliyorum. Çiviler, gazoz kapakları, bir şeyler bir şeyler….Yani hayal ediyor ve yaratıyorduk.

SIKILMAK YARATICILIĞI DOĞURUR

Sıkıntının farklı ölçeklerde faydaları mevcuttur, ancak bunları deneyimlemeniz için kendisine biraz zaman tanımanız gerekmektedir.

Texas A&M Üniversitesi’nden Heather Lench’e göre, “can sıkıntısının günlük yaşanması yararlı bir işe yol açması anlamına geliyor olmalı.” Nasıl ki korku duygusu tehlikeden kaçmaya, üzüntü duygusu gelecekte yapılacak hataların önlenmesine yarıyorsa, can sıkıntısının da benzer bir işlevi olmalı.

Lench, can sıkıntısının insanın en önemli özelliklerinden biri olan merak duygusunun ortaya çıkmasında etkili olduğuna, insanları yeni şeyler denemeye ittiğine inanıyor.

Sandi Mann de can sıkıntısı sayesinde insanların merak duygusunun, hayal gücünün ve yaratıcı özelliklerinin geliştiğine inanıyor. Bu nedenle can sıkıntısından korkmamak gerektiğini belirtiyor. “Çocuklarımın yaratıcılık özelliklerinin gelişmesi için canlarının sıkılmasına izin veriyorum,” diyor.

Eastwood ise can sıkıntısından çabuk kurtulma çabaları konusunda temkinli olmak gerektiğini söylüyor. “Öyle itici bir duygu ki hemen ondan kurtulmak istiyorsunuz; ama aslında ille de bir çare bulmak için uğraşmamalı, bu duygunun bize ne atlatmak istediğini anlamak için dinlemeliyiz,” diyor.

Eastwood’a göre can sıkıntısını hemen gidermek için akıllı telefona ya da tablete başvurmak ters etkide bulunabilir. “Teknoloji sayesinde fazlasıyla uyarılmış durumdayız… Merakımızı canlı tutacak daha hızlı ve daha kolay bir yol bulma peşindeyiz hep. Oysa bu durum daha çok can sıkıntısı yaşamamıza da neden olabilir.”

Eastwood, anı kurtarmak yerine daha uzun erimli sorunlara kafa yormanın daha akıllıca olacağına inanıyor. Örneğin, insana hayatın daha büyük anlamları olduğunu hissetmelerini sağlayacak şekilde yaklaşıldığında daha az sıkıldıkları görülmüştür.

SIKINTININ FAYDALARI

Konuyla ilgili bu tür araştırmaları inceleyen Louisville Üniversitesi'nden Andreas Elpidorou ulaştığı sonuçları şöyle özetliyor:

Sıkıntı, kişiye günlük aktivitelerinin anlamlı ve önemli olup olmadığını sorgulamasında yardımcı olur.

İnsanı kendi hedeflerine yönlendirici bir etkisi vardır.

Sıkıntının yokluğunda kişi kendisini, kendi hedefleriyle uzlaşmayan, geçici haz veren aktivitelerin tuzağına kaptırır.

Hiç sıkılmayan kişi aslında duygusal, bilişsel ve sosyal olarak daha anlamlı deneyimlerden uzak kalıyor demektir.

Sıkıntı bizi uyarır, bize aslında yapmak istediğimiz şeyi yapmadığımızı, hedeflerimizi ve alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerektiğini hatırlatır.

Sıkıntı bizi keşfetmeye, alternatifleri denemeye ve yeniliklere yönlendirir.

Bu konudan yapılan araştırmalar göstermiştir ki, belirli bir süre sıkıntı yaşadıktan sonra dünyaya daha farklı ve sıra dışı açılardan bakmaya başlayabiliyoruz.
Sıkıntı kişiyi, sıkıcı olmayan bir alternatife yöneltir. Umarım bu uzun soluklu haz alabileceğiniz bir alternatif olur.

Umarım sıkılmanıza rağmen bu uzun soluklu yazıyı okumuş olmanız size farklı bir pencere açmanızda yardımcı olur :P
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Can Sıkıntısının Faydaları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Nihan DİKME'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Nihan DİKME'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nihan DİKME Fotoğraf
Psk.Nihan DİKME
Bursa (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi10 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Nihan DİKME'nin Makaleleri
► Panik Atakın Faydaları Psk.Asım EREN
► Psikolojinin Önemi ve Terapinin Faydaları ÇOK OKUNUYOR Psk.Dnş.Büşra UYSAL
► Sabah Erken Uyanmanın Faydaları Psk.Berivan ŞENTÜRK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Can Sıkıntısının Faydaları' başlığıyla benzeşen toplam 55 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aşk Hakkında Herşey Şubat 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:28
Top