2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Duygusal Kilitlenme ve Çöküntüler
MAKALE #17963 © Yazan Psk.Namık ACAR | Yayın Şubat 2017 | 8,877 Okuyucu
Çok yaygın olarak "biz duygusal bir milletiz" deriz.Aslında bu doğru değildir.Çünkü duygusallık gen yoluyla aktarılan bir karakter değildir.Daha ziyade yaşamsal formasyonun nereden ve nasıl kazanıldığıyla ilgili özelliktir.Duygusallık olayının peşine düştüğümüzde duygusallığın insani bir karakterden ziyade yetişme tarzı ve derinliğinin ortaya çıkardığı bir sonuç olduğunu gördük.İnsanlar dış dünyadan aldıkları uyaranları değerlendirebilecek bilgi rezervine sahiplerse bu uyaranlara bilgi dünyalarından,değillerse de duygu dünyalarından cevap vermektedir.Bu nedenle bilgi düzeyi yükseldikçe insanlardaki duygusallık azalıyor,bilgi düzeyi düştükçe duygusallık artıyor.Bu nedenle millet olarak duygusallığımızın temelinde eğitim ve bilgi eksikliklerinin yattığını,bir milli karakter olmadığını özellikle vurgulamak isterim.

İnsanlarımızın hayatlarını yönetirken beslendikleri yaygın kaynak halen gelenekler,yanlış yerleştirilen davranışsal kodlar ve alışkanlıklardır.Örneğin sıkıntılı bir olay sonrasında üzülmek toplumumuzda çok yaygın davranıştır.Ama çözüm arayışı o kadar yaygın değildir.Oysa üzüntünün bir sorunu çözdüğü hiç görülmemiştir ve bir insanın olumsuz bir olay karşısında verebileceği en pasif tepki üzülmektir.Üstelik sadece üzülmek ve çözümleyici adım atmamak bir sorunu çözülmemiş olarak insanın yaşamında tutar ve sürekli üzülmesini sağlayarak o insanın duygu motuna hapsolmasına sebep olur.Tabiatıyla toplum olarak duygusallığımızın temelinde bilgi eksikliklerimiz ve sorun çözme becerilerini yeterince etkin kullanmamamız baş rolü oynamaktır.

Duygusal kilitlenme;bir insanın yaşadığı ve çözüm bulamadığı sorunlar sonucunda sürekli üzüntü boyutunda kalması sonucu ortaya çıkan duygusal yorgunluğun zirve yapmış halidir.Hep söylediğim gibi aslında sorunsuz bir yaşam yoktur.Sorunlar hep olacaktır.Önemli olan sorun yaşamak değil,sorunlar karşısında ne yapıldığıdır.İnsanlarımızın büyük çoğunluğu sorunları karşısında pasif etkilenme olan üzüntü boyutunda tepkiler vermekte ama çözümleyici inisiyatif kullanmamaktadır.Bu nedenle de sorunlar üzüntüyü tetiklemekte,çözümlenmedikçe üzüntü devamlılık kazanmakta ve üzüntünün devamlılık kazanması da önce duygusal yorgunluk,sonra duygusal kilitlenme ve en sonunda da duygusal çöküntü doğurmaktadır.

İnsanlarımızın sorun ve üzüntü dünyasında başı ilişkiler çekmektedir.Yani en yaygın sorunları insanlarımız ilişkiler ve özellikle de kadın-erkek ilişkilerinde yaşamaktadır.Duyguların aklın ve iradenin önüne en çok geçtiği alan da burasıdır.Kadın-erkek ilişkilerinin çok sorunlu olmasının kaynağında da kültürümüzde karşı cinse ulaşma miti ve bu ilişkilerin bilinç değil de heves ve duygu üzerinden yönetilmesidir.Buna birde erkeğimizin de kadınımızın da sağlıklı bir cinsiyet duruşu bilinciyle yetiştirilmemesi de eklenebilir.Nitekim paylaşım değil yönetme ve hakim olma odaklı olarak kadın-erkek ilişkileri kuruluyor ve yaşanılmaya çalışılıyor.Flört döneminden tutun evlilik ilişkisine kadar kadın-erkek ilişkilerimizin çoğu maalesef sağlıksızdır.Zira her iki cinsiyet de ilişkisini kendi tercihleri ve doğruları üzerinden yaşamak istiyor ve partnerini adeta konu mankeni gibi görüyor.Aslında ilişkiler karşılıklı adımlarla oluşturulan ortak paydalar üzerinden yaşanması ve yürütülmesi gerekirken çoğunluğumuzun ben kalarak biz olmaya çalışıyor.Elbette bu kafadan sağlıklı ve ahenkli bir ilişki çıkarmak da mümkün olmuyor.İlişkiler sağlıklı olmayınca da duygusal yorgunluklar,duygusal kilitlenmeler ve duygusal çöküntüler yaşanması mukadder oluyor.

Şunu hiç unutmayalım ki yaşam ilişkiler,ilişkilerdeki sağlıklılık ve sağlıksızlıklar üzerinden şekillenen bir süreçtir.Bir insanın psikolojik olarak mutlu ve sağlıklı yaşamasının yolu öncelikle yaşam kılavuzunu alışkanlıklar olmaktan çıkarıp bilgiye dönüştürmesidir.Kaldı ki aklı ve bilimi yeterince kullanmamanın toplum olarak yaşam kalitemizi de ilişki kalitemizi de düşüren çok fazla bedelini ödüyoruz.Duygusal kilitlenmelerin temelinde en çok da bilgiyi kullanarak yaşamamak ve alışkanlıklarını da gözden geçirmemek özelliğimiz öne çıkıyor.Bir nevi kendi eksik yanlışlarıyla kendi yaşamını mahveden bir toplum olarak yaşıyoruz.Duygusal kilitlenme daha çok kişisel özelliklerin sorunlu olmasına dayalı ilişki sorunlarının yarattığı sorun ve üzüntüler kaynaklıdır.

Şu bilinmeli ki duygusal kilitlenmeler bir sorun birikimi sonucu oluştuğundan sorun grubunda bir psikolojik problemdir.Bir psikolojik hastalık değildir.Aslında doğru yerden yardım alınırsa ve önerilen adımlar atılarak çözüm yaşamın bir parçası haline getirilebilirse duygusal kilitlenme sorununun yüzde yüz çözümü vardır.Ancak duygusal kilitlenme yaşayan insanların bu sorunlarını kendi kendilerine çözebilmeleri mümkün değildir.Çünkü yaşadıkları durum duygusal da olsa bir kilitlenme halidir ve bunu çözümlenmesi için öncelikle bu kilitlenmenin belli adımlar atılarak çözümlenmesi gerekmektedir.Ayrıca her duygusal kilitlenme yaşayan insanın karakteri ve sorun geçmişi aynı olmadığından bu kilitlenmenin hangi adımlar atılarak aşılacağı herkeste aynı değildir ve o adımların neler olacağına bir uzmanın karar vermesi esastır.Tabiatıyla bu sorunları yaşayan insanlarımızın bir uzman psikologdan yardım almaları gereklidir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Duygusal Kilitlenme ve Çöküntüler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     5 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Namık ACAR Fotoğraf
Psk.Namık ACAR
Kocaeli (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildiTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Namık ACAR'ın Makaleleri
► Duygusal Yeme Psk.Handan ERGÜN HOŞRİK
► Duygusal Boğulma Psk.Namık ACAR
► Duygusal Yeme Psk.Handan ERDOĞAN
► Duygusal Yoğunluk Psk.Mesut KARTAL
► Duygusal Yorgunluk Psk.Namık ACAR
► Duygusal Maskeler Psk.Hasan ARSLAN
► Duygusal Zeka Psk.Bahar ERDEN
► Duygusal İstismar Psk.Özlem AKKEL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Duygusal Kilitlenme ve Çöküntüler' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilik Bilinci Şubat 2024
► Psikolojik Sağlamlık Ocak 2024
► Kötümserlik Sendromu ÇOK OKUNUYOR Eylül 2022
► İlişki Yorgunluğu Ağustos 2022
► İlişkilerde Uyum Sağlayıcı Esneklik ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Evlilik Öncesi Desteği ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Çözüm Odaklı Olma Şubat 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:23
Top