2007'den Bugüne 92,325 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yetişkinliğe Zorlu Bir İlk Adım; Ergenlik
YAZI #116 © Yazan Psk.Ayşın KURTULUŞ | Yayın Eylül 2008
“Artık büyüdün bunları kendi başına halletmen gerekir”

ya da

“Daha dur bakalım henüz küçüksün”

Ergen gençlerin en çok şikayet ettikleri cümleler bunlar. Ergenlik dönemindeki gençlerin dünyalarında fiziksel, duygusal ve zihinsel bir çok değişim olmaktadır

Unutulmaması gereken hatta sıklıkla hatırlanması gereken bir şey vardır ki, ergen “hem küçük hem büyük değildir”, o ne küçük ne büyüktür, o ERGENdir.

Ergenlik dönemi 11-12 yaşlarında başlayıp yirmili yılların başlangıcına kadar süren, hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişiklikleri içeren dönemin genel adıdır. Çocukluktan çıkıp, yetişkinliğe adım atmak için gerekli beceri, bilgi ve tutumların kazanıldığı bir geçiş dönemidir.
Ergenlik dönemindeki bedensel değişiklikler erkeklerde ortalama 12-14 yaşlarına rastlar. Kızlar ise bu döneme biraz daha erken girerler.
Ergenliğin başlangıcı olarak genellikle biyolojik yapı değişikliklerinin başlaması gösterilir. Beyindeki hipofiz bezi büyüme hormonları ve iki gonadotropik hormonun salınmasını sağlar. Büyüme hormonu fiziksel büyümeyi hızlandırır. Gonadotropik hormonlar üreme ile ilgili birincil cinsiyet organlarını büyütür ve işlevsel olarak olgunlaştırır.

ERGENDE NORMAL DUYGU, DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞ GELİŞİMİ
1. Bağımsızlaşma (ya Doğru)
o Kimlik oluşumu için çaba sarf etme,
o Kendi bedenine ve duygularına yabancı olma,
o Kendini beceriksiz, sakar hissetme,
o Kendine odaklanma, yüksek beklentiler ve zayıf kendilik değeri arasında değişim gösterme,
o İlgilerini ve giyim tarzını arkadaş grubuna göre ayarlama,
o Değişken ruh hali,
o Kendini ifade etme becerisinde gelişme,
o Anne-babanın mükemmel olmadığını görme ve onların hatalarını dile getirme,
o Anne-babaya karşı olan duygularını daha az göstermeye başlama,
o Zaman zaman kabalaşma
o Çoğu zaman ailesinin, kendisinin bağımşızlaşmasını engellediğine inanma,
o Özellikle sıkıntılı olduğu zamanlarda çocukça davranışlar sergileme.
2. Cinsellik
o Utangaçlık, çekingenlik ve kendine güvensizlik,
o Kızlarda erkeklere oranla daha erken gelişim,
o Karşı cinse ilgide artma,
o Kendinde ve başkalarında fiziksel görünüme önem verme,
o Duygularda hızlı değişim,
o Normal olamama ve beğenilmeme endişesi taşıma.
3. Duygular, Değerler ve Kişisel Tercihler
o Kuralları ve sınırları deneme, zorlama,
o Analiz ve sentez yapma becerisi geliştirme,
o Özet düşüncelere sahip olma,
o İdealler geliştirme ve kendine bir rol-model seçme,
o Daha tutarlı bir vicdan gelişimi,
Ergenin Duygusal Gelişimle İlgili İhtiyaçları ve Kaygıları
Ergen karamsarlık, huzursuzluk ve iç sıkıntısı gibi hoşa gitmeyen duygulardan bunalır. Kendisine güven verecek ve duygusal durumların yaşa bağlı, bu çağa has ve geçici olduğunu anlatacak bir anne-babaya ihtiyacı vardır.
"Anlaşılmamak" ergenlerin en belirgin sorunlarındandır. Anne ve babanın onu eleştirmeden, küçümsemeden, yargılamadan dinlemesi ve kendisini anlatmasına fırsat tanıması onu rahatlatacaktır.
Ergenin, yeni ses tonuna ve ifade tarzına uyum sağlamada ve değişen bedensel hareketlerini kontrol etmede de anne-babaya ihtiyacı vardır.
Ergenin Cinsel Gelişimle İlgili İhtiyaçları ve Kaygıları
Ergen, bedensel enerjisini yararlı alanlara yöneltme ve cinsel olgunlaşma sonucu ortaya çıkan yeni durumlara uyum sağlama ihtiyacındadır. Sık sık oluşan sivilcelerden dolayı kaygılanırken sakal ve bıyık çıkışında akranlarından geç kalmış olmak üzüntü konusu olabilir.
Ergenin Sosyal Gelişimle İlgili İhtiyaçları ve Kaygıları
Bir gruba ait olma duygusu sosyal gelişme için önemli bir duygudur. Girmek istediği çevre tarafından benimsenmemek genç için üzüntü kaynağıdır.
Ergenler, bu çağlarında oldukça önemli olan konuşmak veya çene çalmak eylemini buluştukları yerde, telefonda, internette vb gerçekleştirirler. Bu tür durumlarda kenarda kaldıkları gözlenen bazı ergenler, muhtemelen bir güvensizlik nedeniyle veya bir iç çatışma yüzünden yeterince kendilerini ifade edememektedirler.
Bu ergenlerin anne babaları ve eğitimciler tarafından gözlenmeleri ve sorunları ile ilgilenilmeleri gerekir.
Ergenlik dönemindeki birey, tutum ve davranışlarını örnek alacağı, kendisini onlarla özdeşleştireceği uygun modellere ihtiyaç duyar. Modelin kişiliği sosyal gelişme açısından önemlidir. Erkek çocuğun baba ile, kız çocuğun anne ile özdeşlik kurabilmesi gerekir. Anne ve babanın ev içi rollerindeki aksaklıklar ergenin uygun olmayan modelleri görmesine yol açar, bu da ergenin gelişiminde aksamalara neden olabilir.
Ergenin Kişisel Gelişimle İlgili İhtiyaçları ve Kaygıları
Otoriteye karşı olma, söz dinlememe, eleştirme, hata bulma ergenin tutumlarındandır.
Gelişme döneminde anne-baba tarafından bazen çocuk, bazen yetişkin gibi algılanan birey, ne zaman ne şekilde davranacağını bilemez. Gelişmekte olan bedenine, cinsel ve duygusal değişimlerine ayak uyduramaz, "Kimlik karmaşası"na düşebilir.
Yetişkinin baskılı ve disiplinli davranmaktan çok, ergene karşı sevgi gösteren, güven veren, önemseyen ve değer veren bir tutum içine girmesi onun kimlik geliştirmesini kolaylaştıracaktır.
Ergen, birbirinin karşıtı duygular dile getirebilir, yetişkinin uzaktan denetimine ihtiyaç duyar. Aynı zamanda anne-babanın ve yetişkinin güvenini kazanmaya, kendisine güvenilen bir insan olmaya ihtiyaç duyar. Kendisine güven duyulmaması onda kaygı yaratır.
Ergenlikteki İlgilerin Özellikleri
Biyolojik ve cinsel gelişmeyle birlikte duygularda coşku artmış, kavrama gücü çoğalmıştır. Bunlara dayalı olarak öğrenme isteği artar, ilgi duyulan konular zenginleşir. Öte yandan bazı ilgiler söner ve yerini başka ilgilere bırakır.
Ergenliğin sonlarına doğru ilgi duyulan konulardaki devamlılık daha belirginleşir. Ergenlerin okul dışındaki uğraşları hiçbir zaman işe yaramaz çalışmalar olarak düşünülmemelidir.
Ergenler serbest zaman uğraşları ile, yetenekli oldukları alanları öğrenebilirler; başarılı olabilecekleri veya olamayacakları alanları tanırlar; yaratıcılıklarını geliştirebilirler. Bu tip uğraşlar bireye öğrenme fırsatı sağlar.
Serbest zaman uğraşları sosyalleşmeyi yani grup yaşantısını öğrenmeyi, başkaları ile işbirliği içinde bir arada yaşamayı sağlar.
Ergenin Gelişim Görevleri
Sağlıklı bir yetişkin olabilmesi için ergenin bu dönemde başarması gereken gelişim görevleri vardır:
• Cinsel rolünü kabullenme ve bu role uygun davranış örüntüleri geliştirebilme.
• Duygusal bağımsızlığını kazanma ve kendisiyle ilgili önemli kararları kendi başına verebilme.
• Yaşıtları içinde kabul görme ve arkadaşlık, işbirliği, liderlik yeteneklerini geliştirebilme.
• Çatışan değerleri uzlaştırma ve kendi yaşına özgü bir yaşam felsefesi geliştirebilme.
• Meslek seçimi için gerekli ön hazırlıkları yapma ve kendine en uygun olan mesleği seçebilme.
• Öz kimliğine ulaşma ve bunu kabullenme.
Bu görevlerdeki başarı ya da başarısızlık geniş ölçüde yetişkinlikteki uyumu ve başarıyı etkiler.
ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENME
Adölesan dönemdeki hızlı büyüme enerji ve besin öğelerine olan gereksinimin artmasına neden olmaktadır (yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı ve pubertal gelişme ve fiziksel aktivite). Bu çağda bazal metabolizmada önemli artış vardır. Buna bağlı olarak enerji gereksinimi de artar. Gençlerin enerji gereksinimi yetişkinlerden fazladır Aşağıdaki tabloda yaş cinsiyete göre ihtiyaç duyulan kalori miktarı belirtilmiştir.
Yaş Erkek Kız
(Yıl) DMH/kg Kal/gün DMH/kg Kal/gün
10-12 36,5 x 1,75 2200 33,0 x 1,64 1950
12-14 32,5 x 1,68 2400 28,5 x 1,59 2100
14-16 29,5 x 1,64 2650 26,5 x 1,55 2150
16-18 27,5 x 1,60 2850 25,5 x 1,53 2150
Kas kitlesindeki artıştan dolayı protein gereksinimleri artmaktadır. Proteinler enerji sağlamalarının yanısıra hücrelerin yapıtaşı olduklarından büyüme-gelişme ve yıpranan hücrelerin yenilenmesi için de gereklidir.
Günlük enerjilerinin %50’si ve daha fazlası karbonhidratlardan karşılanmalıdır. Karbonhidratların kompleks karbonhidrat ve lifli gıdalardan zengin olması önerilmektedir.
Günlük enerjinin %25-%30’unun yağlardan gelmesi gerekir. Doymuş yağ oranının %10’un altında tutulması önerilmektedir.
Yağların yoğun enerji kaynağı olması nedeniyle toplam yağ alımındaki dikkatsiz kısıtlamalar enerji alımının yetersiz kalmasına, proteinlerin bu amaçla tüketilmesine ve de büyüme-gelişmenin kötü yönde etkilenmesine yol açabilir.
Vitamin ve minerallerin bazıları vücudun yapıtaşıdır, bazıları da vücutta oluşan kimyasal olaylarda düzenleyici olarak rol alırlar.
İskelet kitlesindeki artış kalsiyuma, kan hacmindeki artış demire ve de kas ve kemik dokularının üretimi için çinkoya gereksinimi arttırır.
Adölesanların günlük yaşamlarındaki yoğunluk nedeniyle ev dışında yemek yemek, öğün atlamak ve öğünler arası saatlerde bir şeyler atıştırarak açlığı bastırmak gibi alışkanlıkları çoğunlukla beslenme yetersizliğine neden olmaktadır. Öğün atlamak günlük beslenme gereksinimlerinin karşılanmasını sıklıkla engellemektedir. Adölesanın beslenme alışkanlıkları arasında en sık rastlanan öğün arası yemek yemektir.
Hızlı büyüme döneminde olan ve fiziksel aktiviteleri fazla olan adölesanların enerji gereksinimlerinin fazla oluşu, yüksek kalorili ara öğünleri gerekli kılmaktadır.
Gencin yaşam şekli, bilgisizlik nedeniyle kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları gerek kısa sürede gerekse daha ileri yıllarda ortaya çıkabilecek çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
Yetersiz ve dengesiz beslenme büyümeyi yavaşlatır, bazı beslenme bozukluğu hastalıklarına neden olur ve de bulaşıcı hastalıklara karşı direnci düşürür.
Genel olarak ülkemizde çocuk ve gençlerde yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak görülen sağlık sorunları; zayıflık, şişmanlık, bu iki durumun neden olacağı hastalıklar, guatr, anemi ve diş çürükleridir.
Düşük ve çok düşük enerjili diyetler kesinlikle uygulanmamalıdır. Büyümenin yeniden hızlandığı bu evrede bu tür diyetler büyüme-gelişmeyi engeller.
Öğün atlanmamalı, öğün sayısı arttırılmalı, öğünlerde dört besin grubundan da olması sağlanmalıdır (Besin grupları:süt ve süt ürünleri, et, tahıllar, sebze ve meyveler).
Sebze ve meyvelerin, tam taneli unlu besinlerin, kuru baklagillerin tüketimi arttırılmalıdır. Yağ ve şeker içeriği fazla besin ve içecekler tüketilmemelidir.
Örnek beslenme
Kahvaltı:1 su bardağı süt,1 dilim peynir ,1 adet yumurta, 3-4 dilim ekmek,Reçel , bal, Zeytin,Yeşillik,
Kuşluk,1 porsiyon meyve
Öğlen yemeği:Etli sebze yemeği,Pilav veya makarna,Yoğurt,2-3 dilim ekmek,Salata,
İkindi: 1 porsiyon meyve,Tost
Akşam:Et,Sebze yemeği,Pilav veya makarna,Yoğurt,2-3 dilim ekmek,Salata,
Ara öğün 1-2 porsiyon meyve


SAGLIKLI GENÇ OLMANIN 10 ALTIN KURALI
Mutlaka kahvaltı yapın
Deposu boşlan arabanın gitmeyeceği gibi sizinde deponuz boş olmamalı. Özellikle günün en önemli öğünü olan kahvaltı yapmanın şart olduğunu unutmayın. Süt, peynir, meyve, ekmeğin yer aldığı sıkı bir kahvaltı yapın.
Sallanmayın aktif olun
Günlük hayatınızın içine hareket katın, yürüyün, bisiklete binin, merdiven çıkın. Bu hareketleriniz, gün içinde ½saati bulsun. Akıllı atıştırma yiyecekleri tüketin. Deponuzu elma, ayran, kuru meyve gibi akıllı atıştırmalarla destekleyin.
Terleyin
Terleyecek ölçüde bir sporu her gün 20 dakika yapın. Koşun, zıplayın, dans edin. Adalelerinizi esneterek spora başlayın, sonra yüklenin. Terledikten sonra yine adaleleriniz esnetin ve spor bitince terli giysilerle kalmamaya dikkat edin.
Tek bir yiyeceğe yüklenmeyin
Her gün kuru fasulye, pilav olmaz! Her gün hamburger de olmaz. Çeşitli besinleri(sebze, meyve,balık vs) unutmamak gerekli.
Enerji veren yiyecekleri bilin
Öğleden sonra maç varsa sabah reçelli ekmek, öğle yemeğinde pilav, makarna, muz size enerji verir.
İyi yiyecek, kötü yiyecek yoktur
Unutmayın. Önemli olan yeterli ve dengeli beslenmedir. Her yiyecekten dengeli bir şekilde yiyin.
Eğlenmenize bakın
Beslenmenize dikkat etmeyi, sporu, hayatı, hatta ders çalışmayı eğlencenizin bir parçası olarak görün.

ERGENLİK DÖNEMİNDE UYKU
Ergenlik döneminde vücudun dinlenmesi ve yeniden enerji depolayabilmesi ve başarılı bir yaşam için iyi uyku düzeninin sağlanmış olması önemlidir. Bu nedenle:
*Her gün aşağı yukarı aynı saatte yatıp-kalkmaya çalışın. Düzenli 8 saatlik uykunuzu uyuyun
*Gün içerisindeki saatlerde yeterli ışık alan ortamlarda olmaya çalışın.
*Uykunuz gelmese bile yatmak dinlenmiş olmanızı sağlayacaktır.
*Hafta içinde belirli günlerde bir miktar yürüyüş veya diğer spor aktivitelerine zaman ayırmaya çalışın. Bu gevşemenize ve dolayısıyla iyi bir uyku uyumanıza zemin hazırlar.
*Yatağa gidiş zamanınızdan en az bir saat önce günlük aktivitelerinizi bitirin (fiziksel ve ruhsal olarak uykuya hazır olun).
*Uyumak için uygun ortamını sağlamaya çalışın.

FİZİKSEL AKTİVİTE
Gençlerde düzenli fiziksel aktivite akademik performansı pozitif yönde etkiler, davranış, disiplin ve sorumlulukları geliştirir, öğrenmeyi de olumlu yönde etkilemektedir. Serebral kan akımı: aerobik aktivite ile akademik görevlere katılma becerisi fiziksel aktivite ile gelişir. Egzersiz mental yetenek ile ilişkili olan özellikle serotonin hormon salınımını uyarır. Böylelikle kişi kendini daha iyi hissederek kendine-güvenini sağlamış olur. Düzenli fiziksel aktivite anksiyete/depresyonu azaltır. Gençlerde sigara içme, ilaç kullanma ve alkol alma alışkanlıkları düzenli fiziksel aktivite ile azalmaktadır

FİZİKSEL HİJYEN (YÜZ DİŞ BEDEN)

Hızlı çalışan hormonlar nedeniyle fiziksel hijyene ergenlerin özellikle dikkat etmeleri gerekir. Tüm vücudun temizliği konusunda banyo alışkanlığı (haftada en az 2 kez), diş temizliği, el-ayak bakımı (günlük temizlik), ve tüylü bölgelerin temizliği (periyodik olarak) özellikle ailenin de desteği ile davranış olarak kazandırılmalıdır.

ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ
Bireyin en büyük bilişsel, duygusal gelişme gösterdiği ve her şeyi eleştirip, oluşturup kendine özgü yeni bir dünya kurmaya çalıştığı ergenlik çağında, en önemli güven kaynağını arkadaşlık oluşturur. Bu nedenle olumlu/doğru davranışlara sahip arkadaşlar ergenin kişilik gelişiminde olumlu yol almasını sağlayacaktır. Hem kendi içinde hem de kişiler arasında yaşanacak çatışmaları önleyecektir.


ERGENLİK DÖNEMİNDE OLUMSUZ KİMLİKLER
 Ergenlerin bu dönemde geliştirebileceği olumsuz kimlikler, yaşadıkları strese karşı sağlıklı olmayan bir uyum biçimidir.
 Bu olumsuz uyum, büyüme sürecini kısa süreli de olsa geciktirir.
 Sosyal kölelik olarak adlandırabileceğimiz bu süreçte, kişinin kimliği, içinde bulunduğu grup ile yakından ilişkilidir.
 Kişi, grubun beklentilerine uymak için kendini zorunlu hisseder.
 Ergenin bu dönemde bir çok kimlik ile özdeşleşmesi ( başka insanlardaki değişik özellikleri üzerine alması ki bu ailenin bir çok özelliği de olabilir.) ergenin kendi kimlik krizini çözmesini geciktirir.
 Bu dönemde kimlik karmaşası yaşanır.
 Ergenin geçmişi ile geleceği arasında bir tutarlılık beklemek yanlış olur.
 Ergen çevresi ile çatışma halindedir.
 Çılgınlıklar yapabilir, hatalı davranışlarda bulunabilir.
AİLEYE ÖNERİLER
 Sonradan kabul edebileceğiniz şeylere baştan hayır demeyin,
 Soğukkanlı ve sakin olun, fevri davranışlardan kaçınmaya çalışın,
 Sıkıcı, öğüt veren konuşmalardan kaçının, çocuklarınızın söylediklerini anlamaya çalışın,
 İyi bir dinleyici olun, konuşulanların sır olarak kalacağı konusunda onlara güven verin
 Ailenin tahttan indirilip, arkadaşların çıkarıldığı bu dönemde, çocuklarınız sizden uzaklaşıyor gibi görünse de, gösterdiğiniz doğrular yeri geldiğinde kullanılacaktır. Önemli olan sağlıklı ve güvenli kuracağınız iletişimdir.
 Bu dönemde çocuklar ne yetişkin ne de çocuk olarak görümekte ve bu karmaşa davranışlarına da yansımaktadır. Bu karmaşaya çevreden aldıkları çelişkili mesajlarda neden olmaktadır. Siz de çocuğunuzun bu durumunu fark ederek, onun yetişkin davranışlarını destekleyip, çocukça yaptığı davranışlarda ise bu çelişkiyi yaşatmadan destek olun.
 Bu dönemde ki çatışmalar, ergenin bir yandan sizin gibi olmak istemesi diğer bir yandan da bağımsızlığını sizden farklı bir birey olarak gerçekleştirme çabasıdır. Bunu hatırlayarak çatışmaların kaçınılmazlığını kabullenin.
 Çatışma-çözüm becerilerinizi gözden geçirin. Bu konuda önemli model olduğunuzu unutmayın.
 Yeteneklerini ve ilgi alanlarını tanımaya çalışan gencin, ilgilerindeki değişkenlik normaldir. Ona bu değişkenliğinde kendini tanımasına fırsat verin ve yardımcı olun.
 Gencin zihinsel yaşadığı dağınıklık ve değişkenlik, dış görünümüne ve çevresine de yansıyabilir. Sizin kurallarınızla sıklıkla çatışabilen bu durumu ancak gençle uzlaşmaya giderek çözebilirsiniz.
 Geçlerdeki olumsuz davranışlardan önce olumlu davranışları görmeye çalışarak, hem iletişimi güçlendirin hem de bu sayede olumlu davranışları pekiştirin.
 Bu dönemde yaşayacağınız aşırı baskıların ve cezalandırmaların genci arkadaş grubuna iteceğini unutmayın. Bu nedenle yapıcı eleştiriler kullanın.
 Problemlerinizi "kapı aralığında" çözmeye kalkışmayın. Problemleri çözmek için yer ve zaman ayırın. Problemi doğru tanımlayın.
 Çocuklarınızın kendi sorumluluklarını üzerinize almayın. Unutmayın sorumluluklarını ne kadar önce üstlenirse o derece de sorumlu bireyler yetiştirebilirsiniz.
 Kuralların öğretilmesi ve uygulanmasında tutarlı, açık ve kararlı tutumunuz en önemli faktörlerdir.
 Olumlu ve olumsuz duyguları ifade etmesine yüreklendirin.


Bu Ne Demektir?
Ergenlik döneminde psiko sosyal gelişim beş bölümde toplayabiliriz.
• Bir kimlik oluşturmak. Bu ergenlerin en önemli görevlerinden biridir. “Ben kimim“ sorusu, ergenlerin bilinç seviyesinde düşündüğü birşey değildir. Ergenler, ergenlik yıllarında başkalarından da etkilenerek (ebeveynler, diğer ilgi gösteren yetişkinler, arkadaşlar, vs.) sevdikleri ya da sevmedikleri şeyler hakkında bir görüş oluştururlar. Bunun sonucu olarak kendi değer ve inançlarının, mesleki hedeflerinin, ve ilişkilerinden ne beklediklerinin bilincinde olan insanlar oluşur. Güvenli kimlikleri olan insanlar kendi dünyalarında nereye uygun olduklarını (veya nereye ait olmak istemediklerini) bilirler.
• Otonomi (özerklik) kurma. Bazı insanlar, otonominin başkalarından tamamen bağımsız olmak olduğunu düşünürler. Onlar bunu ergenlerin “asiliği“ olarak görürler. Aslında ergenlik çağında otonomi kurmak, gerçekte ilişkilerinde bağımsız ve kendi ayakları üzerinde durabilen biri olmak anlamına gelir. Otonom ergenler, kendi kararlarını alma ve izleme becerisini kazanır, kendi doğru ve yanlış prensiplerine göre yaşar ve ailelerine duygusal olarak daha az bağımlı olmayı başarabilirler. Ergenin toplumda kendine güvenen bir birey olmasını istiyorsak, otonomi ulaşılması gereken önemli bir aşamadır.

• Yakın ilişkiler kurma. Ergenler de dahil pek çok insan, samimiyet ve yakınlığı cinsellikle eş tutarlar. Gerçekte, samimiyet ve yakınlık, cinsellikle aynı şeyler değillerdir. Yakınlık, genellikle ilk başlarda aynı cinsten arkadaşlık bağlamında kurulurken, daha sonraları romantik ilişkilerde de kullanılır. Samimiyet, yakın ilişkilerde, açık, dürüst, ilgili ve güvenli olmayı içerir. Arkadaşlık, ergenlere, kendi yaşıtlarıyla sosyal becerilerini kullanma ve uygulama ortamı sağlar.
• Cinsiyetiyle barışık olma. Ergenlik yılları genç insanların fiziksel olarak üretme ve bilişsel olarak düşünecek olgunluğa eriştiği ilk zamanları işaret eder. Ergenik yılları cinsiyet gelişiminin olduğu önemli senelerdir. Ergenlerin cinsellik hakkında nasıl eğitildikleri ve cinselliği nasıl sergiledikleri onların sağlıklı bir cinsel kimlik geliştirip geliştirmediklerini önemli ölçüde belirleyecektir. Lise öğrencilerinin yarısı cinsel olarak aktif olduklarını belirtmektedir. Çoğu uzman, ergenlikte, cinsellik hakkında karışık mesajlar almanın, hamilelik ve cinsellikle bulaşan hastalıklar gibi problemlerin oluşmasına neden olduğu konusunda fikir birliği içindedirler.
• Başarı. Toplumumuz rekabet ve başarı tavırlarını destekler ve değer verir. Bilişsel açıdan ilerlemiş olmaları nedeniyle, ergenlik yılları genç insanların var olan yetenekler ve gelecekteki mesleki hedeflere dönük planlar arasındaki ilişkiyi görmeye başlayabilecekleri bir zamandır. Hedefleriyle ilgili tercihlerinin ne olduğu, hangi alanlarda iyi ve kuvvetli olduklarını ve hangi alanlarda başarı için çalışmaya istekli olduklarını keşfetmeleri gerekir.
Bu Değişiklikler Ergenleri Nasıl Etkiler?
• Ergenler arkadaşlarıyla ailelerinden daha fazla zaman geçirirler. Ergenlerin geliştiği ve sosyal yeteneklerini denediği yerler arkadaş gruplarıdır. Ergenler birbirlerine hangi davranışların kabul edilebilir ve hangisinin kabul edilmez olduğunu belirtmekte çabuk davranırlar. Ergenler her ne kadar zamanlarının çoğunu arkadaşlarıyla geçirseler de, konu, değerler, eğitim ve uzun dönemli planlara gelince ebeveynlerinin düşünceleriyle benzeşmeye yatkın oldukları hatırlanması gereken bir noktadır.
• Ergenlerin cinsellikle ilgili daha çok sorusu olabilir. Yetişkinlerin değer ve inançları hakkında sorular sorabilirler. Cinsel ilişkiye ne zaman girileceğini nasıl bilindiğini ve neden beklemek gerektiğini bilmek isteyebilirler.
• Ergenler günlük tutmaya başlayabilirler. Kimlik edinmenin bir parçası da düşünce ve duygular hakkında düşünmeye başlamaktır. Ergenler nasıl hissettiklerini keşfetmek ve anlamak için çoğunlukla günlük tutabilirler.
• Odalarında olduklarında, ergenler kapılarını kilitlemeye başlayabilirler. Kapı kilitleme özel yaşam kurmanın bir yoludur. Aileyle iletişimini sürdürdüğü sürece, kapı kilitlemek genellikle hiç endişe verici bir şey değildir.
• Ergenler birçok hobi veya kulüple ilgilenebilirler. Hangi konuda iyi olduklarını anlamanın bir denemesi olarak, ergenler pek çok aktivite deneyebilirler. Ergenlerin ilgileri çabuk değişebilir. Bugün yogaya giderler, ve yarın futbola başlarlar.
• Ergenler kiminle nerede olacakları hakkında anlaşılması zor olabilirler. Akşam için ne yapacakları sorulduğunda, ergenlerin tipik cevabı “hiçbir şey” veya “takılacağız” şeklindedir. Kiminle olacakları sorulduğundaysa ergenlerin cevabı “sadece bazı arkadaşlar” olacaktır.
• Ergenler daha tartışmacı olabilirler. Ergenler, yetişkinleri değerleri ve yargıları hakkında sorgulayabilirler. Ergenler, bazı şeyler kendi istedikleri gibi ya da kendi inandıkları gibi olmadığında, “sen zaten anlamazsın ya da anlamıyorsun” şeklinde karşılık verebilirler.
• Ergenler ebeveynleriyle toplum içinde görülmek istemeyebilirler. Anne babalarının kendilerini, arkadaşlarının evinden veya okuldan bir blok ötede bırakmalarını isteyebilirler.
• Ergenler anne babalarıyla başkaları gibi etkileşim kurmaya başlayabilirler. Toplum içinde anne babalarıyla görülmek istemeyebilecekleri halde, ergenler ebeveynlerini ebeveyn olmaktan daha ziyade, insanlar gibi görmeye başlar. Onlara kendi yaşlarındayken nasıl olduklarına dair daha çok soru sorabilirler. Yetişkinlerle yaşıtlarıymış gibi etkileşim içinde olmaya çalılaşabilirler.
Ne Yapabilirsiniz?
• Okul ve okul dışında çeşitli grup veya faaliyetlere katılmaları için teşvik edin. Ergenlerin, iyi olduklarını hissettikleri bir şeyde başarılı olmak için çaba sarfettiklerini fark edin. Eğer fikirlerini sık sık değiştirirlerse hayal kırıklığına uğramayın. Aynı zamanda bazı yetenekler geliştirmeleri için bir proje veya aktivite üzerinde uzun süre durmaları konusunda onları yüreklendirin.
• Ergenleri yetenekleri kadar gösterdikleri çaba için de takdir edin. Böylece başarı göstermemiş dahi olsalar üzerinde çalıştıkları faaliyeti bırakmayıp devam etmelerini sağlamış olursunuz.
• Kariyer hedefleri ve seçimleri keşfetmeleri konusunda ergenlere yardımcı olun. Onları işyerine götürün, böylece yetişkinlerin ne yaptıklarını görürler. Yetişkinleri çalışırken izlemelerine imkanlar verin. Onlara gelecekteki kariyer hedefleriyle ilgili sorular sorun. Yapmak istemedikleri işleri anlamalarının, ne yapmak istediklerini anlamaları kadar önemli olduğunu unutmayın.
• Ergenlere kendi davranışlarının kurallarını ve sonuçlarını saptama fırsatını verin. Ergenlerin eve geliş saati ve diğer aile kurallarına, karar ve düşünceleriyle katkıda bulunmalarına izin verin. Bu onların kendi davranışları için sorumluluk geliştirmelerinde iyi bir fırsat yaratacaktır.
• Önemli ayrıntılar için seremoniler bulun. Modern toplumumuzda ergenlerin yetişkinliğe geçişlerini işaret eden çok az tören vardır. Kız çocuğu ilk adet periyodunu geçirdiğinde anne-kız birlikte bir öğlen yemeği yiğin. Erkek çocuğun traş olmaya başladığı ilk gün baba-oğul birlikte bir gezinti düzenleyin. Ergenler ilköğretimden liseye geçtiklerinde ailecek kutlama yapın. Ergenin ehliyet almasını ve oy vermeye hak kazanmasını kutlayın.
• Ergenlik çağındaki çocuğunuzun arkadaşlarının kim olduğunu ve neler yaptıklarının farkında olun. Anne babanın çocukları kontrol etmesi çocukların ergenlik çağına girmesi ve büyümesiyle bitmemelidir. Ergenlerin itirazlarına rağmen, arkadaşlarının kim olduğundan ve nereye gittiklerinden emin olun. Ergenlik çağındaki çocuklarınızın arkadaşlarının anne babasıyla tanışın. Evinizde eğlenceli şeyler olmasını sağlayın ki ergenler sizin evinizde “takılsın” ve bu sayede nerede olduklarından ve ne yaptıklarından emin olmuş olursunuz.
• Düzenli ve kuralları olan bir çevre sağlamaya devam edin. Ergenlerin daha fazla özgür olmalarına izin verilmeli, ancak bu kendilerini tehlikeye atacakları boyutlarda olmamalı. Şikayet etmelerine rağmen, aslında ergenler, psiko sosyal gelişimleriyle uğraşırlarken, yetişkinlerin kendileri için sağladıkları emniyet ve güvenlik duygusuna ihtiyaç duyarlar ve bu konuda onlara güvenirler.
DİSİPLİN
Disiplin nedir nasıl uygulanır?“Bir çocuğun mizacını değiştiremezsiniz çünkü bu onun doğasıdır, fakat kişiliğini şekillendirebilirsiniz. Kişilik, bir çocuğun doğal mizacı ile ortaya koyduğu davranışlardır. Bir çocuğun mizacı dağıtılmış iskambil kağıtları gibidir. Çocuğun kişiliği ise onun oyunu oynayış biçimidir. Ebeveynler çocuklarına ellerindeki kağıtlarla en iyi nasıl oynanabileceğini öğretebilirler.
Disiplin nedir? Disiplin, “kurallar dahilinde davranış eğitimi” ya da “doğru davranış ve hareketi geliştirmek için tasarlanmış talimat ve egzersizler” anlamına gelir.
Disiplin, çocuklarınıza kazandırdığınız alışkanlıklar yoluyla ona, yaşama hazırlanmak için gerek duydukları araçları vermek demektir.
Disiplinin büyük çoğunluğu iyi davranışları özendirmektir, kalanı ise kötü davranışlara karşı takındığımız tavırdır.
Disiplin, sorumlu davranış biçimini öğretmektir: Çocuğun bilgi toplaması, önündeki seçenekleri ve sonuçları görmesi, aralarından kendileri ve başkaları için en iyisini seçmesi, “iç disiplin”dir. İtaat ise dış disiplindir. Kişi, sorgulamadan kabul eder.
Disiplin, cezalandırma değildir. Ceza, istenmeyen bir davranışı geçici bir süre engelleyebilir, ama çocuğunuzun nasıl davranması gerektiğini öğretmez.
Disiplinin ilkeleri:
Kararlılık: tartışmadan, gerekçesini söyleyip istediğinizi yapmasını beklemek.
Kesinlik: “Hayır demişsem o olmayacak”
Süreklilik: “Geçen defa hayır demiştim, ısrarın faydası yok”
Sakinlik: “Ağlaman bittiğinde haber ver, bu konuyu konuşalım”
Ödüllendirme: “Aferin, ne kadar güzel toplamışsın odanı”
Disiplin nasıl uygulanır?
1. Çocuğunuza iyi örnek olmak: Çocuklar kendilerine söylenenlerden çok gördüklerini yaparlar.
2. Olumlu davranışları ödüllendirmek: Ödül, davranışı pekiştirir; gelecekte yinelenme olasılığını artırır. Hakedildiği zaman verildiğinde etkinliği artar. Ödülün etkili olması için istenilen davranışta bulunan çocuğu hemen ödüllendirin. En etkili olan ödüller, sosyal ödüllerdir. Ödül çocuğa değil davranışa yönelik olursa daha etkili olur.
Ödüller:
Sosyal Ödüller: gülümseme, göz kırpma, kucaklama, “aferin”, övgü, vb.
Tanınacak hakları içeren etkinlik biçimindeki ödüller: Baba ile parkta gezinti, çocuğun sevdiği ama geç vakitte bir televizyon filmini izleme, ailece oyun oynama, vb.
Maddi ödüller : (dondurma, balon, oyuncak, vb)
3. Kötü davranışı ödüllendirmemek:Markette alışveriş sırasında çocuğunuz istediğini aldırmak için ağlayıp ortalığı birbirine katıyor, siz bu duruma son vermek ve onu susturmak için istediğini alıyorsunuz. Bu durumda, aslında farkında olmadan kötü davranışı ödüllendirmiş oluyorsunuz; böylece kötü davranışın gelecekte yinelenme olasılığı artıyor. Sürdürülmesini uygun bulmadığınız davranış karşısında etkin bir aldırmazlık tavrı takının:
* Başınızı çevirin ve onunla göz göze gelmekten kaçının,
* Yüz ifadenizde kızgınlık belirtisi göstermeyin,
* Başka birşeyle uğraşıyormuş gibi yapın ya da odadan çıkın,
* Kötü davranış son bulunca çocuğunuzla bol bol ilgilenin.
4. Kötü davranışı cezalandırmak:
Kınama: Soğukkanlı olarak çocuğunuza yaklaşın, gözlerinin içine bakın, ciddi bir tavır takının, davranışı belirtip duygularınızı ifade edin, örn “Bana vurman canımı yaktı ve beni üzdü”. Çocuğunuzu alaycı ve küçük düşürücü sözlerle hırpalamanızın bir faydası yoktur. Hatta bazı çocuklar anne-babalarının çileden çıkmasını seyretmekten hoşlanırlar; olumsuz da olsa, ilgi görmüşlerdir.
Davranışın doğal sonucuna katlandırmak: Kötü davranışının sonucu olarak çocuğun başına gelen olayı yaşamasına izin verilir. Örnekler:
* Soğuk havada eldiven giymezsen ellerin üşür
* Arkadaşlarına kötü davranırsan onlarda seninle oynamaz
* Ödevini yapmazsan öğretmenin kızar
* Oyuncağını kırarsan, kırık bir oyuncakla oynamak zorunda kalırsın.
VİCDAN, AHLAK GELİŞİMİ
Vicdan, doğuştan her çocukta bir yetenek olarak bulunur. Bu yeteneğin geliştirilebilmesi, çocuğun her şeyden önce yaşadığı çevreyle sürekli ve içten bir ilişkiyi sürdürmesine bakar. Vicdan oluşumu eğitime bağlıdır. Çocuk başındaki eğiticileri ve onların ahlaksal buyruklarını bilinçsiz yoldan içine aktarır ve sonradan bu buyrukların 'kendi içinden gelen bir ses' gibi algılar; bütün dünyayla arasında kurulacak bağlantı ve bu bağlantının kendisine yükleyeceği yükümlülükler konusundaki bilgisinin artması sonucu da kimi ahlaksal buyruk ve istekleri yine ilerde içine aktarıp benimser. Ancak, kendileri fark etsin ya da fark etmesin, vicdan eğitimi konusundaki ilk yapı taşlarını anne ve baba koyar. Vicdanın çekirdek bölümü erken çocuklukta ve aile ocağında gelişir, sonradan bu çekirdek çevresinde yavaş yavaş başka katmanlar oluşur. Vicdan eğitiminde izlenecek en doğru yol, gevşeklik kadar katılıktan da uzak o altın değerindeki orta çizgidir. Vicdan eğitiminin bir reçetesi varsa, o da şu sözlerle dile getirilebilir: "İlkelere sıkı sıkıya bağlanma, ama uygulamada yumuşak davranışı benimse."
Kişisel bir değer sisteminin varlığının farkına varıldığı dönem ergenlik dönemidir. Çünkü, ergen tarafından bu dönemdeki bir çok değişken, ahlâkın seviyeli bir şekilde benimsenip benimsenmeyeceğini veya değer yargılarının, toplumda mevcut olan otoriteye bağlı kalınarak, geleneksel tarzda şekillenip şekillenmeyeceğini belirler.






Ailelere sekiz pratik öneri
Ergenlik dönemindeki çocuklarda sıklıkla rastlanan yalan ve okul başarısızlığına karşı, ailelere şu sekiz pratik öneride bulundu:
1 - Çocuğunuzu bekleyen sorunlar konusunda bilgi sahibi olun.
2 - Çocuğunuzun yargılayan yapısına karşı sabırlı ve itinalı davranın.
3 - Okuluyla ilişki kurun.
4 - Doğru iletişim kurma yöntemlerini uygulayın.
5 - Katı, sert bir tutum izlemeyin. Sabırlı, sevgi dolu ve hoşgörülü olun.
6 - Çocuğunuzun durumunda normalden sapan, süregelen ve yerleşen davranışları fark edin.
7 - Sen böylesin, şöylesin demeden, fikrini alın.
8 - Çocuğunuzu kesinlikle kimseyle kıyaslamayın.

Öfkeli ergene nasıl davranılır?
Uyumlu çocuğunuz son derece öfkeli oldu. Üstelik yalan söylediğini de anladınız. Peki ne yapmanız gerekiyor?
Paniklemeyin, cezalandırmayın: Paniğe kapılır, çocuğunuzun her sorumsuz davranışının üzerine gider ve cezalandırırsanız, yalnız çocuğunuzu değil, kendinizi de deliye çevirirsiniz.
Sorumluluk üstlensin: Sorumsuz davranıyorsa yakınmayın, sorumluluk verin. Yardım etme çabalarıyla sadece büyümesini engellersiniz.
Teşvik edin: Geri çekilerek kendi sorumluluğunu taşımasına olanak verirseniz, yararını göreceksiniz.
Karşılık vermeyin: İlk öfke nöbetlerinde sağduyulu davranırsanız kendine çekidüzen verecektir.
Dikkatle dinleyin: Hakaretlerin, şikâyetlerin ve isteklerin anlamını keşfedin. Öfkenize gem vurursanız, çocuğunuz sorunlarıyla baş edebileceğini ve destek verdiğinizi görür.
Ne Zaman Profesyonel Yardım Alınmalı?
Aşağıdaki belirtilerden bir ya da birkaçının süreklilik göstermesi ve ebeveynlere yabancı gelmesi ile bu durumu açıklayabilecek herhangi bir yaşantı ya da olayın olmaması durumunda, bir uzmandan yardım almaya karar vermek sağlıklı olacaktır.
• Okul başarısında olumsuz anlamda farkedilir bir değişme,
• Günlük etkinlikleri sürdürme ve günlük sorunlarla başa çıkma becerisinde bozulma,
• Sıklıkla fiziksel yakınmalar,
• Normal gelişim dönemi özelliği dışında cinselliğe karşı bir ilgisizlik,
• Arkadaşlarını sık sık değiştirme ya da onlardan uzaklaşma, çevreyle ilişkiden kaçınma,
• Çok yoğun içine kapanıklık,
• Hiçbir şeye ilgi duymama ve tüm etkinliklerden uzaklaşma,
• Geleceğine ilişkin planlar yapmama ve yoğun mutsuzluklar dile getirme,
• Alkol/sigara ve /veya madde kullanımı,
• Uyku bozuklukları ve kabuslar görme,
• Kendini ve başkalarını incitme ve zarar vermeden çekinmeme,
• Tehditkar bir ilişki tarzı benimseme,
• Başkalarının değer yargılarına, doğrularına karşı duyarsızlık, saygısızlık ve karşı gelme,
• Okuldan kaçma,
• Aileye farklı gelen, tuhaf düşünce ve duygulara sahip olma.
Anne-babalık, yetişkin hayatının en ödüllendirici yaşantısı olabilir. Başka hiçbir şey mutlu, yaratıcı ve sevgi dolu bir çocuktan daha fazla keyif ve gurur verici olamaz.
("Sindrella, çocukları olana kadar çok mutlu bir şekilde yaşadı. Daha sonra o kadar yoruldu ki, mutlu olup olmadığını anlayamadı bile.")

Uzmanlar şöyle diyor: Çocukluktan yetişkinliğe geçiş, sorunsuz yaşanmaz. Önemli olan yanlış yaklaşımlarla bu dönemi kâbusa döndürmemek..
     5 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ayşın KURTULUŞ'un Yazıları
► Bebeklikten Yetişkinliğe Depresyon Psk.Burçak ÖZDEMİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Yetişkinliğe Zorlu Bir İlk Adım; Ergenlik' başlığıyla benzeşen toplam 27 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Stres Eylül 2008
◊ Zaman Yönetimi Eylül 2008
◊ Bilginin Yolculuğu Eylül 2008
◊ Doğru Çalışma Eylül 2008
◊ Başarıya Giden Yol Eylül 2008
◊ Motivasyon ÇOK OKUNUYOR Eylül 2008
◊ Zamanın Değeri Eylül 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:36
Top