2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocukluktan Yetişkinliğe Duygusal İhmal ve Etkileri
MAKALE #20758 © Yazan Dr.Psk.Sinem CANKARDEŞ | Yayın Eylül 2019 | 3,345 Okuyucu
Ebeveynler çocukları için sıklıkla ‘yemedim yedirdim, içmeden içirdim’ derler. Peki, çocukların sadece temel fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması sağlıklı bir gelişim için yeterli midir? Harlow (1958) maymunlar ile yaptığı deneyde bebek maymunların telden yapılma anne maketinde karınlarını doyurduktan sonra kalan vakitlerinin çoğunu besleme özelliği olmayan pelüş anne maketine sarılarak geçirdiğini gözlemlemiştir. Buna göre, karınlarının doymasının ardından bebek maymunlar temas, sıcaklık ve sevgi ihtiyacını gidermeye çalışmaktaydı. Bakım veren ve bebek arasındaki ilişkiyi, bebeğin yaşaması için gerekli süte ulaşması üzerinden tanımlayan anlayışı derinden sarsan bu deneyle hemen hemen aynı yıllarda psikolog Bowlby “Bağlanma Kuramı” üzerinde çalışmaktaydı.

Bağlanma, kısaca bir insanın diğeri ile kurduğu, zaman içinde gelişen derin ve uzun süreli duygusal bağ olarak tanımlanabilir (Bowlby, 1969). Bağlanma kuramına göre, bebeğin psikososyal açıdan sağlıklı şekilde büyüyebilmesi için bakım veren ile arasında güvenli bir bağlanma ilişkisi olması gerekmekteydi. Her ne kadar bir motivasyon kuramcısı olsa da Maslow da (1943) benzer şekilde “İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramında” temel fizyolojik ihtiyaçlar ve güvenlik ihtiyacı karşılandıktan hemen sonra doyurulması gereken ihtiyaç basamağını “ait olma, bağlanma ve sevgi” olarak tanımlamıştır. Tüm bunlardan da anlaşılacağı üzere, bakım veren ile yakınlık kurma ve sevgi ihtiyacı yiyecek, içecek ve güvende olma ihtiyacını peşi sıra takip etmektedir.

Günümüzde bu yakınlık ve sevgi ihtiyacının karşılanmamasının çocuklar üzerindeki etkileri özellikle nörobilimcilerin ilgisini çekmiştir. Çünkü fiziksel olarak yeterli beslendiği hâlde, duygusal olarak ihmal edilmiş çocukların beyin gelişiminde bazı anormallikler olduğu görülmüştür. Örneğin, Bogdan ve arkadaşları (2012) bakım verenleri tarafından duygusal olarak ihmal edilmiş bebeklerde HPA eksenindeki (hipotalamik-pitüiter-adrenal eksen) stres yanıtının arttığını, bunun sonucunda da depresyon ve anksiyete belirtileri ile öğrenme güçlüklerinin ortaya çıktığını belirtmiştir. Bir başka çalışmada çocukluk çağında ihmal edilen yetişkinlerde görsel hafızada ve duygusal işlemlemede bozulma gözlenmiştir (Gould ve ark., 2012). Beyin gelişimine olan etkisinin yanında duygusal ihmal, çocuklarda duygu düzenleme güçlüğü, empati kurmada güçlük gibi sosyal ilişkilerde bozulmalara yol açabilen birtakım sorunlara da neden olmaktadır (De Paul ve Guibert, 2008; Kim ve Cicchetti, 2010).

Peki, çocukluk çağında deneyimlenen duygusal ihmalin etkileri yetişkinlikte de sürmekte midir?

Yapılan çalışmalar bu etkilerin yetişkinliğe de uzandığını göstermektedir. Bakım vereni tarafından ilgi görmemiş çocukların yetişkinliklerinde ruh sağlığı bozukluğu geliştirme riski zamanla azalmamakta, aynı şekilde yüksek risk düzeyinde kalmaktadır. Çocukluk çağında duygusal ihmale uğramış kadınların depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu belirti düzeylerinin ve fiziksel şikayetlerinin duygusal ihmal deneyimlememiş kadınlardan daha fazla olduğu (Spertus ve ark., 2003); üniversite öğrencileri ile yürütülen bir çalışmada da çocuklukta duygusal ihmal deneyimleyenler arasında disosiyasyon deneyimleme oranının daha yüksek olduğu görülmüştür (Wright, Crwaford ve Del Castillo, 2009). Bununla birlikte, bakım veren tarafından sevgi ve ilgi görmemek kişinin kendi ile ilgili algısını da etkiler. Ebeveyni kendisine yakınlık göstermeyen çocuk, zaman içinde kendisi ya da yaptıklarının bu soğukluğa neden olduğunu düşünmeye başlar; bu da kendini eleştirme, kendinden utanma ve öz-sevgisinde azalma ile sonuçlanır. Başka biri ile yakınlık kurmayı bebeklik ve çocuklukta deneyimleyememiş bu çocuklar, yetişkinlikte de romantik ilişkilerinde büyük sorunlar yaşarlar.

Drapeau ve Perry (2004) çocukluğunda farklı tür şiddet deneyimlemiş kişilerin yetişkinlikte yaşadığı sorunları incelemişlerdir. Sonuçta duygusal ihmale uğrayan kişilerin ilişkilerinde yakınlıktan korkma, diğerlerinden uzak olmayı tercih etme, çatışmaları önlemek için çaba göstermeme ya da kendini aşırı feda etme gibi sorunlar yaşadığı bulunmuştur. Evlilik ilişkisi ve çocukluk çağı duygusal istismar ve ihmalinin etkilerini ele alan bir çalışmada, çocuklukta duygusal ihmale uğramış kişilerin evliliğinde partnerlerine bağımlı olma olasılıklarının iki kat fazla olduğu görülmüştür (Noriega ve ark., 2008). Buna göre, yakın ilişki kurmaya dair repertuarı yeterince gelişmemiş olan duygusal ihmal mağdurlarının, flört ilişkilerinde yakınlık kurmakta zorlandıkları ya da ihtiyaçları olan yakınlığı görebilmek için kendilerini feda ettikleri söylenebilir. Bağlandıkları kişi ile ayrılma ya da onu kaybetme olasılığı, bu kişilerin çocukluklarında deneyimlediği yeterince iyi olmadığı için kendinden utanma hislerini, partnerleri olmadan kendilerinin hiçbir şey yapamayacağına ilişkin inançlarını ve içsel olarak kendilerini eleştirmelerini tetiklemektedir.

Whitfield (1987) ilişki bağımlılığını, kişinin hatalı benlik algısından kaynaklanan, diğerine odaklı ve utanç temelli bir durum olarak tanımlamıştır. Buna göre, duygusal olarak ihmal edilmiş bir çocukluk yaşamış kişiler, sevgi ve yakınlık ihtiyacını karşılayan kişinin kendisini terk etme olasılığını tıpkı çocukluktaki gibi tamamen kendi davranışlarına bağlamaktadır. Bu da olumsuz bir durum sonucunda yeterince iyi olamamaktan ötürü yoğun suçluluk duygularını meydana getirmektedir. Bu suçluluk ve kendinden şüphe etme durumu ilişkide aşırı bakım verme olarak kendini göstermekte ve bağımlı bir ilişki ortaya çıkarabilmektedir. Miller (1981, 1984) çocuklarını duygusal olarak ihmal etmiş ebeveynlerin kendi duygusal ihtiyaçlarının da doyurulmamış kişiler olduğunu öne sürmüştür. Buna göre, duygusal ihtiyaçları çocukken doyurulmamış ebeveynler, çocuklarına bakım vermek yerine çocuklarından bakım alma eğilimindedirler. Çocuk ve ebeveynin rollerindeki bu değişim, çocuğun ebeveyne yakın olmak için tek şansının ona ihtiyacı olan ilgiyi göstermesi olduğunu öğretir. İşte bu öğrenme, yetişkin ilişkisinde de kendini feda etme ve partnerine aşırı bakım verme örüntüsü olarak ortaya çıkar. Nitekim, Wells ve arkadaşlarının (2010) iki yüz katılımcı ile gerçekleştirdiği araştırmada, ilişkide partnere bağımlılığın düşük öz-saygı, suçluluk ve aşırı bakım verme ile ilişkili olduğunu bulmuştur.

Görüldüğü gibi, denilebilir ki, çocuklukta duygusal yakınlık ve sevgi ihtiyacının karşılanması sağlıklı bir gelişim için gereklidir. Duygusal ihtiyaçları karşılanmamış çocuklar, kendileri ebeveyn olduğunda Miller’ın söz ettiği gibi duygusal olarak olgunlaşmamış ebeveynler olacak ve kendi çocuklarını duygusal olarak doyurmak yerine onların kendilerini anlamalarını ve teselli etmelerini bekleyecektir. Bu beklenti, bir çocuk için oldukça büyük bir baskı yaratır. Ebeveyninin taleplerini karşılamaya çabalayan çocuklar, bakım alan değil, bakım veren kişiler olarak yetişecek ve kendileri de tıpkı ebeveynleri gibi duygusal ihtiyaçları karşılanmamış bireyler olarak sevgi ve ilgi ihtiyaçlarının doyurulması arayışında ebeveynler olacaklardır.

Toplumda şiddet döngüsünü ele alan kuramların fiziksel şiddet, duygusal şiddet ve cinsel şiddete odaklandıkları görülmektedir. Ancak çocuğa kötü muamele türlerinden biri olan duygusal ihmalin çoğunlukla ihmal edilen bir konu olduğu ortadadır (Dubowitz, 1994). Bu durum, bedene ait/bedenle ilgili olanın daha çok önemsendiği biyolojik yaklaşımın etkilerinin yansıması olabilir. Ancak duygusal ihmalin etkileri alanında elde edilen nöropsikolojik kanıtlar da göz önünde bulundurulduğunda, çocuğa kötü muamele türlerine ve önemlerine “biyopsikososyal yaklaşım penceresinden” bakmanın daha doğru olacağı açıktır. Yetişkin psikoterapi müdahalelerinde erken dönem yaşantılardan kaynaklı sorunlar dikkate alınırken, çocuk istismarı ve ihmalinin tespitinde ve önlenmesine yönelik sosyal çalışmalarda duygusal ihmalin gözden kaçırıldığı görülmektedir (Sofuoğlu ve Cankardaş, basıma hazırlanıyor). Ruh sağlığı, sosyal hizmetler, eğitim ve adli birimler gibi çocukla teması olan ya da çocuk istismar ve ihmalinin tespiti ve bildirimde görev alan bütün kurum çalışanlarının, duygusal ihmal ve etkileri konusunda bilgilendirilmesi ve bu konuya hassas hâle getirilmesi gereklidir. Çocuk gelişimini en az diğer istismar türleri kadar etkileyen duygusal ihmale daha fazla dikkat çekebilmek adına, etkileri üzerine ve dahası, kuşaklar arası aktarımına yönelik daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtmek mümkündür.

***Bu makale Onto Psikoloji Dergisi'nde yayınlanmıştır. Makalenin kaynakçası için http://www.ontodergisi.com/cocukluktan-yetiskinlige-duygusal-ihmal-ve-etkileri/
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocukluktan Yetişkinliğe Duygusal İhmal ve Etkileri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Sinem CANKARDEŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Sinem CANKARDEŞ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sinem CANKARDEŞ Fotoğraf
Dr.Psk.Sinem CANKARDEŞ
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Sinem CANKARDEŞ'in Yazıları
► Çocukluktan Ergenliğe Geçiş Psk.Ayşegül COŞKUN
► Bebeklikten Yetişkinliğe Depresyon Psk.Burçak ÖZDEMİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Çocukluktan Yetişkinliğe Duygusal İhmal ve Etkileri' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Üzüntü ve Yas Mart 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:20
Top