2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kadın-Erkek İkili İlişkilerde Evde Beslediğimiz Hayvanların Etkileri
MAKALE #8930 © Yazan Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU | Yayın Nisan 2012 | 10,574 Okuyucu
Türkiye’deki evcil hayvan besleyen ailelerin sayısına baktığımızda, her geçen yıl bu sayının arttığını gözlemliyoruz. Bu artışa rağmen hala daha nüfusa göre evcil hayvan besleyenlerin oranı Amerika, Fransa, İngiltere vb gibi gelişmiş ülkelerdeki ile kıyaslanamayacak kadar düşüktür. Aynı zamanda yine gelişmiş ülkelerdeki insanlarda bu konudaki bilinç ve sorumluluk düzeyi ile ülkemizdekini karşılaştırdığımızda bizdekinin ne yazık ki hala daha gereken aşamalarda olmadığını görüyoruz. Ama buna rağmen sevinebileceğimiz bir ayrıntı olarak her geçen yıl bilinçli ve sorumluluk sahibi hayvan severlerin arttığını ve tüm evlerde evcil hayvanların da ailenin bir bireyi hatta çocuğu gibi görülmesinin yaygınlaştığını fark ediyoruz.

Eve bir ev hayvanın alınması konusu çok kapsamlı bir konudur ve bu olay her zaman mutluluk nedeni değildir. Bazen çiftler arasında sorunlara neden olabilir. İsterseniz önce sorunlu durumlardan bahsedelim.

Yaşlı bir çift, genç çiftler , evli ve çocuklu ne olursa olsun kadın ve erkeğin birlikte yaşadığı bir eve evcil hayvan alındığı zaman bazı durumlar ve çiftlerin profilleri bu dostluğun sorunlu gitmesine ve problemler çıkmasına neden olabilir.
Bu durumlardan ilki; Çiftlerin kadın ve erkek her ikisinin de hayvan sever olup olmadıklarıdır. Eğer çiftlerden birisi hayvanları sevmiyorsa, yada hayvan sevgisini tanımadan büyümüş ve bu yüzden hayvanlarla bağlantısı yoksa, hayvanlardan korkuyorsa, hayvanlardan kuduz, kist vb hastalıklar bulaşacağı konusundaki korkutucu öykülerle (Hayvanlardan geçen hiçbir hastalıkta korunma konusunda çaresiz değiliz) endişelerle büyüdüyse, eşinin hayvan sevgisine saygılı değilse, yada başka konularda olduğu gibi birlikte olmanın birbirinin mutluluklarını paylaşmak ve anlamak olduğunu bilmiyorsa işte o zaman çiftlerden biri diğerine evcil hayvanın eve ilk geldiği günden ölümüne veya verilmesine kadar eziyet eder ve evde huzur kalmaz. Bu tip çiftlerin evlerinde hayvanlarda huzur bulamazlar. Aynı birbiriyle geçimsizliği olan çiftlerin çocukları gibi hayvanlarda anne baba arasında kalır, kah çok sevilir şımartılır kah itilir, kakılır ve ihmal edilirler. Tek fark çiftler çocukları için birlikteliklerine devam etmeye çalışmalarına rağmen ne yazık ki bu tip sorunların çıktığı, tek taraflı istenmeyen hayvanlar bazen çok düşünülmeden bazen ise hayvanları seven tarafın diğer sevmeyen tarafın baskı ve yakınmalarına dayanamaması nedeniyle evden uzaklaştırılırlar. Evden uzaklaştırılan hayvanların, özellikle köpeklerin şanslı olan az bir kısmı dışında çoğu sokaklara terk edilir, barınaklara vb düşer veya bir şekilde hayatlarını kaybedebilirler.
Durumlardan bir diğeri çiftlerin her birinin hayvan sevgisi derecesi ve bakış açısının farklılığıdır. Bu etken de çok önemlidir. Çünkü bazen hem kadın hem de erkek hayvanları çok severken birisi diğerinden daha fazla hayvan meraklısı olabilir veya bu sevgiyi abartıp evdeki yaşamın düzenini zorlaştıracak sayıda fazla hayvanla yaşamayı isteyebilir. Genelde evlerde 1 kedi veya 1 köpek beslenir. Ama bazen 1 kedi ve köpeğin birlikte yaşadığı yada 2 köpek ve 1 kedi yada 2 kedinin birlikte yaşadığı evler de vardır. Her zaman söylüyorum köpekler dışarıya sokağa bol bol çıkarılıp gezdirilmesi, açık havada oyun oynanması ve tuvaletini dışarıya yapması gereken hayvanlardır. Bu tip bir düzen köpeklerin diğer köpeklerle de karşılaşıp oynayıp, tuvaletle koku bırakıp haberleşmesini ve bu sayede sosyalleşmesini sağlar. Böylece köpekler evdeki yaşamlarında daha sorunsuz ve mutlu hayvanlar olarak yaşarlar ama bunun için de ‘’köpeği kim gezdirecek’’ sorunu ortaya çıkar. Yazının ilerleyen kısmında buna da değineceğim.
Kedilere gelince her zaman 2 kedi bir kediye göre daha sorunsuz ve mutludur. Kedi besleyecek çiftler açısından bakarsak 1 kedi beslemek alışılmış, 2 kedi tavsiye ettiğim bir sayı, 3 kedi, kedileri çok seviyorsanız. Ama 3’den sonrası artık aşırı kedi sevgisi ile olur ve eğer kedilerin dışarıya çıkabildiği bir bahçeniz yoksa veya eviniz çok büyük değilse ev yaşamındaki düzen için hijyen, temizlik ve huzur açısından zorlukların başlayabileceği bir ev ortamına neden olabilir. İşte bu noktada bir evi paylaşan kadın ve erkek, çiftlerden birisi bu sınırı aşma eğilimindeyse ve diğeri de hayvanları sevmesine rağmen çok sayıda hayvanla yaşayabilecek tolerans ve sabra sahip değilse çiftler arasında boşanmaya kadar gidebilen sorunlar başlar. Her iki tarafta birbirini suçlar ve özellikle hayvan sevgisi konusunda birbirlerine ciddi haksızlıklar yaparlar. Hatta bu tür ailelerde bazen aşırı duygusal ve duyarlı olan kişi sokakta gördüğü hayvanları muhtaç, yaralı veya sağlıklı olmasına bakmadan acıyarak eve getirmeye başlar. Diğer kişi (ki bu bazen kadın bazen de erkek olabilir) hayvanları sevmesine rağmen diğerinden farklı bakış açısı ile sürekli gergin, mutsuz ve şikayetçi taraf olur. Evde çiftler arasında huzur kalmaz ve gerginlik ayrılmaya kadar gider. Bu tür durumlarda da çoğu zaman her iki tarafta hayvanları sevdiği için ‘’Bunlar bizim çocuklarımız, ben gidersem yada ayrılırsak onlara ne olacak !? diyerek evliliği her şeye rağmen sürdürebilir. Ama ev ortamı mutsuz ve keyifsizdir.

Tüm bu kötü örnekleri düşündüğünüzde aslında en önemli konunun sorumluluk sahibi bilinçli yetişkinler olduğunu anlarsınız. Bir birlikteliğe karar vermek, evlenmek, çocuk sahibi olmak nasıl sorumluluk ve iyi düşünüp karar vermeyi gerektiriyorsa bir hayvan sahibi olmak da bunlara yakın bir ciddiyette üzerinde düşünülüp tahlil edilmesi ve öyle karar verilmesi gereken bir konudur. Hayvanların da bir canı, duyguları, mutlu ve huzurlu yaşayabilecekleri bir ortama ihtiyaçları vardır. Aynı zamanda çiftler de evlerine bir hayvan alırken hem hayvanın hem de kendilerinin mutlu olmasını hedeflerler ama ayrıntıları ve sorumlukları düşünmezler.

Sonuçta köpek, kedi veya diğer başka bir hayvanı beslemek keyifli olduğu kadar sorumluluk gerektiren bir olaydır. Eğer bir köpeğiniz varsa düzenli olarak gezdirilmelidir. Çünkü daha önce de belirttiğim gibi köpekler tuvaletlerini dışarıya yaparak diğer köpeklerle sohbet ederler ve yine açık havada diğer köpeklerle karşılaşıp, oynayıp, hatta hırlaşarak sosyalliklerini yaşarlar. Gezdirilmeyen yada az gezdirilen ve evde tuvaletini yapmak zorunda kalan köpekler mutsuz ve sorunlu olurlar. Köpek gezdirme dediğimizde evlerde bu işin genelde çocuklarla gençlere havale edildiğini ama onların kaytarması ile çoğu zaman ihalenin çiftlerden erkeklere kaldığını gözlemleriz. Aslında burada da evdeki hiyerarşik düzenle bağlantılı olarak köpek gezdirme işi çiftler arasında kadın veya erkek çoğunlukla bir kişiye kalır. Köpek gezdirmeyi bir angarya olarak gören çiftlerde bu gezdirme olayı ciddi tartışma ve kavga nedenlerinden birisidir. Halbuki köpek gezdirmek bir angarya değil harika bir eksersiz, hava alma, keyifli vakit geçirme zamanıdır. Ama köpek gezdirmeyi sadece tuvaletini yapma ihtiyacı olarak gören köpek sahipleri bu işi angarya olarak görüp işi birbirlerine atmaya çalışırlar. ‘’Bu akşam ben çok yorgunum!’’ Televizyonda dizim var!’’ ‘’Sabah ben gezdirmiştim!’’ Kaç gündür ben gezdiriyorum biraz da sen gezdir! ‘’Belim veya ayağım ağrıyor biliyorsun..ne kadar hainsin, gezdiriver işte, 5 dakika çişini yaptırıp gelirsin’’ ‘’Sokak köpekleri var ben zaptedemiyorum’’ ‘’Biliyorsun beni dinlemiyor!’’ ‘’Senin köpeğin! Sen almak istedin sen gezdir!’’ Ne olacak bu defada balkona yapıversin silerim’’ gibi onlarca kendince haklı mazeretle köpeği gezdirme işinin o gün için diğerinde olması gerektiğini ispatlamaya çalışırlar.

Aslında doğru ve keyifli olan çiftlerin köpeklerini birlikte gezdirmesidir. Bu birlikte gezi köpeğin daha çok hoşuna gittiği gibi aynı zamanda çiftlerin de birbirlerine yaklaşmalarına, birlikte açık havada vakit geçirirken eğlenip, doğaya yakınlaşma ile kendilerini daha iyi hissederek hem kendilerinin hem de ilişkileri adına motive olmalarını sağlar. Her gezdirmeyi birlikte yapmak zorunda değilsiniz sadece hafta sonları bile köpeğinizle birlikte ailecek gezdirmeye çıksanız farkı fark edeceksiniz.
Demek ki neymiş; Köpeğinizi birlikte gezdirirseniz eşinizle birlikte bir şeyler yapmanın keyfi ile aranızdaki yaşadığınız sorunlarınız azalır ve birbirinize yaklaşıp daha iyi anlaşırsınız. Bu arada köpekle birlikte gezmek terapi gibidir ve çiftleri bir birine gerçekten yaklaştırır. Sizinle birlikte gezen köpeğinizin coşkuyla koşup oyun topunu bir size bir eşinize getirdiğini, sizinle dışarıda oynamak harika mesajını dili dışarıda gülerek nasıl gösterdiğini yaşayanlar çok iyi bilir. Mutlu köpek, mutlu çiftler yaratır. Mutlu çiftler de mutlu köpekler!

Yine kedilere gelirsek ;

Kediler köpeklere göre gezdirme sorunlarının olmaması vb ile daha az sorumluluk isteseler de yine de kedi sevgisinin bakım, beslenmesi vb gibi yerine getirilmesi gereken bazı mecburi işleri vardır. Bu işlerde yine çiftler iş bölümü yaparken bu sefer köpek de olduğundan farklı olarak kedi ile ilgili bütün angarya işler çoğu zaman çiftlerden kadınlara kalır. Kedinin tuvaletinin alınması, kumunun yenilenmesi, mamasının bitip bitmediğinin takip edilmesi, tuvalet kabı ve yem kaplarının temizliği, su kaplarının doldurulması, taranması, tırnaklarının kesilmesi vb tüm işler genelde bir çok ev işi gibi kadınlara kalır. Her iki tarafında çalıştığı durumlarda bile çoğu zaman aynı ev işlerinde olduğu gibi kedinin bakım ve beslenmesi kadının eline bakar. Tabi ki istisnalar vardır ama biliyorsunuz istisnalar kaideyi bozmaz! Bu işin kadına kalmasında, kedinin bakımında fiziksel güç ve aktivitenin daha az olması ve evin sorumluluğunun içinde kedinin de araya kaynaması etken olur. Bu arada evde kadının veya erkeğin kedinin tüm bu ihtiyaçlarını karşılaması kedinin umurunda değildir. Kedi her şeye rağmen bazen en çok sevdiği, hürmet gösterdiği, sürekli peşinde dolaşıp kucağına çıktığı seçenek olarak erkeği seçebilir. Bu durumda kadında isyan eder ;’Yaramaz bütün gün hizmet ediyorum, bokunu, çişini temizliyorum, her miyavlayıp ortalığı yıktığında koşup mama kabına (içinde mama da olsa) mama döküyorum, ama bu nankör kedi kimi seçiyor akşamdan akşama gördüğü ve hiçbir şeyi ile ilgilenmeyen bu adamı!?’’ diye haklı olarak isyan eder. Kedi ise bu tartışmanın onun yüzünden çıktığını anlamaz bile ‘’kırkırkır’’ mırıldanıp bir dahaki yemek zamanına kadar boş bulduğu kucakta keyfine bakar.
Evcil hayvan dediğimizde ilk önce aklımıza haklı olarak köpekler ve kediler geliyor. Ama tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insanlar köpek ve kedi kadar çok sevip bağlandıkları diğer evcil hayvanlarıyla da benzer durumlar yaşıyor ve paylaşıyorlar. Eğer bir Guinea piginiz varsa altını temiz tutup belli aralarla talaşını değiştirmek , dolapta yeşil biber, havuç, elma vb sebzelerini maydanoz gibi yeşilliklerini her zaman bulundurmak ve yemlerini hiç eksiksiz düzenli vermek ve hatta uzun tüylü olan Peruvian vb türlerini aynı İran kedileri gibi düzenli taramak bakımını yapmak zorundasınız. Bir muhabbet kuşunun veya başka bir kafes kuşunun yeminin kabuklarını her gün üflemek ve yemi tazelemek, suyunu düzenli dolu tutmak, kirlendikçe kafesinin altını temizlemek vb her türlü sorumluluk çiftler arasında paylaşılması gereken durumları oluşturuyor.
Bir hayvanın sorumluluğu ne kadar azsa çiftler arasında bakımı konusunda o kadar az tartışma çıkıyor. Bir evcil hayvanın bakımının az olması bazen ihmal edilmesine de neden olabiliyor. Fanusta yaşatılan (ki bir hayvan için asla kabul edilemez bir yaşam alanıdır.) kaplumbağa ve balıklar evin bir köşesinde unutulup aç kalıp ölebiliyor ve yine çiftlerin birbirlerini suçladıkları sorumluluk tartışmalarına neden olabiliyor.
Tüm bu anlattıklarımızın yanında tabi ki evde beslenen hayvanlar her zaman sorunlara neden olmuyorlar. Hayvanların yaşamımızda olması bir çok açıdan iyidir. Sabah kalktığınızda hiç uyumamış gibi neşeyle sizi karşılayacak bir köpekle yürüyüşe çıkmak, mırıl mırıl keyifle size sürtünen sabırsız bir kedinin mamasını vermek için acele etmek, sabahın ilk ışıkları ile şakımaya başlayan bir kanaryanın sesi ile uyanmak, guinea piginizin ilginç ötüşleri ile yeşillik isteyen sabırsız sesini duymak vb başka hiçbir keyifle karşılaştırılmayacak güzelliklerdir. Çiftler birlikte yaşamlarında hayvanların onlara yaşattığı keyifli, komik ve ilginç anları yaşayarak birlikte güzel bir şeyler paylaşmanın keyfine varıyorlar. Evde neşeli bir hayvan varsa hemen her zaman sizi gülümsetecek ve birlikte konuşabileceğiniz anlarınız da vardır. Akşam televizyon seyrederken evdeki kedinin kimin kucağını seçtiği üzerine ‘’Beni daha çok seviyor !’’ şeklinde yapılan şakalar, takılmalar, kızdırmalar diğer gün bu sefer diğer kişiyi seçmesi ile şaşırtan kedi davranışları ile yaşanmaya değer anıların paylaşımını sağlar.
Yurt dışında bir çok ülkede yürüyüş gerektiren rahatsızlıkları olan veya depresif kişiler için doktorlar reçeteye en son madde olarak ‘’köpek gezdirme’’ yazabilmektedir. Bu şekilde çiftler arasında sorunları olan bir tarafın köpek gezdirmesi veya kedi vb hayvanlarla ilgilenip, bakımlarını yapıp onlarla vakit geçirmesi, psikolojilerini düzeltip, çiftlerin birlikte daha sorunsuz yaşamalarına da katkı koymaktadır. İçine kapanık, asosyal, depresyona girmiş kişiler için köpekle birlikte uzun yürüyüşlere çıkmak inanılmaz motive edici ve iyileştirici etkileri olan bir seçenektir. Unutmayın sağlıklı olmak sadece kendinize karşı olan sorumluluğunuz değil aynı zamanda birlikte yaşadığınız eşinize karşı da sorumluluğunuzdur. Ve dolayısıyla çocuklarınız ve hayvanlarınıza karşı da! Hayvanlar sağlıklı kalmanıza katkı koyarlar. Hayvanlarla sevgiyle uğraşan insanlar daha mutlu ve huzurlu olurlar. Böylece çiftlerinde birlikte yaşamları daha huzurlu ve mutlu olur.

Buraya kadar çiftlerin birlikte yaşamında hayvanların yerini anlattık! Peki hayvan sahibi bir çift anlaşmazlığa düşer ve ayrılmaya karar verirse hayvanlar ne olacak?

Aynı boşanmalarda çocuğun kimde kalacağı sorunu gibi bu da çoğu zaman çok ciddi tartışmalara ve anlaşmazlıklara neden olabiliyor. Çoğu zaman çiftlerin birlikte besledikleri hayvanları kimin alacağı vb konularda yasalar olmadığı için kim baskın çıkarsa o hayvanı alıp gidiyor veya giden, hayvanı evdekine bırakıyor. Boşanma sırasında köpeğini, kedisini hatta kuşunu diğer tarafta bırakmak zorunda kalıp yıllarca aklına geldikçe ağlayan kadın ve erkelerin örneklerini ben biliyorum. Eğer evde birden fazla çeşit veya sayıda hayvan varsa eşlerin boşanma veya ayrılmalarında bazen evdeki hayvanlar anlaşma ile bölüşülebiliyor. Örneğin kediyi kadın alıyor köpeği de erkek! Yada kedileri veya köpekleri bölüşüyorlar. Bu tür bir anlaşmada birbirinden veya diğer sahibinden ayrı kalan kedi ve köpekler ciddi depresyonlara girebiliyor. Ama düşündüğünüzde ayrılan çiftlerin hayvanlarını sokağa atmalarından veya sahiplendirmelerinden daha iyi bir seçenek gibi görünüyor.

Gençler üniversite öncesi veya üniversitede okurken birbirlerine hayvan hediye edebiliyorlar. Genelde erkeklerin yaptığı bu hareketle erkek, sevgilisinin mutlu olabileceğini düşünerek ona bembeyaz bir kedi veya minik bebek bir köpek hediye ediyor. Henüz çiftlerin birlikte yaşamaya başlamadığı durumlarda kız kediyi, köpeği veya guinea pigini ailesinin olduğu eve götürüyor ve sonrasında üniversiteyi kazanınca eğer gencin okulunun olduğu yerdeki şartları hayvan beslemeye uygun değilse hayvanlar anne babanın evinde kalıyorlar. Bu durumlarda kızının bırakıp gittiği hayvanlar yaşlı veya orta yaşlı çiftler için evde aynı bir torun gibi bir neşe, uğraş ve yaşam kaynağı haline geliyorlar. Daha önceki hayatlarında hiç hayvan beslememiş kadınlar ve erkekler çocuklarının bıraktığı hayvanları benimseyip bağırlarına basıyor ve birlikte olan yaşamlarındaki geçen yıllardan sonra gelişen monotonluktan kurtulup sorumluluğu paylaşıp birlikte torun sever gibi hayvan sayesinde motive oluyorlar. Yaşlı çiftler evlerinde oturup televizyon izleyecekleri yada kahveye gidecekleri zamandan feragat edip köpeklerini gezdiriyorlar. Biliyorsunuz her yaşta olduğu gibi yaşlılıkta da açık havada yürüyüşler yapmak her zaman motivasyonu artırır ve vücudunuzun daha sağlıklı olmasını sağlar.

Gördüğünüz gibi hayvanlar sadece birebir tek bir sahiple bağlantılı yaşamazlar. Onlarda birlikte yaşadıkları insanların ikili ilişkilerinden etkilenirler ve bu ilişkilere olumlu veya olumsuz katkılar koyarlar.

Hayvanların hayatımıza kattığı değerlerler için onlara müteşekkiriz! Olumsuz katkılar ise, aslında çiftlerin hatalı davranışlarından ve yanlış bakış açılarından kaynaklanmaktadır.
Hayvanlar insanlarla yaşamaktan mutludurlar ve her zaman sizlere pozitif enerji vermek için dilleri dışarıda gülerek, mırıldanarak, havlayarak, bazen öterek, ellerinizi yalayarak, zıplayıp atlayarak, biz buradayız gel neşemize ve yaşam sevincimize ve keyfimize katıl demek için yakınımızdadırlar. Onları sevgi gözüyle görün ve bu sevgilerini örnek almaya çekinmeyin.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kadın-Erkek İkili İlişkilerde Evde Beslediğimiz Hayvanların Etkileri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
A.Kutlu DAYIOĞLU Fotoğraf
Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Veteriner Hekim
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi222 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU'nun Yazıları
► Hayvanların Duyuları Vet.Hek.Dr.Serhat TORUN
► Evde Beslenen Bazı Egzotik Hayvanlar Vet.Hek.Bora BİLGİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Kadın-Erkek İkili İlişkilerde Evde Beslediğimiz Hayvanların Etkileri' başlığıyla benzeşen toplam 95 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kedilerde Agresiflik-Saldırganlık ÇOK OKUNUYOR Nisan 2013
◊ Bu da Bir Akrep Macerası Haziran 2017
◊ Pisipisi Otu Ekim 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:23
Top