Botox Zararlı mı? Botox’tan Korkmalı Mıyız?
Botox olarak bildigimiz ilacın etken maddesi “Botulinum Toksin A”. Toksin latince zehir demek. Botulinum ise bir mikrobun adı. Bu mikrop özellikle bozulmuş konservelerin içinde üreyebiliyor. Hiç bozuk konserve yediği için zehirlenmiş kimse gördünüz mü bilmiyorum. Ben gördüm. Zehirlenen insanlarda yüksek ölüm riski oluşuyor. Nedeni ise solunum durması.
Hocalarımız bize okulda botulinum toksinini anlatırken şöyle anlatmışlardı; “Bilinen en güçlü zehirdir, 1 kilogramı dünyadaki bütün insanları öldürmeye yeter”. Korkunç değil mi?. İşte biz bu toksini bugün kırışıklıkları düzeltmede kullanıyoruz. Peki nasıl oldu bu?, yoksa ateşle mi oynuyoruz?.
Önce size bu zehirin vücuda girince ne yaptığını anlatmak istiyorum. Bedenimizdeki kasların çalışması için uyarılmaları gerekiyor. Bu uyarıyı beyindeki ve omurilikteki merkezlerden kaslara uzanan sinirler yapıyor. Bu sinirlerin kaslarla buluştuğu uçlar var. Sinire vücut bir uyarı verince sinir ucundan asetil kolin adı verilen bir madde salınıyor, bu madde kaslara ulaşıyor ve kasların kasılmasını, yani iş yapmasını sağlıyor. Botulinum toksin ortamda olursa; sinir uçlarına giriyor ve asetil kolin dediğimiz bu maddenin salınımını engelliyor. Böylece sinir istese de kası uyaramıyor ve kas kasılamıyor. Şimdi düşünelim; Biz kas deyince genelde kollarımız, bacaklarımızdaki kaslar, pazularımız falan aklımıza geliyor genelde. Peki mesela konuşmamızın, görmemizin, yutmamızın, idrar yapmamızın, kalbimizin atmasının ve nefes almamızın kaslarla mümkün olduğunu, bu fonksiyonları yerine getiren pek çok kasın biz farkına varmadan çalıştığını biliyor musunuz?. Peki botulinum toksini bu kasları etkilerse ne olacak?. İşte konserve zehirlenmesi gibi bu toksinin vücuda bolca ve kontrolsüzce yayıldığı durumlarda işte bu kasların tümü etkileniyor ve insanlar soluk alamadıkları için ölebiliyorlar( eğer solunum cihazlarına bağlanmazlarsa)
Ancak öyle hastalıklar da var ki, istenilmediği halde kaslar kendiliğinden ve gereğinden fazla kasılıyorlar. Hepinizin gözü seğirmiştir, ya da hıçkırık tutmayanınız yoktur. Seğirme göz çevresindeki bir kasın kontrolsüz kasılmaları, hıçkırık da diyafram kasının (Akciğerler ile karın boşlukları arasındaki kas) kasılması sonucu oluşur. Peki devamlı olarak seğirmeleri olan kimse gördünüz mü?, tikleri olanlar mesela. İşte bazı hastalıklar var ki kas spazmları ile, yani kasların aşırı kasılması ile insanları rahatsız ediyorlar. İşte bu durumları tedavi etmek için bu toksinden faydalanılması düşünülmüş. Bu toksin laboratuar şartlarında üretilmiş, dozlanması sağlanmış ve aşırı kasılma olan yerlere az miktarlarda yapılmış. Sonuç başarılı olmuş. Bu çalışmaların yapıldığı zamanlar 25 yıl kadar önce.
Şaşılık durumu da gözü hareket ettiren kaslarla ilgili bir durum genelde. Bu durumu düzeltmek için gözü bir taraf çeken kaslardan birisine botox yapılmış ve yine sonuç başarılı. Bu şekilde şaşılık tedavisi yapılırken bir şey farkedilmiş; Hastaların göz çevresindeki kırışıklıklar da kayboluyormuş.İşte bu tesadüfi farkedilen etki bizim bugün yaşadığımız “Botox fenomenine” yol açtı.
Botulinum toksini bugün pek çok plastik cerrah, dermatolog, medikal estetik alanıyla ilgilenen pratisyen doktor arkadaşlar ve hiç yetkisi olmadığı halde bazı estetisyenler tarafınca kozmetik amaçlarla kullanılıyor. Yüzdeki kırışıklık bölgelerine toksin enjekte ediliyor ve kırışıklarınız 4-5 ay süreyle kayboluyor.
Ben 10 yıldan uzun süreli, ve binden fazla hasta deneyimine sahip doktorlardan birisiyim. Botox ile ilgili eğitim toplantılarının çoğuna katıldım. Benim uyguladıklarım dışında başka doktorlarca Botox uygulanmış pek çok kişi ile deneyimleri hakkında da konuştum. İyi deneyimler dışında kötü deneyimler yaşayanlar da çok.
Birisine kendisi hiç düşünmediği halde Botox önerdiğim zaman genelde şu tepki ler ile karşılaşıyorum;
· Vücuduma zehir enjekte ettirmek istemiyorum
· Mimiklerimi ve doğallığımı kaybetmek istemiyorum
· Botox vücuduma, özellikle beynime yayılabilir, o nedenle korkuyorum
· Etkisi çabuk geçiyor, tekrar tekrar yaptırmak istemiyorum, kalıcı bir çözüme ihtiyacım var.
Bu korkuların hepsinin temelinde gerçeklikler var. Ben de sizler gibi televizyonda mimikleri tamamen kaybolmuş, veya kaşları alnının ortasına çıkmış tuhaf bakışlı insanlar görüyorum. Bu ilacın bir zehir olduğunu ve ne kadar tehlikeli olduğunu ben biraz önce size anlattım.
Ancak yine de kullanıyorum. Çünkü doğru kullanıldığı zaman güzel bir ilaç olduğunu düşünüyorum.
Yanlış kullanımı şunlara yol açabilir ( kaynak www.botoxcosmetic.com yani botoxun resmi sitesi):
· Yutma, konuşma, nefes alma, idrar yapma problemleri
· Tüm vücuttaki kaslarda güçsüzlük
· Çift görme, bulanık görme, göz kapağı düşüklüğü
· Ciddi allerjik reaksiyonlar
Yanlış kullanım genellikle yeterli bilgiye sahip olmadan bu ilacın kullanımı sonucu olabiliyor. Maalesef tanıdığım pek çok meslektaşım var ki; bir iki bi şey okuma ve bir kez görme( ve hatta kendine yaptırma) sonrası ilacı uygulamaya başlıyorlar. Genellikle bilinçsiz insanlarca ve ucuz fiyatlara bu uygulamalar yapıldığı için bu kişiler tercih ediliyor. Oysa aslında hemen hiç kimse çok aşırı uygulama ücretleriyle Botox yapmıyor. Fiyatın ucuz olması demek size yeterli dozun yapılmaması demek. Çünkü aslen maliyeti yüksek olan bu ilacı çok az dozlarda ve fazla sayıda insana bölerek kullanırsanız maliyeti ucuza getirebiliyorsunuz. İlac yetersiz yapılırsa istediğiniz etkiyi görmezsiniz veya istemediğiniz şeyler görebilirsiniz.
Peki Botulinum toksini kullanılarak neler düzeltilebilir;
· Yüzünüzde mimiklerle oluşan çizgiler ( kaz ayakları, yatay alın çizgileri, kaş çatma çizgileri, dudak çevresi sigara çizgileri) azalır veya yok olur.
· Boyundaki çizgiler azaltılabilir, yüzünüzde aşağı doğru olan sarkma azaltılabilir
· Düşük kaşlar kaldırılabilir
· Gülünce üst dişetlerinin ortaya çıkması sorunu ( Gummy smile)giderilebilir
· Koltukaltı, avuç içi ve ayak tabanındaki bölgesel aşırı terlemeler düzeltilebilir
· Migren ağrılarınızın sıklığı azaltılabilir
· Her türlü kas spazmı durumunu çözmek için bu ilaç kullanılabilir. Size belki de hiç duymadığınız bir örnek vermek isterim; Vaginismus.
Vaginismus gerçekten çok can sıkıcı bir sorun. Vagina içten çepeçevre bir kas ile sarılı. Bazı insanlarda bu kas istemsiz olarak kasılıyor. Öyle güçlü bir kasılma oluyor ki cinsel birleşme hiçbir şekilde olamıyor. İşte bu durum botoxla çözülebiliyor. Başka tedavileri de var ama hiç biri bence botulinum toksin kadar hızlı ve etklili çözüm sağlayamıyor.
Botulinum toksin özellikle estetik amaçlı uygulamalarda çok düşük dozda kullanıldığı için vücut için bir tehlike oluşturmuyor ve enjekte edilen yer dışında ciddi etkilere yol açmıyor. Ancak özellikle büyük kas (kol, bacak kası gibi)spazmlarını çözmek için yüksek dozlarda kullanımı hayati tehdit oluşturabiliyor.
Bazı hastalarımdan duyduğum için açıklama gereği duyuyorum. İlaç beyine yayılmaz. Yayılsa da bi şey olmaz. Çünkü beyinde kas yok.
Kozmetik amaçlı kullanımlarında şu sorunlar görülebilir;
· İlac yapılan yerde geçici morluk olabilir( derialtına küçük kanamalar)
· Göz çevresine yaparken üst göz kapağına ilaç kaçarsa göz kapağı düşebilir
· Ağız çevresine yaparken dudak hareketleri bozulabilir. Bu konuşurken bazı harfleri (P gibi) çıkaramamanıza, veya bir şey yer içerken üstünüze dökülmesine sebep olabilir
· Ağız çevresi ve boyuna yaparken yutma güçlüğü, ses kısıklığı oluşabilir
· Çok nadiren geçici başağrısı ortaya çıkabilir
· Çok nadiren allerjik reaksiyonlar olabilir
Son 2 madde hariç, diğerlerinin doğru uygulamalar ile ortaya çıkmayacağına inanıyorum. İyi bir anatomi bilgisi ve ne yaptığınızı biliyor olmak, hangi etki için hangi dozu kullandığınızı biliyor olmak bu sorunların ortaya çıkmamasını sağlamaya yetiyor.
İlacın etkisi aslında 4 ay sürüyor. Ama tekrarlayan uygulamalarda bu süre uzuyor gibi görünüyor. Bunun nedeni şu; toksinin bloke edici etkisi nedeniyle 4 ay kasılmadan duran kas lifleri zayıflıyor ve tembelleşiyor. Tekrar kendilerine gelmeleri zaman alıyor. Tekrar tekrar yapıldığında kas iyice tembelleşiyor ve belki ilacı yapmasanız bile tekrar eskisi kadar güçlü kasılamıyor. Bu da şu demek çizgileriniz tekrar ortaya çıkamıyor. Peki tamamen felç mi oluyor kaslarınız ; Hayır, çünkü uygulama sırasında işimize yarayacak kas lifleri uygulama dışında tutuluyor ve bu da normal mimiklerinizin korunması anlamına geliyor.
Burada belirtmeden geçmek istemediğim bir nokta var. Botulinum toksin Botox olarak biliniyor. Botox aslında ticari bir isim. Ama yaygın kullanımı nedeniyle ( Aspirin gibi) ilacın içerik ismi gibi kullanılıyor. Piyasalarda bir de Dysport diye bir preparat daha var. O da güvenli bir firmanın ürünü. Sadece doz ayarlaması farklı, ve ilacın şişesinde daha fazla toksin var. Bir anlamda daha ucuza geliyor. Eğer sizin için önemliyse hangisinin kullanıldığını doktorunuza sorabilirsiniz.
Makalemi bitirirken Botox yaptıran kişilere pratik, yararlı olabilecek bir bilgi vermek istiyorum. İlaç yaptırdıktan sonraki ilk 3 gün içinde ilacın etkilemesini istediğiniz mimiklerinizi ne kadar çok yaparsanız ilaç o kadar etkili oluyor. Şöyle ki; ilaç enjekte edildikten sonra etkili olabilmesi için sinir uçları tarafınca içeri alınması gerekiyor. Bu ise ancak kaslara uyarı verildikçe mümkün oluyor. Yani siz mimik kaslarınızı kullandıkça ilaç sinir ucunda depolanıyor. İlaç verildikten sonraki ilk 3-5 gün içinde alınabildiği kadar alınıyor kalanları doku arasında yok oluyor. Dolayısıyla siz ilaç yok olmadan sinir uçlarına ne kadar çok aldırırsanız, etki o kadar artıyor. Yani etki güçlü oluyor ve uzun sürüyor.
Çoğu insan yaptırdıktan sonra hareket etmek yerine, tersine hareketsiz duruyorlar, bu durumda da ilacın etkisi daha az oluyor. O yüzden ilk günlerde fırsat buldukça egzersiz yapar gibi kaslarınızı hareket ettirin.
Hocalarımız bize okulda botulinum toksinini anlatırken şöyle anlatmışlardı; “Bilinen en güçlü zehirdir, 1 kilogramı dünyadaki bütün insanları öldürmeye yeter”. Korkunç değil mi?. İşte biz bu toksini bugün kırışıklıkları düzeltmede kullanıyoruz. Peki nasıl oldu bu?, yoksa ateşle mi oynuyoruz?.
Önce size bu zehirin vücuda girince ne yaptığını anlatmak istiyorum. Bedenimizdeki kasların çalışması için uyarılmaları gerekiyor. Bu uyarıyı beyindeki ve omurilikteki merkezlerden kaslara uzanan sinirler yapıyor. Bu sinirlerin kaslarla buluştuğu uçlar var. Sinire vücut bir uyarı verince sinir ucundan asetil kolin adı verilen bir madde salınıyor, bu madde kaslara ulaşıyor ve kasların kasılmasını, yani iş yapmasını sağlıyor. Botulinum toksin ortamda olursa; sinir uçlarına giriyor ve asetil kolin dediğimiz bu maddenin salınımını engelliyor. Böylece sinir istese de kası uyaramıyor ve kas kasılamıyor. Şimdi düşünelim; Biz kas deyince genelde kollarımız, bacaklarımızdaki kaslar, pazularımız falan aklımıza geliyor genelde. Peki mesela konuşmamızın, görmemizin, yutmamızın, idrar yapmamızın, kalbimizin atmasının ve nefes almamızın kaslarla mümkün olduğunu, bu fonksiyonları yerine getiren pek çok kasın biz farkına varmadan çalıştığını biliyor musunuz?. Peki botulinum toksini bu kasları etkilerse ne olacak?. İşte konserve zehirlenmesi gibi bu toksinin vücuda bolca ve kontrolsüzce yayıldığı durumlarda işte bu kasların tümü etkileniyor ve insanlar soluk alamadıkları için ölebiliyorlar( eğer solunum cihazlarına bağlanmazlarsa)
Ancak öyle hastalıklar da var ki, istenilmediği halde kaslar kendiliğinden ve gereğinden fazla kasılıyorlar. Hepinizin gözü seğirmiştir, ya da hıçkırık tutmayanınız yoktur. Seğirme göz çevresindeki bir kasın kontrolsüz kasılmaları, hıçkırık da diyafram kasının (Akciğerler ile karın boşlukları arasındaki kas) kasılması sonucu oluşur. Peki devamlı olarak seğirmeleri olan kimse gördünüz mü?, tikleri olanlar mesela. İşte bazı hastalıklar var ki kas spazmları ile, yani kasların aşırı kasılması ile insanları rahatsız ediyorlar. İşte bu durumları tedavi etmek için bu toksinden faydalanılması düşünülmüş. Bu toksin laboratuar şartlarında üretilmiş, dozlanması sağlanmış ve aşırı kasılma olan yerlere az miktarlarda yapılmış. Sonuç başarılı olmuş. Bu çalışmaların yapıldığı zamanlar 25 yıl kadar önce.
Şaşılık durumu da gözü hareket ettiren kaslarla ilgili bir durum genelde. Bu durumu düzeltmek için gözü bir taraf çeken kaslardan birisine botox yapılmış ve yine sonuç başarılı. Bu şekilde şaşılık tedavisi yapılırken bir şey farkedilmiş; Hastaların göz çevresindeki kırışıklıklar da kayboluyormuş.İşte bu tesadüfi farkedilen etki bizim bugün yaşadığımız “Botox fenomenine” yol açtı.
Botulinum toksini bugün pek çok plastik cerrah, dermatolog, medikal estetik alanıyla ilgilenen pratisyen doktor arkadaşlar ve hiç yetkisi olmadığı halde bazı estetisyenler tarafınca kozmetik amaçlarla kullanılıyor. Yüzdeki kırışıklık bölgelerine toksin enjekte ediliyor ve kırışıklarınız 4-5 ay süreyle kayboluyor.
Ben 10 yıldan uzun süreli, ve binden fazla hasta deneyimine sahip doktorlardan birisiyim. Botox ile ilgili eğitim toplantılarının çoğuna katıldım. Benim uyguladıklarım dışında başka doktorlarca Botox uygulanmış pek çok kişi ile deneyimleri hakkında da konuştum. İyi deneyimler dışında kötü deneyimler yaşayanlar da çok.
Birisine kendisi hiç düşünmediği halde Botox önerdiğim zaman genelde şu tepki ler ile karşılaşıyorum;
· Vücuduma zehir enjekte ettirmek istemiyorum
· Mimiklerimi ve doğallığımı kaybetmek istemiyorum
· Botox vücuduma, özellikle beynime yayılabilir, o nedenle korkuyorum
· Etkisi çabuk geçiyor, tekrar tekrar yaptırmak istemiyorum, kalıcı bir çözüme ihtiyacım var.
Bu korkuların hepsinin temelinde gerçeklikler var. Ben de sizler gibi televizyonda mimikleri tamamen kaybolmuş, veya kaşları alnının ortasına çıkmış tuhaf bakışlı insanlar görüyorum. Bu ilacın bir zehir olduğunu ve ne kadar tehlikeli olduğunu ben biraz önce size anlattım.
Ancak yine de kullanıyorum. Çünkü doğru kullanıldığı zaman güzel bir ilaç olduğunu düşünüyorum.
Yanlış kullanımı şunlara yol açabilir ( kaynak www.botoxcosmetic.com yani botoxun resmi sitesi):
· Yutma, konuşma, nefes alma, idrar yapma problemleri
· Tüm vücuttaki kaslarda güçsüzlük
· Çift görme, bulanık görme, göz kapağı düşüklüğü
· Ciddi allerjik reaksiyonlar
Yanlış kullanım genellikle yeterli bilgiye sahip olmadan bu ilacın kullanımı sonucu olabiliyor. Maalesef tanıdığım pek çok meslektaşım var ki; bir iki bi şey okuma ve bir kez görme( ve hatta kendine yaptırma) sonrası ilacı uygulamaya başlıyorlar. Genellikle bilinçsiz insanlarca ve ucuz fiyatlara bu uygulamalar yapıldığı için bu kişiler tercih ediliyor. Oysa aslında hemen hiç kimse çok aşırı uygulama ücretleriyle Botox yapmıyor. Fiyatın ucuz olması demek size yeterli dozun yapılmaması demek. Çünkü aslen maliyeti yüksek olan bu ilacı çok az dozlarda ve fazla sayıda insana bölerek kullanırsanız maliyeti ucuza getirebiliyorsunuz. İlac yetersiz yapılırsa istediğiniz etkiyi görmezsiniz veya istemediğiniz şeyler görebilirsiniz.
Peki Botulinum toksini kullanılarak neler düzeltilebilir;
· Yüzünüzde mimiklerle oluşan çizgiler ( kaz ayakları, yatay alın çizgileri, kaş çatma çizgileri, dudak çevresi sigara çizgileri) azalır veya yok olur.
· Boyundaki çizgiler azaltılabilir, yüzünüzde aşağı doğru olan sarkma azaltılabilir
· Düşük kaşlar kaldırılabilir
· Gülünce üst dişetlerinin ortaya çıkması sorunu ( Gummy smile)giderilebilir
· Koltukaltı, avuç içi ve ayak tabanındaki bölgesel aşırı terlemeler düzeltilebilir
· Migren ağrılarınızın sıklığı azaltılabilir
· Her türlü kas spazmı durumunu çözmek için bu ilaç kullanılabilir. Size belki de hiç duymadığınız bir örnek vermek isterim; Vaginismus.
Vaginismus gerçekten çok can sıkıcı bir sorun. Vagina içten çepeçevre bir kas ile sarılı. Bazı insanlarda bu kas istemsiz olarak kasılıyor. Öyle güçlü bir kasılma oluyor ki cinsel birleşme hiçbir şekilde olamıyor. İşte bu durum botoxla çözülebiliyor. Başka tedavileri de var ama hiç biri bence botulinum toksin kadar hızlı ve etklili çözüm sağlayamıyor.
Botulinum toksin özellikle estetik amaçlı uygulamalarda çok düşük dozda kullanıldığı için vücut için bir tehlike oluşturmuyor ve enjekte edilen yer dışında ciddi etkilere yol açmıyor. Ancak özellikle büyük kas (kol, bacak kası gibi)spazmlarını çözmek için yüksek dozlarda kullanımı hayati tehdit oluşturabiliyor.
Bazı hastalarımdan duyduğum için açıklama gereği duyuyorum. İlaç beyine yayılmaz. Yayılsa da bi şey olmaz. Çünkü beyinde kas yok.
Kozmetik amaçlı kullanımlarında şu sorunlar görülebilir;
· İlac yapılan yerde geçici morluk olabilir( derialtına küçük kanamalar)
· Göz çevresine yaparken üst göz kapağına ilaç kaçarsa göz kapağı düşebilir
· Ağız çevresine yaparken dudak hareketleri bozulabilir. Bu konuşurken bazı harfleri (P gibi) çıkaramamanıza, veya bir şey yer içerken üstünüze dökülmesine sebep olabilir
· Ağız çevresi ve boyuna yaparken yutma güçlüğü, ses kısıklığı oluşabilir
· Çok nadiren geçici başağrısı ortaya çıkabilir
· Çok nadiren allerjik reaksiyonlar olabilir
Son 2 madde hariç, diğerlerinin doğru uygulamalar ile ortaya çıkmayacağına inanıyorum. İyi bir anatomi bilgisi ve ne yaptığınızı biliyor olmak, hangi etki için hangi dozu kullandığınızı biliyor olmak bu sorunların ortaya çıkmamasını sağlamaya yetiyor.
İlacın etkisi aslında 4 ay sürüyor. Ama tekrarlayan uygulamalarda bu süre uzuyor gibi görünüyor. Bunun nedeni şu; toksinin bloke edici etkisi nedeniyle 4 ay kasılmadan duran kas lifleri zayıflıyor ve tembelleşiyor. Tekrar kendilerine gelmeleri zaman alıyor. Tekrar tekrar yapıldığında kas iyice tembelleşiyor ve belki ilacı yapmasanız bile tekrar eskisi kadar güçlü kasılamıyor. Bu da şu demek çizgileriniz tekrar ortaya çıkamıyor. Peki tamamen felç mi oluyor kaslarınız ; Hayır, çünkü uygulama sırasında işimize yarayacak kas lifleri uygulama dışında tutuluyor ve bu da normal mimiklerinizin korunması anlamına geliyor.
Burada belirtmeden geçmek istemediğim bir nokta var. Botulinum toksin Botox olarak biliniyor. Botox aslında ticari bir isim. Ama yaygın kullanımı nedeniyle ( Aspirin gibi) ilacın içerik ismi gibi kullanılıyor. Piyasalarda bir de Dysport diye bir preparat daha var. O da güvenli bir firmanın ürünü. Sadece doz ayarlaması farklı, ve ilacın şişesinde daha fazla toksin var. Bir anlamda daha ucuza geliyor. Eğer sizin için önemliyse hangisinin kullanıldığını doktorunuza sorabilirsiniz.
Makalemi bitirirken Botox yaptıran kişilere pratik, yararlı olabilecek bir bilgi vermek istiyorum. İlaç yaptırdıktan sonraki ilk 3 gün içinde ilacın etkilemesini istediğiniz mimiklerinizi ne kadar çok yaparsanız ilaç o kadar etkili oluyor. Şöyle ki; ilaç enjekte edildikten sonra etkili olabilmesi için sinir uçları tarafınca içeri alınması gerekiyor. Bu ise ancak kaslara uyarı verildikçe mümkün oluyor. Yani siz mimik kaslarınızı kullandıkça ilaç sinir ucunda depolanıyor. İlaç verildikten sonraki ilk 3-5 gün içinde alınabildiği kadar alınıyor kalanları doku arasında yok oluyor. Dolayısıyla siz ilaç yok olmadan sinir uçlarına ne kadar çok aldırırsanız, etki o kadar artıyor. Yani etki güçlü oluyor ve uzun sürüyor.
Çoğu insan yaptırdıktan sonra hareket etmek yerine, tersine hareketsiz duruyorlar, bu durumda da ilacın etkisi daha az oluyor. O yüzden ilk günlerde fırsat buldukça egzersiz yapar gibi kaslarınızı hareket ettirin.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Botox Zararlı mı? Botox’tan Korkmalı Mıyız?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Cemil TUGAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Cemil TUGAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
35 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
botox, botulinum toksin, dysport, mimik çizgileri, aşırı terleme, botoks, botoksun zararları, botox zehiri
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.