2007'den Bugüne 92,325 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Zaman Yönetimi
YAZI #115 © Yazan Psk.Ayşın KURTULUŞ | Yayın Eylül 2008
Zamanın etkin kullanımını deneme yanılma yoluyla öğrenecek kadar zamana sahip değiliz.


Kişisel başarının en önemli gerekliliklerinden birisi ‘zaman yönetimi’ dir. Hepimiz yaptığımız işlerde verimli olamamaktan, işimize, evimize, derslerimize, sevdiklerimize zaman ayıramamaktan şikayet etmekteyiz. Eğer eksikliklerimizi giderebilir ve pratik uygulamalarla destekleyebilirsek zamanın değişken doğasını ( Zamanın değişken doğasından kasıt nasıl kullanıldığıyla ilgilidir. Yoksa hepimiz bilmekteyiz ki bir gün 24 saatir ve bunu değiştiremeyiz.) kavramaya ve görmeye başlarız. Böylece sınırlı süreler içerisinde dahi zamandan maksimum kazanç elde edebiliriz.


SINAV KORKUSU
“Zor iş kolay işlerin birikmesinden oluşur."
Hazırlanılması gereken derslerin birikip ağırlaşması, sizden beklenenlerin fazlalığı ve bütün bunları nasıl yapacağınızı bilememeniz, büyük bir yük oluşturur. Bu da zamanla bıkkınlık verir. Sınava hazırlanan herkesin dönem dönem yaşadığı bu usanma ve karamsarlık duygusu son derece normaldir. Gereksiz olan ise bu duygular karşısında ümitsizliğe kapılarak, kendinizi güçsüz ve çaresiz hissederek çalışmayı bırakmaktır.
Sınavdan korkmakla, sınav korkusu (sınav Kaygısı) arasında önemli farklar vardır. Sınavdan korkan öğrenci, yaklaşan sınava göre, zamanını planlayarak çalışır. Zaman geçtikçe de korkusu azalır. Her öğrenci mutlaka sınavdan hemen önce bir heyecan duyar, ancak bu heyecan onun başarılı olmasını sağlayacak, canlı ve diri tutacak ölçüde olduğunda gerekli bir duygudur. Sınav korkusu duyan bir öğrencinin ise sınav yaklaştıkça korkusu ve telaşı artar. Bu korku öğrencinin çalışmasına ve öğrenmesine engel olur ve sınav günü gelip çattığında ise tutulur kalır. Söz konusu bu korku sırasında, beden kimyasında meydana gelen değişiklikler, beyinde öğrenme için gerekli olan protein zincirlerinin oluşumunu engeller. Yani sınav korkusu akıl yürütme ve soyut düşünme yönündeki zihinsel faaliyetleri bozar. Bu nedenle öğrencilerin başarısızlığına yol açan en önemli faktörlerden biridir.

KORKUNUZU AZALTMAYA YÖNELİK İPUÇLARI
Sınava girmeden önce, geçmişteki başarısızlıklarınızı değil, başarılarınızı hatırlayın. Kendinize gerçekteki değerin altında değer biçmeyin. Daha önce yaşanmış olan başarısızlıkların sebeplerini araştırın. Onları telafi edin ki, yeni başarısızlıkların sebepleri olmasınlar. Sınav sizin o ana kadar öğrenmiş olduğunuz bilgilerin değerlendirilmesidir. Asla sizin kişiliğinizin bir değerlendirilmesi değildir. Sınav sonucunda başarısız olmanız yalnızca sizin yeterli bilgiye sahip olmadığınızı gösterir. Bu da kişiliğiniz hakkında bir değerlendirme olamaz."
OKS sınavını mutlaka kazanmalıyım" yerine "....... lisesine girmek istiyorum, demek ve bu şekilde düşünmek çok daha gerçekçidir. "meliyim-malıyım" şeklinde biten ifadeler düşünceleri istek olmaktan çıkarıp birer yasa haline getirirler. İstekler yerine getirilemediği zaman değişebilir. Ama yasaların değiştirilmesi çok daha zordur ve beraberinde bazı yaptırımları getirir. Bu yüzden istedikleriniz bir tercihtir, değiştirilebilir. Asla yasa değildir, unutmayın.
Yapılan araştırmalar sınav korkusunun, ameliyat korkusundan çok daha yüksek boyutta olduğunu göstermektedir. Sonuçları nedeniyle, hiç de küçümsenmeyecek bir öneme sahip olan bu korkuyla, başa çıkmanın yollarını şöyle özetlemek mümkündür.
GEVŞEME
Sınav korkusunun beden kimyasını nasıl etkilediğine değinmiştik. Gevşeme sayesinde değişen beden kimyasının önceki haline dönmesi mümkündür Bedeni kontrol etmek yolunda birinci adım solunum kontrolüdür. Çünkü solunum yarı otonom, yarı iradeli bir fonksiyondur. İyi nefes almak iyi nefes vermekle başlar. İyi nefes burundan, ağır, sessiz ve derin alınır. Akciğerlerin bütününü doldurarak diyaframı aşağı iter. İyi nefes alındığı sürenin iki katı sürede verilir. Günde 60-100 defa bu şekilde nefes almayı alışkanlık haline getirmek yaşanılan korku düzeyini düşürür.
FİZİK EGZERSİZLERİ
Düzenli yapılan fizik egzersizlerinin akıl ,ruh ve beden sağlığı üzerinde olumlu yönde köklü etkiler yaptığı pek çok bilimsel araştırmayla kanıtlanmış bir gerçektir. Ayrıca düzenli fizik egzersizlerinin uygulanması uyku üzerinde de olumlu bir etkiye sahiptir. Ev içinde sabahları her gün 10-15 dakikalık bir fizik egzersiz programının uygulanması olumlu sonuçların alınması için gereklidir.
DÜŞÜNCE BİÇİMİNİN DÜZENLENMESİ
İnsanlar genellikle duygu ve düşüncelerinde belirleyici olanın çevredeki diğer insanlar ve olaylar olduğunu kabul etmektedirler. Bu yüzden kendilerinde gerginlik yaratan, duygusal açıdan sıkıntı veren kendileri dışındaki olay ve kişileri suçlarlar. Böylece hem strese girer hem de bu stresten kurtulmayı güçleştiren önemli bir hataya düşerler. Özetle; önemli olan olaylar değil, olaylara bakış açımızdır. Bu durumda olumsuz duygu ve davranışlardan kurtulmak için düşünce biçimimizi değiştirmemiz gerekecek. Bunun için olaylara ilişkin yaklaşımımızı gözden geçirmeliyiz.


PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ
Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur, onu seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa. Ama değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. işte o zaman anlarım ki; taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir." Jacob RIIS
Öncelikle problemimizi tanımlamalıyız. Problemlinizle yüzleşmek, onu çözmek adına atacağınız ilk adımdır. Diyelim ki problemimiz, OKS’nın bir yarış olması ve bizim bu yarışta yetersiz olduğumuzu düşünmemiz olsun. Problemimizi tanımladık.
İkinci olarak yapılacak şey, problemimizi problem yapan nedenleri zihnimizde düşünmek ve bunları somutlaştırarak ortaya koymaktır. Problemimizi ve problemimizin nedenlerini somut bir biçimde gözler önüne serdikten sonra şimdi gelelim üçüncü adıma.
Problemimizi çözmek yolunda çözüm önerileri geliştirmeliyiz. OKS’nin hayatımızdaki en büyük engel değil, sadece sayısız engellerden biri olduğunu ve engelleri aşmanın yaşamı anlamlı kıldığını kabul etmeliyiz. Ancak bu sayede özgüvenimizi toplar ve yolumuza devam edebiliriz.
Görüldüğü gibi problemimize veya problemlerimize çözülemez gözüyle bakmak bizim kaygı düzeyimizi tek başına tetikler. O yüzden yaşamımızda karşılaştığımız her problemi çözülebilir olarak kabul etmeli ve bu yolda yapılabilecekler üzerinde düşünmeli, eyleme geçmeliyiz.




AİLE

PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ
Başınızdan geçenler hep hoş şeyler olursa, cesur bir insan olamazsınız.” Mary Tyler Moore
Elbette anne baba olarak, çocuklarımızın, özellikle ilk yaşlarının kontrol edemeyecekleri sorunlarla geçmesini istemeyiz, çünkü hepimiz güven duygusunun ruh sağlığı için ne denli önemli olduğunu biliriz. Fakat tümüyle sorunsuz geçen bir çocukluk da, onları sorunlu ve adil olmayan bir dünyaya psikolojik olarak hazırlamaz.
Önemli olan, çocukların ruh sağlığına zarar veren ve kendilerine olan güvenlerini yok eden sorunların niteliği ve niceliği değil, bu sorunların üstesinden nasıl gelindiğidir.
Öyleyse, çocuklarımızın karşılaştığı sorunlarla başa çıkabilmeleri için, onlara yapıcı olarak nasıl yardımcı olabiliriz? En önemli yol, elbette ki problem çözme konusunda çocuklarımıza iyi bir model oluşturmamızdır. Fakat sadece bu da yeterli olmayabilir. Anne babalar olarak çocuklarımızın bu alanda başarılı olmaları için yapacağımız çok önemli başka şeyler de vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1.Pozitif tutumu sürdürmek
Çocuğunuz problem çözme konusunda özgüvenini sık sık kaybediyor ya da siz gereğinden çok endişeleniyor veya aşırı şekilde korumacı davranıyorsanız, bunun üzerinde durmak gerekir.
Aşağıdaki cümleleri tekrar ederek, içinizdeki içgüdüsel anne-babayı pozitif bir yere oturtur ve böylelikle ilk adımı atmış olursunuz:
- Pozitif ve yapıcı şekilde ele alınırsa, çocuklar her duygusal travmayı atlatabilirler.
- Çocuklar, sorunlarını çözerek psikolojik olarak güçlenirler.
- Çocuklar problem çözme yoluyla çok değerli yaşam becerileri edinirler.
2. Yeterince müdahale etme
Bebekliklerinde, doğal olarak çocuklarımızın, elbette sorunlarının neredeyse tüm sorumluluğunu üstleniriz; fakat ileri ergenlik dönemine geldiklerinde, rolümüzün, aşamalı olarak yardım ve destek gerektiğinde, danışılan bir gözlemci durumuna gelmiş olması gerekir. Bu sürecin hızı, her zaman her çocuğun olgunluğuna, yeteneğine ve yüz yüze gelinen sorunun niteliğine göre belirlenmelidir.
Çocuğunuza yardım etmeden önce aşağıdaki soruları kendinize sorabilirsiniz:
- Bu sorunu tamamıyla çocuğumun mu çözmesi gerekiyor, yoksa benim veya bir başkasının, sorunu çözmede üstlenmemiz gereken sorumluluklar var mı?
- Bu sorunu çözmesi için çocuğumun becerisi ve deneyimi yeterli mi?
- Çocuğumun bu sorunla tek başına başa çıkabilmesinde başarı şansı nedir? (Yardımcı olacağını düşünürseniz 1’den 10’a kadar notlandırabilirsiniz.)
3. Destek olma
Her ne kadar arka plana çekilmeye ve çocuğumuzun kendi sorununa kendi çözümlerini getirmesi gerektiğine karar versek de, ona destek olmak gibi çok önemli bir rolümüz de vardır.
Acaba çocuğunuz ilişkinizde onu desteklediğinize, sonuç ne olursa olsun yanında olduğunuza yürekten inanıyor mu? Çocuğunuza desteğinizi açıklıkla ifade edip etmediğinizi şu sorularla test edebilirsiniz:
- Duygularını anlayışla karşıladınız mı? (“Sorunun, seni endişelendirdiğini / ürküttüğünü / heyecanlandırdığını görüyorum.”)
- Gülümsediniz, kucakladınız ya da elini tuttunuz mu?
- Gereksinim duyduğu takdirde, ona zaman ayıracağınızı söylediniz mi?
- Onu önemseyip, günlüğünüze onun bu deneyimi ile ilgili bir şeyler yazıp, ona bunu gösterdiniz mi?
4 Problem çözme stratejileri öğretin
“Strateji” sözcüğünü kullanmasalar da, yetişkinlerin pek çoğunun kullandıkları problem çözme yöntemleri vardır. Bunlara belki “sağduyu”, “oyunun kuralları”, “işin püf noktası” gibi isimler verilir.
Ancak, hepimiz çocuklarımızın bu bilgilerle dünyaya gelmediğini unutuverir ve günlük koşuşturmada denenmiş, sınanmış bu stratejileri çocuklarımıza öğretmeyi atlarız. Bu yüzden, kullandığınız bu stratejilerin neler olduğunu bir oturup düşünün ve bunları çocuklarınıza anlayabilecekleri bir dille anlatın.
ÇOCUKLARIN PROBLEM ÇÖZMEDE KULLANABİLECEKLERİ BEŞ AŞAMALI BİR STRATEJİ
Bu stratejide çocuğun bir problemi hem kendine güvenerek, hem de başarıyla çözebilmesi için beş önemli aşama vardır:
1. KONUŞMA
“Sorununuzu paylaşırsanız, sorun bir bütün olmaktan çıkıp yarıya iner.”Çocukların çoğu ya sorunlarını başkalarına hissettirmez ya da farklı biçimlerde dışa vurur. (Örneğin, küçük kardeşini dövmek, yatmak istememek ya da başkalarının eşyalarına zarar vermek vb.) Bu nedenle, atılacak ilk adım, kendilerini üzen ya da endişelendiren konuyu, çok güvendikleri biri ile konuşabilmelerini sağlamaktır. Çoğunlukla bu kişi anne ya da babadır, fakat sorun anne-baba ile ilgili ise sorunu bir başkası ile konuşması için teşvik edilmelidir.
2. DÜŞÜNME
Bu aşamada çocuğa, herhangi bir önlem almadan önce, sorununu tüm ayrıntılarıyla düşünmesi gereği hatırlatılır. Düşüncelerini netleştirmesi ya da yeni fikirler üretmesi için önerilebilecek yöntemler:
- Resim yapmak,
- “İyi” ve kötü” şeyler listesi hazırlamak,
- Sorun hakkında farklı biçimde biten öyküler yazmak,
- Fikir jimnastiği yapmak.
3. HAREKETE GEÇME
“İyi formüle edilen bir problem yarı yarıya çözülmüş demektir.”Bu aşamada çocuğunuzun aşağıdaki noktalara dikkat ederek hazırlayacağı, uygulamaya yönelik bir eylem planı yapmasına yardım ediniz:
• Uzun süreli hedef – Bu noktada unutmamanız gereken husus, seçilen hedefin başarıya ulaşma olasılığının olması ve sürenin gerçekçi olmasıdır. Bu, istenilen hedefin kısa ve net özetidir.
• Kısa süreli hedefler – Hedeflerin saptanması çok önemlidir; çünkü küçük adımlarla işe başlanırsa, eylem planını sürdürme olasılığı artar. Hedeflerin çok somut olmasına gayret edilmeli ki, başarı gözle görülebilsin.

4. DENETLEME
Çocuğun işine gereğinden fazla karışmanın sonuç üzerinde istenmeyen etkileri olur. Bu nedenle, bir gözden geçirmenin yararlarından söz ettikten sonra, çocuğunuzla oturup ne tür bir kontrol mekanizmasının daha yararlı olacağı konusunda konuşun. Bu konuda bir başkasının yardımını istiyorsa (arkadaşı, öğretmeni yada anne veya babası) eylem planının bir parçası olarak, bu kişiyle sürekli iletişim halinde olasını sağlayın. Ayrıca, kendi kendine denetlemesi için onu teşvik edin ve bu konuda önerilerde bulunun. (Örneğin, günlüğüne not alabilir, yatak odasının duvarına bir grafik hazırlayıp asabilir vb.)
5. ÖDÜLLENDİRME
Bu aşamada problemini çözebildiği için çocuğun ödüllendirilmesi gerekir. Fakat, bundan daha önemlisi, yavaş ilerleme kaydediyorsa veya başarısız olduysa bile, gösterdiği “çaba” için onu ödüllendirmeyi unutmayın Ödüllerinizi hazırlarken, amaca uygun olmalarına dikkat edin ve abartmayın. Pek çok çocuk için anne-babalarıyla geçirecekleri birkaç özel saatin çok büyük önemi vardır. Bir başka ödül, çok istediği bir şeyin satın alınmasına yapacağınız maddi katkı olabilir.
Beş Aşamalı Stratejinin Uygulamasıyla İlgili Birkaç Örnek
Problem1: Yalnızlık ve anti-sosyalleşme
14 yaşında bir kız çocuğu, en sevdiği arkadaşıyla kavga edip, ondan ayrılmak zorunda kalmıştır ve giderek herkesten uzaklaşmaktadır.


Konuşma
Anne-baba ya da yakın bir arkadaşı konuşmasına yardımcı olup, kızgınlığını dışa vurmasını, hatta ağlamasını sağlayabilir. Çocuk artık hiçbir yere gitmek istemediğini, çünkü arkadaşını yeni arkadaşlarıyla görmekten korktuğunu itiraf eder.
Düşünme
Bu aşamada konuştuğu kişiyle birlikte:
- bu kızla olan arkadaşlığı konusundaki tüm iyi ve kötü şeyleri bir liste haline getirebilir,
- şimdi ne tür bir arkadaşlığa gereksinim duyduğunu düşünebilir,
- okulda ya da çevresinde arkadaşlık etmek istediği başka kişilerin olup olmadığını düşünebilir,
- Arkadaşlık etmek istediği kişilerle nasıl arkadaşlık kurabileceğini düşünebilir.
Harekete geçme
Uzun süreli hedef:
Gelecek döneme kadar yeni arkadaşlar edinmek
Kısa süreli hedefler:
- haftada bir kez dışarı çıkmak,
- kendini iyi ifade edebilme konusunda çalışmalar yapmak,
- dönem sonundaki partiye kadar cesaret toplamak.
Denetleme
Bir ay içinde konu ile ilgili tekrar konuşulması ve durumun gözden geçirilmesi.
Ödüllendirme
Dönem sonu partisi için alınacak yeni bir giysi.
Problem 2: Gözlük taktığı için alaya maruz kalma
11 yaşında bir kız çocuğu, gözlük takmaya başladıktan sonra giderek utangaçlaşmış ve dışarıya çıkma konusunda isteksiz davranmaya başlamıştır.
Gözlük takma konusundaki duyguları hakkında konuşurken, gözlüğüyle sınıftaki çocukların sürekli alay ettiği ortay çıkar.
Düşünme
Anne-baba ona şu şekilde yardım edebilir:
- önce kendisiyle alay eden çocukları tek tek hatırlamasını sağlamak ve daha sonra kendisiyle alay etmeyen çocukların sayısının daha fazla olduğuna dikkat çekmek,
- gözlük takan insanların bir listesini yapmak,
- bu insanların, kendileri ile alay edildiği takdirde yanıt olarak neler söyleyebileceğini düşünmek.
Harekete geçme
Uzun süreli hedef:
Gözlüğünü yılbaşına kadar aksatmadan takmak ve kendisi ile alay edenleri umursamayacak kadar cesur bir insan olmaya çalışmak.
Kısa süreli hedefler:
- Kendisi ile alay edenlere yanıt vermek için en kısa zamanda çalışmalara başlamak (örn. Anne-babayla alıştırma yapmak),
- gözlükleri olan küçücük bir ayı alıp cebine koymak ve böylelikle daha cesaretli davranışlarda bulunmak (ya da başucuna gözlüklü bir ayı resmi çizmek),
- gelecek hafta içinde daha uzun süre gözlük takmak,
- bir ay içinde alaylarda bir azalma olmazsa, anne ya da babanın alay eden çocukların öğretmenleri ile konuşması.
Annenin ya da babanın çocuğun öğretmeni ile görüşmesi
Denetleme
- Birisi alay ettiği zaman anne ya da babayla konuşulacak,
- Gelecek ay içinde gözlüğü taktığı, fazladan her bir saat için kumbarasına para atılacak
Ödüllendirme
Bir ay sonra anne ya da baba kumbarasındaki parasını iki katına çıkaracak ve çok istediği özel bir şeyi satın alacak.
Problem 3: Başarısızlık
12 yaşındaki bir erkek çocuğunun karnesi çok kötüdür ve çocuk bu duruma çok üzülmekte ve özgüvenini kaybetmiş gözükmektedir.
Konuşma
Anne-babanın yaptığı konuşma sonucunda kendisini ağabeyinin yanında çok yetersiz gördüğü ortaya çıkar.
Düşünme
Anne- baba bu aşamada şu konularda yardımcı olabilir:
- “En iyi” ve “en kötü” anlarının listesini yapmak
- Başarı konusunda ilk kez kendine güvenini kaybetmeye başladığı anı not etmek. Bunun belli bir olaya bağlı olup olmadığının gözden geçirilmesi (Örneğin, ağabeyinin ortaokula başlaması, annesinin iş değiştirmesi, okulda futbol takımına seçilmemesi vb.)
- Başarılı ve başarısız olduğu dersleri not alıp, başarıların nasıl elde edildiğini ve başarısızlıkların nasıl başarıya dönüştürebileceğini belirlemek
-Farklı öğretmenlere karşı çocuğun performansına ve duygularına göz atmak
Harekete geçme
Uzun süreli hedef: İlk yazılı ve sözlülere kadar notlarını %5 oranında yükseltmek.
Kısa süreli hedefler:
- Ağabeyiyle yarın konuşup matematik konusunda ondan yardım istemek
- Hafta sonunda yeni bir ev ödevi çizelgesi yapmak
- 6 tane başarısını liste halinde hazırlayıp, yatak odası için bir poster hazırlamak ve daha sonra yeni başarılarını, eskilerinin altına eklemek
- Annenin ya da babanın çocuğun öğretmeni ile görüşmesi
Denetleme
- Her cumartesi kahvaltıdan sonra yaptığı ilerleme hakkında konuşup postere yeni başarılarının eklenmesi
- 4 hafta içinde anne-babanın öğretmenle tekrar görüşmesi
Ödüllendirme
- Ailece (ağabeyin de katılacağı) sevilen bir parka ya da bir futbol maçına gitmek
“Problemler, nasıl başa çıkacağınızı bilirseniz, iyiye kullanabileceğiniz fırsatlardır.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ayşın KURTULUŞ'un Yazıları
► Zaman Yönetimi Psk.Elif İŞCAN KOCAMIŞ
► Zaman Yönetimi Psk.Gülşah BEŞTAV
► Zaman Yönetimi Psk.Dnş.Tuncay GÜLEN
► Öğrencilerde Zaman Yönetimi Meral HASANDAYIOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Zaman Yönetimi' başlığıyla benzeşen toplam 32 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Stres Eylül 2008
◊ Bilginin Yolculuğu Eylül 2008
◊ Doğru Çalışma Eylül 2008
◊ Başarıya Giden Yol Eylül 2008
◊ Motivasyon ÇOK OKUNUYOR Eylül 2008
◊ Zamanın Değeri Eylül 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:10
Top