Sosyal Şizofreniden Toplumsal Empatiye
SOSYAL BEYİN:
1990 lardan sonra nörolog Antonıo R.Damasio tarafından Deascartesin yanılgısı isimli bir kitap yayınlandı .Bu kıtap sosyal beyin çalışmalarında dönemeç oldu .Sosyal beyin çalışmaları başlamadan önce ,insan beyni sadece vücudu yöneten ve davranışları üreten bir merkez olarak biliniyordu.Beyin görüntüleme ve tarama teknikleri geliştikten sonra beynin sosyal ve duygusal boyutu hakkında bilgiler edinilmeye başlandı.MRgibi taramalarda beyinde ,duygu düşünce ve fikir kalıplarının kaydedildiği sinir hücreleri ağı ortaya çıktı.
Görüntülemede kişi sosyallikle ilgili konuları düşündüğünde beynin bazı bölümleri çalışmaya başlar ve görüntülerde yanma sönme şeklinde şeklinde görülür.bu yanıp sönmeler beynin bu konuyla ilgili sinirsel devrelerden oluşan bir nework u olduğunu ortaya çıkarır.Kişi empatık bir durumu düşündüğü zaman ,beyinde bununla ilgili alan çalışmaya başlar . Aynı şekilde merhamet duygusu ,kıskançlık,öfke,nefret gibi duygularda da beynin farklı alanlarında yanıp sönmeler görülür.
SOSYAL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ:
Sağ beyin öğrenme güçlüğüdür. Kişi çok zeki ve başarılıdır fakat insan ilişkileri kurmak gereken konularda başarısızdır.Evlilik,yöneticilik,liderlik yapamaz sosyalliği ve duygusallığı iyi okuyamaz .Asperger sendromunun hafif biçimidir.
ASPERGER SENDROMU:
Sosyal beyin gelişimini tamamlayamamış insanlarda ortaya çıkar. Bu hastalıkların mantıksal zekaları çok yüksek ama sosyal zeka ve sosyal öğrenme durumları düşüktür.Bu hastalar 5-6 dil konuşur ,matematık teorilerini anlatır,Olağanüstü yetenek ve bilgilere sahiptirler fakat arkadaşlık kuramazlar ,insan ilişkilerini yürütemezler,evlilik yapamazlar,biriyle oturup oyun oynayamazlar.
İletişimin sözel ve sözel olmayan iki ayağı vardır.sözel olan %20,%30 civarındadır ve öğrenmenin kelime, dil aktarımı ,dil ifadesi kısmını kapsar. Bu kısımdaki kişi anlamlı kelimeler üretir,önce kendi bu kelimeleri anlar sonra karşı taraf anlar ; karşı tarafda cevap verir, daha sonra onuda anlar. Bütün bunlar; heceleme ,kelime üretme ve anlam katma beynin fonksiyonudur ve iletişimin bilgi aktarım ayağını oluşturur. Birde ileetişimin sözel olmayan kısmı vardır. Kişinin oturuşu ,gülüşü ,bakışı, ses tonu,vurguları,beden dilini kapsar ve iletişimin %70-%80 ıne denk gelir. İşte asperger sendromlu kişiler ,karşısındaki insanın sözel olmayan dillerini okuyamazlar.Bu hastalar,muhatap oldukları insanların sözlerinin tasdikini ,sıcak davranıp davranmadıklarını, düşmanlık duygularının olup olmadığını ,niyetlerinin doğruluğun ,sevip sevmediklerini anlayamazlar. Sadece bilgiyi alıp teyp gibi kaydederler;diğer insanı sevmek,sosyal olmak,konuşmak,muhabbet etmek,arkadaşlık yapmak gibi sosyallıkleri öğrenemezler.Amaçlı davranım yapamazlar.mesela birkaç dil bildiği halde o dilleri belli bir amaca yönelik kullanamazlar.Belli alanda sebatlılık gösteremezler.
Asperger sendromu olan bireyler çoğunlukla toplum içinde farklı olarak görülmezler.
Pek çok Asperger sendromu olgusu ancak yakın ilişki içinde farklı olarak algılanabilir ve genellikle “garip”, “acayip”, “değişik” gibi sıfatlarla anılırlar.
Çoğu Asperger sendromu olgusu kendindeki farklılıkların farkındadır.
Sosyal ilişkilere çok fazla girmemekten genellikle rahatsızlık duymazlar.
Ergenlik dönemlerinde zamanlarının çoğunu bilgisayar karşısında geçirmeyi tercih ederler.
Sosyal becerilerinin yetersiz olması nedeniyle, sosyal etkileşime zorlandıklarında genellikle rahatsızlık duyarlar.
Sosyal işelvselliklerindeki yetersizlik kendilerinden çok ailelerini rahatsız eder.
Bu yetersizlikler ergenin ailesine daha faza bağımlı yaşamasına neden olur.
Karşı cinsle ilişkileri kısıtlıdır ve flört içeren tutum ve davranışları uygulamakta oldukça zorlanırlar.
Tüm bu temel belirtilere ek olarak eşlik eden psikiyatrik bozukluklar sıkça görülür. Özellikle dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) Asperger sendromuna eşlik edebilir. Asperger sendromu olan ergenlerin yaklaşık üçte birinde DEHB tanısı da konur (Klin ve Volkmar, 1997).Özellikle belirli konulara dikkatlerini aşırı yoğunlaştırır, diğer alanlara dikkatlerini kaydırmakta zorluk yaşarlar. AS’li bireylerde anksiyete bozuklukları ve depresyon da normal topluma göre daha sık görülür (Klin ve ark., 2000). Özellikle Asperger sendromu olan ergen büyüdükçe ve kendisindeki farklılıkları fark ettikçe, arkadaşları tarafından dışlandığını gördükçe depresif belirtileri artabilir. Asperger sendromu olan ergenler akranları tarafından çok sık alaya ve aşağılanmaya maruz kalırlar. Akranları arasında yaşadıkları sorunlar okula uyumlarını ve akademik işlevselliklerini de oldukça olumsuz etkileyebilir.
1990 lardan sonra nörolog Antonıo R.Damasio tarafından Deascartesin yanılgısı isimli bir kitap yayınlandı .Bu kıtap sosyal beyin çalışmalarında dönemeç oldu .Sosyal beyin çalışmaları başlamadan önce ,insan beyni sadece vücudu yöneten ve davranışları üreten bir merkez olarak biliniyordu.Beyin görüntüleme ve tarama teknikleri geliştikten sonra beynin sosyal ve duygusal boyutu hakkında bilgiler edinilmeye başlandı.MRgibi taramalarda beyinde ,duygu düşünce ve fikir kalıplarının kaydedildiği sinir hücreleri ağı ortaya çıktı.
Görüntülemede kişi sosyallikle ilgili konuları düşündüğünde beynin bazı bölümleri çalışmaya başlar ve görüntülerde yanma sönme şeklinde şeklinde görülür.bu yanıp sönmeler beynin bu konuyla ilgili sinirsel devrelerden oluşan bir nework u olduğunu ortaya çıkarır.Kişi empatık bir durumu düşündüğü zaman ,beyinde bununla ilgili alan çalışmaya başlar . Aynı şekilde merhamet duygusu ,kıskançlık,öfke,nefret gibi duygularda da beynin farklı alanlarında yanıp sönmeler görülür.
SOSYAL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ:
Sağ beyin öğrenme güçlüğüdür. Kişi çok zeki ve başarılıdır fakat insan ilişkileri kurmak gereken konularda başarısızdır.Evlilik,yöneticilik,liderlik yapamaz sosyalliği ve duygusallığı iyi okuyamaz .Asperger sendromunun hafif biçimidir.
ASPERGER SENDROMU:
Sosyal beyin gelişimini tamamlayamamış insanlarda ortaya çıkar. Bu hastalıkların mantıksal zekaları çok yüksek ama sosyal zeka ve sosyal öğrenme durumları düşüktür.Bu hastalar 5-6 dil konuşur ,matematık teorilerini anlatır,Olağanüstü yetenek ve bilgilere sahiptirler fakat arkadaşlık kuramazlar ,insan ilişkilerini yürütemezler,evlilik yapamazlar,biriyle oturup oyun oynayamazlar.
İletişimin sözel ve sözel olmayan iki ayağı vardır.sözel olan %20,%30 civarındadır ve öğrenmenin kelime, dil aktarımı ,dil ifadesi kısmını kapsar. Bu kısımdaki kişi anlamlı kelimeler üretir,önce kendi bu kelimeleri anlar sonra karşı taraf anlar ; karşı tarafda cevap verir, daha sonra onuda anlar. Bütün bunlar; heceleme ,kelime üretme ve anlam katma beynin fonksiyonudur ve iletişimin bilgi aktarım ayağını oluşturur. Birde ileetişimin sözel olmayan kısmı vardır. Kişinin oturuşu ,gülüşü ,bakışı, ses tonu,vurguları,beden dilini kapsar ve iletişimin %70-%80 ıne denk gelir. İşte asperger sendromlu kişiler ,karşısındaki insanın sözel olmayan dillerini okuyamazlar.Bu hastalar,muhatap oldukları insanların sözlerinin tasdikini ,sıcak davranıp davranmadıklarını, düşmanlık duygularının olup olmadığını ,niyetlerinin doğruluğun ,sevip sevmediklerini anlayamazlar. Sadece bilgiyi alıp teyp gibi kaydederler;diğer insanı sevmek,sosyal olmak,konuşmak,muhabbet etmek,arkadaşlık yapmak gibi sosyallıkleri öğrenemezler.Amaçlı davranım yapamazlar.mesela birkaç dil bildiği halde o dilleri belli bir amaca yönelik kullanamazlar.Belli alanda sebatlılık gösteremezler.
Asperger sendromu olan bireyler çoğunlukla toplum içinde farklı olarak görülmezler.
Pek çok Asperger sendromu olgusu ancak yakın ilişki içinde farklı olarak algılanabilir ve genellikle “garip”, “acayip”, “değişik” gibi sıfatlarla anılırlar.
Çoğu Asperger sendromu olgusu kendindeki farklılıkların farkındadır.
Sosyal ilişkilere çok fazla girmemekten genellikle rahatsızlık duymazlar.
Ergenlik dönemlerinde zamanlarının çoğunu bilgisayar karşısında geçirmeyi tercih ederler.
Sosyal becerilerinin yetersiz olması nedeniyle, sosyal etkileşime zorlandıklarında genellikle rahatsızlık duyarlar.
Sosyal işelvselliklerindeki yetersizlik kendilerinden çok ailelerini rahatsız eder.
Bu yetersizlikler ergenin ailesine daha faza bağımlı yaşamasına neden olur.
Karşı cinsle ilişkileri kısıtlıdır ve flört içeren tutum ve davranışları uygulamakta oldukça zorlanırlar.
Tüm bu temel belirtilere ek olarak eşlik eden psikiyatrik bozukluklar sıkça görülür. Özellikle dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) Asperger sendromuna eşlik edebilir. Asperger sendromu olan ergenlerin yaklaşık üçte birinde DEHB tanısı da konur (Klin ve Volkmar, 1997).Özellikle belirli konulara dikkatlerini aşırı yoğunlaştırır, diğer alanlara dikkatlerini kaydırmakta zorluk yaşarlar. AS’li bireylerde anksiyete bozuklukları ve depresyon da normal topluma göre daha sık görülür (Klin ve ark., 2000). Özellikle Asperger sendromu olan ergen büyüdükçe ve kendisindeki farklılıkları fark ettikçe, arkadaşları tarafından dışlandığını gördükçe depresif belirtileri artabilir. Asperger sendromu olan ergenler akranları tarafından çok sık alaya ve aşağılanmaya maruz kalırlar. Akranları arasında yaşadıkları sorunlar okula uyumlarını ve akademik işlevselliklerini de oldukça olumsuz etkileyebilir.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Sosyal Şizofreniden Toplumsal Empatiye" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Atakan ŞAHİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Atakan ŞAHİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.