Erkeklerde Sertleşme Bozuklukları
SERTLEŞME BOZUKLUĞU ve TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Sertleşme bozukluğu (erektil disfonksiyon), cinsel aktivite için yeterli olan sertleşmeyi sağlayamamak veya sertliği sürdürememek olarak tanımlanır. Ülkemizde ve dünyada çok sık karşılaşılan bir sorundur. Sertleşme bozukluğunun da diğer cinsel sorunlar gibi organik, psikolojik ya da her ikisinin de etkili olduğu sebepleri vardır.
Sertleşme (ereksiyon), beyin, omurilik, sinirler, kan damarları, penis düz kası ve hormonların birlikte rol aldığı bir süreçtir. Sertleşme için görsel, işitsel, düşünsel, dokunsal veya bunların birleşimi uyaranlar tarafından uyarılma gerekmektedir. Uyarı sonrası beyin, penisin sinirlerine penisi aktive edici sinyaller gönderir. Beyinden gönderilen sinyaller ereksiyon halkalarına ulaşır. Sinyallerin etkisiyle penis dokusu gevşer ve atar damarlar genişler. Penis dokusu gevşeyip, atar damarlar genişleyince ereksiyon halkalarına gelen kan miktarı artar. Sonuçta penis genişler ve boyu uzar. Kanın penisten uzaklaşmasını sağlayan toplardamarlar kapanır ve böylelikle kan penis içerisinde hapsolur. Cinsel uyarının devam etmesi sürecin ve sonuç olarak sertlik düzeyinin devam etmesini sağlar. Sertleşme, boşalmaya veya cinsel ilgi bitene kadar devam eder.
Sertleşme bozukluğunun yaygın organik sebepleri vasküler sorunlar, hormonlardan kaynaklı sorunlar veya anatomik sorunlardır. Organik sebeplerin yanı sıra, altta yatan psikolojik sebepler de sertleşme bozukluğunu yol açar. Sertleşme bozukluğuna sebep olan diğer yaygın faktörler; performans kaygısı yaşama, çiftler arasındaki iletişim bozuklukları, cinsellikle ilgili doğru bilinen yanlışlar, özel hayatla ilgili yaşanan kaygılar şeklinde sıralanabilir. Sertleşme bozukluğu da diğer cinsel problemler gibi organik temelli olmadığı tespit edildikten sonra cinsel terapi ile çözüme ulaşır.
Esra Naz ÖZEL
Psikolog
Sertleşme bozukluğu (erektil disfonksiyon), cinsel aktivite için yeterli olan sertleşmeyi sağlayamamak veya sertliği sürdürememek olarak tanımlanır. Ülkemizde ve dünyada çok sık karşılaşılan bir sorundur. Sertleşme bozukluğunun da diğer cinsel sorunlar gibi organik, psikolojik ya da her ikisinin de etkili olduğu sebepleri vardır.
Sertleşme (ereksiyon), beyin, omurilik, sinirler, kan damarları, penis düz kası ve hormonların birlikte rol aldığı bir süreçtir. Sertleşme için görsel, işitsel, düşünsel, dokunsal veya bunların birleşimi uyaranlar tarafından uyarılma gerekmektedir. Uyarı sonrası beyin, penisin sinirlerine penisi aktive edici sinyaller gönderir. Beyinden gönderilen sinyaller ereksiyon halkalarına ulaşır. Sinyallerin etkisiyle penis dokusu gevşer ve atar damarlar genişler. Penis dokusu gevşeyip, atar damarlar genişleyince ereksiyon halkalarına gelen kan miktarı artar. Sonuçta penis genişler ve boyu uzar. Kanın penisten uzaklaşmasını sağlayan toplardamarlar kapanır ve böylelikle kan penis içerisinde hapsolur. Cinsel uyarının devam etmesi sürecin ve sonuç olarak sertlik düzeyinin devam etmesini sağlar. Sertleşme, boşalmaya veya cinsel ilgi bitene kadar devam eder.
Sertleşme bozukluğunun yaygın organik sebepleri vasküler sorunlar, hormonlardan kaynaklı sorunlar veya anatomik sorunlardır. Organik sebeplerin yanı sıra, altta yatan psikolojik sebepler de sertleşme bozukluğunu yol açar. Sertleşme bozukluğuna sebep olan diğer yaygın faktörler; performans kaygısı yaşama, çiftler arasındaki iletişim bozuklukları, cinsellikle ilgili doğru bilinen yanlışlar, özel hayatla ilgili yaşanan kaygılar şeklinde sıralanabilir. Sertleşme bozukluğu da diğer cinsel problemler gibi organik temelli olmadığı tespit edildikten sonra cinsel terapi ile çözüme ulaşır.
Esra Naz ÖZEL
Psikolog
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.