Konsantrasyon Bozukluğu
İnsanların yaşamında halk diliyle odaklanma olarak ifade edebileceğimiz konsantrasyonun önemli bir rolü vardır.Yaşam bir çok konuda performans odaklıdır.Performansın ortaya çıkabilmesi de insanların tüm yeteneklerini başarmak istediklerine doğru kanalize etmesiyle ortaya çıkan bir sonuçtur.İnsanlar şunu bilmeli ki yaşamın her alanında konsantrasyon gerek performans ve gerekse doyum açısından olmazsa olmaz bir öneme sahiptir.Konsantrasyonun olmadığı durumlarda ise insanlar konsantrasyon bozukluğu yaşarlar ve çok yönlü kayıplara uğrarlar...
Konsantrasyonu bedensel,zihinsel ve duygusal olarak varılmak veya yaşanmak istenen şeye bir bütün olarak odaklanabilme olarak tanımlayabiliriz.Dikkat ederseniz burada bedensel,zihinsel ve duygusal odaklanmanın bir bütün halinde olması ve eşgüdümlülüğü fevkalade önemlidir.Bu üç ayağın da yere birlikte basmasıyla tam konsantrasyon sağlanır.İşte,eğitimde,sanatta,iletişimde,üretimde,yönetimde ve ilişkilerde,kısaca yaşamın her aktif alanında hatta cinsellikte bile konsantrasyon yaşananla bütünleşebilme açısından bir önemli insani ihtiyaçtır.yapılanın veya yaşananın içini doğru doldurmada,hakkını verebilmede bir gerekliliktir.
İnsanların yaşamda birey olmadan yönetici olmaya,çocuk olmadan ebeveyn olmaya kadar varan çok yönlü yaşamsal rolleri vardır.Bu yaşamsal rollerin içi doğru doldurularak yaşanabilmesi bilgi,yöntem,disiplin,sorumluluk duygusu,kişilik oturması,duygusal dengelenme gibi bir çok parametrenin doğru gelişmiş olmasına bağlıdır. Tüm bunların yanında o an yaşanana bilişsel,duygusal ve bedensel olarak tam odaklanmayla sağlanan konsantrasyonun da belirleyici bir rolü bulunmaktadır.
İnsanların yaşamı kabul etmek gerekir ki dikensiz gül bahçesi değildir ve olamaz.Muhakkak ki direkt ve dolaylı birçok sorun yaşam yolculuklarında insanların karşısına çıkmıştır ve çıkacaktır.Zaten sorunlu insan da sorun yaşayan insan değil,sorunlarla baş etme başarısı gösteremeyen ve sorunlarını çözemeyen insandır.Yaşamı bir yönüyle de bir mücadele süreci olarak ele almak ve yaşamın,insanların ve ilişkilerin önümüze getirdiği sorunlarla baş edebilmekle dengeleneceğini kabul etmek gerekir.Aksi gerçekçi olmayan,gerçeğe oturmayan,hayalci ve sanal bir yaşam algısı anlamına gelir ve insanlara çok bedel ödetir...
Madem yaşam dinamik bir süreç,bağımlı ve bağımsız değişkenlerin iç içe geçmesiyle yaşanıyor ve zaman zaman önümüze problemler koyabiliyor öyleyse yaşamı bu doğasıyla kabul etmek ve buna uygun bir duruş geliştirmek konsantrasyon açısından da önemlidir.Çünkü konsantrasyon sadece olumlu süreçlerde değil asıl daha çok olumsuz süreçlerde hatta sorunlu süreçlerin doğru yönetilmesinde çok daha gerekli bir ihtiyaçtır.Bu noktada insanlarımızın sistem insanı olarak yetişmemesi,çok belirsizliğinin olması,çabuk duygusal ve kötümser noktaya evrilmesi gibi dezavantajlarımız millet olarak maalesef ki var.Ben çok insana "bir insanın bir olumsuzluk karşısında vereceği en zayıf tepki üzülmektir" demişimdir.Çünkü 26 yıllık meslek yaşamımda bir insanın da üzülerek sorunlarını çözdüğüne tanık olmadım.Hatta diyebilirim ki üzülmek sorunları çözmediği gibi kimi zaman daha da derinleştirebiliyor...
Örneğin "eğitim başarısı","sorun çözme becerisi","iş başarısı","sosyal yaşam başarısı","iletişim başarısı" ve "ilişki başarısı" gibi yaşama dair ana duraklarda güçlü bir konsantrasyon becerisine ihtiyaç olmaktadır.çünkü bu saydığımız yaşamsal alanlar hep odaklanarak yaşanması gereken alanlardır ve bir çok şey olduğu gibi aynı zamanda konsantrasyondan da beslenirler.
Konsantrasyonu eğitim başarısı ve iş başarısı alanına hapsetmek çok yanlış olur.Zira yaşam eğitimde ve işte başarılı olmaktan ibaret değildir.Bunlar elbette önemlidir ama yaşamın ana arterlerinden sadece bazılarıdır.İnsan yeterince konsantre olamadı mı cinsel ilişkiye bile girmede zorlanan bir varlıktır.Tabiatıyla yaşanan her şeyin içinin doğru doldurulması en azından yeterli düzeyde konsantrasyonu gerekli kılar.Bu itibarla ne yaparsak yapalım,ne yaşarsak yaşayalım hakkını doğru vermek istiyorsak yeterli odaklanmaya (konsantrasyon) ihtiyaç olduğunu bilelim.
Konsantrasyon bozukluklarında öne çıkan bağımlılıklar,ilgi dağınıklığı,kişilik bozuklukları,duygusal dengelenmemişlikler,yaşanan travmalar,kendini gerçekleştirmeme gibi sebepler vardır.Günümüzde teknoloji kullanımındaki bilinçsizliğin yarattığı internet bağımlılıkları,oyun bağımlılıkları,telefon bağımlılıkları gibi sıkça karşılaştığımız sorun sebepleri de yok değildir.Konsantrasyon bozukluğu yapılması gereken bir şeye daha çok başka şeylerden kendini alamadığı, doğru ve yeterli odaklanamadığı için insanların karşılaştığı bir odaklanma sorunudur.Başarı,performans,sonuç alma ve doyum yoksunlukları doğuran bir sorun olduğu da unutulmamalıdır.
Bilmeliyiz ki insanların iş,eğitim,iletişim,sosyal yaşam,özel yaşam gibi yaşamsal ana hatlarının içinin doğru dolmasında ve hissederek yaşanmasında konsantrasyon büyük öneme sahiptir.İnsanların bazı şeyleri başarabildiğini görerek kendini besleyebilmesi gerekir.Özgüven,özsaygı da böyle kazanılmaktadır.Yani insanla yaşam arasında gerçekçi bir ilişkinin kurulabilmesi konsantrasyon becerisinin kullanılmasıyla doğru orantılıdır.Dolayısıyla yaşamın tüm alanlarında konsantrasyonun bir gereklilik,bir ihtiyaç ve bir bütünleşme unsuru olduğu dikkatlerden hiç kaçmamalıdır.
Peki değişik sebeplerle ortaya çıkan konsantrasyon bozuklarının çözümü var mıdır ve bu çözüme hangi yolla ulaşılır..?Her sorunda olduğu gibi konsantrasyon bozukluğunu yaşayanlarda da sorunun çözümünün birinci adımı sorunu kabullenmek ve çözmek istemektir.İkinci adımı doğru işbirliğine girebileceği bir psikologdan yardım almaktır.Üçüncü adımı ise uzmanın tavsiyelerini sadece dinlemek değil yaşama geçirmek,yani uygulamaktır.Unutmayalım ki konsantrasyon bozukluğu her yönüyle yaşam performansını olumsuz etkileyen bir sorundur ve insana çok bedeller ödetir.Bu nedenle bu yönde sorunu olan insanların fazla zaman kaybetmemeleri,bir an önce yardım almaları önemlidir.Çünkü bu sorun yaşanan örneklerden da biliyoruz ki kişinin kendi çabalarıyla çözümlenmemektedir.Üstelik terapi süreci de adım adım yürünmesi gereken orta vadeli bir işbirliği sürecidir.Bu nedenle zaman kaybetmeden yardım almak ve doğru uzamanla yola çıkıldıysa süreci yarım bırakmamak önemlidir.
Bağımlı olunan bir şey varsa bunun başka şeylere konsantrasyonda sorun yarattığı bir gerçeği...Örneğin alkol,uyuşturucu,internet,oyun ve telefon bağımlılıklarının insanı sürekli kendine çeken bir yönü olması nedeniyle yaşamın diğer alanlarına akışı zorlaştırdığını biliyoruz.Öte yanadna yaşamın bunlardan ibaret olmadığını da biliyoruz.Kaldı ki bağımlılıklar zaten insanların kendine ölçü koyamamaları nedeniyle ortaya çıkarlar ve yaşamın dengelerini altüst ederler.Konsantrasyon bozukluklarında da en güçlü sebeplerin başında değişik bağımlılıkların geldiğini bilelim ve lütfen buna göre önlem almaya çalışalım.Nitekim bizler aslında insanlara yaşamlarında yasak koymaya meyyal değilizdir.Her şey olması gereken ölçülerle yaşanırsa da ortaya bağımlılıkların çıkmayacağı bir gerçektir.Bu nedenle ölçü koyabilmek,nerede duracağını bilebilmek hem bağımlılıkları önlemede hem de bağımlılıkların yol açtığı konsantrasyon bozukluklarının ortaya çıkmasına engel olmakta çok önemli bir önlemdir.
İnsanlarımız şunu bilmeli ki hiç bir sorun durup dururken ortaya çıkmaz.Ortaya çıkan hiç bir sorun da durup dururken kendiliğinden ortadan kalkmaz.Kanımca sorunlar zaten çözülmek için vardır ve istek ve çaba ile mücadele edilirse çözülebilmektedir.Olumlu düşünün,çözümden yana olun ve adım atmaktan korkmayın.Kazanan siz olacaksınız.Sevgiyle....
Konsantrasyonu bedensel,zihinsel ve duygusal olarak varılmak veya yaşanmak istenen şeye bir bütün olarak odaklanabilme olarak tanımlayabiliriz.Dikkat ederseniz burada bedensel,zihinsel ve duygusal odaklanmanın bir bütün halinde olması ve eşgüdümlülüğü fevkalade önemlidir.Bu üç ayağın da yere birlikte basmasıyla tam konsantrasyon sağlanır.İşte,eğitimde,sanatta,iletişimde,üretimde,yönetimde ve ilişkilerde,kısaca yaşamın her aktif alanında hatta cinsellikte bile konsantrasyon yaşananla bütünleşebilme açısından bir önemli insani ihtiyaçtır.yapılanın veya yaşananın içini doğru doldurmada,hakkını verebilmede bir gerekliliktir.
İnsanların yaşamda birey olmadan yönetici olmaya,çocuk olmadan ebeveyn olmaya kadar varan çok yönlü yaşamsal rolleri vardır.Bu yaşamsal rollerin içi doğru doldurularak yaşanabilmesi bilgi,yöntem,disiplin,sorumluluk duygusu,kişilik oturması,duygusal dengelenme gibi bir çok parametrenin doğru gelişmiş olmasına bağlıdır. Tüm bunların yanında o an yaşanana bilişsel,duygusal ve bedensel olarak tam odaklanmayla sağlanan konsantrasyonun da belirleyici bir rolü bulunmaktadır.
İnsanların yaşamı kabul etmek gerekir ki dikensiz gül bahçesi değildir ve olamaz.Muhakkak ki direkt ve dolaylı birçok sorun yaşam yolculuklarında insanların karşısına çıkmıştır ve çıkacaktır.Zaten sorunlu insan da sorun yaşayan insan değil,sorunlarla baş etme başarısı gösteremeyen ve sorunlarını çözemeyen insandır.Yaşamı bir yönüyle de bir mücadele süreci olarak ele almak ve yaşamın,insanların ve ilişkilerin önümüze getirdiği sorunlarla baş edebilmekle dengeleneceğini kabul etmek gerekir.Aksi gerçekçi olmayan,gerçeğe oturmayan,hayalci ve sanal bir yaşam algısı anlamına gelir ve insanlara çok bedel ödetir...
Madem yaşam dinamik bir süreç,bağımlı ve bağımsız değişkenlerin iç içe geçmesiyle yaşanıyor ve zaman zaman önümüze problemler koyabiliyor öyleyse yaşamı bu doğasıyla kabul etmek ve buna uygun bir duruş geliştirmek konsantrasyon açısından da önemlidir.Çünkü konsantrasyon sadece olumlu süreçlerde değil asıl daha çok olumsuz süreçlerde hatta sorunlu süreçlerin doğru yönetilmesinde çok daha gerekli bir ihtiyaçtır.Bu noktada insanlarımızın sistem insanı olarak yetişmemesi,çok belirsizliğinin olması,çabuk duygusal ve kötümser noktaya evrilmesi gibi dezavantajlarımız millet olarak maalesef ki var.Ben çok insana "bir insanın bir olumsuzluk karşısında vereceği en zayıf tepki üzülmektir" demişimdir.Çünkü 26 yıllık meslek yaşamımda bir insanın da üzülerek sorunlarını çözdüğüne tanık olmadım.Hatta diyebilirim ki üzülmek sorunları çözmediği gibi kimi zaman daha da derinleştirebiliyor...
Örneğin "eğitim başarısı","sorun çözme becerisi","iş başarısı","sosyal yaşam başarısı","iletişim başarısı" ve "ilişki başarısı" gibi yaşama dair ana duraklarda güçlü bir konsantrasyon becerisine ihtiyaç olmaktadır.çünkü bu saydığımız yaşamsal alanlar hep odaklanarak yaşanması gereken alanlardır ve bir çok şey olduğu gibi aynı zamanda konsantrasyondan da beslenirler.
Konsantrasyonu eğitim başarısı ve iş başarısı alanına hapsetmek çok yanlış olur.Zira yaşam eğitimde ve işte başarılı olmaktan ibaret değildir.Bunlar elbette önemlidir ama yaşamın ana arterlerinden sadece bazılarıdır.İnsan yeterince konsantre olamadı mı cinsel ilişkiye bile girmede zorlanan bir varlıktır.Tabiatıyla yaşanan her şeyin içinin doğru doldurulması en azından yeterli düzeyde konsantrasyonu gerekli kılar.Bu itibarla ne yaparsak yapalım,ne yaşarsak yaşayalım hakkını doğru vermek istiyorsak yeterli odaklanmaya (konsantrasyon) ihtiyaç olduğunu bilelim.
Konsantrasyon bozukluklarında öne çıkan bağımlılıklar,ilgi dağınıklığı,kişilik bozuklukları,duygusal dengelenmemişlikler,yaşanan travmalar,kendini gerçekleştirmeme gibi sebepler vardır.Günümüzde teknoloji kullanımındaki bilinçsizliğin yarattığı internet bağımlılıkları,oyun bağımlılıkları,telefon bağımlılıkları gibi sıkça karşılaştığımız sorun sebepleri de yok değildir.Konsantrasyon bozukluğu yapılması gereken bir şeye daha çok başka şeylerden kendini alamadığı, doğru ve yeterli odaklanamadığı için insanların karşılaştığı bir odaklanma sorunudur.Başarı,performans,sonuç alma ve doyum yoksunlukları doğuran bir sorun olduğu da unutulmamalıdır.
Bilmeliyiz ki insanların iş,eğitim,iletişim,sosyal yaşam,özel yaşam gibi yaşamsal ana hatlarının içinin doğru dolmasında ve hissederek yaşanmasında konsantrasyon büyük öneme sahiptir.İnsanların bazı şeyleri başarabildiğini görerek kendini besleyebilmesi gerekir.Özgüven,özsaygı da böyle kazanılmaktadır.Yani insanla yaşam arasında gerçekçi bir ilişkinin kurulabilmesi konsantrasyon becerisinin kullanılmasıyla doğru orantılıdır.Dolayısıyla yaşamın tüm alanlarında konsantrasyonun bir gereklilik,bir ihtiyaç ve bir bütünleşme unsuru olduğu dikkatlerden hiç kaçmamalıdır.
Peki değişik sebeplerle ortaya çıkan konsantrasyon bozuklarının çözümü var mıdır ve bu çözüme hangi yolla ulaşılır..?Her sorunda olduğu gibi konsantrasyon bozukluğunu yaşayanlarda da sorunun çözümünün birinci adımı sorunu kabullenmek ve çözmek istemektir.İkinci adımı doğru işbirliğine girebileceği bir psikologdan yardım almaktır.Üçüncü adımı ise uzmanın tavsiyelerini sadece dinlemek değil yaşama geçirmek,yani uygulamaktır.Unutmayalım ki konsantrasyon bozukluğu her yönüyle yaşam performansını olumsuz etkileyen bir sorundur ve insana çok bedeller ödetir.Bu nedenle bu yönde sorunu olan insanların fazla zaman kaybetmemeleri,bir an önce yardım almaları önemlidir.Çünkü bu sorun yaşanan örneklerden da biliyoruz ki kişinin kendi çabalarıyla çözümlenmemektedir.Üstelik terapi süreci de adım adım yürünmesi gereken orta vadeli bir işbirliği sürecidir.Bu nedenle zaman kaybetmeden yardım almak ve doğru uzamanla yola çıkıldıysa süreci yarım bırakmamak önemlidir.
Bağımlı olunan bir şey varsa bunun başka şeylere konsantrasyonda sorun yarattığı bir gerçeği...Örneğin alkol,uyuşturucu,internet,oyun ve telefon bağımlılıklarının insanı sürekli kendine çeken bir yönü olması nedeniyle yaşamın diğer alanlarına akışı zorlaştırdığını biliyoruz.Öte yanadna yaşamın bunlardan ibaret olmadığını da biliyoruz.Kaldı ki bağımlılıklar zaten insanların kendine ölçü koyamamaları nedeniyle ortaya çıkarlar ve yaşamın dengelerini altüst ederler.Konsantrasyon bozukluklarında da en güçlü sebeplerin başında değişik bağımlılıkların geldiğini bilelim ve lütfen buna göre önlem almaya çalışalım.Nitekim bizler aslında insanlara yaşamlarında yasak koymaya meyyal değilizdir.Her şey olması gereken ölçülerle yaşanırsa da ortaya bağımlılıkların çıkmayacağı bir gerçektir.Bu nedenle ölçü koyabilmek,nerede duracağını bilebilmek hem bağımlılıkları önlemede hem de bağımlılıkların yol açtığı konsantrasyon bozukluklarının ortaya çıkmasına engel olmakta çok önemli bir önlemdir.
İnsanlarımız şunu bilmeli ki hiç bir sorun durup dururken ortaya çıkmaz.Ortaya çıkan hiç bir sorun da durup dururken kendiliğinden ortadan kalkmaz.Kanımca sorunlar zaten çözülmek için vardır ve istek ve çaba ile mücadele edilirse çözülebilmektedir.Olumlu düşünün,çözümden yana olun ve adım atmaktan korkmayın.Kazanan siz olacaksınız.Sevgiyle....
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Konsantrasyon Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
