2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Danışanların Perspektifinden; Panik Atak ve Tedavisi
MAKALE #19849 © Yazan Psk.Fahrettin ÖZÇELEBİ | Yayın Eylül 2018 | 2,046 Okuyucu
Danışanların Perspektifinden; Panik Atak ve Tedavisi

Son yıllarda ülkemizde neredeyse zengini, fakiri, genci, yaşlısı her kesimden sıkça duyduğumuz bir hastalık adı haline geldi; Panik Atak. Hatta o kadar çok yaygınlaştı ki bu hastalığa yakalandığını söyleyenlerin oranı, insanlar birbirine panik atak teşhisi koyabilecek duruma geldiler! Tabi bu rahatsızlığın birde tedavi boyutu var. İnsanlar yaşadıkları bir hastalığı başkasının yaşamasını genelde istemezler, fakat aynı rahatsızlıktan muzdarip başka insanların varlığı onları bazen rahatlatır. Çünkü yalnız olmadıklarını ve bu rahatsızlığın herkes tarafından yaşanabileceğini bilmek iyi gelir. Fakat unutulmaması ve çok dikkat edilmesi gereken bir nokta var ki o da; tedavi sürecinde kullanılan ilaçların hastalığı yaşayanlar tarafından ''bu bana çok iyi geldi sen de kulan'' şeklindeki tavsiyeler ile daha da kötü hale gelebileceği ve olumsuz sonuçlar doğurabileceği gerçeğidir.

Rahatsızlık Neden Direnç Kazanır Veya Uzun Sürer

Aslına baktığınızda, psikoloji kökenli rahatsızlıklar özelinde insanların çok yoğun bilgi kirliliği yaşadığı bir dönemde yaşıyoruz. Rahatsızlık psikoloji kökenli olunca sanırım insanlar, ne de olsa elle tutulur, gözle görülür, fiziksel bir şey değil diye düşünüp birçok öneride bulunabiliyorlar. Veya hiç olmayacak, ihtisası bulunmayan insanlara yönelip para dahi kaybedebiliyorlar. Bu durum sonrasında maalesef insanlar yanlış tedavi girişimleri veya yönlendirmeleri ile hastalık sürecini uzatmış hatta başarısız girişimlerle çoğu kez yaşadıkları rahatsızlığın direncini de arttırmış oluyorlar.
Peki çokça insan tarafından bu rahatsızlığa teşhis konma çabası varken ve tedavisi hakkında bunca tecrübeli varken neden geçmiyor, iyileşmiyor veya önlem alınamıyor? Gelin bir de bilimsel açıdan ele alalım bu konuyu.

Panik Atak Nasıl Bir Hastalıktır?

Panik atak genellikle birden bire bastıran korku (özellikle ölüm korkusu gibi) ve endişe nöbetidir. Bu nöbete aynı zamanda kalp çarpıntısı, terleme ve baş dönmesi gibi yoğun fiziksel belirtiler eşlik eder. Yaşanılan bu korku ve endişe nöbeti genellikle 10 dakika içinde en üst seviyesine ulaşır ve sonrasında yavaş yavaş azalır. Genellikle bu rahatsızlığı yaşayan insanlar başlarına bir şey gelecekmiş korkusu ve atak geçirme kaygısını üst seviyelerde yaşadıkları için kimi zaman otobüslere, asansörlere, uçağa, metroya binemez hatta çarşıya, pazara dahi çıkamaz hale gelebilirler.

Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan ve neredeyse tüm dünya ülkelerindeki ruh sağlığı uzmanlarının yararlandığı Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabında (DSM-4) Panik Atak tanı ölçütlerinin neler olduğuna bir göz atalım.

Aşağıdaki bulgulardan dört veya daha fazlasının birden başladığı ve 10 dakikada zirveye ulaştığı, kendine has yoğun korku ya da rahatsızlık duyma döneminin olması durumunda panik atak yaşıyor olabileceğinizin işaretleri olarak belirtilmiştir.

1. Çarpıntı, kalbin güçlü atması, veya kalp atışlarının hızlanması.

2. Terleme.

3. Titreme, sarsılma.

4. Nefes darlığı ya da boğuluyormuş hissine kapılma

5. Soluğun kesilmesi.

6. Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma.

7. Mide bulantısı, karın ağrısı.

8. Baş dönmesi, bayılacak gibi hissetmek.

9. Derealizasyon (gerçekdışılık ya da hayalmiş duygusu), veya depersonalizasyon (kişinin benliğinden ayrılması duygusu).

10. Kişinin denetimini yitireceği ya da çıldıracağı korkusu.

11. Ölüm korkusu.

12. Karıncalanma, uyuşma duyumları

13. Üşüme veya ateş basması.

Hastalığı Yaşayanların Gözünden; Panik Atak

Konuya bu hastalığı yaşayan insanların gözünden baktığımızda, genelde bir olgudan ziyade bu rahatsızlığı iliklerine kadar hissettiklerini, ciddi anlamda kaygılandıklarını ve neredeyse ölümle burun buruna geldiklerini duyarız. Bu rahatsızlığı yaşamayan insanlara göre herhangi bir rahatsızlık veya olgu gibi gelebilir bu durum, fakat panik atak rahatsızlığını yaşayanlar için tamamen gerçekçi ve ciddi anlamda kaygılandırıcı ve korkutucu bir süreçtir. Yaşadıkları onlar için çok net ve çok acı vericidir. Yaşadıkları bu kaygı verici sürecin ardından, yani her atak sonrasında ölmediklerini görmek onları bir an için rahatlatsa dahi bir sonraki atakta tekrar tekrar bu korkutucu anı yaşayacaklarını bilmek, onların normal yaşam süreci içinde daha da kaygılanmasına ve atakların tetiklenmesine sebep olabilmektedir.

Sebepleri

Panik atak rahatsızlığının nedenlerine baktığımızda hem biyolojik hem de psikolojik nedenlere dayanabildiğini görmekteyiz. Bireyler panik atak geçirdikten sonra tekrar benzeri bir durum yaşayacaklarını düşünmeye başlarlar, hatta bunu beklerler. Bundan dolayı fiziksel belirtilerine fazlasıyla odaklanırlar. Buna beklenti kaygısı denir. Yaşadıkları bu kaygı öylesine artar ki yukarıda da bahsettiğimiz gibi evden dahi çıkamayacak hale gelebilirler. Çünkü çıktıklarında onca insanın içinde bayılma, kalp krizi geçirme, nefes alamama gibi durumları yaşayacaklarına dair endişeler yaşarlar.

Yapılan bilimsel araştırmalar bu rahatsızlığı iki şekilde açıklamaktadır;

Bunlardan ilki Panik Bozukluğun, beynimizde nöron adı verilen sinir hücrelerinden salgılanan, heyecan ve duygusal yaşantılarımızı düzenleyen bazı beyin hormonlarının anormal çalışması sonucu oluştuğunu göstermektedir.

Bir diğer sonuç ise Panik Bozukluğun, günlük yaşantımızda yaptığımız bazı davranışlarımızın sonucunda ortaya çıkan ve tamamen “doğal ve zararsız” olan çarpıntı, terleme, nefes sıkışıklığı ya da baş dönmesi gibi bedensel belirtilerin, hastalığı yaşayanlar tarafından kötü bir hastalığın belirtisi olarak değerlendirilmesi ve bunun sonucunda da “kalp krizi geçiriyorum, öleceğim, çıldırıyorum, felç olacağım” şeklinde yanlış yorumlanması ile oluştuğunu göstermektedir.

Bir Vaka Örneği

Otuzlu yaşlarında bir danışanım yaklaşık 7 yıldır panik atak rahatsızlığını yaşadığını belirterek başvuruda bulunmuştu. Hayatının son 7 yılı içinde ayda birkaç kez kendini hastanelerin acil servisinde veya kalp hastalıkları polikliniğinde bulduğunu, ölümle burun buruna geldiğini, ve bu zamanlarda hayatının adeta bir film şeridi halinde gözünün önünden geçtiğini belirtiyordu. İlk etapta bu durumun nasıl başladığını hatırlamadığını belirtse de yaptığımız görüşmeler sonucunda beklemediği anda aldığı olumsuz bir haber nedeniyle başladığını ve o gün yaşadığı kaygılara benzer kaygıları (bazen daha da yükseğini) hiçbir nedeni yokken ara ara yaşamaya başladığını fark ettik. Yaşadığı kaygı o kadar derinleşmişti ki asansöre bindiğinde sıkışıp kalacağını ve orada nefessiz kalıp ölebileceğini düşünmeye başladığından, asansörlere binemez hale geldiğini ve sosyal ortamlara gireceği zamanlarda özellikle yolda giderken aniden atak geçirirsem! Ve yanımda beni hastaneye götürecek kimseyi bulamazsam! Ne yaparım! kaygısıyla çoğu kez evden yalnız çıkamadığını belirtiyordu. Yaklaşık 6 seans uyguladığımız EMDR Tekniği ile danışanın panik atak rahatsızlığı tamamen ortadan kalktı. (Aşağıda EMDR hakkında daha geniş bilgi verilecektir.)

Tedavi Süreci

Panik atak, tedavisi kolaylıkla gerçekleştirilebilecek olan bir ruhsal rahatsızlıktır. Fakat süreç içinde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Tedavide ilaç ve psikoterapi yöntemleri kullanılmakla birlikte iyi düzeyde tedavi görülmediği takdirde bu süreç maalesef uzayabilmektedir. Burada bahsedilen iyi düzeyde tedaviden kasıt yeterli dozda ve sürede ilaçlar kullanılması ve iyi bir psikoterapi sürecinden geçilmesidir. Maalesef özellikle ilaç tedavisine başlayan hastalar, etraftan duydukları kulaktan dolma bilgiler ile ilaçlarını özellikle ‘’bağımlılık yapacağı’’ veya ilacın kendilerini kontrol altına alacağı endişesi ile bırakmakta ve yine etraftan duydukları olumsuz bilgiler ile terapi süreçlerini yarım bırakmaktadırlar. Oysa düzenli sürdürülen ilaç tedavisi ve uygun psikoterapi yöntemi ile süreç çok kısa bir süre içinde kolaylıkla sonlandırılabilir. Psikoterapi yöntemi hastanın tercihine göre değişkenlik göstermektedir. Sık kullanılan Bilişsel – Davranışçı Terapinin yanı sıra son dönemlerde uygulanan ve oldukça etkili ve hızlı sonuçlar veren bir yöntem olan EMDR Terapisi de bu alanda kullanılan iyi yöntemlerden bazılarıdır.

EMDR Terapisiyle Panik Atak

EMDR Terapisi, Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme isminin (Eye Movemenet Desensitization and Reprocessing) ingilizce kısaltma ismidir. EMDR ile danışanın geçmişte yaşamış olduğu olumsuz deneyimlerin duyarsızlaştırılması hedeflenir. Aynı zamanda kişinin geçmişinde yaşadığı ve şu anda hatırladığında kendisini hala rahatsız eden ataklarını şekillendiren olumsuz anıları da EMDR protokolüne uygun olarak yeniden işleme sokulur ve rahatsızlık seviyesi minimuma indirilir.

Panik atak hastalığının EMDR ile tedavi sürecinde; danışanın beyninin limbik sistem bölgesinde birikmiş ve hapsolmuş olan yoğun kaygı ve korku duygularının işlenerek sağlıklı bir şekilde ortadan kalkmasına yardımcı olunur. Etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış olan EMDR, genelde kısa süreli bir terapi modeli olması ve hızlı etki etmesi nedeniyle son yıllarda çok sık kullanılmaya başlanan terapi modellerinden biri haline gelmiştir.

Panik atak hiçbir zaman tam olarak iyileştirilemez türünden inançlar, uygulanan psikoterapi çalışmasının sağlıklı bir şekilde yapılmaması veya sadece ilaç tedavisi uygulanması nedenleriyle insanlar arasında yerleşmiş yanlış bir inançtır. Hayatınızın kalitesini düşüren ve çok ciddi korku ve kaygı hali yaşatan panik atak ile yaşamak, EMDR tekniği ile artık kimsenin kaderi değil.

Kaynakça:
1-Amerikan Psikiyatri Birliği: Psikiyatride Hastalıkların Tanımlanması ve Sınıflandırılması Elkitabı, Yeniden Gözden Geçirilmiş Dördüncü Baskı (DSM-4 TR) (2000).
2-Amerikan Psikiyatri Birliği, Washington DC, Çeviri Editörü Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 2001
3- emdr-tr.org/emdr-nedir

Psk. Fahrettin ÖZÇELEBİ
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Danışanların Perspektifinden; Panik Atak ve Tedavisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Fahrettin ÖZÇELEBİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Fahrettin ÖZÇELEBİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Fahrettin ÖZÇELEBİ'nin Makaleleri
► Panik Atak Tedavisi Psk.Dnş.Kenan DEMİRKAPI
► Panik Atak ve Tedavisi Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
► Panik Atak Tedavisi Psk.Burcu MUŞDAL ÇELEBİ
► Hipnoterapi ile Panik Atak Tedavisi Psk.Fatih KİRİŞCİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Danışanların Perspektifinden; Panik Atak ve Tedavisi' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:27
Top