2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sağlıklı ve Sağlıksız Aileler: Ailenizle Kurduğunuz İlişki Hayatla Kuracağınız İlişkiyi Belirler
MAKALE #20484 © Yazan Psk.Dnş.Aysel KESKİN | Yayın Nisan 2019 | 3,528 Okuyucu
Bazen çiftlerin "aynı dili konuşuyoruz ama anlaşamıyoruz" şeklinde konuştuğunu görürüz. Dolayısıyla aynı dili konuşmak anlaşmak için yeterli olmayabilir. Bu durum verilmek istenen mesajın karşı tarafa ulaşmadığının bir göstergesidir. En önemlisi de, mesajların net olmadığına yüklediğimiz anlamların farklılığına işaret eder.

Watzlawick (Akt: Gökçe, 1996), insanoğlunun her halinin bir mesaj olduğunu, dolayısıyla iletişimsizlik halinin mümkün olmadığını belirtir. Buradan yola çıkarak iletişim ister sözlü ister sözsüz, ister yazılı isterse jest ve mimikler aracılığı ile olsun bireyler arasında bir anlam ifade eder. İletişim bireyler arasında anlamların ortak paylaşımı olarak tanımlanabilir. Aile içi iletişim ile ilgilenen yazarlar evlilik etkileşiminin bir sistem olduğunu ve bu sistemde eşlerin birbirlerine yönelik bir sonraki davranışının karısının kocasına gönderdiği önceki mesaja bağlı olduğunu belirtirler. Aile içinde eşlerin birbirleri arasındaki ilişkileri, anne-baba olarak çocukları ile olan ilişkileri ve kardeşlerin birbirleri ile olan ilişkileri böyle bir iletişim süreci içinde gelişir. Aile içindeki bireylerin tüm varlığı bizzat iletişimin kendisini oluşturmakta ve aile içi iletişim adını almaktadır.

Yeni bir insan dünyaya getirmek

Çocuk sahibi olmak büyük bir sorumluluktur. Anne babalar için, topluma yeni bir insan kazandırmak, onun bakımını ve yetiştirilmesini üstlenmek, ailesine, toplumuna ve sonuçta insanlığa yararlı bir birey kazandırmak kolay bir iş değildir. Hepsinden önemlisi çocuğu kendi ayakları üzerinde durabilen bir kişiliğe getirmek zordur. Bu zorluğun bilincinde olan eşler, ekonomik durumlarını da dikkate alarak çocuk sahibi olmayı ya istememekte ya da az sayıda çocuk sahibi olmayı tercih etmektedir. Bu yeni insan, bebeklik dönemini atlatıp çocukluk ve gençlik çağına geldiğinde sorun daha da büyümektedir. İşin içine ailenin dışındaki etkenler de girmeye başlar: Arkadaş çevresi, TV, sosyal medya gibi. Bu etkenler devreye girdikçe çocuğun ve gencin kontrolü güçleşir. Bu gibi durumlarda anne ve babalar çocuklarıyla aşırı kontrolcü ya da aşırı serbest bir ilişki içinde değil, açık ve tutarlı, saygılı bir iletişimde bulunmalıdır. Bu iletişimi anne ve baba birlikte üstlenmelidir ve bir ekip olmalıdırlar. Çocuğun iyi bir davranışının kalıcı olması için, mutlaka takdir edilmesi gerekir. Bu durum çocuğun kendisine olan saygısının gelişmesine ve öz güven kazanmasına yardımcı olur. Anne ve baba çocuklarına iyi bir rol model olursa, gelecekte çocuklarının da benzer roller üstlenmesi sağlanabilir. Çocuklarıyla açık, tutarlı ve saygıya dayanan bir iletişim kurma anne babanın görevidir.

Farklı anne baba iletişim tarzları

Anne babaların çocuklarıyla iletişimini belirleyen ve aralarındaki ilişkiyi şekillendiren farklı anne-baba tutumları vardır. Bu tutumlar; tamamen özgürlükçü ve izin verici tutum ile tamamen katı ve kısıtlayıcı tutum arasında değişiklik gösterir.

• Özgürlükçü ve izin verici anne-babalar: Bu anne-babalar çocuklarına sevgiyle yaklaşsalar da genellikle konulması gereken sınırları, kuralları koymazlar. Çocuklar içlerinden geldiği gibi davranırlar ve istedikleri şeyleri istedikleri zaman yapabilirler. Çocukların uygun olmayan davranışları çoğu zaman görmezden gelinir. Bu şekilde yetiştirilen çocukların genelde yaratıcı ve orijinal oldukları gözlemlenir. Ancak bu çocuklar ortama uymakta zorlanır, dürtülerini denetlemede ve sorumluluk kabul etmede isteksiz davranırlar.

• Pasif anne-babalar: Bu tip anne-babaların beklentisi azdır ve buna bağlı olarak verdikleri tepki de minimum olacaktır. Çocukla ters düşmemek için kural koymazlar. Çocuğun kendi başına büyümesine izin verdiklerini düşünürler. Buna karşılık çocuk, anne-babasının ilgisiz olduğuna inanır. Bu tür ailelerin çocukları genellikle sosyalleşme becerilerini geliştiremedikleri için çekingen, içe kapanık ya da bencil olurlar ve çoğu zaman özgüvenleri gelişmez.

• Otoriter anne-babalar: Otoriter ebeveynler itaate değer verirler. Onlara göre hayatın nasıl yaşanacağı kurallarla kontrol edilir, her şey önceden şekillendirilir. Çocuk, kendini nasıl yöneteceğini öğrendiğinden değil, ama cezadan korktuğu için itaat etmeyi öğrenir. Bu tür anne-babaların çocukları sürekli emir almayı kabullendiğinden, gelecekte de kendi başına hareket edemezler ve sürekli bir başkasının yönetmesine ihtiyaç duyarlar.

• İlgili ve demokratik anne-babalar: Bu gruba giren ebeveynler, çocuklarına kayıtsız şartsız bir sevgi sunarlar. Ancak bunu yaparken uyulması gereken bir takım kurallar belirlemeyi de ihmal etmezler. Çocuğun sorumluluk alması eğitimin öncelikleri arasındadır. Bu nedenle de çocuğa seçim yapması sağlanan pek çok fırsat sunulur ve yaptığı seçimlerin sonuçlarını yaşarken de ihtiyacı olan yol göstericilik sağlanır. Bu şekilde eğitilen çocuğun sorumluluk duygusu gelişir, sağlıklı seçimler yapar, değişikliklere ayak uydurur ve kendine güven duygusu oluşur.

Bir ailenin temel gereksinimleri

• Değerli olma duygusu: Aile içindeki etkileşim çocuğun “ben değerliyim” ya da “değersizim” inançlarından birinin yerleşmesine sebep olur. Bu gereksinim aile içinde yerine getirilmezse çocuk farklı yollarla bu duyguyu elde etmeye çalışır.

• Güven ortamı: Aile içindeki bireyler kendilerinin aile içinde emniyette olduğunu bilmek, dışarıdaki tehlikelerin aile içine girmeyeceği duygusunu hissetmek ister.

• Sorumluluk duygusu: Anne ve babalar davranış ve sözleri ile sorumluluk duygusunu ifade ederler. Aile içinde herkes sorumluluk duygusunu paylaşır. Elbette ki çocuklara yaşlarına uygun sorumluluklar verilmelidir. Tüm sorumluluğu kendi üzerine alarak çocuğunu sorumluluktan uzaklaştıran anne babalar, kendi yaşamını biçimlendirmekte zorlanan, sürekli başkalarının yönetimine ihtiyaç duyan bireyler yetiştirirler.

• Mutluluk ve kendini gerçekleştirme: Aile ortamı bir mutluluk ortamıdır. Evde değerli olduğu duygusunu tadan birey mutlu olur ve yaptığı şeylerden doyum alır, kendini gerçekleştirme olanağı bulur.

• Sağlıklı manevi yaşamın temellerini oluşturma ortamı: Katı din kuralları altında yetiştirilmiş çocuk sürekli yargılanacağı, cezalandırılacağı korkusunu yaşar. Kendi yaşantı ve deneyimlerini zenginleştirecek deneyimleri sağlıklı bir şekilde yaşamak, iç ve dış dünyasını araştırıp keşfetmek yerine körü körüne itaati, kendi düşünce ve duygularından utanmayı öğrenir.

Sağlıksız/işlevsel olmayan ailelerin özellikleri

Sağlıksız ailede kurallar ve sınırlar net değildir, bilinçaltındadır. Gizli ve açığa çıkmamıştır. Bu kuralları kimse tartışamaz. Sağlıksız bir ailede söylenmeyen ama geçerli olan kuralları şöyle sıralayabiliriz:

1. Denetleme: Çocuk duygu ve düşüncelerini ifade ederken hep korku içindedir ya da duygularını ifade edemez, bastırır. Söyleyeceklerini hep önceden tasarlamak zorundadır. Kendiliğinden ortaya çıkan, içten gelen davranış kötüdür, affedilemez. Bu tür ailelerde sağlıklı bir güven ortamı söz konusu değildir.

2. Mükemmeliyetçilik: Yapılan her işte, girilen her sınavda kişinin mükemmel olması beklenir. Yapılan her şey göstermeliktir, başkasının beğenmesi için yapılır. Mükemmeliyetçilik kişinin kendi gerçeğinin hiçbir değeri olmadığı, kendi fikirlerinin önemsiz olduğu inancına neden olur. Bu ortamda yetişen çocuğun temel duygusu umutsuzluktur. Kendilerini değersiz, yetersiz bulurlar.

3. Suçlama: Suçlama olayları ve kişileri olduğu gibi kabul etmemenin bir sonucudur. Sürekli suçlamak her şeyin kontrol altında ve mükemmel olması gerektiği inancından kaynaklanır. Bu durum kişide kaygı ve utanç duygularını yaratır.

4. Beş temel özgürlüğün inkarı: Sağlıksız ailede kişilerin doğal olarak geliştirdikleri algılama, duygu, düşünce, davranış, istek ve amaçları inkar edilir. Bununla verilen mesaj: “Mükemmel ol, kurallara uy, başkalarının senden beklediği biçimde hisset, düşün, davran, iste ve hedefle, içinden geldiği gibi değil.” Bu durum kişinin kendi benliğini inkar etmesine neden olur. Böylece kişi tamamen dışa bağımlı, kendi iç dünyasından kopuk, robot gibi yaşar. Böyle bir kişinin mutlu olması mümkün değildir.

5. Konuşmanın yasak olması: Sağlıksız bir ailede özellikle çocukların duygu ve düşüncelerini ifade etmesine olanak verilmez. Bu durum çocuklarda değersizlik duygusuna neden olur.

6. Küskünlük ve kırgınlıkların sürdürülmesi: Aile içindeki kırgınlık ve küskünlüklerin sürdürülmesi, kişilerin birbirlerini anlamasını ve sorunun çözülmesini engeller.

7. Kimseye güvenmeme: Sağlıksız bir ailede kimse kimseye güvenmez. Aslında güven var gibi görünse de temelde güvensizlik vardır. Sağlıksız ailede yetişen biri saygı ve sevgi görmediği için kimsenin kendisine yardım edemeyeceğine inanır. Yardım etmek isteyenlerin “mutlaka art niyeti ve çıkarı vardır”, kendilerine ve başkalarına güveni yoktur. Bu kişiler mutlaka dıştan denetimli bireyler olurlar.

Sağlıklı/işlevsel ailelerin özellikleri

Sağlıklı bir ailede bireyler aktiftir ve mantıklı davranışlar sergiler. Birbirlerinin farkındadırlar ve takdir ederler. Aile içindeki konumunu, hak ve sorumluluklarını bilerek bağımsız davranabilirler. Bu bilgiler doğrultusunda sağlıklı ailelerin özellikleri şöyle sıralanabilir:

1. Sağlıklı ailelerde aile bireyleri açık iletişim kurarlar ve ilişkilerinde paylaşımcı bir yapı sergilerler,

2. Anne ve baba çocuklarına rol model olduklarının bilincindedir ve buna göre davranırlar,

3. Eşler gerektiğinde birbirlerinin davranışlarını sözel olarak takdir eder, çocuklarının onayladıkları davranışlarını ödüllendirirler,

4. Anne baba ve çocuklar gerektiğinde her şeyi beraber yapmazlar, kendi özel alanları vardır. Kişisel sorumlulukları çerçevesinde özgürdürler,

5. Aile bireyleri kişisel hak ve sorumluluklarının bilincindedir, aile sisteminin bazı temel kuralları vardır ve bunlar açık ve nettir, başta anne baba bu kurallara tutarlı bir şekilde uyar,

6. Sağlıklı ailelerde anne babalar çocuklarını yetiştirirken güçlü benlik algısına ve bağımsız ve sorumluluk sahibi bireyler olmalarına özen gösterirler,

7. Eşler birbirlerine duydukları sevgi ve saygıyı davranışsal olarak gösterirler, çocuklarına da sevgiyi göstermekten çekinmezler,

8. Anne babalar birbirleriyle uzlaşmacı, eşitlikçi ve paylaşımcı ilişkiler geliştirir ve bunu çocuklarına aktarırlar,

9. Anne babalar çocuklarına bir birey gibi davranırlar,

10. Aile üyeleri birbirlerini anlamak ve empati göstermek için çabalarlar. Neler hissettiklerini açıkça ifade eder ve buna uygun davranırlar.

11. Bu özellikler aynı zamanda “iyi insan” olmanın da göstergeleridir. Aile içi uyumun sağlanmasında kurulan sağlıklı iletişim, sorunların büyük bir kısmının çözülmesine ve aile üyelerinin birbirine anlayış göstermesine yardımcı olur.

Aile toplumun temeli ise, aile içi iletişim de hayatla ilişkinizin temelidir. Eğer anlaşılmadığınızı düşünüyorsanız ve insanlarla sürekli çatışma halindeyseniz, mutlaka profesyonel destek alın. Sağlıklı, sevgi ve anlayış dolu günler dilerim.

AYSEL KESKİN
PSİKOLOJİK DANIŞMAN & ÇİFT VE AİLE DANIŞMANI


Kaynakça:
Baran-Görgün, A. (2004). Türkiye’de Aile İçi iletişim ve İlişkiler Üzerine Bir Model Denemesi, Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 1, ISSN 1305-5992.
Gökçe, Birsen ( 1996), Türkiye’nin Toplumsal Yapısı ve Toplumsal Kurumlar Ankara: Savaş
Yayınları.
Klein, David M, J. M. White (1996), Family Theories An Introduction, Sage Publications,
Thousand Oaks, London, New Delhi.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sağlıklı ve Sağlıksız Aileler: Ailenizle Kurduğunuz İlişki Hayatla Kuracağınız İlişkiyi Belirler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Aysel KESKİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Aysel KESKİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Aysel KESKİN Fotoğraf
Psk.Dnş.Aysel KESKİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
Psikoterapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi9 kez tavsiye edildiTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Aysel KESKİN'in Yazıları
► Sağlıklı ve İşlevsiz Aileler Psk.Bayram ŞİMŞEK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Sağlıklı ve Sağlıksız Aileler: Ailenizle Kurduğunuz İlişki Hayatla Kuracağınız İlişkiyi Belirler' başlığıyla benzeşen toplam 28 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:28
Top