2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Panik Bozuklukta Klinik Tablo ve Risk Faktörleri
MAKALE #20850 © Yazan Uzm.Psk.Semiha KARADAĞ | Yayın Ekim 2019 | 1,968 Okuyucu
Panik bozukluğuna sahip bireyler, panik ataklar yaşarlar ve ara dönemlerde yeniden panik atak yaşayacakları beklentisine girer ve kaygılanırlar. ‘Tehlike var’ algısına dayanan dehşet duygusunu ve bu tehlikeye karşı hiç bir şey yapamayacakları algısı ve çaresizlik duygusunu yaşarlar. Panik ataklar sırasında ortaya çıkan beden duyumları olumsuz ve felaketleştirici şekilde yorumlanır. Örneğin, çarpıntı ‘Kalp krizi geçiriyorum’; nefes darlığı ‘Nefesim duracak, boğulup öleceğim’; baş dönmesi/ halsizlik ‘Bayılacağım, kendimden geçip yere düşeceğim’ ve olağandışı düşünceler ya da düşünmede zorluk ‘Delireceğim’ şeklinde yorumlanabilir.



Panik Bozukluğu olan bireyler, değişik yaşam koşullarına kaygıyla tepki gösterme eğilimine sahiptir. Sıklıkla iç ve dış çevreden gelebilecek zararları abartırlar ve bireysel baş etme kaynaklarını azımsarlar.


Klinik Tablo



Panik ataklar aniden ortaya çıkar, 10 dakika içinde en üst sınırına ulaşır ve yaklaşık 20 dakika sürer. Genelde en yaygın görülen belirtiler; çarpıntı, baş dönmesi, kontrolü kaybetme veya delirme korkusu ve titremedir. Ataklar sırasında felaket düşünceleri kontrol edilemez biçimde kişinin zihnini doldurur. Düşünme netliği bozulduğundan, kişi belirtilerin gerçekten tehlike içerip, içermediğini sorgulamakta zorluk çeker. Kişinin panik ataklarının sıklığı ve şiddeti zaman içinde ve şartlara bağlı olarak dalgalanma gösterir. Ataklar genellikle stres dönemlerinde sıklaşır. Panik ataklar genellikle, kaçış veya kaçınma davranışları (ilaç kullanma, kendi dikkatini dağıtma, nefes alma egzersizleri yapma veya korkulan durumdan kaçmak gibi) veya atak sırasında yaşanan fiziksel bitkinlik (zaman uzadıkça vücudun aşırı uyarılmışlık halini devam ettirmesi giderek zorlaşır) nedeniyle sona erer. Bazı durumlarda, ataklar başlarda beklenmedik biçimde ortaya çıkarken, kişinin paniği tetikleyen uyarıcıları tespit etmesi ve bunlardan kaçınması sonucu, zaman içinde daha öngörülebilir ve hatta daha az sıklıkta meydana gelebilirler. Bazı kişiler panik ataklarının sadece yoğunluk ve öngörülebilirlik açısından farklılık gösterdiğini belirtirken, bazıları da, belirtiler açısından birbirinden çok farklı panik ataklar geçirdiklerini ifade etmektedir. Panik bozukluğu olan kişiler hem sınırlı belirti atakları hem de tam panik ataklar geçirmektedir. Panik bozukluğu olan kişiler panik atakların olası anlam ve sonuçları hakkında karakteristik endişeler taşırlar. Bazıları bu atakları teşhis edilmemiş ciddi hastalıklara (kalp hastalığı, epilepsi vb.) bağlarlar ve yapılan tıbbi tetkiklere rağmen kendilerinde böyle bir rahatsızlık olmadığına ikna olamazlar. Diğerleri panik atakları delirmelerinin, kontrolü kaybetmelerinin veya duygusal zayıflıklarının belirtisi olarak görürler. Tekrarlayan panik ataklar geçiren bazı kişiler ise davranışlarında önemli değişiklikler yapar, fakat yeni bir atak geçirmekten korktuklarını veya atakların sonuçları konusundaki endişelerini inkar ederler. Bu endişeler kişide panik atakları tetikleyici durum ve aktivitelerden ‘kaçınma davranışları’nın gelişmesine yol açar. Bu durumda Agorafobili Panik Bozukluk tanısı konur. Agorafobinin başlıca özelliği, bir panik atağın ya da panik benzeri belirtilerin (birden başının döneceği ya da ishal olacağı korkusu gibi) ortaya çıkması durumunda yardım alamayacağı ya da kaçmanın zor olabileceği yerlerde ya da durumlarda bulunmaktan duyulan endişedir. Panik atakların tekrarlayıcı niteliği, bir sonraki atağın nerede ve ne zaman geleceği konusunda sürekli bir beklenti anksiyetesinin yaşanmasına neden olur. Bu nedenle agorafobik kişiler yaşamlarını, panik atak yaşadıklarında kaçamayacakları yer ve durumlarda bulunmayacak şekilde kısıtlarlar. Panik atakların ve onlara eşlik eden felaketleştirici düşüncelerin şiddetinin, panik bozuklukla birlikte agorafobi geliştirilip, geliştirilmemesinde rol oynadığı düşünülmektedir. Ayrıca bazı durumlarda panik bozukluğa eklenen agorafobi, kişinin kendisini daha da yetersiz hissetmesine yol açar. Kendini suçlama ve utanç duyguları artar ve ikincil bir depresyon panik bozukluğuna eklenebilir.


Tetikleyici Faktörler


İlk ataklar genellikle bir stres etkeni bağlamında ortaya çıkar. Bu stres etkenleri sıklıkla, ayrılma, bir yakının hastalığı veya kaybı, çeşitli şekillerde şiddete maruz kalmak, finansal veya mesleki sıkıntılardır. Bunun dışında hastaların bir kısmında ilk atak, kişi marihuana, kokain gibi psikoaktif bir maddenin etkisi altında veya bu maddeyi bırakma sürecinde iken ortaya çıkar.



Ayırıcı Tanı



Panik Bozuklukta en azından atakların bir kısmı beklenmeyen türdendir. Diğer anksiyete bozuklukları bağlamında ortaya çıkan panik ataklar ise, duruma bağlı veya durumsal eğilimlidir. Sosyal Fobiye sahip danışanlar sosyal durumlara maruz kaldıklarında; Özgül Fobiye sahip danışanlar fobik bir nesne veya durumla karşılaşınca; Yaygın Anksiyete Bozukluğuna sahip danışanlar yoğun endişe yaşadıkları sırada; Obsesif Kompulsif Bozukluğa sahip danışanlar düşünceler veya obsesyonla ilişkili nesne veya durumla karşı karşıya kaldıklarında; Travma Sonrası Stres Bozukluğuna sahip olan danışanlar travmayı çağrıştıran bir tetikleyiciyle karşılaştıklarında panik atak yaşayabilirler. Anksiyetenin odak noktası, Agorafobili Panik Bozukluğu, kaçınma davranışları içeren diğer bozukluklardan ayırmaya yardım eder. Agorafobili panik bozuklukta kişi, panik atak veya panik benzeri duygular yaşama olasılığıyla ilgili endişesi olduğu için kaçınma davranışı sergiler. Diğer bozukluklarda ise kişiler korkulan obje veya durumun yol açabileceği olumsuz veya zararlı sonuçlara ilişkin anksiyeteleri nedeniyle kaçınırlar. Ayrıca, Panik Bozukluğu Yaygın Anksiyete Bozukluğundan ayıran en önemli belirtiler, kişinin delireceğine veya kontrolü kaybedeceğine dair inançların varlığıdır.


Risk faktörleri


• Birinci derece akrabalarında panik ya da başka anksiyete bozukluğu olanlar,
• Sıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçiler,
• Düşünce ve duygularını yeterince dışarıya yansıtmayanlar,
• Alkol ya da başka bağımlılık yapabilen maddelere yatkınlık veya bağımlılığı olanlar,
• Geçmişinde panik atak, diğer anksiyete bozukluklarından biri ya da depresyon geçirmiş olanlar,
• Sürekli baskı altında olanlar,
• Sosyal fobisi olanlar, kaçıngan kişilik yapısına sahip olanlar,
• Sürekli “verici” davranan, hayır diyemeyenler,
• Dürtülerini sürekli bastıranlar,
• Aşırı hırslı, başarı odaklı olan, başarısızlıklarda kendini suçlayan bir yapıya sahip olanlar panik bozukluk geliştirmeye daha yatkındır.


Uzman Klinik Psikolog
Semiha Karadağ
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Panik Bozuklukta Klinik Tablo ve Risk Faktörleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Semiha KARADAĞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Semiha KARADAĞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     5 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Semiha KARADAĞ Fotoğraf
Uzm.Psk.Semiha KARADAĞ
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi16 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Semiha KARADAĞ'ın Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Panik Bozuklukta Klinik Tablo ve Risk Faktörleri' başlığıyla benzeşen toplam 38 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:03
Top