Diyetisyen Nedir, Ne Değildir?
Üniversitelerin 4 yıllık Beslenme ve Diyetetik lisans programlarından mezun olanlar, Diyetisyen ünvanı alırlar.
Ülkemizdeki ilk Beslenme ve Diyetetik Bölümü 1962 yılında Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulmuştur. 50 yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen ülkemizde son yıllara kadar pek tanınmayan bir meslektir.
Peki bu meslek grubu aslında ne iş yapar?
Türkiye’de son yıllarda obezite’nin (şişmanlık) artmasıyla birlikte halk arasında kilo verme çabalarında belirgin bir artış oldu. Bu çabaların en başında ‘diyet’ uygulaması geldi, bunun yanında mucize(!) karışımlara, birtakım ilaçlara da başvuruldu. Maalesef bu içeriği bilinmeyen ilaç/karışımların kullanımı sonucu hayatını kaybedenler oldu.
Bu sebeple zayıflama diyetlerine yönelim daha da arttı. Bunun sonucunda son 8-10 yıl içerisinde onlarca ‘A Diyeti, B Diyeti’ gibi diyet kitapları piyasaya sürüldü. Bunların bazıları Tıp Profesörleri tarafından yazıldı, bir kısmıysa konuyla ilgili hiçbir uzmanlıkları bulunmayan yaşam koçları, spor hocaları tarafından yazıldı. Elbette konunun asıl uzmanı olan diyetisyenler de geç de olsa bu koşuşturmacada yerlerini aldılar. ✔
Zayıflama konusunun bu kadar gündemde olmasıyla birlikte diyetisyenler resmi görev tanımlarının gereği olarak ‘diyeti diyetisyen yazar’ sloganıyla halkı bilinçlendirmeye, gerek devlet hastaneleri gerekse özel hastane ve danışmanlık merkezlerine yönlendirmeye çalıştılar. Bu sayede halk, konuyla ilgili olarak bir mesleğin bulunduğu bilincine vardı ve yanlış yönlendirmelere daha az kulak asmaya başladı.
Lakin bu noktada şöyle bir yanlış algı oluştu, diyetisyen denince toplumun büyük bir çoğunluğunun aklına ‘zayıflatma doktoru’ , ‘diyet doktoru’ gibi tanımlamalar gelir oldu. Öncelikle diyetisyen, tıp doktoru değildir. Elbette her bölümde olduğu gibi doktorasını yapan diyetisyenler de Doktor Diyetisyen unvanı alabilirler. İkincisi, diyetisyenin tek görevi kilolu insanları zayıflatmak değildir.
Diyetisyenin asıl görevlerini küçük bir özetle tanımlamak gerekirse:
-Yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivite gruplarına göre, sağlıklı bireyler için enerji ve besin öğeleri gereksinmeleri ile sağlıklı beslenme programlarını belirleyen, Özel grupların beslenme ihtiyaçlarına yönelik çalışmaların yürütülmesinde görev alan,
-Hastanelerde yatan hastaların her biri için ayrı ayrı beslenme ihtiyaçlarının hesaplanması, bu beslenme planları doğrultusunda hijyen ve üretim kurallarına uygun bir şekilde yiyecek/içeceklerin satın alınması, depolanması, hazırlanması, pişirilmesi ve servis edilmesi aşamalarının her birinin kontrolünü sağlayan,
-Yemek yiyemeyecek durumda olan hastalar için özel hazırlanan ürünlerin veya damar yoluyla verilen ürünlerin seçilmesinde, hazırlanmasında ve uygulanmasında rol oynayan ve bu uygulamaları hastaya öğreten,
-Aklınıza gelebilecek her türlü hastalıkta hastaya özel beslenme planı oluşturarak hastanın tıbbi beslenme tedavisini uygulayan meslek dalıdır diyebiliriz.
Ülkemizdeki ilk Beslenme ve Diyetetik Bölümü 1962 yılında Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulmuştur. 50 yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen ülkemizde son yıllara kadar pek tanınmayan bir meslektir.
Peki bu meslek grubu aslında ne iş yapar?
Türkiye’de son yıllarda obezite’nin (şişmanlık) artmasıyla birlikte halk arasında kilo verme çabalarında belirgin bir artış oldu. Bu çabaların en başında ‘diyet’ uygulaması geldi, bunun yanında mucize(!) karışımlara, birtakım ilaçlara da başvuruldu. Maalesef bu içeriği bilinmeyen ilaç/karışımların kullanımı sonucu hayatını kaybedenler oldu.
Bu sebeple zayıflama diyetlerine yönelim daha da arttı. Bunun sonucunda son 8-10 yıl içerisinde onlarca ‘A Diyeti, B Diyeti’ gibi diyet kitapları piyasaya sürüldü. Bunların bazıları Tıp Profesörleri tarafından yazıldı, bir kısmıysa konuyla ilgili hiçbir uzmanlıkları bulunmayan yaşam koçları, spor hocaları tarafından yazıldı. Elbette konunun asıl uzmanı olan diyetisyenler de geç de olsa bu koşuşturmacada yerlerini aldılar. ✔
Zayıflama konusunun bu kadar gündemde olmasıyla birlikte diyetisyenler resmi görev tanımlarının gereği olarak ‘diyeti diyetisyen yazar’ sloganıyla halkı bilinçlendirmeye, gerek devlet hastaneleri gerekse özel hastane ve danışmanlık merkezlerine yönlendirmeye çalıştılar. Bu sayede halk, konuyla ilgili olarak bir mesleğin bulunduğu bilincine vardı ve yanlış yönlendirmelere daha az kulak asmaya başladı.
Lakin bu noktada şöyle bir yanlış algı oluştu, diyetisyen denince toplumun büyük bir çoğunluğunun aklına ‘zayıflatma doktoru’ , ‘diyet doktoru’ gibi tanımlamalar gelir oldu. Öncelikle diyetisyen, tıp doktoru değildir. Elbette her bölümde olduğu gibi doktorasını yapan diyetisyenler de Doktor Diyetisyen unvanı alabilirler. İkincisi, diyetisyenin tek görevi kilolu insanları zayıflatmak değildir.
Diyetisyenin asıl görevlerini küçük bir özetle tanımlamak gerekirse:
-Yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivite gruplarına göre, sağlıklı bireyler için enerji ve besin öğeleri gereksinmeleri ile sağlıklı beslenme programlarını belirleyen, Özel grupların beslenme ihtiyaçlarına yönelik çalışmaların yürütülmesinde görev alan,
-Hastanelerde yatan hastaların her biri için ayrı ayrı beslenme ihtiyaçlarının hesaplanması, bu beslenme planları doğrultusunda hijyen ve üretim kurallarına uygun bir şekilde yiyecek/içeceklerin satın alınması, depolanması, hazırlanması, pişirilmesi ve servis edilmesi aşamalarının her birinin kontrolünü sağlayan,
-Yemek yiyemeyecek durumda olan hastalar için özel hazırlanan ürünlerin veya damar yoluyla verilen ürünlerin seçilmesinde, hazırlanmasında ve uygulanmasında rol oynayan ve bu uygulamaları hastaya öğreten,
-Aklınıza gelebilecek her türlü hastalıkta hastaya özel beslenme planı oluşturarak hastanın tıbbi beslenme tedavisini uygulayan meslek dalıdır diyebiliriz.
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.