Son 30 yılda çocuklar ve yetişkinler arasında şekerli içecek tüketimi inanılmaz derece artmıştır. Yüksek miktarlardaki tüketimlerinin yanı sıra bu tür içeceklerin sebep olduğu Kilo alımı, Obezite, Tip 2 diyabet, Gut gibi hastalıklar konusunda da endişelenilmektedir.
Bu içecekleri gördüğümüz andan itibaren sindirimin sonuna kadar vücudumuzda olanlar;

• Kola reklamını gördüğünüzde, reklamdaki görüntü ağzınızın sulanmasına sebep olur. Bu klasik bir sinir sistemi yanıtıdır.
• Vücudun emilime hazırlanması için mideden mide sıvısı salınmaya başlar.
• İçiminizden dakikalar sonra aldığınız yüksek miktardaki şeker dolaşımınıza geçer. Bu miktar bayanlar için önerilenin %165’ine, erkekler için önerilenin ise %111’ine denk gelmektedir. 10 çay kaşığı şekeri yemeye çalıştığınızda normal olarak mide bulantısı hissedip kusarsınız. Ancak koladaki fosforik asit tatlı tadını azaltır ve bunu engeller. Yüksek miktarlardaki şekerin emilimi için pankreas insülin salgılamaya başlar.
• Kola içtikten yaklaşık 20 dakika sonra, ince bağırsağınızdan emilim başlar, kan şekeriniz yükselişe geçer. Pankreasınız glikozun emilimi için daha fazla insülin salgılamaya başlar. Glikoz yüksek konsantrasyonlarda olduğunda depolanır ve bu işlem enerji gerektirmez. İlk olarak glikojen şeklinde depolanır, eğer hala yüksek konsantrasyonda bulunuyorsa yağ şeklinde depolanmaya başlar.
• Yaklaşık 45 dakikada ince bağırsaklardan kafein emilimi tamamlanır. Bu durum kan basıncınızın yükselmesine ve artan şeker konsantrasyonu ile birlikte enerji artışına yol açar.
• Hemen hemen 50 dakikada kafein, beyindeki haz alma bölmesini uyarır ve daha fazla istemenize neden olur.
• Kafein diüretik etkisini gösterir ve sık sık idrara çıkma isteği duyarsınız.
• 5 dakika içinde kolanın içeriğindeki fosforik asit, bağırsaklardaki enerjinizi arttıran mineralleri bağlar.
• Tüm şeker ve kafein emildikten sonra, kan şekeriniz belirgin bir şekilde düşer. Bu durum psikolojinizde ve modunuzda değişimlere neden olur.
***Şeker içeriğinin yanında bu içeceklerin hiçbir besin değeri bulunmamaktadır ve ‘’boş kalori kaynağı’’ olarak adlandırılırlar. Şekerli içeceklerin üzerindeki ”içindekiler” etiketinde yer alan bazı maddeler;

Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu:
Mısır şurubundan üretilir. İçeriğindeki fruktozun arttırılmasının ardından glikoz ile karıştırılır. Fruktozun, obezite ve tip 2 diyabet gibi hastalıklara direkt etkisi bulunmaktadır.
Karamel Renk Boyası:
Johns Hopkins Bloomberg Okulunun araştırmalarına göre, şekerli içeceklerin bazılarındaki karamel renk boyası yapımında 4-metilimidazol (4-MEI) kullanılmaktadır. Bu madde, işlemler sırasında potansiyel kanserojen madde halini alır. Diğer bir deyiş ile bu maddenin tüketimi sizin kanser riskinizi arttırır.
Fosforik Asit:
Araştırmacılar şekerli içecek tüketimi ile osteoporoz riski arasında bir ilişki saptamışlardır. Bazı araştırmacılar bunun, kolanın içerisindeki fosforik asitten kaynaklandığını düşünmektedir. Fosforik asit diğer içeceklerde bulunmaz, kolada bulunur. Bu madde kanda kalsiyumdan daha yüksek konsantrasyonlarda bulunduğunda kemik kayıplarına neden olabilmektedir. Fosforik asit aynı zamanda kolanın tadını da azaltmaktadır.
Kafein:
Kafein, kalsiyum emilimini etkileyerek osteoporoza sebep olur. Aynı zamanda bağımlılığa, uyku düzensizliklerine, kan basıncının artışına ve kalp atımının hızlanmasına neden olur.
DİYET KOLA TERCİH EDENLER
Diyet Kola şeker içermez, ancak ”ASPARTAM” adında bir tatlandırıcı içerir. Aspartam, tatlandırıcılar arasında en kötü etkilere sahip olanıdır. Bu tatlandırıcının yüksek miktarlardaki alımında kanserojen etkisinin olduğu gösterilmiştir. Yaşam boyu düzenli aspartam tüketiminde vücutta meydana gelecek etkilerin anlaşılması adına fareler üzerinde yapılan bir çalışmada, insanlar için tüketilebilir miktarlarda düzenli olarak verildiğinde bu maddenin ‘’multipotansiyel kanserojenik ajan’’ olarak etki gösterdiği saptanmıştır.Ayrıca bu tatlandırıcının, içeriğindeki ”fenil alanin” aminoasiti nedeniyle fenilketanüri (PKU) hastası bireyler tarafından tüketilmemesi gerekir.