2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuğunuzu Uyarmak Neden İşe Yaramaz? Çocuğunuza Yaptığının Yanlış Olduğunu Nasıl Söyleyebilirsiniz?
MAKALE #21265 © Yazan Uzm.Psk.Melek SARIÇİÇEK | Yayın Nisan 2020 | 1,443 Okuyucu
Çocukluk, özellikle sevgi dolu aile,arkadaşlar ve güçlü destek sistemleri ile zenginleştirildiğinde en yaşadığımz en güzel zamanlar olabilir. Bununla birlikte, en iyi şartlarda bile, özellikle imkansız derecede yüksek beklentilerle kabul ihtiyacını sürdüren kültürlerde çocuklar nadiren yaralanmadan büyürler. Ebeveynler, çocuklarının yaşamlarında ortaya çıkan duygusal iniş çıkışlarda rehberlik etmeyi amaçlarken, iyi niyetli tavsiyeler genellikle yanlış yorumlanabilir.

Örneğin, bir ergenin duymak istediği son şey, iyi niyetli olsa bile bedeni hakkında bir yorumdur. Çocukların çoğu, davranışlarının başkaları tarafından nasıl karşılandığı hakkında genellikle farkında olmasalar bile, vücutlarının fiziksel olarak nasıl göründüğünün farkındadırlar. Dahası insanın hayatı boyunca değişmeyen tek arzusu, zaman zaman farkında olmasa da, onay almaktır.

Vücut zaten gün boyunca uzun süreler boyunca çökmeye alışkınsa, bu duruş neden ayakta durmaya ve yürümeye neden aktarılmasın? Saatlerce yürüyüş yaparak ve çevredeki arkadaşlarla konuşarak geçirdiğim kuşağımın aksine, bugünün gençliği, tüm arkadaşlarıyla (aynı anda) farklı sosyal medya platformlarında, sandalyelerinden bile kalkmak zorunda kalmadan konuşabilir. Ve uyanık olduğu saatlerinin yarısından fazlası hareketsiz davranışlarla geçiyorsa, ışıklar söndüğünde ekran süresi durmaz.
2010 yılında yapılan bir Pew çalışması, cep telefonlu her 5 gençten 4'ünün telefonla yatakta veya telefonunu yatağın yakınında bulundurarak uyuduğunu göstermiştir. Buna ek olarak JFK Tıp Merkezi'nden araştırmacılara göre, gençlerin yatağa gittikten sonra bir gecede ortalama 34 metin gönderdiği bulunmuştur. İkinci çalışma, dijital medyanın uyanık çocukların yarısının; dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, anksiyete, depresyon ve öğrenme güçlükleri gibi bir dizi ruh hali ve bilişsel sorundan muzdarip olduğunu bulmuştur.

Tüm bu araştırmalarla, ergenlerin neden fiziksel olarak sağlıksız görünebileceği ve en iyi ruh halinde olmayabileceği merak ediliyor mu? Tabii ki ediliyor. Çocuklarda kötü duruş genellikle güvensizliğe atfedilse de gerçekte yaşam tarzı seçimleri postural sağlık üzerinde çok daha büyük bir etkiye sahiptir. Yaşamlarının çoğunu kambur halde geçirirken, nasıl ayakta durabilir veya aktif bir yaşamdan tat alabilir ?

Onlara yardım etmek için ne yapabiliriz? Bir dahaki sefere sandalyesinde eğik duran ya da telefonuna bakarken çökmüş bir çocuk ya da gence ne söylenebilir? Size verebileceğim en önemli tavsiye, onlara düzgün oturmasını veya dik durmasını söylememektir. Bunun nedeni, onlara "Dik otur!" demenin bir çözüm önerisi olarak değil sadece eleştiri olarak duyulacak olmasıdır. Dahası, özellikle ergen çocuğunuzda şu durumların oluşması muhtemeldir:

Size yabancılaştığını hissetmek; unutmayın ki siz artık onun gözünde eski jenerasyonsunuz.

Zaten garip ve güvensiz hissettikleri için onları daha da rahatsız etmesi ve nasıl garip ve güvensiz olduklarının pekişmesi. Dolayısıyla, iyi bir duruşun önemini yanlış anlamalarına ve sadece “yaşlıların” kendilerine yapmalarını söyledikleri bir şeyle ilişkilendirmelerine neden olur ve niyetinizi etkisiz hale getirir. Sonuç olarak duruşlarını iyileştirmez.
Bazılarınız çocukken kendisine “dik otur” dendiğini hatırlayabilir. Çoğu insan, bunu yapmasını söyleyen kişiyi ve nasıl söylediklerini de hatırlayabilir. Bu anıların hoş anılar olmadığını anımsayabiliriz.

“Dik” kavramıyla ilgili sorun, bunun mümkün olmamasıdır. Omurganızın doğal bir eğriliği vardır. Bunu “dik” bir pozisyon olarak kabul edilen şeye zorlamak, aslında sadece arka tarafa gerginlik katmak ve onu geriye doğru yaylanmaya ve aşırı uzanmaya zorlamaktır. Bu daralmaya ve büzülmeye neden olarak omurganın kısalmasına neden olur. Bu, uzatmamızın tersidir, bu da sırtlarımızın uzun görünmesini sağlar. Ek olarak, bu "düz oturmaya" teşebbüsü, vücudumuzu göğsümüzü yukarı kaldırır, omuzları geriye, başa ve aşağıya, çeneye sıkı ve arkaya doğru zorlar. Sıkıyoruz, sıkıştırıyoruz ve küçülüyoruz; bu iyi duruşun tam tersidir.

Kemerli bir sırtla kambur bir sırtın aşırı düzeltilmesine çalışmak çözüm değildir. Bunun yerine, bedenlerimizdeki gerginlikten kurtulmak istemek daha sağlıklı bir yaklaşımdır. "Dik" yerine "yukarı" düşünmek gibi. Kafanızın bir balon gibi yükseldiğini düşünün ve yukarı kalktıkça, vücut içinde alan yaratın. Aktivite içinde yer ve özgürlük bulmak, çocuklarımıza göndermek istediğimiz mesajdır. Zaten çok sayıda toplumsal baskı altında kalıyorlar, genç bedenleri gergin olmayı hak etmiyor.

Çocuklarımız için yapabileceğimiz ilk şey, istenen davranışı ve duruşu modellemektir. Çocuğunuzun duruşunun kötü olduğunu düşünüyorsanız, sandalyede otururken kendinize bir bakın. Telefonunuz elinizde yemek yerken, çalışırken veya incelerken oturuyorsanız, çocuğunuza dik oturmasını söyleyemezsiniz. Ardından, duruşu sosyal bir bakış açısıyla değil, bilimsel bakış açısıyla tartışın. Anatomi kitaplarına ve iskelet sisteminin resimlerine bakın. Bunları insanların resimleri veya görüntüleri ile karşılaştırın ve çocuğunuzdan farklılıkları tanımlamasını isteyin. Vücudun nasıl bir araya geldiğini anlayabilmeniz için kendinizi ve çocuklarınızı “vücut haritası” terimiyle tanıştırın.

Yerleşik bir yaşam tarzı ile ilişkili sayısız hastalık var. 'Yaşlı bir insan' gibi görünmek ve duruşu oturma ya da ayakta durma biçimine atfetmek yerine, bunu bir sağlık meselesi olarak düşünün. Duruş, yaşam boyu alışkanlıkların birikimidir. Basitçe “dik otur” komutu ile düzeltilemez. Duruşun geliştirilmesine yönelik ilk adım, vücudun optimal işleyişine müdahale eden zararlı alışkanlıkların tanınmasıdır.

Kas iskelet sağlığına yaklaşmanın dikkatli yolları hakkında sizi ve ailenizi eğitebilecek çeşitli üstyapı uzmanları vardır. Beden eğitimi uygulamalarının farklı yöntemlerini araştırın ve ihtiyaçlarınıza uygun olanı bulun.

İstenmeyen alışkanlıkları erkenden belirlemek, bu davranışları durdurmak ve onları daha iyi seçeneklerle değiştirmek için anahtardır. İyi vücut alışkanlıkları sadece duruşu iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda kendimizle ve başkalarıyla olan ilişkimizi de geliştirir. Eleştiri ve “zorunluluklarla” yüklü olmayan çocuklarımızla iletişim kurmanın yollarını bulmak, iletişimi daha etkili hale getirebilir ve aynı zamanda bu süreçte sağlığı ve refahı artırabilir.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuğunuzu Uyarmak Neden İşe Yaramaz? Çocuğunuza Yaptığının Yanlış Olduğunu Nasıl Söyleyebilirsiniz?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Melek SARIÇİÇEK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Melek SARIÇİÇEK'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Melek SARIÇİÇEK Fotoğraf
Uzm.Psk.Melek SARIÇİÇEK
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi11 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Melek SARIÇİÇEK'in Yazıları
► Ailede Birbirimizi Neden Yanlış Anlarız Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Çocuğunuzu Uyarmak Neden İşe Yaramaz? Çocuğunuza Yaptığının Yanlış Olduğunu Nasıl Söyleyebilirsiniz?' başlığıyla benzeşen toplam 47 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Fobiler Aralık 2021
◊ Panik Atak Aralık 2021
◊ Cised Katılım Belgesi Kasım 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:24
Top