Mevsim Geçişlerinde Beslenme ve Okul Çağı Çocuklarda Beslenme
SAĞLIKLI KİLO KAYBI İÇİN ÖNCELİKLE ALIŞKANLIKLARINIZI DEĞİŞTİRİN
Ramazan da kilo alanlar veya kilo problemi olanlar için Ramazan sonrası belki de zayıflamak için bir başlangıç olabilir. Ağırlığınızın ideal bir ölçüde olması, sadece iyi görünmek için değil aynı zamanda sağlığımız için de çok önemlidir. Bu yüzden daha sağlıklı yaşamak için ileride kalp hastalıkları, tansiyon, şeker gibi kronik hastalıklara yakalanma riskimizi azaltmak için kilomuzu ideal seviyede tutmamız gereklidir.
Daha önceden defalarca diyet yapmış başarısız olmuş olabilirsiniz. Veya dış etkenlerden dolayı tekrar kilo almış olabilirsiniz. Unutmamanız gereken ilk şey, zayıflamaktan çok sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmak ve bunu yaşam tarzı haline getirmeniz gerektiğidir. Kısa sürede verilen kiloların çabuk geri alındığı unutulmamalı ve yavaş fakat kalıcı bir şekilde kilo verilmelidir.
YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ YAPIN! Kalıcı kilo kontrolü sağlama için, düşük kalorili diyetlerden uzak durun. Bu diyetler kısa sürede zayıflamanızı sağlasa da uzun vadede kilo almanıza ve metabolizmanızın zayıflamasına neden olur. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı uygulayın ve bunu hayat tarzınız haline getirin. Mutlaka bir diyetisyenden yardım alın.
KARARLI OLUN! Zayıflama programlarında yapılan en büyük yanlış, belirli bir şeye odaklanıp ( düğününüz, oğlunuzun sünneti, mezuniyet töreni vs) o güne kadar kilo verip ondan sonra tekrar eski alışkanlıklarınıza dönmenizdir. Kilo vermeyi ve bunu korumayı hayatınızın tamamına yayın ve ömrünüzün sonuna kadar sağlıklı beslenip, ideal ölçülerinizde kalın.
KENDİNİZE BİR DİYET ARKADAŞI BULUN! Bu kişi en yakın arkadaşınız, eşiniz, anneniz veya çocuğunuz olabilir. Önemli olan birlikte yediklerinizi dengeleyebileceğiniz bir ortam oluşturabilmenizdir. Birlikte yürüyüşlere çıkın ve fikir alış verişlerinde bulunun. Psikolojik ve sosyal desteğin size ne kadar iyi geldiğini göreceksiniz.
STRESTEN UZAK DURUN! Stres, depresyon gibi durumlar yemek yemeyi arttıran sebeplerdir. Bu gibi durumlarda başka şeylere odaklanmaya çalışın. Değişik hobiler edinin, kitap okuyun, film izleyin ama eğer altından kalkılamayacak bir durum varsa mutlaka bir profesyonelden yardım alın.
YEDİKLERİNİZİ KAYDEDİN! Yediklerinizi saatiyle ve miktarıyla birlikte herhangi bir deftere ya da kağıda yazın. Diyetisyeninizle ya da diyetisyene gitmiyorsanız diyet arkadaşınızla her hafta bunları paylaşın. İnanın bir haftanın sonunda neler yediğinizi eğer bu kayıtları yapmazsanız hatırlayamazsınız. Kayıt tutmanız geriye dönüp baktığınızda yediklerinizi görmeniz ve kendi kendinizi kontrol etmeniz için de çok önemli.
MEVSİM GEÇİŞLERİNDE BESLENMEYE DİKKAT
Sonbaharın gelmesiyle birlikte bitkinlik, halsizlik, uykusuzluk, depresyon gibi sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Bu şikayetlerin artması ile sağlıklı beslenmenin ve düzenli egzersizin önemi daha da artıyor. Mevsim değişiklikleri vücudun fiziki ve ruhsal yapısını tamamen değiştirmekle birlikte, hastalıklarında ortaya çıkması yadsınamaz bir gerçek. Özellikle kadınlar, erkeklere oranla psikolojik ve hormanal olarak daha hassas olduğundan bu gibi durumlarda daha çok etkileniyorlar.
Sonbahar aylarında bağışık sistemini kuvvetlendirmek, kendimizi daha iyi hissetmek ve hastalıklara yakalanma riskini azaltmak için sağlıklı ve dengeli beslenmek gerekir. A, C ve E vitaminleri antioksidan özelliklerinden dolayı bağışıklığı güçlendirip, vücutta savunma mekanizmasında rol alırlar. Meyve ve sebzeleri taze olarak bolca tüketmek bu vitaminleri almamıza yardımcı olur. Gripten korunmak için özellikle C vitamini almaya özen gösterin. C vitamini önemli bir antioksidandır ve vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar. Savunma sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı korur. Portakal, limon, yeşil biber, ıspanak, karnabahar, greyfurt ve maydonoz en iyi C vitamini kaynaklarındandır. Kışın ve sonbaharda İyi bir C vitamini kaynağı olan kuşburnu çayı mutlaka tüketilmelidir.Bir diğer antioksidan da E vitaminidir. E vitamini fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar da bulunur. Ayrıca kurubaklagillerde iyi bir kaynaktır. Haftada en az iki kez kurufasülye, nohur, barbunya gibi kurubaklagiller tüketilmelidir.A vitamini, en çok karaciğer, süt ve yumurta sarısında bulunur. Yeşil yapraklı sebzeler, kayısı ve havuç da A vitamini kaynaklarındandır.Minerallerden ise magnezyum ve çinko içeren besinlere ağırlık verilmeli, badem, muz, kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, tahıllar, süt ve yumurta belirli ölçülerde diyette tüketilmelidir.
Her gün 3-4 porsiyon taze meyve, 1-2 porsiyon sebze yemeği tüketin. Mutlaka sofranızda çiğ sebzelere yer verin.
Salatalarınızda özellikle zeytinyağı kullanın. Zeytinyağında bulunan omega-9 yağ asitleri bağışıklık sistemini olumlu etkiler.
Balık, keten tohumu ve ceviz güçlü bir antioksidan olan omega-3 yağ asitleri içerir. Haftada en az bir kez mutlaka balık tüketin.
Mutlaka sofranızda ekmek bulundurun, tam tahıllı ekmekler B vitamini kaynağıdır ve B vitamini sonbaharda artan depresyona iyi gelir.
Ve mutlaka bol su tüketin.
OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARDA BESLENME
Okul çağı çocuklarının, bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişimlerini tamamlamalarında sağlıklı beslenmenin katkısı çok büyük. İleriki yaşlarda sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmaları adına bu dönemde onların yediklerine, içtiklerine çok dikkat etmeliyiz.
Çocukların kahvaltı yapmaları çok ama çok önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenmeleri açısından günde üç öğün beslenmeleri ve ayrıca okuldaki başarılarının, konsantrasyonlarının bozulmaması için çocuk güne mutlaka kahvaltı ile başlamalıdır. Beyaz peynir, haşlanmış yumurta, ekmek ve bir bardak süt ile kahvaltı yapmalarını sağlayın. Zaman zaman evde yaptığınız poğaçalar ile de çocuğunuza kahvaltı hazırlayabilirsiniz. Ama kesinlikle hazır poğaça ve böreklerden uzak durmalısınız. Beslenme çantalarına patates kızartması, çikolata gibi yiyecekler yerine peynir, yumurta ve meyve , asitli içecekler ve hazır meyve sularının yerine de süt, ayran veya taze sıkılmış meyve suları tercih edin. Eğer çocuğunuz tüm gün okulda kalacaksa ve yemek hizmeti okulda yoksa,ara öğün olarak ceviz,fındık gibi besinler eklemeyi unutmayın.Beslenme çantasını ufak sandviçler ve iki ara öğün olarak beslenmesini hazırlayın. Ayrıca çocuğunuza sulukları ile birlikte bol su verin. Plastik pet şişelerden kaçının.
Çocuğunuzun sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için besin çeşitliliğine mutlaka dikkat etmelisiniz. Günlük olarak 2-3 porsiyon süt veya yoğurt, 1 dilim kadar beyaz peynir tüketmesi kemik ve diş gelişimi açısından gereklidir. Ve kalsiyum ihtiyaçlarını karşılar. Özellikle kış aylarında hastalıklara karşı daha dirençli olmaları adına bol taze sebze ve meyve tüketmelerini sağlayın. Et grubunda bulunan et/tavuk/balık/yumurta ve kurubaklagilleri ise her öğünde yeterli şekilde tüketmeleri gerekmektedir.
Çocuklarınızın okul kantinlerinde satılan cips, kola, hamburger gibi zararlı besinleri tüketmemeleri için onlara sağlıklı öğünler hazırlayın ve kantinlerden sağlıklı besinleri ayran, meyve suyu, simit gibi almalarına yardımcı olun. Ve mutlaka okul kantinlerinde meyve ve sağlıklı besinlerin satılması için okul yönetimleri ve diğer velilerle birlikte işbirliği yapın.
Ve hiçbirzaman unutmayın ki, çocuğunuzun aile içinde gördüğü beslenme alışkanlıkları onun ileri yaşlardaki alışkanlıklarına tıpatıp benzeyecektir. Bu yüzden siz de sağlıklı beslenme kurallarına dikkat ederek çocuklarınıza örnek olun.
Çocuklar için örnek beslenme çantası:
Tam tahıllı sandviç ekmeği arasına beyaz peynir veya ızgara köfte ve yeşillikler
1 kutu ayran veya süt
1 porsiyon meyve
1 dilim evde hazırlanmış kek veya poğaça
Ve bol su
Ramazan da kilo alanlar veya kilo problemi olanlar için Ramazan sonrası belki de zayıflamak için bir başlangıç olabilir. Ağırlığınızın ideal bir ölçüde olması, sadece iyi görünmek için değil aynı zamanda sağlığımız için de çok önemlidir. Bu yüzden daha sağlıklı yaşamak için ileride kalp hastalıkları, tansiyon, şeker gibi kronik hastalıklara yakalanma riskimizi azaltmak için kilomuzu ideal seviyede tutmamız gereklidir.
Daha önceden defalarca diyet yapmış başarısız olmuş olabilirsiniz. Veya dış etkenlerden dolayı tekrar kilo almış olabilirsiniz. Unutmamanız gereken ilk şey, zayıflamaktan çok sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmak ve bunu yaşam tarzı haline getirmeniz gerektiğidir. Kısa sürede verilen kiloların çabuk geri alındığı unutulmamalı ve yavaş fakat kalıcı bir şekilde kilo verilmelidir.
YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ YAPIN! Kalıcı kilo kontrolü sağlama için, düşük kalorili diyetlerden uzak durun. Bu diyetler kısa sürede zayıflamanızı sağlasa da uzun vadede kilo almanıza ve metabolizmanızın zayıflamasına neden olur. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı uygulayın ve bunu hayat tarzınız haline getirin. Mutlaka bir diyetisyenden yardım alın.
KARARLI OLUN! Zayıflama programlarında yapılan en büyük yanlış, belirli bir şeye odaklanıp ( düğününüz, oğlunuzun sünneti, mezuniyet töreni vs) o güne kadar kilo verip ondan sonra tekrar eski alışkanlıklarınıza dönmenizdir. Kilo vermeyi ve bunu korumayı hayatınızın tamamına yayın ve ömrünüzün sonuna kadar sağlıklı beslenip, ideal ölçülerinizde kalın.
KENDİNİZE BİR DİYET ARKADAŞI BULUN! Bu kişi en yakın arkadaşınız, eşiniz, anneniz veya çocuğunuz olabilir. Önemli olan birlikte yediklerinizi dengeleyebileceğiniz bir ortam oluşturabilmenizdir. Birlikte yürüyüşlere çıkın ve fikir alış verişlerinde bulunun. Psikolojik ve sosyal desteğin size ne kadar iyi geldiğini göreceksiniz.
STRESTEN UZAK DURUN! Stres, depresyon gibi durumlar yemek yemeyi arttıran sebeplerdir. Bu gibi durumlarda başka şeylere odaklanmaya çalışın. Değişik hobiler edinin, kitap okuyun, film izleyin ama eğer altından kalkılamayacak bir durum varsa mutlaka bir profesyonelden yardım alın.
YEDİKLERİNİZİ KAYDEDİN! Yediklerinizi saatiyle ve miktarıyla birlikte herhangi bir deftere ya da kağıda yazın. Diyetisyeninizle ya da diyetisyene gitmiyorsanız diyet arkadaşınızla her hafta bunları paylaşın. İnanın bir haftanın sonunda neler yediğinizi eğer bu kayıtları yapmazsanız hatırlayamazsınız. Kayıt tutmanız geriye dönüp baktığınızda yediklerinizi görmeniz ve kendi kendinizi kontrol etmeniz için de çok önemli.
MEVSİM GEÇİŞLERİNDE BESLENMEYE DİKKAT
Sonbaharın gelmesiyle birlikte bitkinlik, halsizlik, uykusuzluk, depresyon gibi sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Bu şikayetlerin artması ile sağlıklı beslenmenin ve düzenli egzersizin önemi daha da artıyor. Mevsim değişiklikleri vücudun fiziki ve ruhsal yapısını tamamen değiştirmekle birlikte, hastalıklarında ortaya çıkması yadsınamaz bir gerçek. Özellikle kadınlar, erkeklere oranla psikolojik ve hormanal olarak daha hassas olduğundan bu gibi durumlarda daha çok etkileniyorlar.
Sonbahar aylarında bağışık sistemini kuvvetlendirmek, kendimizi daha iyi hissetmek ve hastalıklara yakalanma riskini azaltmak için sağlıklı ve dengeli beslenmek gerekir. A, C ve E vitaminleri antioksidan özelliklerinden dolayı bağışıklığı güçlendirip, vücutta savunma mekanizmasında rol alırlar. Meyve ve sebzeleri taze olarak bolca tüketmek bu vitaminleri almamıza yardımcı olur. Gripten korunmak için özellikle C vitamini almaya özen gösterin. C vitamini önemli bir antioksidandır ve vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar. Savunma sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı korur. Portakal, limon, yeşil biber, ıspanak, karnabahar, greyfurt ve maydonoz en iyi C vitamini kaynaklarındandır. Kışın ve sonbaharda İyi bir C vitamini kaynağı olan kuşburnu çayı mutlaka tüketilmelidir.Bir diğer antioksidan da E vitaminidir. E vitamini fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar da bulunur. Ayrıca kurubaklagillerde iyi bir kaynaktır. Haftada en az iki kez kurufasülye, nohur, barbunya gibi kurubaklagiller tüketilmelidir.A vitamini, en çok karaciğer, süt ve yumurta sarısında bulunur. Yeşil yapraklı sebzeler, kayısı ve havuç da A vitamini kaynaklarındandır.Minerallerden ise magnezyum ve çinko içeren besinlere ağırlık verilmeli, badem, muz, kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, tahıllar, süt ve yumurta belirli ölçülerde diyette tüketilmelidir.
Her gün 3-4 porsiyon taze meyve, 1-2 porsiyon sebze yemeği tüketin. Mutlaka sofranızda çiğ sebzelere yer verin.
Salatalarınızda özellikle zeytinyağı kullanın. Zeytinyağında bulunan omega-9 yağ asitleri bağışıklık sistemini olumlu etkiler.
Balık, keten tohumu ve ceviz güçlü bir antioksidan olan omega-3 yağ asitleri içerir. Haftada en az bir kez mutlaka balık tüketin.
Mutlaka sofranızda ekmek bulundurun, tam tahıllı ekmekler B vitamini kaynağıdır ve B vitamini sonbaharda artan depresyona iyi gelir.
Ve mutlaka bol su tüketin.
OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARDA BESLENME
Okul çağı çocuklarının, bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişimlerini tamamlamalarında sağlıklı beslenmenin katkısı çok büyük. İleriki yaşlarda sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmaları adına bu dönemde onların yediklerine, içtiklerine çok dikkat etmeliyiz.
Çocukların kahvaltı yapmaları çok ama çok önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenmeleri açısından günde üç öğün beslenmeleri ve ayrıca okuldaki başarılarının, konsantrasyonlarının bozulmaması için çocuk güne mutlaka kahvaltı ile başlamalıdır. Beyaz peynir, haşlanmış yumurta, ekmek ve bir bardak süt ile kahvaltı yapmalarını sağlayın. Zaman zaman evde yaptığınız poğaçalar ile de çocuğunuza kahvaltı hazırlayabilirsiniz. Ama kesinlikle hazır poğaça ve böreklerden uzak durmalısınız. Beslenme çantalarına patates kızartması, çikolata gibi yiyecekler yerine peynir, yumurta ve meyve , asitli içecekler ve hazır meyve sularının yerine de süt, ayran veya taze sıkılmış meyve suları tercih edin. Eğer çocuğunuz tüm gün okulda kalacaksa ve yemek hizmeti okulda yoksa,ara öğün olarak ceviz,fındık gibi besinler eklemeyi unutmayın.Beslenme çantasını ufak sandviçler ve iki ara öğün olarak beslenmesini hazırlayın. Ayrıca çocuğunuza sulukları ile birlikte bol su verin. Plastik pet şişelerden kaçının.
Çocuğunuzun sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için besin çeşitliliğine mutlaka dikkat etmelisiniz. Günlük olarak 2-3 porsiyon süt veya yoğurt, 1 dilim kadar beyaz peynir tüketmesi kemik ve diş gelişimi açısından gereklidir. Ve kalsiyum ihtiyaçlarını karşılar. Özellikle kış aylarında hastalıklara karşı daha dirençli olmaları adına bol taze sebze ve meyve tüketmelerini sağlayın. Et grubunda bulunan et/tavuk/balık/yumurta ve kurubaklagilleri ise her öğünde yeterli şekilde tüketmeleri gerekmektedir.
Çocuklarınızın okul kantinlerinde satılan cips, kola, hamburger gibi zararlı besinleri tüketmemeleri için onlara sağlıklı öğünler hazırlayın ve kantinlerden sağlıklı besinleri ayran, meyve suyu, simit gibi almalarına yardımcı olun. Ve mutlaka okul kantinlerinde meyve ve sağlıklı besinlerin satılması için okul yönetimleri ve diğer velilerle birlikte işbirliği yapın.
Ve hiçbirzaman unutmayın ki, çocuğunuzun aile içinde gördüğü beslenme alışkanlıkları onun ileri yaşlardaki alışkanlıklarına tıpatıp benzeyecektir. Bu yüzden siz de sağlıklı beslenme kurallarına dikkat ederek çocuklarınıza örnek olun.
Çocuklar için örnek beslenme çantası:
Tam tahıllı sandviç ekmeği arasına beyaz peynir veya ızgara köfte ve yeşillikler
1 kutu ayran veya süt
1 porsiyon meyve
1 dilim evde hazırlanmış kek veya poğaça
Ve bol su
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Mevsim Geçişlerinde Beslenme ve Okul Çağı Çocuklarda Beslenme" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Zeynep HASOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Zeynep HASOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.