Ramazanın gelmesiyle bazı beslenme alışkanlıkları değişir. Oruç tutan kişilerin öğün sayısı 3 ana + 3 ara öğün olan günlük normal beslenme düzeni yerine iki öğüne iner, özellikle hamur işleri, tatlı, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketimlerini artar. Sağlıklı beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 4 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir.
SAHUR:
Sahurda sadece su içmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 16 saat olan açlığı, ortalama 22 saate çıkartır. Bu da kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine, halsizlik ve yorgunluğa, baş ağrısına neden olur. Bunun yanı sıra eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve bu öğünde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve kurubaklagil yemeklerinden oluşan posadan zengin hafif bir öğün tercih edilmelidir.
İFTAR:
İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin kat ve kat fazlası bulunabilmektedir. Kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma sinyalini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar. İftar yemeğine mutlaka yarım kase çorba ile başlanmalıdır. Çorba, uzun süre aç kalan midenin asiditesini tamponlar, mideyi rahatlatır ve yemeğin kalan kısmında aşırı besin alımını önler. Aşırı yağlı ve pirinç pilavı, makarna ya da yemeğin hemen üzerine yenilen şuruplu tatlı gibi yüksek glisemik indeksli besinlerin sınırlandırılması gerekmektedir.
Ramazan döneminde sağlıklı beslenme alışkanlığının sürdürülmesi için özetle yapılması gerekenler:

• Ara ve ana öğünlere dikkat edilmelidir. 2 ana öğün ve sahur sonrası 1, iftar sonrası 1,5 saat ara ile 2 ara öğün yapılmalıdır.

• Sahurda yüksek yağlı, tuzlu, posadan fakir besinler tüketilmemelidir. Bu besinler gün içinde sindirim problemleri, aşırı susama, halsizlik gibi etkilere sebep olur.

• İftara çorba ile başlanmalı, sonrasında az yağlı ızgara et, sebze, kurubaklagil yemeği, salata tüketilmelidir.

• İftar sonrası şerbetli, yağlı tatlılar tüketilmemelidir. Onun yerine meyve salatası veya haftada 1-2 kez olmak şartı ile sütlü tatlılar tercih edilmelidir.

• Günde 2,5 litre su tüketilmesi çok önemlidir. Sahur ve iftarda bu su miktarı karşılanmalıdır. Bunun yanı sıra ayran, sade soda gibi içeceklerle de sıvı alımı desteklenmelidir. Şekerli içeceklerden uzak durulmalıdır.

• Çay, kahve gibi vücuttan su kaybını arttıracak içecekler sınırlandırılmalıdır. Günde 3 çay bardağı çay ve 2 fincan kahve miktarı aşılmamalıdır.

• Öğünler mutlaka en az 20 dakikaya yayılmalı, çok hızlı besin tüketiminden kaçınılmalıdır.

• İftardan 1-2 saat sonra temiz havada hafif tempolu yürüyüş yapmak sindirime yardımcı olacaktır.

• Beslenme düzenindeki değişimlerden kaynaklanabilecek kabızlığı önlemek adına tam tahıllı ürünler, baklagiller, taze sebze&meyveler gibi lif kaynağı besinlere ağırlık verilmelidir.

• Ramazan pidesi tüketimi menüdeki besinlere göre ayarlanmalıdır, avuç içi büyüklüğünde pide 1 dilim ekmeğe eşdeğerdir.