2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Korona Günlerinde Ruhsal Hastalıklar ve Çözüm Yolları
MAKALE #21552 © Yazan Uzm.Psk.Gülcem YILDIRIM | Yayın Haziran 2020 | 2,084 Okuyucu
Korona Günlerinde Ruhsal Hastalıklar

Depresyon


Depresyon korona günlerinde karşımıza çıkacak ilk ruhsal hastalıktır. Depresyon dediğimizde aklımıza gelen ilk duygu bir kayıp duygusudur. Korona günlerinde aslında çok fazla kayıp duygusu yaşıyoruz. Yakınlarını korona sürecinde kaybedenler, işini kaybedenler bu süreçten en çok etkilenenler. Onun dışında ortak kayıplar da var. Özgürlüğümüzü kaybettik örneğin dışarda istediğimiz gibi gezip istediğimiz yere gidemiyoruz, sosyal statülerimizi ya da rollerimizi kaybettik patron değiliz, öğretmen değiliz, müdür değiliz, garson değiliz.
Kayıp duygusuna kişinin ilk verdiği tepki kaybın geri dönüşünü beklemek olur. Örneğin özgürlüğümüzü kaybettik bir an önce dışarı çıkıp eski günlere dönmenin hayalini kurarız. Kaybın geri gelmesini isteriz. Süreç uzadıkça kişi kaybın geri döneceğine dair umudunu yitirmeye başlar. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak duygusu yerleşmeye başlar. Bir süre sonra kaydedilen şey geri gelse de anlamını kaybetmiş olur. Depresyonun başladığı yer tam da burasıdır. Artık kaybedilen para, kaybedilen özgürlük, kaybedilen sosyal statü aynı şekilde geri verilse de bir anlamı yoktur, içi boşalmıştır, gelmesi gereken beklenen zamanda gelmemiştir. Depresyon çocukluk yaşantısıyla bağlantılı bir duygudur. Bu süreçte bazı insanlar depresyona daha meyilliyken bazı insanlar kaybedilenin yasını tutup hayatına daha bilinçli devam etmeye başlar.
Depresyona meyilliyseniz bunun çocukluk yaşantınızla bağlantısını bulun. Kayıp duygusunu çocukken nasıl yaşadınız, bu bağlantıyı bulmanız depresyona farklı bir açıdan bakmanızı sağlar. Depresyondan çıkmak için;
1- Beklemeyi bırakın, sürecin ne kadar devam edeceğini şu anda hiç kimse bilmiyor. Bu süreçte içinize dönün. Eksik kalan işlerinizi tamamlayabilirsiniz örneğin.
2- Sabah güne erken başlayın. Gece ve gündüzü birbirine karıştırmayın. Gece 11 ve sabah 6 arası beynin dinlenmesi ve bilgilerin işlemlenmesi için uyku çok önemli.
3-Mutlaka fiziksel olarak hareket edin. Evde sabit durmak bedende çok fazla duygu birikmesine neden olur.
4- Çocuklukta bu duyguyu nasıl yaşadınız çocukluk anısıyla bağlantı kurun.

Panik Atak
Korona günlerinde ruhsal olarak olarak en fazla etkilenen 2. Ruhsal hastalık panik atak hastalığıdır.(1.si okb) Panik atak dışardan baktığımızda ölüm korkusu gibi görünse de aslında özüne baktığımızda öldürülme korkusudur.
Panik atak hastaları öldürülmekten korkar. Öldürülme korkusu geldiğinde bedensel bazı semptomlar ortaya çıkar.
Solunum hızlanır,damarlar kasılır, muhakeme yetimizi kaybederiz, kalp kanı beyne ve kaslara gönderir, tansiyon çıkar,çarpıntı olur.
Panik atak hastalığının en önemli sebebi çocukluk döneminde kisiye bakım veren yetişkinlerden birinin panik olmasıdır. Bu kişi çoğunlukla anne olur. Çocuk panik olan, tabiri caizse diken üstünde olan bu yetişkinin duygularıyla özdeşim kurar. Panik atak hastalığı için tavsiyelerim
1-Panik atak geçiren kişiler çoğunlukla normal hayatlarında çok hızlı hareket eden, çok hızlı yemek yiyen, çok hızlı yürüyen kişilerdir. Bu kişilere en önemli tavsiyem yavaşlamaktır. Korona sürecinde evde vakit geçirirken bile bu kişiler hep hızlı hareket eder. Yemek yerken, konuşurken, sevişirken yavaş hareket etmenizi öneririm.
2-Çocukluk döneminde panik olan kim? Hangi yetişkinin duyguları size geçmiş onu bulmanızı öneririm.
3-Panik atak krizleri bazen çok şiddetli olabilir. Vücutta sürekli kortizol sağlandığında bağışıklık sistemi çok yavaşlar. Dolayısıyla bu kişilerin bu süreçte uzman bir terapistten yardım almalarını öneririm.

Obsesif Kompulsif Bozukluk
Koronavirüs döneminden şüphesiz ki en fazla etkilenen psikolojik hastalık grubu takıntılı kişilik bozukluğuna sahip olanlardır. Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu adı verilen bu hastalık insanları tekrarlanan düşünce ve davranışlara bağımlı kılan ve kısıtlayan bir rahatsızlıktır.
Obsesyon takıntı, kompulsiyon ise takıntıyı rahatlatan davranıştır.
Koronavirüs döneminde televizyonda, gazetelerde ve sosyal medyada sıkça karşılaştığımız elleri yıkamak, maske takmak, ayakkabılarla içeri girmemek gibi pek çok uyarı ve önlemler zaten kaygılı, stresli ve takıntılı olan obsesif kompulsif kişilik bozukluğuna sahip olan kişilerin takıntılarını daha da artırmaktadır.
Obsesyonu olan olan kişilere tavsiyelerim;
1- Gerekli tedbirleri aldıktan sonra hala virüsün bulaşmasıyla ilgili endişeleri devam ediyorsa örneğin ellerini 20 saniye yıkadıktan sonra hala ellerini pis hissediyorlarsa o duyguda kalıp ellerini yıkamamaları. Ellerini yıkamadıkça kötü duygular gelmeye başlayacaktır. Bu duygular korku, çaresizlik, boşluk, anlamsızlık, yetersizlik gibi duygulardır. Ellerini yıkamadıklarında gelen bu duygular bu kişilerin çocukluk yaşantısıyla ilgilidir. Gelen duyguların çocukluktaki anısıyla bağlantısı kurulduğunda kişide rahatlama duygusu olur. Burda önemli olan ayrıntı kişinin elleri temiz olduğu halde içinden gelen elini yıkama davranışına tahammül edip elini yıkamamasıdır. Bu bilgi bütün kompulsif davranışlar için geçerlidir. Örneğin parkeyi sildiği halde tekrar silme isteği, kıyafetini yıkadığı halde tekrar yıkama isteği gibi bütün kompulsif davranışlara entegre edilebilir.
2-Yine de takıntı hastalığına sahip olan kişilerin bunu tek başlarına yapması kolay değildir. Bu durumda online terapi yapan bir uzmandan destek almalarını öneririm.

Borderline Kişilik Bozukluğu
Borderline kişilik bozukluğu dediğimiz zaman aklımıza gelecek olan ilk şey bölmedir. Bu kişilik bozukluğuna sahip olanlar dünyayı ya siyah ya beyaz görür. Korona günlerinde de duyguları sürekli değişkendir. Bazı günler depresif, mutsuz, huzursuzken bazı günler neşeli ve mutlu olurlar. İki uç duygu arasında sık sık gidip gelirler.
Borderline kişilik bozukluğu olanların çocukluk travmaları çok fazladır. Bu travmalar bu süreçte ateşleniyor. Özellikle yalnızlık, boşluk, anlamsızlık, değersizlik,
korku gibi duyguların bu kişilerde sıkça yaşandığını görüyorum. Korona sürecinde evde diğerleriyle (eş, anne, baba) sürekli vakit geciriyor olmak ise bu kişilerde boğulma, yutulma duygularının ateslenmesine sebep oluyor. Borderline kişilik bozukluğunda yakınlık boğucu uzaklık korkutucu gelir. Hep belirli bir mesafeden ilişki kurmak isterler. Dolayısıyla bu süreçte sevdikleriyle ayrı olan borderline kişiler korku yaşarken, sürekli dip dibe olanlar boğulma yaşıyor. Borderline kişilik bozukluğunda tavsiyelerim;
1- Hep iyi duyguda kalmaya çalışmayın. Sürekli yemek yiyerek, alış-veriş yaparak(internetten), dizi izleyerek iyi duyguda kalmaya çalışırsanız kötü duygular geldiğinde daha zorlayıcı olur. Kötü duygularınıza'da sahip çıkın. Onları yaşayın.
2- Gün içinde yarim saatlik kısa uykular uykuyun. Kötü duygular bu uykularda yatışıyor, beyin temizleniyor.
3-Çocukluk anılarınızı bulun. Hissettiğiniz kötü duyguları çocukken nasıl yaşadınız onlarla bağlantı kurun.

Narsistik Kişilik Bozukluğu
Narsistik kişilik bozukluğu ‘nun en önemli özelliği abartılı bir şekilde kendine hayran olma, kendini beğenme, tüm güçlülük ve büyüklenmeciliktir. Bu bozukluğa sahip olan kişiler kendilerini yüceltirken, diğerlerini küçümseme ve aşağılama eğiliminde olur.
Narsistik kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler dışardan bakıldığında parlak, özel ve akıllı görünür. Fakat iç dünyasında bu kişiler kendilerini o kadar da değerli görmez. Hep diğerinin takdirine ve onayına ihtiyaç duyar. Diğeri ona sen çok akıllısın dediğinde iyi hisseder. Diğerleri tarafından onaylanmadığında ya da taktir edilmediğinde kendisini berbat hisseder.
Koronavirüs sürecinde narsistik kişilik bozukluğuna sahip olan kişilerin en önemli problemi değersizlik duygusudur. Bu süreçte taktir görme, beğenilme duygusunu alamayan bu kişiler çok değersiz hissediyor.
Narsistik kişilik bozukluğu olanlara tavsiyelerim;
1-Kendi kendine taktir etme yetilerini geliştirebilirler. Dışardan taktir görmek yerine kendi içlerinde kendilerini taktir etsinler.
2-Çocukluk döneminde degersizlik duygusunu yaşadıkları anıları bulsunlar. Bu değersizlik duygusu çoğunlukla kendilerine ait değildir, anne, baba ya da bir yetişkinin duygusudur.
3-Empati yeteneklerini geliştirsinler. Bununla ilgili videolar izleyebilirsiniz, yazılar okuyabilirsiniz. Bu ilişkide gerçek yakınlığı sağlar, taktir görmeye ihtiyacı azaltır.
Psikoterapist Gülcem Yıldırım
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Korona Günlerinde Ruhsal Hastalıklar ve Çözüm Yolları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Gülcem YILDIRIM'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Gülcem YILDIRIM'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Gülcem YILDIRIM Fotoğraf
Uzm.Psk.Gülcem YILDIRIM
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog - Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi63 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Gülcem YILDIRIM'ın Yazıları
► Korona Günlerinde İlişkilerimiz Psk.Dnş.Onur AKKOCA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Korona Günlerinde Ruhsal Hastalıklar ve Çözüm Yolları' başlığıyla benzeşen toplam 46 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aşırı Yeme İsteği Mart 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:43
Top