Silikon Efsanesi: Meme Silikonlarıyla İlgili Yanlış Bilinenler ve Silikonlarda Güvenilirlik
Kadın memesi aslında süt verme organı olsa da sembolik anlamları olan, psikolojik işlevler üstlenen ve en önemlisi “dişi”liği en iyi şekilde temsil eden organdır. Doğurma ve süt verme yaşı geçmiş olan göğüs kanserli kadınlarda göğüslerinin alınması sonrası görülen psikolojik sorunlar göğsün kadın vücudunu tamamlayan önemli bir unsur olduğunun en dramatik göstergesidir.
Anatomik olarak memenin üçte ikisi yağ dokusundan, üçte biri de meme dokusundan oluşur. Memenin şekli büyüklüğüne, yağ dokusunun miktarına, bağ dokusunun ve derinin elastikliğinin kalitesine bağlıdır. Yaş ve hormonal durum da meme şeklinde etkili bir rol oynar.
Memeler erken genç kızlık çağlarında oluşmaya başlar. Bir genç kız ergenlik döneminde, çevresinin göğüslerindeki büyümeye ve şekillenmeye olan reaksiyonlarından olgunlaşma safhasını daha bilinçli hisseder. Bilhassa bu safhada yaşanan travmaların ileride kişinin plastik cerrahi yöntemleri ile göğsünün formunu ve büyüklüğünü değiştirme arzusunda rol oynadığı bilinen bir gerçektir. Yine genç kızlık çağlarında göğüslerinin gelişimi ile ilgili sorunlar yaşayan kadınların daha utangaç ve içe kapanık oldukları, sosyal yaşamlarında pek çok kısıtlamaya gitmek zorunda kaldıkları da bilinmektedir.
Genç kızlık çağlarında güzel bir göğse sahip kadınlarda doğum ve emzirmeler göğüslerde deformasyona neden olmakta ve yaşın ilerlemesi ve kilo kayıplarıyla göğüsler hacmini kaybedebilmektedir.
İster erken yaşlarda olan gelişimsel bozukluklar isterse orta ve ileri yaşlarda oluşan deformasyonlar sonucu oluşan göğüs küçülmeleri kadınların en yaygın estetik sorunlarından biridir ve plastik cerrahiye tüm dünyada en sık başvuru nedenlerinden birisidir.
Göğüsleri büyütmek için ameliyat dışı pek çok yöntem denenmiş ancak hiçbiri başarılı olmamıştır. Göğüsleri oluşturan dokuları düşünürsek göğüslerin büyümesi içerdiği yağ veya meme dokusunun büyümesi sonucu mümkün olabilecektir. Yağ dokusunun artması kilo almakla mümkün olsa da göğsü küçük kadınlar kilo aldıklarında genellikle vücudun diğer bölgeleri yağ toplarken göğüslerde çok az bir büyüme olabilmektedir. Göğüs içindeki meme dokusu ise ancak hamilelikte olduğu gibi bir hormonal uyarı ile büyüyebilmektedir. Ancak bu amaçla dışarıdan hormon takviyesi alınmasının kadınlarda rahim ve göğüs kanserlerine neden olduğu bilindiği için kullanılamamaktadır. Kaldı ki hormon alımı kesildiği zaman göğüsler hemen küçülürler.
Göğüsleri büyüttüğü söylenen bazı bitkisel ilaçlar ve dışarıdan sürülen kremler ise hiçbir etkinliğe sahip değildir ve kullanan kadınlar için tam bir hayal kırıklığı ile sonuçlanmaktadır.
Sonuçta göğüslerini büyütmek isteyen kadınlar için göğüs içine yerleştirilecek bir dolgu protez bugün için tek çözümdür. Dolgu malzemesi olarak kullanılan en güvenli madde ise silikondur.
Silikon 50 yıldan uzun süredir insanların tüketimine sunulmuş bir malzemedir. Pek çok değişik kullanımı vardır. Çünkü molekül yapısı ile oynanarak pek çok değişik formda üretilebilmekte ve sıvı halden katıya doğru pek çok kıvama dönüştürülebilmektedir. Tıbbi amaçlarla kullanılma nedeni ise vücutla çok iyi uyum gösteren bir madde olmasıdır. Yani vücut içine yerleştirildiği zaman vücut diğer materyallere gösterdiği tepkiyi göstermemekte ve silikonu kendinden bir parça gibi kabul edebilmektedir. Vücutla gösterdiği uyum yanında çok dayanıklı olması, esnek olabilmesi ve kolaylıkla sterilize olabilmesi de silikonu ideal bir tıbbi malzeme yapmıştır. Bu nedenle günümüzde yapay eklemler, kalp kapak protezleri, kateterler, yüz implantları, göz lensi implantları, doku genişleticiler ve drenaj sistemlerinin çoğu silikondan yapılmaktadır. Ayrıca hepimizin günlük kullanımına sunulmuş olan saç spreyleri, güneş kremleri, nemlendiriciler ve cilt bakım ürünlerinin pek çoğu bir silikon türü olan dimethicon içermektedir.
Silikon doğal formunda kum, kaya ve kuartzlarda bulunmaktadır ve yeryüzünde oksijenden sonra en çok bulunan elementtir. Oksijen, karbon ve hidrojenle değişik kombinasyonları silikonu yağ, jel ve sıvı formlara dönüştürmektedir.
Silikonun meme protezi olarak kullanımı en az 30 yıllık bir geçmişe sahiptir. Meme protezleri silikondan yapılan katı ve elastik bir dış kabuk kısmın içine değişik materyaller konarak yapılmaktadır. İyi bir protez meme dokusu kıvamında olmalı ve içeriği bu ihtiyacı karşılamalıdır. Aslında en iyi meme dokusu kıvamı ise jel silikonla elde edilmektedir. İlk kullanılan silikon protezler de silikon jel ile dolu protezlerdir. Ancak 70 li yıllarda kullanılan bu ilk protezlerde bir hata yapılmış ve çok küçük partiküllü silikon jel konmuştur. O zamanlar henüz ülkemizde bulunmayan bu protezler Amerika’da yaygın olarak kullanılmış ancak silikon partiküllerin protez dışına sızdığı anlaşılınca güvenli olmadığı düşünülerek kullanımı yasaklanmıştır. Ancak serum fizyolojik olarak adlandırılan hafif tuzlu steril bir su ile dolu silikon protezlerin kullanımı serbest bırakılmıştır. Daha sonraki yıllarda yaygın olarak serumla dolu protezler kullanılmış ancak silikon jel ile elde edilen ideal kıvam ve dayanıklılık sağlanamamıştır. İlerleyen araştırmalar ve gelişen tıbbi teknoloji sonucu protez dışına sızmayan büyük partiküllü silikon jel üretilmiş ve silikon jelli protezler tekrar kullanılmaya başlamıştır. Günümüzde Amerika dahil tüm dünyada en yaygın olarak kullanılan bu tip protezlerdir.
Silikon protezlerle ilgili en yaygın endişe kansere yol açıp açmadığı ile ilgilidir. Protezler ilk kullanılmaya başladığı zamanlardan itibaren bu konuda çok uzun yıllar süren takipler ve çalışmalar yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar oldukça ilginçtir; Silikon protezli kadınlarda göğüs kanseri görülme oranı normalden daha düşük bulunmuştur. Bundan çıkarılacak sonuç silikonun kanseri önlediği şeklinde değildir elbet. Ancak silikon protezlerin kansere yol açmadığı kesindir.
Silikonu patlayan ünlüleri hepimiz biliriz. Aslında silikon patlaması terimi sadece ülkemizde ciddi olarak kullanılabilen bir ifadedir. Çünkü silikon protez patlamaz. Ancak yırtılabilme olasılığı vardır. Silikonun yırtılması genellikle ameliyat sırasında fark edilmeden olmaktadır. Bir üretim hatası olmayan, güvenilir bir firma tarafınca üretilmiş bir silikonun göğüs içinde yırtılması ancak dışarıdan göğüs içine giren kesici, delici bir yaralanma ile mümkün olabilir. Silikon protezler vücut içine konacağı ve uzun yıllar vücut içinde kalacağı bilinci ile üretilen çok sağlam, dayanıklı ve elastik materyallerdir. 20-25 yıldır silikon protezlerini sorunsuz olarak taşıyan pek çok kadın vardır.
GÖĞÜS BÜYÜTME AMELİYATI
Ameliyat her zaman genel anestezi altında yapılır. Göğüs altı kıvrım yerinden yapılan 4 cm uzunluğunda bir kesi ile veya göğüs başı çevresinden yapılan yarım ay şekilli bir kesi ile göğüs dokusu veya göğüs kası arkasında oluşturulan bir poşa protez yerleştirilir. 1 gece hastanede yatmak gerekebilir. Ameliyat sonrası ilk 1 haftalık dönem erken iyileşme dönemidir ve bu dönem boyunca istirahat tavsiye edilir. Daha sonraki 2 hafta boyunca yüzükoyun yatma, kollarla ağır işlerle yapma, denize ve havuza girme yasakları dışında normal günlük yaşama dönülebilir. İlk 1 haftalık dönem ağrılı geçebilir ancak ağrı kesicilerle genellikle rahatlama sağlanmaktadır. Erken dönemde göğüs içinde kan birikimi( hematom ), enfeksiyon gibi sorunlar görülebilse de ileri derecede nadirdir. Geç dönemde görülebilen en sık sorun silikon protezin çevresinde kapsül oluşumudur. Kapsül protezin çevresinde vücudun genellikle 6 ay- 3 yıl arası bir sürede yapabildiği kalın bir zar durumudur ve silikon protezi sıkıştırarak göğüs şeklini bozabilmektedir. İstatistiklerde %3-5 gibi bir oranda görülebildiği söylenen kapsül oluşumu 2. bir ameliyatla giderilebilmektedir.
Anatomik olarak memenin üçte ikisi yağ dokusundan, üçte biri de meme dokusundan oluşur. Memenin şekli büyüklüğüne, yağ dokusunun miktarına, bağ dokusunun ve derinin elastikliğinin kalitesine bağlıdır. Yaş ve hormonal durum da meme şeklinde etkili bir rol oynar.
Memeler erken genç kızlık çağlarında oluşmaya başlar. Bir genç kız ergenlik döneminde, çevresinin göğüslerindeki büyümeye ve şekillenmeye olan reaksiyonlarından olgunlaşma safhasını daha bilinçli hisseder. Bilhassa bu safhada yaşanan travmaların ileride kişinin plastik cerrahi yöntemleri ile göğsünün formunu ve büyüklüğünü değiştirme arzusunda rol oynadığı bilinen bir gerçektir. Yine genç kızlık çağlarında göğüslerinin gelişimi ile ilgili sorunlar yaşayan kadınların daha utangaç ve içe kapanık oldukları, sosyal yaşamlarında pek çok kısıtlamaya gitmek zorunda kaldıkları da bilinmektedir.
Genç kızlık çağlarında güzel bir göğse sahip kadınlarda doğum ve emzirmeler göğüslerde deformasyona neden olmakta ve yaşın ilerlemesi ve kilo kayıplarıyla göğüsler hacmini kaybedebilmektedir.
İster erken yaşlarda olan gelişimsel bozukluklar isterse orta ve ileri yaşlarda oluşan deformasyonlar sonucu oluşan göğüs küçülmeleri kadınların en yaygın estetik sorunlarından biridir ve plastik cerrahiye tüm dünyada en sık başvuru nedenlerinden birisidir.
Göğüsleri büyütmek için ameliyat dışı pek çok yöntem denenmiş ancak hiçbiri başarılı olmamıştır. Göğüsleri oluşturan dokuları düşünürsek göğüslerin büyümesi içerdiği yağ veya meme dokusunun büyümesi sonucu mümkün olabilecektir. Yağ dokusunun artması kilo almakla mümkün olsa da göğsü küçük kadınlar kilo aldıklarında genellikle vücudun diğer bölgeleri yağ toplarken göğüslerde çok az bir büyüme olabilmektedir. Göğüs içindeki meme dokusu ise ancak hamilelikte olduğu gibi bir hormonal uyarı ile büyüyebilmektedir. Ancak bu amaçla dışarıdan hormon takviyesi alınmasının kadınlarda rahim ve göğüs kanserlerine neden olduğu bilindiği için kullanılamamaktadır. Kaldı ki hormon alımı kesildiği zaman göğüsler hemen küçülürler.
Göğüsleri büyüttüğü söylenen bazı bitkisel ilaçlar ve dışarıdan sürülen kremler ise hiçbir etkinliğe sahip değildir ve kullanan kadınlar için tam bir hayal kırıklığı ile sonuçlanmaktadır.
Sonuçta göğüslerini büyütmek isteyen kadınlar için göğüs içine yerleştirilecek bir dolgu protez bugün için tek çözümdür. Dolgu malzemesi olarak kullanılan en güvenli madde ise silikondur.
Silikon 50 yıldan uzun süredir insanların tüketimine sunulmuş bir malzemedir. Pek çok değişik kullanımı vardır. Çünkü molekül yapısı ile oynanarak pek çok değişik formda üretilebilmekte ve sıvı halden katıya doğru pek çok kıvama dönüştürülebilmektedir. Tıbbi amaçlarla kullanılma nedeni ise vücutla çok iyi uyum gösteren bir madde olmasıdır. Yani vücut içine yerleştirildiği zaman vücut diğer materyallere gösterdiği tepkiyi göstermemekte ve silikonu kendinden bir parça gibi kabul edebilmektedir. Vücutla gösterdiği uyum yanında çok dayanıklı olması, esnek olabilmesi ve kolaylıkla sterilize olabilmesi de silikonu ideal bir tıbbi malzeme yapmıştır. Bu nedenle günümüzde yapay eklemler, kalp kapak protezleri, kateterler, yüz implantları, göz lensi implantları, doku genişleticiler ve drenaj sistemlerinin çoğu silikondan yapılmaktadır. Ayrıca hepimizin günlük kullanımına sunulmuş olan saç spreyleri, güneş kremleri, nemlendiriciler ve cilt bakım ürünlerinin pek çoğu bir silikon türü olan dimethicon içermektedir.
Silikon doğal formunda kum, kaya ve kuartzlarda bulunmaktadır ve yeryüzünde oksijenden sonra en çok bulunan elementtir. Oksijen, karbon ve hidrojenle değişik kombinasyonları silikonu yağ, jel ve sıvı formlara dönüştürmektedir.
Silikonun meme protezi olarak kullanımı en az 30 yıllık bir geçmişe sahiptir. Meme protezleri silikondan yapılan katı ve elastik bir dış kabuk kısmın içine değişik materyaller konarak yapılmaktadır. İyi bir protez meme dokusu kıvamında olmalı ve içeriği bu ihtiyacı karşılamalıdır. Aslında en iyi meme dokusu kıvamı ise jel silikonla elde edilmektedir. İlk kullanılan silikon protezler de silikon jel ile dolu protezlerdir. Ancak 70 li yıllarda kullanılan bu ilk protezlerde bir hata yapılmış ve çok küçük partiküllü silikon jel konmuştur. O zamanlar henüz ülkemizde bulunmayan bu protezler Amerika’da yaygın olarak kullanılmış ancak silikon partiküllerin protez dışına sızdığı anlaşılınca güvenli olmadığı düşünülerek kullanımı yasaklanmıştır. Ancak serum fizyolojik olarak adlandırılan hafif tuzlu steril bir su ile dolu silikon protezlerin kullanımı serbest bırakılmıştır. Daha sonraki yıllarda yaygın olarak serumla dolu protezler kullanılmış ancak silikon jel ile elde edilen ideal kıvam ve dayanıklılık sağlanamamıştır. İlerleyen araştırmalar ve gelişen tıbbi teknoloji sonucu protez dışına sızmayan büyük partiküllü silikon jel üretilmiş ve silikon jelli protezler tekrar kullanılmaya başlamıştır. Günümüzde Amerika dahil tüm dünyada en yaygın olarak kullanılan bu tip protezlerdir.
Silikon protezlerle ilgili en yaygın endişe kansere yol açıp açmadığı ile ilgilidir. Protezler ilk kullanılmaya başladığı zamanlardan itibaren bu konuda çok uzun yıllar süren takipler ve çalışmalar yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar oldukça ilginçtir; Silikon protezli kadınlarda göğüs kanseri görülme oranı normalden daha düşük bulunmuştur. Bundan çıkarılacak sonuç silikonun kanseri önlediği şeklinde değildir elbet. Ancak silikon protezlerin kansere yol açmadığı kesindir.
Silikonu patlayan ünlüleri hepimiz biliriz. Aslında silikon patlaması terimi sadece ülkemizde ciddi olarak kullanılabilen bir ifadedir. Çünkü silikon protez patlamaz. Ancak yırtılabilme olasılığı vardır. Silikonun yırtılması genellikle ameliyat sırasında fark edilmeden olmaktadır. Bir üretim hatası olmayan, güvenilir bir firma tarafınca üretilmiş bir silikonun göğüs içinde yırtılması ancak dışarıdan göğüs içine giren kesici, delici bir yaralanma ile mümkün olabilir. Silikon protezler vücut içine konacağı ve uzun yıllar vücut içinde kalacağı bilinci ile üretilen çok sağlam, dayanıklı ve elastik materyallerdir. 20-25 yıldır silikon protezlerini sorunsuz olarak taşıyan pek çok kadın vardır.
GÖĞÜS BÜYÜTME AMELİYATI
Ameliyat her zaman genel anestezi altında yapılır. Göğüs altı kıvrım yerinden yapılan 4 cm uzunluğunda bir kesi ile veya göğüs başı çevresinden yapılan yarım ay şekilli bir kesi ile göğüs dokusu veya göğüs kası arkasında oluşturulan bir poşa protez yerleştirilir. 1 gece hastanede yatmak gerekebilir. Ameliyat sonrası ilk 1 haftalık dönem erken iyileşme dönemidir ve bu dönem boyunca istirahat tavsiye edilir. Daha sonraki 2 hafta boyunca yüzükoyun yatma, kollarla ağır işlerle yapma, denize ve havuza girme yasakları dışında normal günlük yaşama dönülebilir. İlk 1 haftalık dönem ağrılı geçebilir ancak ağrı kesicilerle genellikle rahatlama sağlanmaktadır. Erken dönemde göğüs içinde kan birikimi( hematom ), enfeksiyon gibi sorunlar görülebilse de ileri derecede nadirdir. Geç dönemde görülebilen en sık sorun silikon protezin çevresinde kapsül oluşumudur. Kapsül protezin çevresinde vücudun genellikle 6 ay- 3 yıl arası bir sürede yapabildiği kalın bir zar durumudur ve silikon protezi sıkıştırarak göğüs şeklini bozabilmektedir. İstatistiklerde %3-5 gibi bir oranda görülebildiği söylenen kapsül oluşumu 2. bir ameliyatla giderilebilmektedir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Silikon Efsanesi: Meme Silikonlarıyla İlgili Yanlış Bilinenler ve Silikonlarda Güvenilirlik" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Cemil TUGAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Cemil TUGAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
meme estetiği, göğüs estetiği, meme büyütme, göğüs büyütme, silikon, silikon protez, silikon estetik, meme silikonu, patlayan silikon, silikon ameliyatı, silikonların güvenilirliği, yırtılan silikon
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
