2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Vücudun Kollojen Yapısı-Sağlıklı Beslenme-Kilo Verme-Sarkmanın Engellenmesi ve Sıkılaştırmada Ultrasonografi ve Fraksiyonel Radyofrekans Sistemi ile Gençleşme- Ameliyatsız Yüz Gençleştirme İlişkileri
MAKALE #21098 © Yazan Dyt.Zühal AYNACI BAYEL | Yayın Şubat 2020 | 1,867 Okuyucu
VÜCUDUN KOLLOJEN YAPISI-SAĞLIKLI BESLENME-KİLO VERME-SARKMANIN ENGELLENMESİ VE SIKILAŞTIRMADA ULTRASONOGRAFİ VE FRAKSİYONEL RADYOFREKANS SİSTEMİ İLE GENÇLEŞME-
AMELİYATSIZ YÜZ GENÇLEŞTİRME İLİŞKİLERİ

Vücudumuzda yaklaşık otuz kırk trilyon hücre vardır. Bu hücrelerin büyük çoğunluğu kırmızı kan hücreleridir.Ve tabii vücut yaklaşık yirmibeş elementten oluşur.Bununla birlikte vücut kütlemizin yüzde doksan dokuzuna yakınını altı element oluşturmaktadır.Yüzde altmışbeş oksijen, yüzde onsekiz karbon, yüzde on hidrojen, yüzde üç nitrojen, yüzde bir nokta dört kalsiyum,yüzde bir kadarı da fosfordan oluşmaktadır.Geri kalan yaklaşık yüzde beşlik kısmı isepotasyum, sülfür,sodyum,klor, magnezyum ve eser miktarda bor,krom, kobalt,bakır, flor, iyot,demir, manganez, molibden, selenyum, silikon, kalay, vanadyum ve çinkodan oluşur. Bu elementler, vücıdumuzu oluşturan otuz yedi trilyon kadar hücrenin yanı sıra, hücre zarının dışında kalan hücre dışı yapılarda da bulunur.Vücudumuzun ortalama erişkinlikye yaklaşık yüzde altmışı sudur.Bu erkekte yaklaşık kırk iki litreye tekabül eder.Bunun yirmi üç litresi hücrelerin içinde, on dokuz litresi hücrelerin dışında yer almaktadır.Hücre dışı suyun yaklaşık sekiz buçuk litresini dokular arası sıvı, 3,2 litresini ise kan plazma sıvısı oluşturur.

Peki Hücrelerimizin Ömrü Ne kadar ?


Vücudumuzdaki hücrelerimiz ortalama yedi ila on yılda bir yenilenmektedir.Tabii her hücrenin ömrü de aynı uzunlukta değildir.Kanımızda bulunan ve bir tür akyuvar olan nötrofil hücrelerininömrü sadece iki gün kadar iken, göz lensinin ortasında yer alan hücreler ömür boyu bizimledir. Hatta beyin hücrelerinin ömrü çok daha uzundur. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda araştırıcılar, yaşlı farelerden aldıkları nöronları daha uzun ömürlü sıçanlara nakletmiş ve iki fare ömründen çok daha uzun yaşadığını görmüşlerdir.Bunların dışında, beyin hücresi iki yüzyıldan fazla, kalp kası hücresi kırk yıl, barlak hücresi on altı yıl, göz lens hücresi ömür boyu, yumurta hücresi elli yıl,kas hücresi onbeş yıl,hematopoetik yani kan yenileyici kök hücre beş yıl, karaciğer hücresi onaltı ay yağ hücresi sekiz yıl ömürle yaşamaktadır.Tabii vücutta bulunan yağ hücreleri tek çeşit olmayıp vücutta farklı şekillerde ve görevlerdedir.Örneğin, kahverengi yağ, beyaz yağ, visseral ( omental ) yağ, derialtı yağı, abdominal yağ, uyluk yağı, diğer bölgelerde bulunan deri altı yağlar şeklindedir.Bu bilgileri bilmek biyolojik yapımızı en temel seviyede anlamak için çok önemli bir adımdır.Bu denli önemli biyolojik yapı ve vücut bütünlüğümüzün sağlanması, korunması ve bunların güçlendirilmesi yani biyolojik saatimizin de tıkır tıkır çalışmasını gerektirmektedir.Zira yaşlanma, kilo alma, yanlış dengesiz beslenme, yanlış zayıflama diyetleri ya da bilimsel dayanağı olmayan popüler diyet uygulamaları gibi pek çok nedenle biyolojik saatimiz dakikliğini kaybederek başta daha hızlı yaşlanma ve vücudu savaş alanına çevirecektir.Bir çalışmada ( Manchester Üniversitesinden Profesor Doktor Karl Kadler ), bir gün yaşlanmanın sırlarını çözebileceğimizi düşünüyor.Çalışmasının sonucunda kemik, deri tendon, kıkırdak gibi farklı bağ dokusu tipleri şeklinde , hücrelerimize dışarıdan yapısal ve biyokimyasal destek sağlayan bu örgü yapılar, hücre dışı matriks hakkında yeni bilgiler sunuyor.Yarısı kollojen olan bu matris, vücut ağırlığımızın yüzde ellisinden fazlasını oluşturuyor ve onyedi yaşımıza gelene kadar tamamlanıyor.Dokuları oluşturmak için ip şeklinde dizilmiş hücrelerin ördüğü kollojen yaılara da fibril deniyor.Araştırmacılar günümüzde iki tip fibril yapısı olduğunu ortaya çıkarıyor.Kalın fibrillerin çapı ortalama ikiyüz nanometre (0,0002mm ) oluyor ve yaklaşık on yedi yaşımızda tamamlanıp ömür boyu bizimle kalıyorlar.Ancak elli nanometre çapındaki ince fibriller gün içinde vücuduğumuzu maruz bıraktığımız çeşitli zorlayıcı unsurlar nedeniyle kopsa da uyku durumunda vücudumuz dinlenirken tekrar yeniden üretiliyorlar.Kollojen vücutta en bol miktarda bulunan ve bağ dokunun sağlamlığını, gücünü ve esnekliğini sağlayan proteindir. Matrisimiz ,yeterli uyumama, kilo alma , hızlı kilo verme , yanlış dengesiz belenme gibi önemli nedenler sonucu yıpranarak bozulmaktdır. Bu da demek oluyor ki bu matriksin yapısını vücut saatimiz öncelikle feda edilebilerek ve yenilenebilen bir unsur oluşturarak, kalıcı parçaları kouyabilir. Bir odanın duvarlarını oluşturan tuğlalarını koruyarak, odayı korumak gibi. Bu fibril yapı odanın duvarları bizim vücudumuzun da yapıtaşları olup vücut matrisini bir arada tutmada vazgeçilmezdir.Vüvut yağ hücrelerinin de bu arada belli seviyelerde olmaları bu yapının korunmasında önemlidir.Zira yağ hücreleri kendi minimum boyutunun altı katı kadar büyüyebiliyor.Sayıları kırk milyardan yüz milyara çıkabiliyor.Yağ hücreleri hayatta kalmak için gerekli ve bu hücreler vücudun enerji sistemini desteklemede önemli rol oynamakta.İhtiyaçtan fazla alınan ama harcanamayan kaloriler bu yağ hücrelerinin büyümesine ve kilo almaya neden olurlar. Bilinçsiz ve çok hızlı kilo vermeler kollojen dokuda deformitelere, çeşitli vücut bölümlerinde sarkmalara neden olmaktadır.Bu tip olumsuzlukarın önüne geçmede sağlıklı dengeli çeşitli beslenme ile yeterli uygun fiziksel aktivitenin yanında, teknolojinin nimetlerinden de doğru şekilde faydalanmak, vücut bakım uygulamalarında son derece yüz güldürücü, sağlıklı ve kalıcı sonuçlar elde etmemizi sağlamaktadır ki bunlardan biri de Fokuslu Ultrason dur.


Fokuslu Ultrason bölgesel zayıflama ve vücut bakımlarında pek çok etkilerinden yararlanılmaktadır. Bölgesel yağların azaltılmasında ses dalgalarının, tekrarlanan seri basınç dalgalarından meydana geldiği ve yayıldığı ortamlardaki molekülleri titreştirerek ilerlediği bilinmektedir. Dokulara uygulanan ultrasound dalgaları, su ile dolu bir havuza atılan taşın oluşturduğu dalgalara benzer bir etki yapar. Taşın suda meydana getirdiği etkiye benzer şekilde, dokuda hareketlenme oluşturur. Enerji olarak ultrason yani kulağımızın duyamayacağı kadar yüksek bir ses enerjisi kullanır.Yüksek yoğunluklu ses dalgası, deri altında istenilen derinlikte etki sağlayan ultrasound sistemidir. Bu enerji deri altı dokuyu yüksek ısılara ulaştırarak kontrollü bir şekilde, nokta şeklinde yanık alanları oluşturmaktadır. Deri yüzeyinde hiç bir etki yapmadan, doğrudan istenilen derinlikteki hedeflere nokta atışı yapmaktadır. Bu şekilde uyarılmış kollagen üretimi ile ortalama 3-6 ay içinde sıkılaşmış ve kendini yenilemiş bir cilt sağlamaktadır.


Ultrases bir organda yayılırken organın hücre grupları periyodik basınç değişimine maruz kalır. Bu olaya sesin mikro masaj etkisi denir. “Ultrasound” un yarattığı mikro masaj, Mekanik Etki ile dokuların sıkıştırılmasına, genişlemesine, hücre sürtünmesine ve defibroza (kolajen liflerin selülitli dokuda kalınlaşarak oluşturduğu bantların normale dönmesine) neden olur.Mekanik seviyede ultrason, intra ve hücre dışı partiküllerin dalga benzeri bir hareketini içeren basınç ve dekompresyona neden olur. Bu hareket, hücre zarlarının geçirgenliğini arttırmaya yardımcı olan ve böylece sıvı değişimini hızlandıran mikro bir masaj sağlar.


Ultrasound tarafından açığa çıkarılan enerji, ısıya dönüşerek oluşturduğu Termal Etli ile kasların genişlemesini sağlar. Mekanik ve termal etkilerin sonucunda yerel toplardamarlar ve lenfatik dolaşım etkinleşir, kaslar gevşer.Dokular tarafından emilen mekanik enerji, termal enerjiye dönüşür. Bu organizmanın reaksiyonundan kaynaklanmaktadır. Tamamen esnek değildir ve bu nedenle ısı üreten mekanik harekete direnç gösterir. Bu faktör tedavi edilen bölgede hiperemi oluşturur.


Biyolojik Etkileri ise yapılan araştırmalar sonucunda, frekansı 517 Khz ve yoğunluğu 110 mW/cm olan ultrasound dalgalarının lipolitik (yağ eritici) etki oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu etkinin mekanizmasına kısaca bakacak olursak,lenfler ve kan damarı, sinirler gibi çevre dokulara zarar vermediğini görebiliriz. Ultrases dalgaları dokuya verildiği zaman, santral sinir sisteminden bağımsız olarak yağ dokusunda nor-adrenalin hormonunun salıverilmesini artırır. Serbestleşen nor-adrenalin, yakınında bulunan, yağ yakımını başlatan alıcılar ve yağ hücreleri tarafından alınır. Bunun sonucunda yağ yakımı ve ortama serbest yağ asitleri salıverilmesi başlar. “Trigliserit” olarak da bilinen yağ asitleri, hücreler arası mesafeye geçecek damarsal ve lenfatik sistem yoluyla karaciğere taşınır ve burada parçalanarak vücuttan atılır. Ortamda bulunan yüksek yağ asidi ve gliserol, bu uygulamanın devamında spor veya benzeri egzersizler ile tüketilmelidir.Bu etkilerden vücut bakımında yararlanılmaya başlanması, yeni sayılabilecek bir gelişmedir.
Fokuslu Ultrason uygulamasının bir diğer etkisi de Phoresis (Ürün Yedirme) etkisidir. Ultrasound uygulamalarıyla özel ürünlerdeki yağ parçalayıcı ajanların yağ dokusunda, mezoterapi veya lipoliz uygulamalarına göre daha derin ve daha geniş alanlara etki ettiği bulunmuştur. Ultrasound 28-32 Kilohertz aralığında aktardığı ses dalgaları ile derin ısı etkisi yaratarak kan dolaşımını arttırıp metabolizmanın çalışmasını hızlandırmaktadır.

ULTRACEL GRİD FRAKSİYONEL RADYOFREKANS SİSTEMİ İLE GENÇLEŞME
AMELİYATSIZ YÜZ GENÇLEŞTİRME


Ses dalgaları kullanarak cilt altı dokularda kolajen üretimini tetikleyen, bu sayede deride sıkılaşma ve gerilme yaratan bir tedavi tekniğidir. GFR(Grid Fraksiyonel Radyofrekans) modu epidermis'te termal bir grid / ağ oluşturur ve RF(Radyofrekans) emisyonu sırasında yüzeyel dermis'te homojen bir ısı oluşturur.


Sistem gelişmiş uçlar kullanarak radyofrekans sağlayan bir GFR(Grid Fraksiyonel Radyofrekans) 6 MHz'lik jeneratör içerir. GFR(Grid Fraksiyonel Radyofrekans) uç sadece temas ettiği yüzeye enerjisini odaklar. GFR(Grid Fraksiyonel Radyofrekans) ucuyla oluşan ısı epidermis'te termal bir grid oluşturarak yüzeyel dermis'te homojen bir ısı oluşturur. Tüm uygulama esnasında vücudun direncini takip eden gerçek zamanlı otomatik empedans ayar sistemi çalışır. Bu sayede enerji seviyesi regüle edilir.
Tüm bu uygulamaların temelinde vazgeçilmez olan sağlıklı beslenme, uygun fiziksel aktivite ve yeterli su tüketimi olmalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Vücudun Kollojen Yapısı-Sağlıklı Beslenme-Kilo Verme-Sarkmanın Engellenmesi ve Sıkılaştırmada Ultrasonografi ve Fraksiyonel Radyofrekans Sistemi ile Gençleşme- Ameliyatsız Yüz Gençleştirme İlişkileri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Zühal AYNACI BAYEL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Zühal AYNACI BAYEL'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Zühal AYNACI BAYEL Fotoğraf
Dyt.Zühal AYNACI BAYEL
İçel (Mersin) (Online hizmet de veriyor)
Uzman Diyetisyen - Saç Bakım & Güzellik Uzmanı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi125 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Zühal AYNACI BAYEL'in Yazıları
► Hipotiroid ve Kilo Verme Dyt.Hatice KARSLIOĞLU
► Hamilelik Sonrası Kilo Verme Dyt.Sevgi Gökçen ERKÜN
► Doğum Sonrası Kilo Verme Dyt.Gülhan KOCA
► Kilo Alıp Verme Döngüsü Dyt.Nil ŞAHİN GÜRHAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Vücudun Kollojen Yapısı-Sağlıklı Beslenme-Kilo Verme-Sarkmanın Engellenmesi ve Sıkılaştırmada Ultrasonografi ve Fraksiyonel Radyofrekans Sistemi ile Gençleşme- Ameliyatsız Yüz Gençleştirme İlişkileri' başlığıyla benzeşen toplam 45 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Vejeteryan Beslenme Mart 2017
► Otizm ve Beslenme Şubat 2017
◊ Kanser ve Beslenme Temmuz 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:01
Top