2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Psikiyatrinin Topluma ve Sağlığımıza Verdiği Diğer Zararlar
MAKALE #12263 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Şubat 2014 | 5,779 Okuyucu
Antidepresanların hak etmediği prestiji hızla düşüyor. Bu sömürü her geçen gün kan kaybediyor. Statüko ne pahasına olursa olsun dercesine direniyor. "İlaç kullanmazsan şizofreni başlar" korkutmaları bu uğurda ateşlenen yeni silah... Şimdi de bunu ateşlemişler...

Kim geliyorsa iki - üç ayrı antidepresan kullanıyor. Bir antidepresan yetmiyor, iki - üç farklı marka antidepresan... Verilme mantığı, "Bak biz de iki - üç kutu ilaç yazıyoruz" zihniyeti. Çoğu hiç fayda görmedik diyor. İlaç ise neden herkese fayda etmiyor? Her tansiyon ilacı tansiyona iyi geliyor, her ağrı kesici ağrıyı düşürüyor!

Sırf biz de diğer branşlar gibi üç - dört kutu ayrı ilaç yazıyoruz mesajı verme adına aynı grup ilaç üç - dört farklı ticari marka adıyla veriliyor. Bu tam bir sömürü! Tam bir aldatmaca!

Tekrar ilan ediyorum: Mesleğin halk nezdindeki mevcut algısını ve prestijini koruma adına, bakın bizde de diğer branşlar gibi bir sürü ilaç var mesajı verme uğruna (bu koca bir yalandır) millete aynı grup ilaç farklı markalarda içiriliyor.

"Bu soruna bir grup ilacımız var, başka ilacımız yok" dememek, mesleki itibar kuyruğunu dik tutmak için aynı tür ilaç, farklı ticari markalar halinde, üç - dört kalem halinde reçete ediliyor. Tek bir ilacın dozajını yükseltmek yerine hepsinin dozajı düşük tutuluyor ki üç - dört ilaç verilebilsin! Aynı türden 4 ilaç verilerek 1 ilacın etkisi hedefleniyor! İnsan sağlığı ve ülke bütçesi üzerinde oynanan bu oyunu, henüz kimsenin farkına bile varmadığı bu sinsi hileyi tamımlayacak bir sözcük bulamıyorum!

Kişiler itibar ediyor haliyle, bak bana üç, dört kalem ilaç yazıldı diyor, bu ilaçları farklı farklı ilaçlar gibi algılıyor. Hem kandırılıyor hem bir sorunda boş yere aynı türden üç - dört ilaç içiyor hem de zihinlerinde "ciddi hastayım" inancı kuruluyor. Bunların her birisinin psikolojik yan etkilerini ve vücuda, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarına vereceği zararı düşünen kim! Bu yalanın devlete olan maliyeti kimin umurunda! Yeter ki statüko ayakta kalsın!

Tedavileri en az 6 ay gibi uzunca bir zamana yayarak ilaçların etkisizliğini gizlemeye çalışan, böylece zamanın, değişen koşulların vs. sebep olduğu doğal düzelmeleri / iyileşmeleri ilaca malettirme uyanıklığına sığınan, ilacını değiştirdik diyerek ilacın sadece ticari adını değiştirerek kandıran statüko şimdi de aynı grup ilacı farklı ticari adlarla üç - dört kalem yazarak aldatıyor.

Tekrar ediyorum: Yıllardır psikososyal sorunlara tıbbi hastalık muamelesi çekerek aldatan, yıllardır tedavileri sadece biyolojik boyutta yürüterek milleti alakasız bir yardım türüne mahkum ederek aldatan, kitaplarında bile bozukluk dediği sorunlara sürekli hastalık muamelesi çekerek aldatan, her yüz kişiden sadece on ikisine doğru teşhis koyduğu halde buna bir kere olsun sesini çıkarmayarak aldatan bu statüko derhal yasaklanmalıdır!

Ruhsağlığımız bu statükonun popülaritesiyle doğru orantılı olarak bozuluyor. Bu statüko sağlığımızı ne koruyor ne tedavi ediyor. Bu statüko verdiği bir sürü hatalı mesajla, en çok da inşa ettiği hastalık algısıyla kitlelerde plastik hastalıklar üretiyor.

Bir ilaç tek bir kişiye bile zarar verdiğinde piyasadan toplatılıyorken bu statüko milyonlara zarar verirken hala piyasada işlev görebilmesi tam bir fecaattir.

STATÜKONUN TOPLUMA ATTIĞI BİR BAŞKA KAZIK

Psikiyatri yıllardır gerek bel altı ithamlarla gerekse gizli bürokratik vb. müdahalelerle psikologların önünü keser.

Çünkü psikolog topluma bu sorunların hastalık olmadığını öğreten ve ilaçsız da iyileşilebildiğini gösteren, böylece eski köye yeni adet getiren en büyük tehlikedir. Ayrıca bu mesleğin bağımsız rol üstlenip daha fazla işlevsellik kazanması psikiyatrinin tekelci konumuna yönelmiş büyük bir tehdittir.

Bu vb. sebeplerle psikiyatri psikologların ya sadece zeka testi yapmasını istemiştir ya da dizinin dibinde ve gölgesinde çalışmasını, dolayısı ile de pasif ve güdük kalmasını sağlamıştır! O NLP'ci, hipnozcu ve kişisel gelişimci ile bile psikologlar kadar ilgilenmez!

Sonuç itibariyle psikiyatri sadece şişirilmiş hastalık tanılarıyla, tıbbi olmayan sorunlara tıbbi yaklaşmakla yani alakasız ve etkisiz ilaçlarla sağlığımızı sömürmemiş; toplumu ilaçsız bir yardım imkanından mahrum etmek suretiyle kitleleri alternatifsiz bırakmış, insanları sadece ilaca mahkum kılmıştır. Bu tahakkümcü ve tekelci tutum nedeniyle ortaya çıkan mevcut tablo psikiyatrinin toplum ruhsağlığına attığı bir diğer kazıktır.

İlgili bakanlık bünyesindeki ilgili kişiler yıllar boyu halkın sağlığını değil de bu branşın mesleki kaygılarını öncelikli görerek bu sonucun doğmasına ve pekişmesine çanak tutmuştur.

Psikiyatri ruhsal yardımı kendileri için ilaca, psikologlar için de terapiye indirgemiş, her fırsatta vurguladığı, "Terapi zordur" yalan propagandasıyla psikologları alanda etkisiz kılmış, fiilen var oldukları halde işlevsellik bazında devre dışı bırakmıştır.

"Terapi zor, herkes yapamaz. Ee bizim de vaktimiz yok, mecburen ilaç veriyoruz" pratiğinin önünü bu sinsi algı oyunuyla açmıştır.

O toplumu sadece ilaca mahkum kılmak için daha başka yalanlara da başvurmuştur. Bunlardan bir diğeri de, "Psikologlar hekimsiz çalışamaz" iddiasıdır. Emniyette, orduda, adliyelerde, cezaevlerinde vs. hekimsiz çalışan binlerce psikoloğu görmezden gelmiş, bu konuda da bilerek kitlelere yalan söylemiştir.

"Psikologların çoğu uzman değil; bu iş uzmanlık olmadan olmaz" derken de aynı şeyi yapmış, yine tutarlı davranmamıştır. Alt tarafı bir kişiyle karşılıklı olarak oturup birebir konuşmak olan, en ufak bir yan etkisi ve riski bulunmayan, tamamen konuşmaya dayanan psikolojik yardım işini sanki kompleks bir beyin ameliyatı gibi göstermiş; pratisyen hekimlerin uzman olmadan aile hekimi olmalarına, hatta yıllarca en hayati yerlerden olan acil servislerde bile çalışmalarına hiç çıt çıkarmamıştır.

Yıllardır kafa yoruyorum. İşin mutfağındayım. Bir bakıma bu işin kompetanı oldum. Tek bir hayırlı, doğru ve mantıklı yanını göremedim bu statükonun...

Mutfakta olup bitenleri en iyi mutfakta çalışan bilir. Ben yıllardır içinde olduğum bu statükonun tüm yalan ve dolanlarını tek tek deşifre ettim. Bundan sonra gerçeği ya da yalanı tercih etmek topluma kalmış! Ben sadece görevimi yaptım! Gördüğüm halde görmemiş, bildiğim halde bilmiyormuş gibi yapmadım! Dediğim gibi gerisi topluma, insanlara, ilgili kişilere ve pek tabiki de yetkililere kalmış!

Psikolog
İzzet Güllü
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Psikiyatrinin Topluma ve Sağlığımıza Verdiği Diğer Zararlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     23 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Otistik Çocuklarda Duyulara Verdiği Tepkiler Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER
► Psikiyatrinin Gerçek Yüzü Psk.İzzet GÜLLÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Psikiyatrinin Topluma ve Sağlığımıza Verdiği Diğer Zararlar' başlığıyla benzeşen toplam 38 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:18
Top