Bazen her ne kadar yanlış da olsa; mutlu olmak adına gözle görülür olan gerçekleri görmezden gelebiliriz. Bu yaklaşım, insan psikolojisinin ve doğasının temelinde vardır. Kolay olan; var olan alışkanlıklarımıza devam edip, olayları görmek istediğimiz gibi görmeye devam etmektir. Zor olanı yapmaksa büyük bir cesaret ister. Ne zaman ki artık yaşanılan sorunlar dayanılmayacak noktaya gelir; işte o zaman bir şeyleri değiştirmek isteriz ve olayları görmek istediğimiz gibi değil, olduğu gibi görmeye başlarız.

Her değişim cesaret ister. Her insan bu değişimlerle kendini gerçek anlamda keşfeder ve tanımaya başlar. Verilen her karar, yapılan her seçim, her vazgeçiş ve her kabulleniş bir nevi kendini keşfediştir. Bütün bir ömür bu keşfediş süreciyle geçer. Zaman görecelidir. İşte tam da bu yüzden; yaralarımızı iyileştirmek, kırgınlıklarımızı onarmak, pişmanlıklarımızı bağışlamak , hayatımızı olduğu gibi kabullenmek, geçmişimizle barışmak ve hayatlarımızda tertemiz bir sayfa açmak için hiçbir zaman geç değildir.