2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yaratıcılık: Çocuklarda, Ergenlerde ve Gençlerde Yaratıcılığın Gelişimi ve Yaratıcılığı Etkileyen Faktörler
MAKALE #3220 © Yazan Psk.Sibel PARLAK | Yayın Haziran 2009 | 19,113 Okuyucu
YARATICILIK, ÇOCUKLARDA, ERGENLERDE VE GENÇLERDE YARATICILIĞIN GELİŞİMİ VE YARATICILIĞI ETKİLEYEN FAKTÖRLER


Yaratıcılık kavramı günümüzde oldukça çok kullanılmaktadır;”Çok yaratıcı bir insandır” ya da “ Yaratıcı yeteneğim hiç yoktur” gibi cümleleri oldukça sık duyuyoruz. Araştırmacılar yaratıcılıkla ilgili birçok tanımlamalar yapmışlardır, her tanımda yaratıcılığın farklı öğeleri vurgulanmıştır.


Yaratıcılık kavramının çeşitli batı dillerinde” Kreatıvıaet” “Creativity” gibi karşılıkları vardır. Latince “creaer” sözcüğünden gelir, bu sözcük “doğurmak, yaratmak, meydana getirmek anlamındadır; devingen, dirik (dinamik) bir süreç olma niteliği sözcüğün anlamında saklı bulunmaktadır(San,1985).


Torrance yaratıcılığı sorunlara, yetersizliklere, bilgi eksikliğine, mevcut olmayan elemanlara, olumsuzluklara karşı duyarlı olma güçlükleri belirleme, çözümler bulma, tahminlerde bulunma veya eksiklerle ilgili olarak hipotezler kurma ve bunları tekrar test etme, gerektiğinde onları değiştirip, yeniden test etme ve ortaya çıkanları açılama olarak ele almıştır.(Akt:Kabakoğlu,Balcı1994).

Mott’un tanımı da Torrance ile benzerlik göstermektedir. Mott’a göre yaratıcılık insanda açığa çıkmış ve gizli kalmış tüm yetenekleri geliştirme gücü aynı zamanda yeni fikirleri biçimlendirme, icat etme ve keşfetme gücüdür. Bunun yanında yoğun bir merak dürtüsü, sürprizli ve şaşırtıcı olabilme başkalarının göremediği ve farklı tepkiler verebilme yeteneklerini içerir.( Akt:Öncü 1989).


Fromm; iki tür yaratıcılık saptanabileceğini söylemiştir:

1.Resim yapma, müzik besteleme, yazı ve şiir yazma gibi yeteneğe bağlı öğrenebilen ve alıştırmalarla geliştirilebilen ve ürün yaratıcı etkinlikler

2.Her tür yaratıcılığın temelinde bulunan, yaratıcı tutum ve davranış biçimi. İkinci tür yaratıcılık bir ürünle görünür duruma gelmeyebilir. Birinci tür bir yetenekken ikinci tür bir karakter özelliğidir, görme, algılama, tepki verme yetilerinin işlenmesiyle bu da geliştirilebilmektedir.

Yaratıcı bir kişinin ürün koyabilmesi Wallace ‘a göre dört dönemden oluşmaktadır, bu süreçler sırasıyla hazırlık, kuluçka, aydınlatma ve gerçekleştirme dönemidir.

1.Hazırlık Dönemi: Bilgi toplanır ve sorun tanımlanmaya çalışılır

2.Kuluçka Dönemi: Sorun ile ilgili bilinçle düşünülmez sadece eski ve yeni bilgilerin etkileşimi sonucunda bir takım zihinsel süreçler meydana gelir. Bu süreçte kişi organizasyonun farkında olmaz.

3.Aydınlatma Dönemi: Bilimsel keşif ve ürün oluşmaya başlar. Yaratıcı kişi sorun çözümünü birdenbire kavrar, yeni fikir ve kavram oluşturur.

4.Gerçekleştirme Dönemi. Bu üç dönem sonunda elde edilen fikir test edilip, geçerliliğine bakılır.




Çocukta Yaratılıcılığın Gelişimi

Yaratılığın gelişimi diğer gelişim türlerine benzemez, her bireyde kendine özgü olarak gelişim göstermektedir. Belirli bir yaş dönemine ait genel bir yaratıcı yetenek beklentisine girmek doğru değildir. Belirli yaş grubuna ait belirgin gelişim özellikleri saptamak mümkünse de yaratıcılığı bunun dışında değerlendirmek gerekir.

Eğitim düzeylerine göre yaratıcılık gelişimi aşağıdaki şekli ile oluşmaktadır.

1.Okul Öncesi Dönem

Yaratıcılık ilk kez bebekli çağında ortaya çıkmakta ve oynan ilk oyunlarda görülmektedir. Yaratıcılık önce kişinin imgelem gücü ile oluşur. İmgelem yeteneği çocukta ve gençlerde belirgindir. Bu yetenek eğitimi için son derece gerekli olup, köreltilmemeli ve geliştirilmelidir.

2.İlköğretim Dönemi

Ligon (1957)’ a göre ilköğretim döneminde yaratıcılığa ait gelişimsel özellikler şöyledir:

Altı yaştan sekiz yaşa kadar: Çocuğun yaratıcı imgelem gücü, oyunlarda bile ayrıntıları gerçeğine benzetecek ölçüde gerçeği arama çabasına girmiştir. Çocuk resimlerinde gerçeği yansıtmakta fakat gördüğünden çok düşündüğünü çizmektedir.

Sekiz yaştan on yaşa kadar: Çeşitli yaratıcı becerilerin kullanımı artar ve kendi yeteneklerini yaratıcı olarak kullanma yollarını keşfedebilir. Bu dönemde artık ilgi ve çaba gerektiren uzun projeleri üstlenebilir.

On yaştan oniki yaşa kadar: Kız çocukları, kitaplarda ve rol oyunlarında keşifler yapmayı tercih ederlerken, erkek çocukları kendi yaptıkları deneyimleri tercih ederler. Bu yaşlarda keşfetme yapılandırma, yazma ve okuma fırsatları da tanınmalıdır. (Akt::Öncü,1989).

3.Ortaöğretim Dönemi

Ergenliğe geçiş dönemidir. Bu dönemde birey fiziksel, psikolojik, sosyal değişiklikler geçirir. Ergenlik entelektüel bir genişlemem ve akademik yaşantıya başlama çağıdır. Bu dönemde bireyin genelleme, soyut kavramlarla baş etme, zaman kavramını anlama, kendi anlık gereksinimleriyle ilgili olmayan görüşlerle ilgilenme, mantıksal düşünebilme ve başkalarıyla iletişim kurma yetenekleri hızla artar.(Onur,1987)





4.Yükseköğretim Dönemi

İlk yetişkinliğe geçiş dönemidir.(Yaklaşık 17–22 yaş arası) Bireyselleşme önem kazanır, aileden kopma vardır, kendi belirlediği amaçlara yönelme ve deneme uğraşları görülür.( Onur,1991).

Buhler’e göre bu durumda genç insan gerçekle karşılaması-temas kurma-isteğiyle nitelenir. İnsanlarla ve mesleklerle ilişkisi bu amaca yöneliktir. Kişiliğinde bir “genişleme” olur. Yaşamın ne getireceğini öğrenebilmek için bu tutumlarında gösterdiği geçicilikte karakteristiktir.(Onur,1991).


Yaratıcılığı Etkileyen Etmenler


Yaratıcılığın olumsuz etkilenmemesi ve körelmemesi için gerçekçilik bahanesi ile tasarım gücü boğulmamalı ve fantezilerinin önüne set çekilmemesi gerekir. Maalesef eğitim sistemimiz gerçekçilik bahanesi ile çocukların fantezi ve imgelemlerini daraltmakta ve yok etmektedir.


Bireyler toplumun bir takım yargılamaları karşısında belli konumlara ulaşmak için farklı olmaya yanaşamamakta, zorunlu olmadığı ve bir yaptırımla karşılaşmayacağını bilse de başka olmayı ve farklı davranmayı göze alamamakta aslında kalıplardan hiç değilse belli ölçüde kurtulma ya da onları değiştirme yürekliliğini bekleyen yaratıcılığı büyük ölçüde engellemektedir. Kişinin kendi rahatına olan düşkünlüğü de yaratıcılığın önünde büyük bir engel oluşturmaktadır.


Eğitim sistemimiz ise yaratıcılık yönünden yetenekli çocukları uzaklaştıran, düşünce yararına olan yetenekli öğrencileri tutan, otorite ile ters düşmeyen öğrencileri yakınlaştırma üzerine kurulmuştur.


Toplumumuza ve eğitim sistemimize baktığımızda çocukların ve gençlerin yaratıcı olmak için yönlendirilmediklerini görmekteyiz.


Çocukların günün büyük bir bölümünü okulda geçirmektedirler ve yaratıcılığın geliştirilmesi için okul oldukça uygun bir ortamdır. Eğitim sistemimizde eğer bunu destekleyecek tutumda davranırsa daha başarılı ve daha yaratıcı toplum oluruz. Fakat ne yazık ki eğitim sistemimiz yaratıcıdan çok “uygucu” insan yetiştirmeye yöneliktir ve öğrenciye fikir üretme, düşünme fırsatı vermemektedir.


Üniversite ilk ve orta öğretim kurumlarına göre daha çok yaratıcılığı destekleyen ve “uygu” ya daha az önem veren bir yol izlemektedir. Fakat üniversitelerde de yapılanlar yeterli değildir daha yaratıcı bireyler yetiştirmek için üniversitelerde programlar açılması ve kurslar, seminerler, konferanslar düzenlenmesi gerekmektedir.


Bu makaleyle yaratıcılığın önemine dikkat çekmek istenmiştir. İlk, orta ve liselerin yaratıcı eğitim konusundaki yetersizliklerini, yaratıcı faaliyetleri köreltici tutumuna ise gereken önem verilmelidir. Ülkemizde üniversitelerin durumu liselere göre her ne kadar daha da iyiyse de bununla yetinmemeli daha yaratıcı bireyler için daha fazlası istenmelidir.

Eğitim kurumları tarafından gençlerin yaratıcılığı desteklenmelidir. Yeni ve orijinal fikirler üretmeleri için cesaretlenmelidirler.





Yaratılıcılığın Geliştirilmesi ve Korunması İçin Öneriler


Okul öncesi dönemden başlayarak çocukların yaratıcı faaliyetleri desteklenmelidir. Çocuklar “uslu çocuk, uyumlu çocuk” modeline özendirilmeme “yaratıcı çocuk” modeline özendirilmelidir. Çocuğa ailede ve okulda baskıcı, kuralcı bir eğitim verilmemeli, onun kendini tanıması ve ortaya koyabilmesi için fırsat yaratmalıdır.

Okulda ve aile içinde çocuk yaratıcı faaliyetlerde bulunmak için cesaretlendirmeli yeni ve orijinal fikir üretimine yönlendirilmelidir.

Ergenlerde yönlendiren komut veren değil, yol gösteren bir tutum izlenmeli ve tercihlerini kendisinin yapması sağlanmalıdır.

Öğrenimin her kademesinde ( anaokulundan üniversiteye kadar) yaratıcı faaliyetlere hassasiyetle önem verilmeli, öğretmenler yaratıcılık konusunda eğitilmeli ve bilinçlendirilmelidir.

Liselerde yaratıcı etkinliklerin artması sağlanmalı, ergenlerin yaratıcı yönünü geliştirici programlar üretilmeli, öğrencilerin yaratıcı faaliyetleri desteklenmeli ve ödüllendirilmelidir.

Yaratıcı edim gerektiren derslere, akademik başarı gerektiren dersler kadar önem verilmelidir. Öğrencilerin fikir üretmesi desteklenirken kuralcı ve baskıcı eğitim yöntemlerinden vazgeçilmelidir.

Üniversitelerde de orta düzey değil üst düzey yaratıcı bireylerin yetiştirilmesi için öğrenciler desteklenmeli, programlar geliştirilmelidir. Kültürel ve sanatsal faaliyet programları hazırlanmalı, öğrencilerin yaratıcı faaliyetlerde bulunması için teşvik edilmesi yararlı olur.

Umut ve sevgiyle kalın.


Psikolog Sibel Parlak


Kaynakça
1.Arık, A.(1987)Yaratıcılık. Ankara:Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.

2.Kabakoğlu,E ve Balcı,M(1994).Lise3..Sınıfta Okuyan Kız ve Erkek Öğrencilerinin Yaratıcılık Düzeyleri Üzerinde Cinsiyet ve Anne Babanın Öğrenim Durumunun Etkisi.Ankara:Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yayınlanmış Lisans Tezi.

3.Onur, B.(1987).Ergenlik Psikolojisi.Ankara:Hacettepe Taş Kitapçılık Ltd. Şti.

4.Onur,B.(1992).Gelişim Psikolojisi.Ankara Verso Yayıncılık.

5.Öncü.T.(1989).Torrance Yaratıcı Düşünme Testleri ve Wartegg-Biedma Kişilik Testi Aracılığı ile 7-11 Yaş Çocuklarının Yaratıcılığı ve Kişilik Yapıları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi.Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Bölümü Yayınlanmamış Doktora tezi

6.San,İ.(1985).Sanat ve Eğitim ,Ankara:Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları

8.Vexliard,A(1966).Yaratıcılık Teorileri ve Eğitim,Çev:N.Hızır Ankara :Ankara Üniversitesi Felsefe Araştırmaları Enstitüsü Dergisi 6.













Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Yaratıcılık: Çocuklarda, Ergenlerde ve Gençlerde Yaratıcılığın Gelişimi ve Yaratıcılığı Etkileyen Faktörler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Sibel PARLAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Sibel PARLAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sibel PARLAK Fotoğraf
Psk.Sibel PARLAK
Antalya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi84 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Sibel PARLAK'ın Makaleleri
► Çocuklarda Yaratıcılığı Desteklemek Psk.Dnş.Seçil AKAYGÜN CÜNTAY
► Eş Seçimini Etkileyen Faktörler Dr.Psk.Başak DEMİRİZ
► Kişilik Gelişimini Etkileyen Faktörler ÇOK OKUNUYOR Psk.Tuğba DEMİRÖZ
► Anne Baba Tutumlarını Etkileyen Faktörler Psk.Büşra ÇOLAK YILMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Yaratıcılık: Çocuklarda, Ergenlerde ve Gençlerde Yaratıcılığın Gelişimi ve Yaratıcılığı Etkileyen Faktörler' başlığıyla benzeşen toplam 27 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:31
Top