2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklar ve Beslenme : Çocuklarda İştah Problemleri - Okul Çağında ve Bebeklerde Beslenme
MAKALE #250 © Yazan Dyt.Serkan TUTAR | Yayın Eylül 2007 | 40,485 Okuyucu
ÇOCUĞUNUZUN İŞTAH PROBLEMLERİ NASIL ÇÖZÜLÜR?

Günümüzdeki çocukların ailelerine yarattıkları en büyük problemlerden biri de İŞTAHSIZLIK. Obezite kadar zor bir problem olan iştahsızlık, genelde bütün ailelerin dert yandığı bir konudur.

Günümüzde birçok aile çocuğu fazla yemek yediğinde, diğer çocuklara göre daha toplu olduklarında mutlu olmaktadır. Çocuklarının toplu bir vücut yapısına sahip olduklarında, ailelerde "çocuğum sağlıklı" düşüncesi belirmektedir. Çocukları yemediklerinde, komşunun çocuğuna göre daha zayıf olduklarında ise kiloyu bir kıyaslama aracı olarak kullanmakta ve çocuklarına yemek yemeleri adına daha çok baskı yapmaktadırlar.

Günümüzde bir moda zayıf olmak, her bayanın hatta artık erkeklerin bile istediği bir olgu. Ama bu modanın bile yaş ortalaması ülkemizde düştü. Artık 12-13 yaşındaki çocuklar bile dikkat ediyorlar kilolarına ve kilo almamak için az yiyorlar. Tabi bunda en büyük etkenlerin başında televizyon gelmektedir. Televizyonda hafif kilolu bayanların eleştirilmesi, çok zayıf bayanların ise kilo verdiği için övülmesi, ister istemez çocukları da bu yöne doğru yönlendirmektedir.

Bu durumda çözümünüz çocuğunuza zorla yemek yedirmek değil, onunla konuşarak doğru yola yönlendirmektir. Çocuğunuzun bulunduğu psikolojik durum yeme davranışını fazlası ile etkilemektedir. O anda mutlu veya mutsuz olma durumu iştahını etkilemektedir.

O dönemdeki en büyük iştahsızlık nedenlerinden biride yemek seçmedir. Daha küçük yaşlardan beri edinilen alışkanlıklar, ileride çocuğun bazı besinleri reddetmesine neden olmaktadır. Anne ve babanın tüketmediği veya sevmediği bir yemeği çocuğun çok iştahlı bir şekilde tüketilmesi beklenilemez. İlk olarak siz o besinleri tüketin ki daha sonra bunu çocuğunuzdan bekleyin.

Son dönemlerde çocuklarda ve adolesanlarda anoreksia nervosa ve bulimia gibi besin reddi hastalıkları sayısı artmıştır. Çocuğunuzun bu tür rahatsızlıklara yakalanmaması için ailelerin çok dikkatli olması ve çocuğunun besin alımını yakından takip etmesi gerekmektedir.

Bu dönemde yapmanız gereken çok basit fakat çocuğunuzun sağlıklı besin tüketmesini sağlayacak yollar vardır;

-Çocuğunuzun sevmediği besinleri onların tüketebileceği bir hale dönüştürebilirsiniz. Örneğin sütlü tatlıyı sevmeyen çocuğunuzun, tatlısının üzerine ev şekilleri yaparak veya çocuğunuzun sevdiği besinleri üzerine eklemek olabilir.
-Yemek yeme saatlerini zevkli hale getirmek
-Yemeği birlikte yemek ve çocuğunuzun yanında ben o yemeği sevmiyorum dememek
-Yemeğinizi televizyon olmayan bir yerde sohbet havasında geçirmek
-Yemek sırasında hiçbir şekilde tartışma yaratmamak
-Çocuğunuzun çok sevdiği ve tükettiği (örneğin patates kızartması gibi) sağlıksız besinleri masanızdan mümkün olduğunca az bulundurun. Mümkün olduğunca sağlıklı besin tüketmesini sağlayın.
-Masa örtülerini renkli olması, kullanılan peçetelerin renkli ve parlak olması bile işe yaramaktadır.

Çocuğunuzun ileriki yaşlarda çok fazla sağlık problemlerine yakalanmamasını istiyorsanız ve dirençli bir vücut yapısına sahip olmasını istiyorsanız kesinlikle sağlıklı besinleri ona tükettirmelisiniz. Yoksa ileride üzülebileceğiniz birçok sağlık problemi ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

Unutulmaması gereken konulardan biride beslenme alışkanlıklarının çocuk yaşta kazanıldığı ve daha sonra bunu değiştirmenin çok zor olduğudur. Türkiye'de çeşitli bölgelerde farklı besinlerin daha çok sevilmesi de bunun en iyi kanıtıdır. Ege bölgesinde bireylere rahatça zeytinyağlı besinleri tükettirebilirken, doğu bölgesindeki bireylerde etsiz yemekler yemek olarak bile görülmemektedir. Bu sebeple besin çeşitliliğini çocuğunuza küçük yaşlarda kazandırmak sizin elinizde…

OKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARDA BESLENME

Hepiniz çocuklarınızın okulda başarılı bir öğrenci olmasını ve günümüzün bu zor şartlarında okuyarak hayatlarını kazanmalarını istiyorsunuz. Peki, bu sadece çocuklarınızın yoğun bir şekilde ders çalışması ile mi olur? Cevabımız kesinlikle hayır; çünkü çocuğunuz yoğun çalışması yanında beslenmesine de kesinlikle dikkat etmelidir. Okul çağındaki bireylerin iyi beslenememesi demek o toplumun geleceğinin sağlıksız olması anlamına gelmektedir. Peki, okul çantasına konulacak besinlerden, evde yemesi gereken besinlere kadar genel bir bakış açısı ile bakarsak neler yapmalıyız?

Okul çağındaki çocuklara kesinlikle sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı kazandırılmalıdır. Bu dönemde kazanılan beslenme alışkanlığı ömür boyu devam etmekte ve çocuğunuzun gelecekteki sağlığını dahi etkilemektedir.

Nasıl sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırılabilinir?

Bu dönemde en önemli görev anneye düşmektedir. Çünkü anne şimdiye kadar çocuğunun yediği tüm besinleri yanında oldu için rahatlıkla takip ederken, artık çocuğunun okula başlaması nedeni ile takip etmek çok daha zor olacaktır.

Anneler işte yapmanız gerekenler;

-Özellikle sabah kahvaltısına çok önem verin; çünkü yapılan araştırmalar, sabah kahvaltısı yapıp okula giden çocukların, kahvaltı yapmayanlara göre daha başarılı olduklarını göstermiştir. Kahvaltı için, peynir, zeytin, yumurta, ekmek, içecek olarak ise taze sıkılmış meyve suları veya süt tercih edilmeli.
-Çocuğunuzun içtiği içeceklere dikkat edin; çünkü bu yaştaki bireylerde asitli içeceklere, meşrubatlara, hazır meyve sularına eğilim fazladır. Hiç vermeyin demiyoruz ama mümkün olduğunca az olmalı, bunların yerine süt, ayran, taze sıkılmış meyve suyunu tercih edin.
-Yaşam boyu her bireye önerdiğimiz gibi okul çağındaki bireylerde fiziksel aktivite yapmalıdır. Bırakın çocuğunuz koşsun, terlesin, oyun oynasın, bu bilgisayarın veya televizyonun başında oturmasından çok daha iyidir.
-Çocuğunuz sizin yaptığınız davranışları örnek alacağını unutmayın. Şimdi düşünün, siz baba veya anne olarak çocuğunuzun önünde süt içmezseniz veya herhangi bir besini sevmediğinizi söylerseniz, çocuğunuzun o besini sevmesi inanın bir mucize olur. Bu nedenden dolayı ona iyi örnek olmalı ve gerekirse kendi beslenme alışkanlığınızı bile değiştirmelisiniz.
-Çocukların en çok sevdiği abur-cubur besinlerin (cips, çikolata, şekerler) kesinlikle bir sınırı olmalı. Bu besinleri özellikle yemeklerden önce vermemek gereklidir. Bu besinler çocuğunuzun iştahını kapatır ve ana öğünde kendi için gerekli besinleri ve besin öğelerini alamaz. Bu da büyüme ve gelişme geriliğine neden olur ki sanırım bu durumu hiçbir anne ve baba istemez.
-Yemekler hazırlanırken buna çocuğunuzun da katılmasını sağlayın ve sofrayı beraber kurun. Özellikle yemeklerin ailece yenmesi çocuğu yemeye teşvik eder. Çocuğunuzun tabağına yemeği direkt kendiniz koyacağına, onun hangi yemekten ne kadar yemek istediğini sorun. Bu hem yemeği sevmesini hem de psikolojik olarak kendine güvenmesini sağlayacaktır.
-Son olarak ise; çocuğunuzun okulunda yemek veriliyorsa, çıkan menülere dikkat edilmelidir. Eğer okulda verilen yemekler sebze ağırlıklı ise siz akşam tercihen etli bir yemek tercih edebilirsiniz. Eğer okulda etli bir yemek verilmiş ise akşama sebzeli bir yemek yapmak çok daha akıllıca olur. Eğer çocuğunuza okulda yemek verilmiyor ve evden götürülüyorsa; çocuğunuzun beslenme çantasına koyduğunuz besinlere önem gösterilmeli. Genelde okullar beslenme listelerini çocuklara söylemekte ve aileler bunları hazırlamaktadır. Serbest günlerde patates kızartması, kola, bol yağlı gıdaları tercih etmemelisiniz. Bunların yerine tavuklu veya peynirli sandviç, ayran ve meyve tercih edilmelidir.

Çocuğunuzun sağlığını düşünen siz aileler; çocuğunuzun hasta olmasını engellemek, obezite, kalp hastalığı, şeker hastalığı gibi hastalıklara çocuğunuzun şimdiden temel atmasını engellemek sizlerin ellerinde.

Bebekler ve Anne Sütü: YERYÜZÜNDEKİ TEK MUCİZEVİ BESİN…ANNE SÜTÜ

Evet, sağlıklı beslenmenin ilk başladığı noktadır; anne sütü. Çocuğunuzla olan ilk temasınız ve annelik içgüdüsünü ilk tattığınız andır çocuğunuzu emzirmek. Günümüzde anne sütüne bile gereksiz, onun yerine tüketilir birçok mama var diyen ve bunları dergi ve gazetelerde yazan birçok kişi var. Ve maalesef bunlara inananların sayısı da azımsanmayacak kadar fazla.

Anne sütü sadece o an için değil bir ömür boyu sizi sağlığınızı koruyan bir olgudur. Yapılan çalışmalarda görülmüştür ki, bebekken alınan anne sütü ileride çocuğunuzun alerji olma ve kronik hastalıklara (obezite, kalp hastalığı, şeker hastalığı) yakalanmasını azaltmaktadır.

Sadece bebeğinizi değil sizin sağlığınızı da korumaktadır. Bebeğinizi emzirmeniz, sizin göğüs kanserine yakalanmanızı, osteoporozise yakalanmanızı (kemik kitlesinin azalması ve kemiklerin çabuk kırılması) ve anemi olma riskinizi azaltmaktadır.

İlk 6 ay sadece anne sütü verilmesi dünya sağlık örgütünün (WHO) önerisidir. Ve biz annelerden tek istediğimiz başka hiçbir besin vermeden sadece kendi sütünü çocuğuna vermesidir. Su bile verilmemelidir, çünkü anne sütünden bebeğiniz ihtiyacı olan her türlü besin öğesini sağlamaktadır. Gerekli tamamlayıcı besinlere ise 6. aydan sonra başlanabilir.

Bebeğiniz için emzirme neden önemlidir?
-Her zaman siteril ve ısısı idealdir
-Besin öğesi bileşimleri bebeğin ihtiyaçlarını karşılamaktadır
-Çocuğun bağışıklık sistemini koruyan ve geliştiren etmenleri içerir
-Enfeksiyonlardan çocuğunuzu korur
-Orta kulak iltihabını riskini azaltır
-Kemik gelişimi için önemlidir
-İleride çocuğunuzun kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltır
-Allerjiye karşı koruyucudur
-Zekâ gelişimine (IQ) çok önemli katkı sağlamaktadır
-Bebeğinizin daha az ağlamasını sağlar

Emzirme ilk 6 ayla sınırlı kalmamalı 6. aydan sonra tamamlayıcı besinler ve anne sütü verilmelidir. Özellikle 2 yaşına kadar verilmesi yukarıda saydığımız maddeler için önemlidir.

Bebeğin ilk aldığı süt çok önemlidir, özellikle ilk 5 gün. Çünkü bu dönemde kolostrum adı verilen ve rengi sarımtrak olan bu süt bebeğinizin enfeksiyona yakalanma riskini azaltmaktadır. Ayrıca kolostrum, doku gelişimi ve bebeğinizin sindirim sistemini korur bunun yanında daha fazla protein ve çinko içermektedir.

Mamalarda bebeklerin büyümesi için çok önemli besinlerdir ama her zaman ilk tercih anne sütü olmalıdır. Sizin ve bebeğinizin sağlığı için önemlidir.

www.gazeteadana.com ve Son Nokta gazetesinde yayınlanmıştır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklar ve Beslenme : Çocuklarda İştah Problemleri - Okul Çağında ve Bebeklerde Beslenme" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Serkan TUTAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Serkan TUTAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Serkan TUTAR Fotoğraf
Dyt.Serkan TUTAR
İstanbul
Diyetisyen
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi144 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Serkan TUTAR'ın Makaleleri
► Okul Çağında Beslenme Dyt.Ayşe DURAN
► Okul Çağında Beslenme Dyt.P. Seda CENGİZ
► Yanlış Beslenme Okul Çağında Başlar! Dyt.Gülsüm UYANIK SAYGIN
► Çocuklarda İştah Problemleri Dyt.Pınar ERMİŞ
► Okul Öncesi Çocuklarda Beslenme Dyt.Müge ÜLKER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Çocuklar ve Beslenme : Çocuklarda İştah Problemleri - Okul Çağında ve Bebeklerde Beslenme' başlığıyla benzeşen toplam 59 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:33
Top