Aile İçi Şiddetin Kuramsal Açıdan Değerlendirilmesi
Aile İçi Şiddet
Evli olan kişiler anlamlı yakın ilişkileri ile ilişkilerinde yüksek düzeyde doyumu yaşayabilir. Öte yandan kimi zaman duygusal, fiziksel çatışmaları ve gerilimleri içinde barındırabilir. Günümüzde şiddet olgusu gerek bireysel gerekse toplumsal boyutta sık sık karşılaşabileceğimiz bir problemdir. Şiddet olgusu baskı, eziyet, korkutma, sindirme, cezalandırma olabilmekte ve şiddete her toplumda rastlanmaktadır.
Kadına yönelik aile içi şiddet
Kadınlar, tarih boyunca cinsiyet ayrımcılığına ve eşitsizliklere maruz kalmışlardır. Birçok ülkede eşitliğe ve kadın haklarına yönelik haklar gelişmiş olsa da araştırmalar kadınların erkeklerden daha düşük statüde ve daha az imtiyaza sahip olduklarını göstermiştir. Çoğu ülkede kadın hakları alanında yapılan çalışmalar, aile içinde kadınların “ çeşitli şiddet türlerine maruz kalması gibi durumları ortaya çıkarmıştır. Geleneksel cinsiyet rollerinin ve bu rollerin öğrenildiği sosyalleşme sürecinin etkisi yadsınamaz ölçüde olup bu durum ülkemizde de ciddi bir problem oluşturmaktadır.
Aile içi şiddet Türkiye’de ve dünyada özellikle kadınlara karşı olmak üzere çok sık rastlanan ve toplumsal sorunlara yol açan büyük bir problemdir. Aile içi şiddete çoğunlukla kadınlar maruz kalsa da çocuklar, kardeşler, yaşlılar ve bakıma ihtiyacı olan engeliler de maruz kalmaktadırlar.
Erkek egemen toplumlarda, özel alan ve ailenin mahremiyeti ile ilgili erkeğin sorumlu tutulması kadına yönelik şiddetin göz ardı edilmesine ve şiddetin hak ve meşru olmasına neden olur. Buna bağlı olarak şiddete uğrayan kadınlarda bir kusur aranır ve şiddeti uygulayan kişi genellikle ceza görmez. Çoğunlukla aile içi şiddet “yuvanın yıkılmasını” gerektirecek bir sebep olarak sunulmamaktadır. Yasal olarak bu durumla ilgili düzenlemeler yapılıp kadın erkek eşitliği sağlanmaya çalışılsa da uygulamada eşitsizlik ve ayrımcılık hala söz konusudur. Şikâyette bulunan şiddet mağduru kadınlar devletin ve adli mahkemelerin ilgisiz davranması durumuyla karşılaşabilmektedirler. Bu durum kadınların özgürleşememesine neden olmakta ve kadını şiddete maruz kalarak yaşamaya zorlamaktadır.
Şiddet kuramları
Bu bölümde eşler arası şiddet yaklaşımlarını feminist kuram, kişisel düzey kuramları ve kişiler arası düzey kuramları başlıkları altında ele alınacaktır.
Feminist Kuram
Feminist yaklaşımına göre; toplumsal cinsiyet rolleri ve kadınların bu roller bakımından dezavantajlı konumda olması şiddetin önemli nedenleri arasındadır.
Feminist yaklaşım, kadının eşine şiddet uygulaması kendini savunmak için başvurdukları bir yol olarak görmektedir. Erkek tarafından uygulanan şiddetin ataerkil toplumlarda baskı aracı olarak kullanılmasına daha fazla rastlanmaktadır. Feminist bakış açsı sosyal normların erkeği desteklemesi ile toplum içinde erkeğin daha fazla güce sahip olduğunu belirtmektedir. Feminist kuram şiddeti anlamaya çalışır ve bu ilişkilerin sosyo-kültürel bağlamda incelenmesini sağlar. Bu kuramda, ataerkil toplumlardaki cinsiyet ayrımcılığı ve eşitsizlik, kişilerarası şiddetin asıl sebep olup olmadığına dair bir perspektife sahiptir.
Sosyolojik Kuram
Sosyolojik yaklaşım; şiddetin kaynağını sosyo-kültürel çevre faktörlerinde görmektedir. Bu yaklaşıma göre ata erkil toplumlarda, erkeğin güç faktörü olarak görülmesi kadına yönelik şiddetin sürekliliğini ve sıklığını sağlamaktadır. Şiddet bir ceza yöntemi ya da güç gösterme, baskı kurma ve otorite göstergesi olarak kullanılmaktadır.
Eşler arası şiddet, sosyal sistem sorunu olarak görülmektedir. Aile içi iletişim eksikliği ve ilişkilerde başarısızlık şiddete neden olmaktadır. Şiddete başvuran kişi otoritesinin tehlikede olmadığını düşünse de gücünü kanıtlamak için şiddete başvurur. Çocukluk yaşantısında, kız çocuklarına, uyumlu olmaları, inatçı olmamaları, erkek çocuklarına kavga etmeleri gerektiği öğretilir.
Psikolojik Kuram
Şiddete uğrayan kadınlar psikolojik yaklaşım çerçevesinde iki önemli kuram ile açıklanmaktadır. Bunlar; Bilişsel Çelişki Kuramı ve Saldırganlık Kuramıdır.
Bilişsel Çelişki Kuramı
Bilişsel çelişki kuramı; evliliklerinde şiddete maruz kalan kadınların, şiddet nedeni olarak kendini suçlama eğilimi göstermesi, uzun süreler boyunca şiddet uygulayan kişiyle aynı ortamda kalmasından kaynaklandığını açıklamaktadır. Kişinin uzun süre şiddetin yaşandığı ortamda bulunması gerginlik durumunu arttıran bir etken olarak görülmektedir. Bireyin yaşadığı duruma bir anlam yüklemeye çalışırken kendi benliğinden uzaklaşıp şüphe duymaya başlamasının yanı sıra şiddeti uygulayan kişinin görüşünü kabul edip etmemesi ile ilgili de iki karşıt görüş arasında ki düşünce karmaşasını en aza indirgemeye çalıştığı görülmektedir.
Saldırganlık Kuramı
Şiddetin oluşumunda yer alan saldırganlık nedeni, çeşitli biçimlerde ortaya çıkan öğrenilmiş bir davranış olduğu için şiddet eğilimi göstermemek de öğrenilebilmektedir. Agresif olmayan davranışlar saldırganlığın yanı sıra öğrenilebilir. Kadının aile içi şiddete maruz kalmasından sonra da kendini kötü hissetmesine devam eder. Aile içi şiddetin masum tanığı olan çocuk, bulunduğu durumu ve çökkünlük duygularını içselleştirir. Her çocuk babasını gerçek anlamda güçlü biri olarak görme ve o şekilde özdeşim yapma gereksinimi içindedir. Her iki sosyo-kültürel kuram saldırganlığın nedenlerini açıklarken ve şiddet ve bireyci duyguların merkezi bir rol oynadığı belirtilmektedir.
Evli olan kişiler anlamlı yakın ilişkileri ile ilişkilerinde yüksek düzeyde doyumu yaşayabilir. Öte yandan kimi zaman duygusal, fiziksel çatışmaları ve gerilimleri içinde barındırabilir. Günümüzde şiddet olgusu gerek bireysel gerekse toplumsal boyutta sık sık karşılaşabileceğimiz bir problemdir. Şiddet olgusu baskı, eziyet, korkutma, sindirme, cezalandırma olabilmekte ve şiddete her toplumda rastlanmaktadır.
Kadına yönelik aile içi şiddet
Kadınlar, tarih boyunca cinsiyet ayrımcılığına ve eşitsizliklere maruz kalmışlardır. Birçok ülkede eşitliğe ve kadın haklarına yönelik haklar gelişmiş olsa da araştırmalar kadınların erkeklerden daha düşük statüde ve daha az imtiyaza sahip olduklarını göstermiştir. Çoğu ülkede kadın hakları alanında yapılan çalışmalar, aile içinde kadınların “ çeşitli şiddet türlerine maruz kalması gibi durumları ortaya çıkarmıştır. Geleneksel cinsiyet rollerinin ve bu rollerin öğrenildiği sosyalleşme sürecinin etkisi yadsınamaz ölçüde olup bu durum ülkemizde de ciddi bir problem oluşturmaktadır.
Aile içi şiddet Türkiye’de ve dünyada özellikle kadınlara karşı olmak üzere çok sık rastlanan ve toplumsal sorunlara yol açan büyük bir problemdir. Aile içi şiddete çoğunlukla kadınlar maruz kalsa da çocuklar, kardeşler, yaşlılar ve bakıma ihtiyacı olan engeliler de maruz kalmaktadırlar.
Erkek egemen toplumlarda, özel alan ve ailenin mahremiyeti ile ilgili erkeğin sorumlu tutulması kadına yönelik şiddetin göz ardı edilmesine ve şiddetin hak ve meşru olmasına neden olur. Buna bağlı olarak şiddete uğrayan kadınlarda bir kusur aranır ve şiddeti uygulayan kişi genellikle ceza görmez. Çoğunlukla aile içi şiddet “yuvanın yıkılmasını” gerektirecek bir sebep olarak sunulmamaktadır. Yasal olarak bu durumla ilgili düzenlemeler yapılıp kadın erkek eşitliği sağlanmaya çalışılsa da uygulamada eşitsizlik ve ayrımcılık hala söz konusudur. Şikâyette bulunan şiddet mağduru kadınlar devletin ve adli mahkemelerin ilgisiz davranması durumuyla karşılaşabilmektedirler. Bu durum kadınların özgürleşememesine neden olmakta ve kadını şiddete maruz kalarak yaşamaya zorlamaktadır.
Şiddet kuramları
Bu bölümde eşler arası şiddet yaklaşımlarını feminist kuram, kişisel düzey kuramları ve kişiler arası düzey kuramları başlıkları altında ele alınacaktır.
Feminist Kuram
Feminist yaklaşımına göre; toplumsal cinsiyet rolleri ve kadınların bu roller bakımından dezavantajlı konumda olması şiddetin önemli nedenleri arasındadır.
Feminist yaklaşım, kadının eşine şiddet uygulaması kendini savunmak için başvurdukları bir yol olarak görmektedir. Erkek tarafından uygulanan şiddetin ataerkil toplumlarda baskı aracı olarak kullanılmasına daha fazla rastlanmaktadır. Feminist bakış açsı sosyal normların erkeği desteklemesi ile toplum içinde erkeğin daha fazla güce sahip olduğunu belirtmektedir. Feminist kuram şiddeti anlamaya çalışır ve bu ilişkilerin sosyo-kültürel bağlamda incelenmesini sağlar. Bu kuramda, ataerkil toplumlardaki cinsiyet ayrımcılığı ve eşitsizlik, kişilerarası şiddetin asıl sebep olup olmadığına dair bir perspektife sahiptir.
Sosyolojik Kuram
Sosyolojik yaklaşım; şiddetin kaynağını sosyo-kültürel çevre faktörlerinde görmektedir. Bu yaklaşıma göre ata erkil toplumlarda, erkeğin güç faktörü olarak görülmesi kadına yönelik şiddetin sürekliliğini ve sıklığını sağlamaktadır. Şiddet bir ceza yöntemi ya da güç gösterme, baskı kurma ve otorite göstergesi olarak kullanılmaktadır.
Eşler arası şiddet, sosyal sistem sorunu olarak görülmektedir. Aile içi iletişim eksikliği ve ilişkilerde başarısızlık şiddete neden olmaktadır. Şiddete başvuran kişi otoritesinin tehlikede olmadığını düşünse de gücünü kanıtlamak için şiddete başvurur. Çocukluk yaşantısında, kız çocuklarına, uyumlu olmaları, inatçı olmamaları, erkek çocuklarına kavga etmeleri gerektiği öğretilir.
Psikolojik Kuram
Şiddete uğrayan kadınlar psikolojik yaklaşım çerçevesinde iki önemli kuram ile açıklanmaktadır. Bunlar; Bilişsel Çelişki Kuramı ve Saldırganlık Kuramıdır.
Bilişsel Çelişki Kuramı
Bilişsel çelişki kuramı; evliliklerinde şiddete maruz kalan kadınların, şiddet nedeni olarak kendini suçlama eğilimi göstermesi, uzun süreler boyunca şiddet uygulayan kişiyle aynı ortamda kalmasından kaynaklandığını açıklamaktadır. Kişinin uzun süre şiddetin yaşandığı ortamda bulunması gerginlik durumunu arttıran bir etken olarak görülmektedir. Bireyin yaşadığı duruma bir anlam yüklemeye çalışırken kendi benliğinden uzaklaşıp şüphe duymaya başlamasının yanı sıra şiddeti uygulayan kişinin görüşünü kabul edip etmemesi ile ilgili de iki karşıt görüş arasında ki düşünce karmaşasını en aza indirgemeye çalıştığı görülmektedir.
Saldırganlık Kuramı
Şiddetin oluşumunda yer alan saldırganlık nedeni, çeşitli biçimlerde ortaya çıkan öğrenilmiş bir davranış olduğu için şiddet eğilimi göstermemek de öğrenilebilmektedir. Agresif olmayan davranışlar saldırganlığın yanı sıra öğrenilebilir. Kadının aile içi şiddete maruz kalmasından sonra da kendini kötü hissetmesine devam eder. Aile içi şiddetin masum tanığı olan çocuk, bulunduğu durumu ve çökkünlük duygularını içselleştirir. Her çocuk babasını gerçek anlamda güçlü biri olarak görme ve o şekilde özdeşim yapma gereksinimi içindedir. Her iki sosyo-kültürel kuram saldırganlığın nedenlerini açıklarken ve şiddet ve bireyci duyguların merkezi bir rol oynadığı belirtilmektedir.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Aile İçi Şiddetin Kuramsal Açıdan Değerlendirilmesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Pınar BAYBAŞİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Pınar BAYBAŞİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.