Popüler Psikoloji: ya Can Sıkıntısı ya Geçim Sıkıntısı! Seç Birini!
Dikkat, burası dünya! Tercihini yap: Ya can sıkıntısı ya geçim sıkıntısı!
“Klinik gözlemlerim ve edindiğim tecrübeler neticesinde vardığım samimi kanaat”
Bu dünyada herkesin yaşamına öyle ya da böyle, iki gram eksik veya üç gram fazla, bugün yahut gelecekte ama mutlaka ve mutlaka bir sıkıntı düşecek. İlahi ezelide bu böyle takdir edilmiş sanki. Belki de bu, yaşadığımız dünyanın öyle çok da bel bağlanacak bir cennet köşesi olmadığı gerçeğinin hakkıyla idraki içindir, bilemiyorum. O halde bizim için önemli olan özde geçim sıkıntısı ve can sıkıntısı şeklinde ikiye ayırabileceğim bu sıkıntılardan hangisine talip olduğumuzdur! Bunun seçimi bize bırakılmıştır. Dileyen geçim sıkıntısını dileyen de can sıkıntısını seçebiliyor, bu noktada özgürüz!
“Bitki için toprak, can sıkıntısı için de boş ve geniş zaman”
Bitki için toprak lazım olması misali can sıkıntısı için de benzer şekilde geniş ve boş zaman lazımdır. Geçim sıkıntısı yaşayan birinin bu ahval ve şerait içinde buna fırsat bulabilmesi mümkün değildir. Boş zaman saksısı olmayınca onu boş zaman suyu ile sulama imkanı da kalmıyor haliyle, böylece topraktan başını uzatan can sıkıntısı tohumları daha dal budak salamadan kuruyup gidiyor.
Bu noktada belki geçim sıkıntısı yaşamayan kişiler, “Bizler nasıl özgürüz ki, bu saatten sonra nasıl geçim sıkıntısını tercih edebiliriz” diyebilirler. Bu aslında pekala mümkündür. İlacı; ihtiyaçtan fazlasını muhtaç olan kişilere vermek, çok az bir imkanla yaşamayı prensip haline getirmektir. Bu zor bir süreçtir, biliyorum. Bir yandan yıllar içinde biriktirirken diğer yandan biriktirilen şeylere bağımlı hale de gelme meselesi bu yoldaki en büyük müşkülattır. Ancak hiçbir şey bedelsiz değildir bu yaşamda. İstediğiniz, talep ettiğiniz şeyin önemi oranında bedel ödemeyi göze alamıyorsanız bu durumda az veya çok arzulamanızın fazlaca bir ehemmiyeti olmuyor. Aksi halde bu talep, kuru kuruya istemek olarak bir köşede sessiz sedasız öylece kalıveriyor. Bir süre sonra kuru arzu da sessiz sedasız bir şekilde sönüyor, derken o da kaybolup gidiyor.
“Geçim sıkıntısının güzelliği”
“Her şeyde bir hayır vardır” sözü gerçek ise, geçim sıkıntısı da her şey diyerek kastedilenlerin içindeki bir şey ise, bu durumda onda da hayır olması icap edecektir. Öyleyse geçim sıkıntısı aslında bir nimettir. En basitinden can sıkıntısından koruma işlevinden tutun, bir gün bu sıkıntıların biteceğine dair inancı diriltmesine, oradan bu inanmanın getirdiği tarifsiz hazzı muhafaza etmesine, oradan da tüm bunların getirdiği yüksek düzeyli motivasyona varıncaya dek saymakla bitiremeyeceğiniz kadar çok faydası mevcuttur.
Geçim sıkıntısı, bıçağın aslında kendisini kullananların elinde sakıncalı olması misali sadece yaşamasını, dolayısı ile de doğru algılamasını bilemeyenlerin dünyasında tehlikedir. Fakirlik tehlikelidir derken kastedilen aslında fakirlik değil (çünkü bu her zaman için birilerinin gerçeği olmayı sürdürecektir), fakirlikle özdeşleşmiş klasik fakirliği algılama huyumuzdur. Bu noktada, “Her türlü kötülük fakirlik ortamında yetişir” diyerek hedef saptıran propagandistler zenginlik içinde serpilen (bencillik, uyuşturucu, alkol vb) kötülükleri de anımsamalıdırlar.
“Yani…”
Yani doğru algılanmış, haliyle kendisine doğru yaklaşılmış bir geçim sıkıntısı hem çağın hastalığı denilen can sıkıntısından koruyan bir kalkandır, hem daha çok çalışarak üretmeyi sağlayan bir itici motordur, hem de bir gün bu sorun hallolduğunda alınacak hazzı artırma yönünde adım adım işlev gören bir manevi aşıdır. Ünlü mütefekkir Mevlana, “Her gün et yemek et hazzı vermez olur. Yoksunluk sahip olduğumuzda alacağımız hazzı artırır. Dolayısı ile da bir nimettir” diye boşuna mı demiştir.
Yoksa boş mu verelim, geçelim mi bunu! Neden! Freud’un yaptığı gözlemler ve edindiği tecrübeler neticesinde dedikleri bilimdir de Mevlana’nın söyledikleri boş laf mıdır! Yoksa bilimselliğin görünmeyen bir kriteri de söyleyenin doğu veya batı kültüründe yetişip yetişmediği meselsi midir!
“Öyleyse…”
Öyleyse dilediğinizi seçmekte özgürsünüz. Ya geçim sıkıntısını seçecek, yukarıda saymaya çalıştığım ve ondan çok daha fazla olan faydalarını yaşayacaksınız. Bu geçim zorluğunun yaşatacağı sıkıntıdan da ona dair algınızı doğru bir zemin üzerinde yeniden inşa etmekle kurtulacaksınız. Geçiminiz yine zor olacak belki ama sıkıntısı kalmayacak! Böylece bu geçim darlığı içinde taşıdığı tek eksiklikten de arınacak, yaşamınızda geri kalan tüm artılarıyla var olmaya devam edecek!
Ya da geçiminiz bol lakin can sıkıntınız en az geçim imkanlarınız kadar ziyade olacak! Aldıkça daha çok almak isteyecek, bu şekilde hem aldıklarınıza karşı duyarsızlaşacak hem de herhangi bir alamama durumuna karşı (ki mutlaka alınamayan bir şeyler olacaktır hayatınızda) kendinizi aşırı duyarlı hale getireceksiniz. Böylece -tıpkı geçim sıkıntısı çekenler misali- yine bir şeyleri alamamış, üstüne üstlük bir de -yine geçim sıkıntısı yaşayanlarınkine benzer şekilde- eksiklik duyguları içinde yaşayıp gideceksiniz. Tüm bunların üstüne can sıkıntısı da bu işin ikramiyesi olarak hediye edilecek size!
Tercih sizin!
"Yazı bitti lakin son bir anekdot"
Can sıkıntısı ruhların kıyametidir. Can sıkıntısı tembelliğin, adil düşünmeyişin ve bencilliğin, özellikle de birileri bakarken göstere göstere yaşayışların cezasıdır. Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar diye boşuna mı demişlerdir!
Psikolog
İzzet Güllü
“Klinik gözlemlerim ve edindiğim tecrübeler neticesinde vardığım samimi kanaat”
Bu dünyada herkesin yaşamına öyle ya da böyle, iki gram eksik veya üç gram fazla, bugün yahut gelecekte ama mutlaka ve mutlaka bir sıkıntı düşecek. İlahi ezelide bu böyle takdir edilmiş sanki. Belki de bu, yaşadığımız dünyanın öyle çok da bel bağlanacak bir cennet köşesi olmadığı gerçeğinin hakkıyla idraki içindir, bilemiyorum. O halde bizim için önemli olan özde geçim sıkıntısı ve can sıkıntısı şeklinde ikiye ayırabileceğim bu sıkıntılardan hangisine talip olduğumuzdur! Bunun seçimi bize bırakılmıştır. Dileyen geçim sıkıntısını dileyen de can sıkıntısını seçebiliyor, bu noktada özgürüz!
“Bitki için toprak, can sıkıntısı için de boş ve geniş zaman”
Bitki için toprak lazım olması misali can sıkıntısı için de benzer şekilde geniş ve boş zaman lazımdır. Geçim sıkıntısı yaşayan birinin bu ahval ve şerait içinde buna fırsat bulabilmesi mümkün değildir. Boş zaman saksısı olmayınca onu boş zaman suyu ile sulama imkanı da kalmıyor haliyle, böylece topraktan başını uzatan can sıkıntısı tohumları daha dal budak salamadan kuruyup gidiyor.
Bu noktada belki geçim sıkıntısı yaşamayan kişiler, “Bizler nasıl özgürüz ki, bu saatten sonra nasıl geçim sıkıntısını tercih edebiliriz” diyebilirler. Bu aslında pekala mümkündür. İlacı; ihtiyaçtan fazlasını muhtaç olan kişilere vermek, çok az bir imkanla yaşamayı prensip haline getirmektir. Bu zor bir süreçtir, biliyorum. Bir yandan yıllar içinde biriktirirken diğer yandan biriktirilen şeylere bağımlı hale de gelme meselesi bu yoldaki en büyük müşkülattır. Ancak hiçbir şey bedelsiz değildir bu yaşamda. İstediğiniz, talep ettiğiniz şeyin önemi oranında bedel ödemeyi göze alamıyorsanız bu durumda az veya çok arzulamanızın fazlaca bir ehemmiyeti olmuyor. Aksi halde bu talep, kuru kuruya istemek olarak bir köşede sessiz sedasız öylece kalıveriyor. Bir süre sonra kuru arzu da sessiz sedasız bir şekilde sönüyor, derken o da kaybolup gidiyor.
“Geçim sıkıntısının güzelliği”
“Her şeyde bir hayır vardır” sözü gerçek ise, geçim sıkıntısı da her şey diyerek kastedilenlerin içindeki bir şey ise, bu durumda onda da hayır olması icap edecektir. Öyleyse geçim sıkıntısı aslında bir nimettir. En basitinden can sıkıntısından koruma işlevinden tutun, bir gün bu sıkıntıların biteceğine dair inancı diriltmesine, oradan bu inanmanın getirdiği tarifsiz hazzı muhafaza etmesine, oradan da tüm bunların getirdiği yüksek düzeyli motivasyona varıncaya dek saymakla bitiremeyeceğiniz kadar çok faydası mevcuttur.
Geçim sıkıntısı, bıçağın aslında kendisini kullananların elinde sakıncalı olması misali sadece yaşamasını, dolayısı ile de doğru algılamasını bilemeyenlerin dünyasında tehlikedir. Fakirlik tehlikelidir derken kastedilen aslında fakirlik değil (çünkü bu her zaman için birilerinin gerçeği olmayı sürdürecektir), fakirlikle özdeşleşmiş klasik fakirliği algılama huyumuzdur. Bu noktada, “Her türlü kötülük fakirlik ortamında yetişir” diyerek hedef saptıran propagandistler zenginlik içinde serpilen (bencillik, uyuşturucu, alkol vb) kötülükleri de anımsamalıdırlar.
“Yani…”
Yani doğru algılanmış, haliyle kendisine doğru yaklaşılmış bir geçim sıkıntısı hem çağın hastalığı denilen can sıkıntısından koruyan bir kalkandır, hem daha çok çalışarak üretmeyi sağlayan bir itici motordur, hem de bir gün bu sorun hallolduğunda alınacak hazzı artırma yönünde adım adım işlev gören bir manevi aşıdır. Ünlü mütefekkir Mevlana, “Her gün et yemek et hazzı vermez olur. Yoksunluk sahip olduğumuzda alacağımız hazzı artırır. Dolayısı ile da bir nimettir” diye boşuna mı demiştir.
Yoksa boş mu verelim, geçelim mi bunu! Neden! Freud’un yaptığı gözlemler ve edindiği tecrübeler neticesinde dedikleri bilimdir de Mevlana’nın söyledikleri boş laf mıdır! Yoksa bilimselliğin görünmeyen bir kriteri de söyleyenin doğu veya batı kültüründe yetişip yetişmediği meselsi midir!
“Öyleyse…”
Öyleyse dilediğinizi seçmekte özgürsünüz. Ya geçim sıkıntısını seçecek, yukarıda saymaya çalıştığım ve ondan çok daha fazla olan faydalarını yaşayacaksınız. Bu geçim zorluğunun yaşatacağı sıkıntıdan da ona dair algınızı doğru bir zemin üzerinde yeniden inşa etmekle kurtulacaksınız. Geçiminiz yine zor olacak belki ama sıkıntısı kalmayacak! Böylece bu geçim darlığı içinde taşıdığı tek eksiklikten de arınacak, yaşamınızda geri kalan tüm artılarıyla var olmaya devam edecek!
Ya da geçiminiz bol lakin can sıkıntınız en az geçim imkanlarınız kadar ziyade olacak! Aldıkça daha çok almak isteyecek, bu şekilde hem aldıklarınıza karşı duyarsızlaşacak hem de herhangi bir alamama durumuna karşı (ki mutlaka alınamayan bir şeyler olacaktır hayatınızda) kendinizi aşırı duyarlı hale getireceksiniz. Böylece -tıpkı geçim sıkıntısı çekenler misali- yine bir şeyleri alamamış, üstüne üstlük bir de -yine geçim sıkıntısı yaşayanlarınkine benzer şekilde- eksiklik duyguları içinde yaşayıp gideceksiniz. Tüm bunların üstüne can sıkıntısı da bu işin ikramiyesi olarak hediye edilecek size!
Tercih sizin!
"Yazı bitti lakin son bir anekdot"
Can sıkıntısı ruhların kıyametidir. Can sıkıntısı tembelliğin, adil düşünmeyişin ve bencilliğin, özellikle de birileri bakarken göstere göstere yaşayışların cezasıdır. Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar diye boşuna mı demişlerdir!
Psikolog
İzzet Güllü
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Popüler Psikoloji: ya Can Sıkıntısı ya Geçim Sıkıntısı! Seç Birini!" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
7 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.