Daha önceleri “Hipokondriyazis” olarak adlandırılan hastalık hastalığı, diğer adlandırmanın toplum içinde alaycı ve küçük hissettirmesi nedeniyle daha uygun adlandırma yoluna gidilip “hastalık kaygısı bozukluğu” olarak adlandırılmıştır. Genellikle günlük hayatımızda “doktor shopping” yapan bireylerde buna rastlamaktayız. Hastalık kaygısı bozukluğunun iki tipi bulunmakta;

1) Kaçıngan Tip
Kaçıngan tip hiç doktora gitmez kendi kendine yollar arar, kendi kendinin doktorluğunu yapar. Bu tür kaçıngan hastalara muhakkak tek bir doktora bağlı kalarak muayene yapılması ardından uygun bir psikolojik tedavi uygulanmasıyla baş edilebilir.

2) Kendini Güvence Altına Alan Tip

Kendini güvence altına alan tip ise, bu bireyler sürekli hasta olma konusunda bir belirsizlik içerisindedir normal bireyde bu belirsizlik yoktur şüphelendiği durumda muayene olup devam ederken diğer bireylerde hiçbir muayene onları tam anlamıyla tatmin etmez sürekli bende kesin bir problem diye endişe içerisindedirler.
Doktor doktor gezen bu hastalara her doktor sıfırdan başlayan muayene ve testler uygulayacağı için hasta amansız bir hastalığa sahip olduğu düşüncesine de kapılabilir, durumu felaketleştirmeleri çok olası bir durumdur.
Bu hastalarda doktor-hasta ilişkisinde iletişim kurarken net, açık ve yanlış algılanmaya sebep olmayacak şekilde iletişim kurmanın hastanın endişe duymasını engelleyip, başka tedavi arayışlarına sürüklenmesini engelleyecektir. Doktor doktor gezmek yerine tek bir doktora bağlı kalmaları yapılan muayene ve testler yine sıfırdan kişiye uygulanması bu süreçte onların bu durumlarını felaketleştirmelerine çaresi bulunamayan, amansız bilinmedik hastalığa düşme düşüncelerine neden olmasını engelleyecektir
Hastalık Hastalığı Tedavisi
Öncelikle birey bir takım fiziksel tetiklerden geçirilip gerçek anlamda bir rahatsızlığı olup olmadığı anlaşılmasına rağmen hala hasta bu durumdan muzdarip oluyorsa bunun temelinde başka problemler olduğunu ve bunun araştırılması gerekir. Bu tarz hastaların temelinde gerçek bir hastalıktan çok hasta olma düşüncesi, hasta olup olmadığı konusundaki belirsizlik yatmaktadır bu nedenle psikolojik sağlamlığını güçlendirmesine yardımcı olmak adına psikoterapilerle sürece devam edilmesi gerekir. Psikoterapi ile bireydeki bu belirsizlik ve olumsuz düşünceleri değiştirilerek bu konuda hiçbir zaman emin olunamayacağını kabul edilmesi sağlanarak birey bu düşüncelerden arınabilir. Hastaya şu soruyu yönelmek gerekir; '' Şu an mucizevi bir şey olup bu hastalık kaygılarınız olmasa hayatınız nasıl olurdu, nelerle uğraşıp ne yapmak isterdiniz? Nasıl bir hayat yaşardınız?'' Bu sorulara aldığımız cevaplarla nerede eksiklik, problem olduğunu aslında hastanın neyin arayışında olduğunu görmemiz daha kolaylaşacaktır. Sorulara karşı aldığımız dönütle başka yola yönelip temel sorunu bulma sürecine katkı sağlayacaktır.