Gülümsemenin kendine has bir büyüsü vardır. Günlük koşturmaca içerisinde belki de unutuyoruz bu kadar büyülü bir davranışı, belki unuttuğumuzdan da değil o an bulunduğumuz ortam ciddi olmamızı gerektiriyor, bir toplantıda olmak gibi. Yine de, gülümsemenin faydalarını kendimize hatırlatarak ve hayatımızda ona daha çok yer açarak kendimizi daha iyi, daha rahat hissedebilmemiz mümkün.

Alberta Üniversitesi’nden William B. Strean, gülmenin ve gülümsemenin tıp dünyasında tamamlayıcı tedavi olarak kullanılmasının yaygınlaştığını söylemiştir; çünkü gülmek yan etkisiz ve en kolay tedavi biçimidir.

Amerika’da Wayne Üniversitesi’nin 2010 yılında yaptığı bir araştırmada, 1950 öncesi beyzbol oyuncuları ile yapılan deneylerde gülümseyişlerinden ne kadar uzun yaşayacakları tahmin edildi. Fotoğraflarda gülümsemeyen oyuncuların ortalama 72.9, gülümseyenlerin ise ortalama 80 yıl yaşadığı belirlendi.

Dr. Angelina Whalley, gülümsemek için 17 kas kullanırken, kaş çatmak için 43 kas harekete geçtiğini söylüyor. Yani gülümsemek kaş çatmaktan çok daha kolay.

Gülümsenildiğinde, nörotransmitterlerin salınması sayesinde insan daha rahat olur. Bu da bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.

Gülmek kan dolaşımını canlandırarak özellikle kalp için önemli olan kandaki oksijeni artırır. Bu da kalp hastalıkları riskini azaltır.

2012'de 19 diyabetik hastanın üzerinde gerçekleştirilen bir araştırmada gülmenin yemek sonrası yetersiz insülin varlığında glükoz ekskürsiyonunu geliştirerek kan şekerini düşürmeye yardımcı olduğu ortaya çıktı. Gülmek kan şekerini düşürmeye yardımcı olur.

Oxford Üniversitesindeki araştırmacılar gülmenin kişinin acıya olan toleransını vücudu iyi hissettiren kimyasal endorfini salgılaması konusunda cesaretlendirerek artırmakta önemli bir rol oynadığını ortaya çıkardı. Gülmek, acıyla baş edebilmeye yardımcı olur.

Araştırmalara göre gülerken karın kaslarının çalışması bağırsak hareketlerinin güçlenmesini sağlar. Bu durum da sindirimi kolaylaştırır.

Gülme eylemi sırasında akciğerler açılarak daha fazla oksijen solunması sağlanır. Gülerken dışarıya daha uzun süre nefes atıldığı için kirli fazla atılırken kan dolaşımına yüksek miktarda oksijenin girmesi sağlanır. Böylece akciğerler temizlenir.

Gülmek fiziksel bir egzersiz türü olarak sayılır çünkü gülmek diyaframı, omuzları ve karnı çalıştırır.

Gülümsemek bulaşıcıdır. Gülümseyen insan, bir mumun odayı aydınlatması gibi etrafındaki insanların da bu aydınlıktan nasibini almasını sağlar.

Japon araştırmacılar akşamları gülmenin vücudu daha fazla melatonin üretmek konusunda teşvik ettiğini keşfetti. Bu yüzden uyumadan önce komik bir program ya da film izlemeyi öneriyorlar.

Gülümseyerek yaşam kalitemizi artırabiliriz.

Haydi, şimdi hemen bir ayna karşısına geçin ve içinizden gelmese de zorla gülümseyin! Kimse için değil bunu kendiniz için gerçekleştirin!

Sağlık ve sevgi ile…