Okul Öncesi Öğretmenleri İçin Yaratıcı Fikirler
Okul Öncesi Öğretmenleri İçin Yaratıcı Fikirler
Şenel Karaman
Günümüz dünyası ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya; maalesef modern oyuncakların ruhu yok ve 3-5 blokla yapılabilecek bir oyunun yaratıcılığından yoksunlar. Okul başarısının gereğinden fazla benimseyenlerce öğrenme ve oyunu birbirinin karşıtı olarak kullanılır oldu. Neyse ki ana okullarında oyun ve öğrenmenin birlikte kullanılmasından kimse rahatsız olmuyor. Belki de bu nedenle günümüz ana okulları hala yaratıcılığın gerçek kaleleridirler.
Yaratıcılık aslında problemleri çözmenin özel bir biçimidir. Yaratıcılık uyum ve düşünce esnekliği gerektirir. Biz yetişkinler çocukların yaratıcılığını ya teşvik ederiz ya da engelleriz. Okul öncesi dönemde görülen ve yaratıcılığın temeli olan; merak, keşfetmek, farklı bakabilmek eğer üzerinde çalışılmazsa gençlikte ve yetişkinlikte maalesef devam etmezler. Okul öncesi öğretmenler çocukların hayatında özel bir yere sahipler ve biraz çabayla öğrencilerinin gelişimlerini olumlu etkileyebilirler.
Nedense yaratıcılığın olağan üstü bir yetenek olduğu, doğuştan geldiğine inanılır. Kuşkusuz bu yetenekle dünyaya gelmiş insanlar olabilir. Ancak okul öncesi dönemde oyunlarda, oyuncaklarda, sınıf içi faaliyetlerde yapılacak küçük düzenlemeler çocukların hikayesini değiştirebilirler. Sizden çıktıktan sonra ilköğretime başlayacaklar ve muhtemelen yaratıcılıktan uzak bir eğitime başlayacaklar. Biliyoruz ki ilköğretimde yaratıcı faaliyetlerin olması öğretmenin kişisel becerilerine inisiyatifine kalacaktır. Bir çok çocuk için yaratıcılığın son kalesidir okul öncesi eğitim.
Eğer sınıfınızda veya evinizde yaratıcı çalışmalar yapmak istiyorsanız:
1. Gereksiz kısıtlamaların olmadığı bir ortam yaratın. Yaptığınız faaliyetlerde hatalarını önemsememelerini ve risk almalarını teşvik edin. Kendinizi iyi tanıyın. Nasıl bir insansınız? Aşırı mükemmeliyetçi mi? Hani Dorucu Davut dedikleri hep düzeltmeye çalışanlardan mısınız? Kendinizi serbest bırakın. Kendi yaratıcılığınızı geliştirin. Farklı olandan korkmayın.
2. Malzeme seçimini abartmayın. Pahalı olmayan her türlü malzemeyi kullanın. Aklınıza ne gelirse, elinizin altında ne varsa, kağıt, gazete, taşlar, kabuklar gibi her türlü malzemeyi kullanın. Yaratıcılığı teşvik için özel oyuncaklara ihtiyacınız yok. En önemli malzeme sizsiniz: birlikte yapmaktan, denemekten çekinmeyin. Araştırıcı olduğunuzda, başka öğretmenleri gözlemlediğinizde çok farklı malzemelere ulaşabilirsiniz. Yabancı siteleri inceleyin, dünyada neler yapılıyor bakın. O kadar çok şeyle karşılaşacaksınız ki hayret edeceksiniz.
3. Çocukların sıra dışı fikirlerini kabul edin. Yeteneklerine güvenin ve her türlü çabalarına saygı duyun. Bir çocuk özel bir fikirle gelmişse red edici olmayın. Bir fikri, farklı bir bakışı küçümsemeyin. Bu bir çocuğa verilebilecek en büyük zararlardan biridir. Öğretmen onun dünyasında özel bir yerdedir. Size uymak, hoş gözükmek ya da dışlanmaktan kaçınmak için uyumlu olmaya başlayabilir. Onun tekrar yaratıcılığının gün yüzüne çıkması şansa kalabilir.
4. Müfredatınızı yaratıcı faaliyetlerle güçlendirin. Konunuz ne olursa olsun, çocuğun günlük yaşantısından faydalanın, kendiliğinden ortaya çıkan sorunları kullanın, fırsatları kaçırmayın. Çocukların anlattıklarını, yorumlarını dinleyin. Bu onun için teşvik edici olur. Bir öğrencinizin anlattıkları eğer sizi etkilemişse, diğer çocukların da anlayacakları biçimde kendi kelimelerinizle sınıfa anlatın. Bunu çocuğu öne çıkartarak değil, yaratıcı fikri öne çıkartarak yapın. Böylece rekabeti değil yaratıcılığı teşvik etmiş olursunuz. Müfredata körü körüne bağlı kalmayın.
5. Yaratıcılığın vakti zamanı olmaz. Ha deyince yaratıcı fikirler ortaya çıkmaz. Bütün yaratıcı fikirler yaratıcısının rahat zamanında ortaya çıkmıştır. Newton, yerçekimi kuvvetini elma ağacının altında otururken bulmuştu. Arşimet suyun kaldırma kuvvetini keşfettiğinde hamam daydı. Hepimizin yaratıcı fikirlerimizi ortaya çıkarmamız için rahat, telaşsız bir zamana ihtiyacımız var. Siz kendinize yatırım yapın. Eğer siz yaratıcılığınızı ortaya koyabiliyorsanız öğrencilerinizde sizi takip edecektir.
6. Tetikleyici kullanın. Sınıflarında yaratıcılık çalışmalarına önem veren öğretmenler veya anne babalar çocukların duyularından ve anılarından faydalanıyorlar. Örneğin bahçe’den sınıfa döndüklerinde “bahçede en farklı neyi gördünüz?”, “hangi hayvanı gördünüz?”, “hangi bitkiyi gördünüz?” diye soruyorlar. Böylece çocukların algıları hep açık kalıyor.
7. Farklı ilgileri, merakları olan çocukları konuşturun. Bir sorun hakkında farklı fikirler ortaya çıkmasını sağlayın. Beklenen yanıtları önemseyin ancak beklenmeyen, farklı fikirlere prim verin, vurgulayın. Bir öğrenciniz farklı bir deneyim yaşamışsa sınıfta konuşmasına teşvik edin. Eğer bir çocuk bir şeyden etkilenmişse diğerleri de etkilenebilir. Birinin heyecanı diğerlerine yayılır. Biliyorsunuz çocuk çocuktan öğrenir.
8. Yaratıcılığın engellerine dikkat edin. Bir ödül için yaratıcı fikir beklemek bizzat yaratıcılığı öldürebilir. Bir çocuğun, kendisini gözlemleniyor hissetmesi, doğru ya da yanlış yaptığına odaklanması yaratıcılıktan uzaklaştırır. Sınıfınızdaki performans gerektiren faaliyetlerdeki tutumunuz ile yaratıcılık gerektiren faaliyetlerdeki kurgunuzu iyi ayarlayın. Çocuk kendisini gözlemleniyor hissediyorsa oradan uzaklaşın, hata yapmaktan korkuyorsa pes etmesine izin vermeyin, “sonucun ne olduğu önemli değil, sen yap, bırak ne çıkarsa o çıksın, doğru ya da yanlış, güzel ya da çirkin yok” deyin. Bir öğrenciniz hep kaçınıyor olabilir, uzun süre bir şey yapmamış olabilir, tedirgin olmayın. Bir süre sonra rahatlayacak, deneyecek ve yapacaktır. Çok kontrollü çocukların rahatlamalarına yardımcı olun. Dikkatini dağıtın, spontane olun, merak etmeyin direnci dağılacak ve o da diğerleri gibi yapmaya başlayacaktır. Bu çocukların anne babalarına ev ödevleri verin, evde de faaliyetlerin yapılması için yönlendirin.
Evde ve okulda yaratıcılığı geliştirmek için yapılabilecek bazı uygulamalar:
1. Yaratıcılık sorgulaması: “Hadi düşünelim neyin tatlı olmasını istersiniz?”, “Hadi düşünelim ne daha hızlı (ya da yavaş) olsaydı daha eğlenceli olurdu?”, “Dünyada ne daha büyük (ya da küçük) olsaydı daha mutlu olurdu?”
2. “Ne olurdu?”: “Dünyada tüm arabalar gitmiş olsalar, hiç araba kalmasa ne olurdu?”, “Herkes aynı kıyafeti giyseydi ne olurdu?”, “Hiç kimse evini temizlemezse ne olurdu?”
3. “Farklı” soruları: “Bir düğmeyi kaç farklı şekilde kullanabiliriz?”, “………..’yı farklı nasıl kullanabiliriz?”
4. Yaratıcı oyunlar oynayın: Bloklardan, çamurdan, kilden, sudan faydalanarak değişik objeler yaratın.
5. Hikaye tamamlama oynayın: Bir öğrenci hikaye anlatmaya başlar, sonra diğeri devam eder, sonra diğeri….
6. Yaratıcı Drama’dan faydalanın: Örneğin “hayvan kraker” oyunu oynayabilirsiniz. Çocuk bir ebe seçer, ebe bir hayvanı taklit eder, ebe başka bir çocuğu seçer, o başka bir hayvanı taklit eder….
7. Çocukların başkalarının bakış açılarını görmek için (aile olayları, çeşitli simülasyonlar, okul durumlarını) canlandırmalarını isteyin. Çocuklara canlandıracakları durumu açıklayın ve onlar gibi hissedip oynamalarını söyleyin.
Şenel Karaman
Günümüz dünyası ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya; maalesef modern oyuncakların ruhu yok ve 3-5 blokla yapılabilecek bir oyunun yaratıcılığından yoksunlar. Okul başarısının gereğinden fazla benimseyenlerce öğrenme ve oyunu birbirinin karşıtı olarak kullanılır oldu. Neyse ki ana okullarında oyun ve öğrenmenin birlikte kullanılmasından kimse rahatsız olmuyor. Belki de bu nedenle günümüz ana okulları hala yaratıcılığın gerçek kaleleridirler.
Yaratıcılık aslında problemleri çözmenin özel bir biçimidir. Yaratıcılık uyum ve düşünce esnekliği gerektirir. Biz yetişkinler çocukların yaratıcılığını ya teşvik ederiz ya da engelleriz. Okul öncesi dönemde görülen ve yaratıcılığın temeli olan; merak, keşfetmek, farklı bakabilmek eğer üzerinde çalışılmazsa gençlikte ve yetişkinlikte maalesef devam etmezler. Okul öncesi öğretmenler çocukların hayatında özel bir yere sahipler ve biraz çabayla öğrencilerinin gelişimlerini olumlu etkileyebilirler.
Nedense yaratıcılığın olağan üstü bir yetenek olduğu, doğuştan geldiğine inanılır. Kuşkusuz bu yetenekle dünyaya gelmiş insanlar olabilir. Ancak okul öncesi dönemde oyunlarda, oyuncaklarda, sınıf içi faaliyetlerde yapılacak küçük düzenlemeler çocukların hikayesini değiştirebilirler. Sizden çıktıktan sonra ilköğretime başlayacaklar ve muhtemelen yaratıcılıktan uzak bir eğitime başlayacaklar. Biliyoruz ki ilköğretimde yaratıcı faaliyetlerin olması öğretmenin kişisel becerilerine inisiyatifine kalacaktır. Bir çok çocuk için yaratıcılığın son kalesidir okul öncesi eğitim.
Eğer sınıfınızda veya evinizde yaratıcı çalışmalar yapmak istiyorsanız:
1. Gereksiz kısıtlamaların olmadığı bir ortam yaratın. Yaptığınız faaliyetlerde hatalarını önemsememelerini ve risk almalarını teşvik edin. Kendinizi iyi tanıyın. Nasıl bir insansınız? Aşırı mükemmeliyetçi mi? Hani Dorucu Davut dedikleri hep düzeltmeye çalışanlardan mısınız? Kendinizi serbest bırakın. Kendi yaratıcılığınızı geliştirin. Farklı olandan korkmayın.
2. Malzeme seçimini abartmayın. Pahalı olmayan her türlü malzemeyi kullanın. Aklınıza ne gelirse, elinizin altında ne varsa, kağıt, gazete, taşlar, kabuklar gibi her türlü malzemeyi kullanın. Yaratıcılığı teşvik için özel oyuncaklara ihtiyacınız yok. En önemli malzeme sizsiniz: birlikte yapmaktan, denemekten çekinmeyin. Araştırıcı olduğunuzda, başka öğretmenleri gözlemlediğinizde çok farklı malzemelere ulaşabilirsiniz. Yabancı siteleri inceleyin, dünyada neler yapılıyor bakın. O kadar çok şeyle karşılaşacaksınız ki hayret edeceksiniz.
3. Çocukların sıra dışı fikirlerini kabul edin. Yeteneklerine güvenin ve her türlü çabalarına saygı duyun. Bir çocuk özel bir fikirle gelmişse red edici olmayın. Bir fikri, farklı bir bakışı küçümsemeyin. Bu bir çocuğa verilebilecek en büyük zararlardan biridir. Öğretmen onun dünyasında özel bir yerdedir. Size uymak, hoş gözükmek ya da dışlanmaktan kaçınmak için uyumlu olmaya başlayabilir. Onun tekrar yaratıcılığının gün yüzüne çıkması şansa kalabilir.
4. Müfredatınızı yaratıcı faaliyetlerle güçlendirin. Konunuz ne olursa olsun, çocuğun günlük yaşantısından faydalanın, kendiliğinden ortaya çıkan sorunları kullanın, fırsatları kaçırmayın. Çocukların anlattıklarını, yorumlarını dinleyin. Bu onun için teşvik edici olur. Bir öğrencinizin anlattıkları eğer sizi etkilemişse, diğer çocukların da anlayacakları biçimde kendi kelimelerinizle sınıfa anlatın. Bunu çocuğu öne çıkartarak değil, yaratıcı fikri öne çıkartarak yapın. Böylece rekabeti değil yaratıcılığı teşvik etmiş olursunuz. Müfredata körü körüne bağlı kalmayın.
5. Yaratıcılığın vakti zamanı olmaz. Ha deyince yaratıcı fikirler ortaya çıkmaz. Bütün yaratıcı fikirler yaratıcısının rahat zamanında ortaya çıkmıştır. Newton, yerçekimi kuvvetini elma ağacının altında otururken bulmuştu. Arşimet suyun kaldırma kuvvetini keşfettiğinde hamam daydı. Hepimizin yaratıcı fikirlerimizi ortaya çıkarmamız için rahat, telaşsız bir zamana ihtiyacımız var. Siz kendinize yatırım yapın. Eğer siz yaratıcılığınızı ortaya koyabiliyorsanız öğrencilerinizde sizi takip edecektir.
6. Tetikleyici kullanın. Sınıflarında yaratıcılık çalışmalarına önem veren öğretmenler veya anne babalar çocukların duyularından ve anılarından faydalanıyorlar. Örneğin bahçe’den sınıfa döndüklerinde “bahçede en farklı neyi gördünüz?”, “hangi hayvanı gördünüz?”, “hangi bitkiyi gördünüz?” diye soruyorlar. Böylece çocukların algıları hep açık kalıyor.
7. Farklı ilgileri, merakları olan çocukları konuşturun. Bir sorun hakkında farklı fikirler ortaya çıkmasını sağlayın. Beklenen yanıtları önemseyin ancak beklenmeyen, farklı fikirlere prim verin, vurgulayın. Bir öğrenciniz farklı bir deneyim yaşamışsa sınıfta konuşmasına teşvik edin. Eğer bir çocuk bir şeyden etkilenmişse diğerleri de etkilenebilir. Birinin heyecanı diğerlerine yayılır. Biliyorsunuz çocuk çocuktan öğrenir.
8. Yaratıcılığın engellerine dikkat edin. Bir ödül için yaratıcı fikir beklemek bizzat yaratıcılığı öldürebilir. Bir çocuğun, kendisini gözlemleniyor hissetmesi, doğru ya da yanlış yaptığına odaklanması yaratıcılıktan uzaklaştırır. Sınıfınızdaki performans gerektiren faaliyetlerdeki tutumunuz ile yaratıcılık gerektiren faaliyetlerdeki kurgunuzu iyi ayarlayın. Çocuk kendisini gözlemleniyor hissediyorsa oradan uzaklaşın, hata yapmaktan korkuyorsa pes etmesine izin vermeyin, “sonucun ne olduğu önemli değil, sen yap, bırak ne çıkarsa o çıksın, doğru ya da yanlış, güzel ya da çirkin yok” deyin. Bir öğrenciniz hep kaçınıyor olabilir, uzun süre bir şey yapmamış olabilir, tedirgin olmayın. Bir süre sonra rahatlayacak, deneyecek ve yapacaktır. Çok kontrollü çocukların rahatlamalarına yardımcı olun. Dikkatini dağıtın, spontane olun, merak etmeyin direnci dağılacak ve o da diğerleri gibi yapmaya başlayacaktır. Bu çocukların anne babalarına ev ödevleri verin, evde de faaliyetlerin yapılması için yönlendirin.
Evde ve okulda yaratıcılığı geliştirmek için yapılabilecek bazı uygulamalar:
1. Yaratıcılık sorgulaması: “Hadi düşünelim neyin tatlı olmasını istersiniz?”, “Hadi düşünelim ne daha hızlı (ya da yavaş) olsaydı daha eğlenceli olurdu?”, “Dünyada ne daha büyük (ya da küçük) olsaydı daha mutlu olurdu?”
2. “Ne olurdu?”: “Dünyada tüm arabalar gitmiş olsalar, hiç araba kalmasa ne olurdu?”, “Herkes aynı kıyafeti giyseydi ne olurdu?”, “Hiç kimse evini temizlemezse ne olurdu?”
3. “Farklı” soruları: “Bir düğmeyi kaç farklı şekilde kullanabiliriz?”, “………..’yı farklı nasıl kullanabiliriz?”
4. Yaratıcı oyunlar oynayın: Bloklardan, çamurdan, kilden, sudan faydalanarak değişik objeler yaratın.
5. Hikaye tamamlama oynayın: Bir öğrenci hikaye anlatmaya başlar, sonra diğeri devam eder, sonra diğeri….
6. Yaratıcı Drama’dan faydalanın: Örneğin “hayvan kraker” oyunu oynayabilirsiniz. Çocuk bir ebe seçer, ebe bir hayvanı taklit eder, ebe başka bir çocuğu seçer, o başka bir hayvanı taklit eder….
7. Çocukların başkalarının bakış açılarını görmek için (aile olayları, çeşitli simülasyonlar, okul durumlarını) canlandırmalarını isteyin. Çocuklara canlandıracakları durumu açıklayın ve onlar gibi hissedip oynamalarını söyleyin.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Okul Öncesi Öğretmenleri İçin Yaratıcı Fikirler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Şenel KARAMAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Şenel KARAMAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni
Yazan Uzman
|
okul öncesi, okul öncesi öğretmeni, 0-6 yaş yaratıcılığı, oyun ve çocuk, okul öncesi oyun, çocukta yaratıcılık
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.