2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Medeni Kanun Değişiklikleri ve Evlenmeyle İlgili Durumlar
MAKALE #7849 © Yazan Psk.Serpil KIZILTAŞ GÜNYÜZ | Yayın Aralık 2011 | 6,556 Okuyucu
MEDENİ KANUN DEĞİŞİKLİKLERİ

1. Eski medeni kanunda evlenme engelleri aşağıdaki gibi düzenlenmiştir.


EVLENMEYE EHLİYET VE MANİLER


(A) EHLİYET ŞARTLARI :


I - Yaş:


MADDE 88 - (Değişik: 15/6/1938 - 3453/1 md.)

Erkek on yedi, kadın on beş yaşını ikmal etmedikçe evlenemez.
Şu kadar ki hakim, fevkalade hallerde ve pek mühim bir sebebe mebni on beş yaşını ikmal etmiş olan bir erkeğin veya on dört yaşını bitirmiş olan bir kadının evlenmesine müsaade edebilir. Karardan önce ana, baba veya vasinin dinlenmesi şarttır.

II - Mümeyyiz


MADDE 89 - Evlenmeye, yalnız mümeyyiz olanlar ehildir. Akıl hastalıklarından birine müptela olan kimse asla evlenemez.


III- Kanuni mümessillerin rızası:


1 - Küçükler hakkında:


MADDE 90 - Küçük, ana ve babasının veya vasisinin rızası olmadıkça evlenemez. Evlenmenin ilanı esnasında ana ve babadan yalnız biri velayeti haiz ise onun rızası kafidir.


2 - Mahcurlar hakkında:


MADDE 91 - Mahcur, vasisinin rızası olmadıkça evlenemez.

Vasinin imtinaı takdirinde mahcur mahkemeye müracaat edebilir.


Evlenme ehliyeti ve engelleri yeni kanunda ise şu şekilde düzenlenmiştir:

EVLENME EHLİYETİ VE ENGELLERİ
A. Ehliyetin koşulları
I. Yaş
MADDE 124.-
Erkek veya kadın on yedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.
Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.
II. Ayırt etme gücü

MADDE 125.- Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez.


III. Yasal temsilcinin izni


1. Küçükler hakkında

MADDE 126.- Küçük, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez.

2. Kısıtlılar hakkında

MADDE 127.- Kısıtlı, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez.

3. Mahkemeye başvurma

MADDE 128.- Hâkim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük veya kısıtlının evlenmesine izin verebilir.
2. Evlenmeye engel teşkil eden durumlar:
Evlenmeye teşkil eden durumlar arasında eski kanunda akıl hastalığı ayrıca belirtilmemiş, evlenme ehliyeti şartları arasında, mümeyyizlik başlığı altında yer alan 89. maddede belirtilmiştir; yeni kanunda ise, evlenmeye engel teşkil eden nedenler arasında üç başlıktan biri olarak akıl hastalığı ibaresi yer almaktadır ve 133. maddede düzenlemiştir.
III. Akıl hastalığı (yeni MK)
MADDE 133.- Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.

3. Boşanma

Yine eski kanunda boşanma sebepleri başlığı altında
I – Zina
II- Cana kast, pek fena muameleler
III - Cürüm ve haysiyetsizlik
IV - Terk
V - Akıl hastalığı
VI - Evlilik birliğinin sarsılması veya müşterek hayatın yeniden kurulamaması

olmak üzere 6 başlık bulunmaktadır, akıl hastalığı da bunlardan biridir ve şöyle demektedir:


V - Akıl hastalığı :


Madde 133 - Karı kocadan biri üç seneden beri devam eden bir akıl hastalığına düçar olup ta bu hastalık müşterek hayatın devamını diğer taraf için çekilmez hale koymuş ve şifası kabil olmadığı dahi ehli hibre tarafından tasdik edilmiş bulunursa o taraf, her zaman boşanma davasında bulunabilir.



Yeni kanunda da yine boşanma konusu altı başlıkta incelenmiştir:


I. Zina

II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
IV. Terk
V. Akıl hastalığı
VI. Evlilik birliğinin sarsılması

Bunlar arasından akıl hastalığı ise madde 165te düzenlenmiştir: “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.” demektedir.



AİLE HUKUKU AÇISINDAN YENİ KANUNDAKİ DEĞİŞİKLİKLER


Evlenme


124. madde ile başlayan evlenme, evlenme ehliyeti, evlenme engelleri, evlenme töreninin düzenlendiği bölümde ise önemli değişiklikler yapılmıştır.


Öncelikle, 124. maddede evlenme yaşıyla ilgili değişiklik göze çarpmaktadır. Daha önce, erkek 17, kadın 15 yaşında evlenebilirken; yeni Medeni Yasa hem erkek hem kadın yönünden evlenme yaşını 17 olarak belirlenmiştir. Buradaki gerekçe kadın ve erkeğin eşit olması gerekliliğinden yola çıkılarak farklı yaşlar öngörmeye gerek duyulmadığı şeklinde belirtilmektedir.


Bir de, önceki yasanın 88. maddesinde, yargıç izniyle evlenme yaşını doldurmadan önemli durumlarda evlenme olanağı düzenlenmişti. 15 yaşını bitiren erkek ya da 14 yaşını bitiren kadının hakim kararıyla evlenmeye mezun kılınması mümkün olabiliyordu. Oradaki ikili ayrım da kaldırılmış ve hem kadın hem erkek için olağanüstü durumlarda evlenme yaşı 16 olarak belirlenmiştir.


Evlenme yaşı ile ilgili bu değişiklikten başka evlenme engelleri ile ilgili olarak da değişiklikler yapıldı. Önceki medeni kanunda da kesin evlenme engelleri ve bir de erteleyici evlenme engelleri olarak iki ayırım yapılmıştır. Kesin evlenme engelleri, mevcut evlilik, yakın hısımlık, sezginlik gücünden yoksun olma ve akıl hastalığıdır. Bunlar dışındaki engeller kesin değildir. Burada çok önemli bir değişiklik akıl hastalığı bakımından yapılmıştır. Akıl hastalığı kesin engellerden sayılmaktadır. Şimdi de engel olmaktan kalkmamıştır; ancak değiştirilmiştir. Buna göre, akıl hastalığının engel teşkil edip etmeyeceği uzmandan sorulacak; engel teşkil ediyorsa evlenme yasağı söz konusu olacak, etmiyorsa kişilerin evlenmesine izin verilecektir. Maddeyi yeniden düzenlerken “Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler“ hükmü konulmuştur. Yani böyle bir rapor getirirlerse, evlenmelerine izin verilecektir.


BOŞANMA HUKUKU


Boşanma nedenleri

Boşanma nedenlerinin sistematiğinde bir değişiklik olmamış yani eskiden olan sistem, genel boşanma nedenleri; özel boşanma nedenleri, nisbi boşanma nedenleri ve mutlak boşanma nedenleri ayrımı yapılmaktadır.
Boşanma sebeplerinden akıl hastalığı ile ilgili 165. maddede, eski düzenleme esas itibariyle korunmuş ancak akıl hastalığının en az üç yıl sürmesi koşulu kaldırılmıştır; üç yıl beklemek zorunda kalınmayacaktır. Eğer iyileşmeyeceği resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilirse ve ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelmişse, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açılabilecektir.


Değerlendirmeler:


Yeni medeni kanunla artık kadın erkek farkı kalmadan bütün gençler on yedi yaşını doldurdukları zaman evlenebilirler (md. 124/1). Önceki hüküm kadın ve erkekler için ayrı yaş grupları öngörmekteydi ve erkeğin evlenebilmesi için on yedi, kadının evlenebilmesi için on beş yaşını doldurmuş olması yetiyordu.


TC devletinin kabul etmiş olduğu “Çocuk Hakları Sözleşmesi” bazı istisnalar dışında insanların on sekiz yaşını dolduruncaya kadar “çocuk” sayılacağını belirtmektedir. Ayrıca on sekiz yaşını doldurmayanlara hukuki işlem yapma ehliyeti tanınmamaktadır. 126. md. Küçüğün “yasal temsilcisinin izni olmadan evlenemeyeceğini” söylemektedir. O zaman on yedi yaşını doldurmuş ama on sekizini doldurmamış biri hala küçük olduğuna göre yasal temsilcinin izni olmadan evlenemez demektir.


Olağanüstü durumlarda veya pek önemli bir neden varsa yargıç on altı yaşını doldurmuş kadın veya erkeğin evlenmesine izin verebilir. “Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.” ifadesiyle bir değişikliğe işaret edilmektedir. Eski kanunda olağanüstü durumlarda on beş yaşını doldurmuş bir erkeğin ve on dört yaşını doldurmuş bir kadının evlenmesine izin verilebiliyordu. Ancak yargıç karardan önce ana/baba veya vasinin dinlenmesinin “şart” olduğunu yazmaktaydı. Oysa yeni yasada ana/baba veya vasinin “olanak bulundukça” dinlenebileceğini söylüyor. Yani yargıç “olanak yoktu dinleyemedim ve izni verdim” diyebilme hakkına sahiptir.


Ülkemizde bazı bölgelerde geleneksel olarak kız çocuğu adet gördükten sonra bir yıl içinde evlendirilmektedir. Daha açık bir ifade ile 13-14 yaşında adet olan bir kız çocuğu 14-15 yaşında hemen evlendirilmektedir. Bu yaklaşım tıbbi olarak doğru değildir. Hatta zararlıdır.



Kız çocuğunda adetlerin başlamasıyla beyin, hipofiz ve yumurtalık hormonlarında birbirleriyle etkileşimin başladığı ve rahmin varlığı anlaşılmaktadır. Bundan dolayı, aileler evlilik için gerekli olan sistemin hazır olduğu kanaatine varmış olacaklar ki, çocuk denecek

yaşta olan kız çocuklarını hemen evlendirmektedirler.

Ancak hemen belirtelim ki, yukarıda anlatılmak istenen yaklaşım tıbbi olarak doğru değildir. Kız çocuğunun adetlerinin başlamasıyla, genital sistemin artık çalıştığı ortaya çıksa bile, bu sistem tam olarak olgunluğa erişmemiştir. Genital sistemin tam olarak olgunluğa erişebilmesi için, ilk adetten itibaren yaklaşık 5-7 yıl geçmesi gereklidir. Örnek bir anlatımla; ilk adet 14 yaş içerisinde olmuşsa, genital sistemin işlevini tam yapabilme, yani olgunlaşabilme yaşı, 19-21 yaş demektir. 14 yaşında ilk adetini gören kız çocuğu, 19-21 yaşlarından önce evlendirilmesinin tıbbi olarak sakıncaları vardır.


Ayrıca, 17 yaşından önce olan evlenmeler, ergenlik dönemi yani bedensel, cinsel ve daha önemlisi ruhsal açıdan henüz olgunlaşmamış bir döneme rastladığı için, kişide, ailede ve toplumda belirgin problemlerin oluşmasına yol açabilmektedir.


Ergenlerde bedensel değişimlerin hızlı gerçekleşmesine rağmen ruhsal gelişim aynı hızda seyretmemektedir. Erenin kendini topluma kabul ettirme çabası, kişiliğini kazanma gayreti bu dönemin bunalımlı geçmesine, aile ve toplumsal ortamlarda fikir çatışmaları yaşanabilmesine neden olabilmektedir. Ergenlik dönemindeki birey etraftan gelebilecek her tür tepkiye oldukça duyarlıdır ve oldukça kırılgandır. Kendini var etme çabası içinde bocalayan ve pek çok çatışma ve sorunu kendi içinde ve çevresiyle yaşayan bireyin sırtına bir de evlilik yükü yüklendiğinde, bireyler altına girdikleri sorumluluğun ağırlığına dayanamayarak çeşitli ruhsal sıkıntılar, ruhsal sıkıntılarına bağlı psikosomatik hastalıklar yaşayabilmektedirler; ki bu durum da toplumu oluşturan ailenin, olması gereken biçimde sağlıklı ve üretime katkıda bulunan, sağlıklı nesiller yetiştiren bir görünüm sergilemesinden oldukça uzaktır.


Aynı şekilde, medeni kanunun 133. maddesinde yer alan “Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler” hükmünün de küçük yaşta evlenme bahsinde olduğu gibi bir karmaşa yaratabileceği kanaatindeyim. Madde; eğer ruh sağlığı alanından bakarak biraz daha genişletirsek, akıl hastası tanısı almış bireylerin, yaşadıkları hastalığın türüne, hastalığı ne kadar zamandır yaşadığına, hastalığın seyrine ve en önemlisi de hastalığın tekerrürünün gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine bağlı olarak değerlendirilmesi hususunda bilirkişi raporu sonucuna dayanarak evlenmelerine izin verilmesini öngörmektedir. Ancak bu durum toplumsal ve ruh sağlığı alanından bakıldığında bir tutarsızlık sergilemektedir; ilk olarak evliliğin amacının, toplumun temelini meydana getiren bireylere ve aile fertlerine birlik, beraberlik ve refah ve mutluluk getirmek ve bunun sonucunda da sağlıklı bir evliliğin topluma sağlıklı ve üreten bireyler kazandırmak olduğunu düşünerek, akıl hastası tanısı almış bireylerin ( ki hastalığın türü, seyri ve bireydeki ve ailesindeki yıkıcı tesirleri de göz önünde bulundurularak) bu sağlıklı toplumu oluşturma, katkıda bulunma ve bu birliği sağlıklı biçimde sürdürme işlevini gerçekleştirebilmelerinin ne kadar mümkün olabileceği yeniden düşünülmelidir. Buna ek olarak, akıl hastalıklarının, diğer tüm bedensel rahatsızlıklarda olduğu gibi biyolojik temellerinin de olduğu unutulmamalı ve akıl hastalıklarının önce kalıtım yoluyla geçtiğini ve bu kalıtımsal kökeni taşıyan bireylerin, olumsuz ve uygunsuz çevre koşullarına maruz kalarak sorunlarıyla baş edememesi ve gerekli ilgi ve desteği alamaması sonucunda bu hastalıkları yaşamaya başladıklarını, yani akıl hastalıklarının tümüyle biyopsikososyal bir nitelik taşıdığını düşünmek ve buna göre de akıl hastalığı olan bireylerin dünyaya getirdikleri çocukların ne kadar sağlıklı kalabileceğini ve ihtiyaçlarının ne ölçüde karşılanabileceğini tekrar değerlendirmek gerekir. Bu açıdan bakıldığında bu şekilde gerçekleşen evliliklerin evlilik birliğinin amacına ne kadar uygun olduğu tartışma konusudur.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Medeni Kanun Değişiklikleri ve Evlenmeyle İlgili Durumlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Serpil KIZILTAŞ GÜNYÜZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Serpil KIZILTAŞ GÜNYÜZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Serpil KIZILTAŞ GÜNYÜZ'ün Yazıları
► Hamilelikte Olumsuz Durumlar Psk.Serap DUYGULU
► Kişilikle İlgili Tanımlar Psk.Halil TÜRKMEN
► Beyinle İlgili 10 Efsane Psk.Dnş.Ahmet Vezir TAYLAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Medeni Kanun Değişiklikleri ve Evlenmeyle İlgili Durumlar' başlığıyla benzeşen toplam 60 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Elalem Ne Der? Kasım 2013
► Ms (Multıpl Skleroz) Ekim 2013
► Alkolle Gelen Şiddet Ocak 2013
► Psikoloji ve Bilim Aralık 2011
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:24
Top