Şiddet Uygulanan, Şiddet Uygular! ve Erkekler de Şiddet Görüyor
Şiddet uygulanan, şiddet uygular!
Son günlerde, aile içi şiddet vakalarında ciddi bir artış var. Aslında, eskiden beri var olan, fakat saklanan olaylar artık su yüzüne çıkıyor. Hem de ciddi bir vahşet halinde. Geçen hafta annelerini hunharca katleden iki kızı böyle bir cinayet işlemeye iten sebepler nelerdi acaba?
Çocukların geleceğini hakaretlerinizle engellemeyin.
Ankara'daki olayda, Başak Aydıntuğ, annesinin sürekli hakaret içeren sözlerinden muzdarip olduğu ifadesini vermiş. Son olarak, olay günüde tartışırlarken annesinin "yine kimin koynundaydın?" sözleri üzerine, kendini tutamayıp cinayeti işlediği yazıldı.
Geçenlerde genç bir okuyucumdan gelen mektupta şöyle göze yazıyordu; "Annem beni sürekli arkadaşlarımla kıyaslıyor. “Sen filancanın kızı gibi takdir alamadın, o annesine ev işlerinde yardım ediyor sen ise aylak aylak dolaşıyorsun” gibi her fırsatta benim tembel ve işe yaramaz olduğumu söylüyordu. Bu hakaretlere uzun süre maruz kaldım ve şimdi geldiğim nokta beni korkutuyor. Sanırım güvensizliğim ve cesaretsizliğimin sebebi yıllar önce duyduğum bu sözler. Şuan, iş hayatımdaki cesaretsizliğim ve korkaklığım yüzünden, kısa bir süre sonra işimden olacağımdan eminim".
Okurum başından geçenleri çok güzel özetlemiş ve yorumlamış. Maalesef, o sonunun nereye varacağını düşünmeden sarf edilen hakaretler gün gelip sevdiklerimizin kişiliklerini şekillendirmesinde büyük rol oynar. Sözel şiddete çarpıcı bir örnek, Amerika'da yapılan bir araştırmada üç yaşında annesi tarafından hakaret gören çocukların, ileride kişilik bozuklukları geliştirme riskinin çok yüksek olduğunu vurgulanmıştır.
En Büyük hata!!
Genelde eşler, çocuklarının yanında tartışma hatasına çok sık düşerler. Oysaki şöyle bir iki saniye durup, bu davranışın nelere gebe olacağını düşünmek gerekir. Çocuklar, çoğu zaman anne-babalarının geçimsizliğinden kendilerini sorumlu tutar ve kendi hayal dünyalarında ilginç senaryolar kurarlar. Problemleri çözmeye çalışırken, itip-kakmayı geçtim, çocukların yanında yüksek sesle bile birbirinize hitap etmeyin. Çocuklara sorunla ilgili onların anlayacağı dilden konuşun ve problemin onunla ilgili olmadığını mutlaka anlatın.
İnşallah, daha fazla aile içi “vahşet” olaylarına tanık olmayız. Bunun için herkes üstüne düşen görevi yapmalı.
Yapımcılar- şiddeti özendiren programlar yapmayın!
Anne-babalar -18+ sınırı konulan filmleri 13 yaşındaki çocuklarınızı izletmeyin.
Eğitimciler- Gençleri yetenekleri doğrultusunda, doğru hobi ve spor dallarına yönlendirin.
Rehberlik ve Psikolojik danışmanlar- Öğrencilerde psikolojik ve psikiyatrik bir sorundan şüphelendiğinizde onları doğru uzmanlara yönlendirin.
***
İlginç ama gerçek!
Bu hafta sizlerle bir okuyucumdan gelen maili paylaşmak istiyorum. M.K. Bey 45 yaşında ve 10 yıllık evli. Son üç yıldır işsiz ve 2 çocuk babası. Eşi çalıştığı için vaktini evde çocuklarıyla geçiriyor. Son üç yıldır, işten ayrıldığından beri, sebepsiz yere eşinin sözel tacizine maruz kaldığından bahsediyor. "Eşim her akşam eve geldiğinde ortada bir sebep yokken bahaneler uydurup bana hakaret etmeye başlıyor. Benim ne kadar işe yaramaz bir insan olduğumu ve faydadan çok zarar verdiğimi söyleyip, “ölsen de kurulsak” diyor. Ben de artık kendimi gerçekten işe yaramaz bir insan olarak görmeye başladım. Hayattan zevk almıyorum ve sebepsiz yere öfkelenip kendime zarar veriyorum. Sanki eşimin dediklerini hak ediyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum..."
Bu satırlar size yabancı gelmeyebilir. Birçok kişinin yaşadığı fakat kendince bazı sebeplerden dolayı bunu paylaşıp yardım alamadığını biliyoruz. Hâlbuki ciddiye alınması gereken çok önemeli bir konu.
Hakaret deyip geçmeyin
Şiddet her zaman fiziksel olmayabilir psikolojik şiddet de azımsanmayacak zararlar verebilir ruhumuza. Sürekli eleştirmek, aşağılamak, kişinin konuşması kesilip söz hakkı verilmemesi, küfür etmek, tehdit etmek, sürekli sorgulamak, hakaret içeren isimler takmak, etnik kimliğiyle ilgili dalga geçmek. Bütün bunlar psikolojik taciz içine girer ve kişinin üzerinde ciddi travmatik etkiler yaratabilir.
Erkekler de şiddet görüyor
“Şiddet sadece eğitimsiz ve yoksul ailelerde görülmektedir” inancı her ne kadar yaygında olsa da bu doğru değildir. Sadece, eğitim ve ekonomik seviyesi yüksek kesimlerde saklanma oranı çok daha yaygındır.
Türkiye genelinde yapılan bir araştırmada, erkeklerin eşlerine oranlar daha çok sözlü şiddete maruz kaldıkları saptanmış. Araştırmaya göre erkeklerin %69'u kadınların ise %73,2'si hakaret ve aşağılayıcı sözler kullanmış.
Yardım almak için geç kalmayın!
Kadın ya da erkek fark etmez. Her şeyden önce insanız!
Ve zararın neresinden dönerseniz kardır.
Şiddet, ister psikolojik, cinsel ya da fiziksel olsun, atlanmaması gereken en önemli nokta, “bedende açtığı yaralar daha çabuk iyileşiyor belki, fakat ruhta açılan yaralar o kadar çabuk kapanmıyor. Hatta ömür boyu sizinle yaşayacak olan, kişiliğinizin istemediğiniz bir parçası olup çıkıveriyor.” Sevgili okurlar, sormak istediklerinizi çekinmeden paylaşın, unutmayın her zaman çareler üretilebilir! Ümitsizlik sizden uzak olsun.
Sevgiyle kalın...
Son günlerde, aile içi şiddet vakalarında ciddi bir artış var. Aslında, eskiden beri var olan, fakat saklanan olaylar artık su yüzüne çıkıyor. Hem de ciddi bir vahşet halinde. Geçen hafta annelerini hunharca katleden iki kızı böyle bir cinayet işlemeye iten sebepler nelerdi acaba?
Çocukların geleceğini hakaretlerinizle engellemeyin.
Ankara'daki olayda, Başak Aydıntuğ, annesinin sürekli hakaret içeren sözlerinden muzdarip olduğu ifadesini vermiş. Son olarak, olay günüde tartışırlarken annesinin "yine kimin koynundaydın?" sözleri üzerine, kendini tutamayıp cinayeti işlediği yazıldı.
Geçenlerde genç bir okuyucumdan gelen mektupta şöyle göze yazıyordu; "Annem beni sürekli arkadaşlarımla kıyaslıyor. “Sen filancanın kızı gibi takdir alamadın, o annesine ev işlerinde yardım ediyor sen ise aylak aylak dolaşıyorsun” gibi her fırsatta benim tembel ve işe yaramaz olduğumu söylüyordu. Bu hakaretlere uzun süre maruz kaldım ve şimdi geldiğim nokta beni korkutuyor. Sanırım güvensizliğim ve cesaretsizliğimin sebebi yıllar önce duyduğum bu sözler. Şuan, iş hayatımdaki cesaretsizliğim ve korkaklığım yüzünden, kısa bir süre sonra işimden olacağımdan eminim".
Okurum başından geçenleri çok güzel özetlemiş ve yorumlamış. Maalesef, o sonunun nereye varacağını düşünmeden sarf edilen hakaretler gün gelip sevdiklerimizin kişiliklerini şekillendirmesinde büyük rol oynar. Sözel şiddete çarpıcı bir örnek, Amerika'da yapılan bir araştırmada üç yaşında annesi tarafından hakaret gören çocukların, ileride kişilik bozuklukları geliştirme riskinin çok yüksek olduğunu vurgulanmıştır.
En Büyük hata!!
Genelde eşler, çocuklarının yanında tartışma hatasına çok sık düşerler. Oysaki şöyle bir iki saniye durup, bu davranışın nelere gebe olacağını düşünmek gerekir. Çocuklar, çoğu zaman anne-babalarının geçimsizliğinden kendilerini sorumlu tutar ve kendi hayal dünyalarında ilginç senaryolar kurarlar. Problemleri çözmeye çalışırken, itip-kakmayı geçtim, çocukların yanında yüksek sesle bile birbirinize hitap etmeyin. Çocuklara sorunla ilgili onların anlayacağı dilden konuşun ve problemin onunla ilgili olmadığını mutlaka anlatın.
İnşallah, daha fazla aile içi “vahşet” olaylarına tanık olmayız. Bunun için herkes üstüne düşen görevi yapmalı.
Yapımcılar- şiddeti özendiren programlar yapmayın!
Anne-babalar -18+ sınırı konulan filmleri 13 yaşındaki çocuklarınızı izletmeyin.
Eğitimciler- Gençleri yetenekleri doğrultusunda, doğru hobi ve spor dallarına yönlendirin.
Rehberlik ve Psikolojik danışmanlar- Öğrencilerde psikolojik ve psikiyatrik bir sorundan şüphelendiğinizde onları doğru uzmanlara yönlendirin.
***
İlginç ama gerçek!
Bu hafta sizlerle bir okuyucumdan gelen maili paylaşmak istiyorum. M.K. Bey 45 yaşında ve 10 yıllık evli. Son üç yıldır işsiz ve 2 çocuk babası. Eşi çalıştığı için vaktini evde çocuklarıyla geçiriyor. Son üç yıldır, işten ayrıldığından beri, sebepsiz yere eşinin sözel tacizine maruz kaldığından bahsediyor. "Eşim her akşam eve geldiğinde ortada bir sebep yokken bahaneler uydurup bana hakaret etmeye başlıyor. Benim ne kadar işe yaramaz bir insan olduğumu ve faydadan çok zarar verdiğimi söyleyip, “ölsen de kurulsak” diyor. Ben de artık kendimi gerçekten işe yaramaz bir insan olarak görmeye başladım. Hayattan zevk almıyorum ve sebepsiz yere öfkelenip kendime zarar veriyorum. Sanki eşimin dediklerini hak ediyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum..."
Bu satırlar size yabancı gelmeyebilir. Birçok kişinin yaşadığı fakat kendince bazı sebeplerden dolayı bunu paylaşıp yardım alamadığını biliyoruz. Hâlbuki ciddiye alınması gereken çok önemeli bir konu.
Hakaret deyip geçmeyin
Şiddet her zaman fiziksel olmayabilir psikolojik şiddet de azımsanmayacak zararlar verebilir ruhumuza. Sürekli eleştirmek, aşağılamak, kişinin konuşması kesilip söz hakkı verilmemesi, küfür etmek, tehdit etmek, sürekli sorgulamak, hakaret içeren isimler takmak, etnik kimliğiyle ilgili dalga geçmek. Bütün bunlar psikolojik taciz içine girer ve kişinin üzerinde ciddi travmatik etkiler yaratabilir.
Erkekler de şiddet görüyor
“Şiddet sadece eğitimsiz ve yoksul ailelerde görülmektedir” inancı her ne kadar yaygında olsa da bu doğru değildir. Sadece, eğitim ve ekonomik seviyesi yüksek kesimlerde saklanma oranı çok daha yaygındır.
Türkiye genelinde yapılan bir araştırmada, erkeklerin eşlerine oranlar daha çok sözlü şiddete maruz kaldıkları saptanmış. Araştırmaya göre erkeklerin %69'u kadınların ise %73,2'si hakaret ve aşağılayıcı sözler kullanmış.
Yardım almak için geç kalmayın!
Kadın ya da erkek fark etmez. Her şeyden önce insanız!
Ve zararın neresinden dönerseniz kardır.
Şiddet, ister psikolojik, cinsel ya da fiziksel olsun, atlanmaması gereken en önemli nokta, “bedende açtığı yaralar daha çabuk iyileşiyor belki, fakat ruhta açılan yaralar o kadar çabuk kapanmıyor. Hatta ömür boyu sizinle yaşayacak olan, kişiliğinizin istemediğiniz bir parçası olup çıkıveriyor.” Sevgili okurlar, sormak istediklerinizi çekinmeden paylaşın, unutmayın her zaman çareler üretilebilir! Ümitsizlik sizden uzak olsun.
Sevgiyle kalın...
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Şiddet Uygulanan, Şiddet Uygular! ve Erkekler de Şiddet Görüyor" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ceyda ŞENEL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ceyda ŞENEL'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
3 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.