2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bağlanma Korkusu Olan Birini Nasıl Tanırız?
MAKALE #21879 © Yazan Uzm.Psk.Beliz EREREN | Yayın Kasım 2020 | 2,100 Okuyucu
İlişkilerin hiç başlamamasına ya da bir şekilde yürümemesine, sonlanmasına neden olan pek çok etken vardır. Ancak en yaygın ve en güçlü nedenlerden birisi bağlanma korkusudur. Bağlanma korkusu, temelde kaybetme, acı çekme korkusudur. Bu kişiler, olası kötü ihtimaller sonucunda acı çekmemek ve kendilerini korumak için bağlanmaktan kaçınırlar. Bu durum tamamen bir savunma mekanizmasıdır. Kişi, kendisini korumak için böyle bir tutum sergiler.

Bağlanma korkusunda asıl korkulan şey; ilişkinin başlaması değil, bağlanan kişinin gitmesidir. Bu kişiler, varlığında çok mutlu oldukları kişileri kaybederlerse yokluklarında çekecekleri acıları yaşamamak için en baştan önlem alırlar. Bunun için ya ilişki devam ederken ayrılırlar ya da ilişkiye hiç başlamazlar. Böylece onlara göre acı da çekmezler. Ancak bu doğru bir düşünce değildir. Terk edilme, kaybetme acısı çekmeseler de bağlanamamanın getirdiği yükü taşırlar ve başka türlü bir acı çekerler. Sonuç kaçılan şeyden çok da farklı olmaz.

Bağlanmak bu kişiler için gerçekten ürkütücüdür. Çünkü bağlanma korkusu olan kişiler, çizdikleri profilin tam tersi özelliklere sahiplerdir. Bağlandıkları zaman bağımlı kişilik özellikleri gösterirler. Normalden çok daha fazla bağlanır, karşı taraftan çok fazla istek ve beklentileri olur. Aslında asıl kaçtıkları şey de budur; kendilerinin aşırı bağlanması.

Bağlanma Korkusu Olan Kişiler Nasıl Davranır, Ne Düşünür?

Bağlanma korkusu olan kişileri tanımak bazen çok kolay olurken bazen biraz daha zor olabilir. Çok kolay olur çünkü bağlanma korkusu olan ve bunun farkında olan kişiler, ilişkinin daha en başında bunu dile getirirler. Hatta ortada bir ilişki yokken bile önlem amaçlı bunu karşı tarafa söylerler. “Ciddi bir şey istemiyorum, ben buyum. Beni böyle kabul edeceksen devam edelim.” derler. Eğer bunu kabul ediyorsanız ilişkiye başlamaz, olan şeye devam edersiniz. Çünkü bağlanma korkusu olan kişiler için ilişkinin adını koymak, işleri ciddileştirmek oldukça korkutucudur. Bu nedenle sık sık “İsim koymak zorunda mıyız? Her şey böyle çok güzel.”, “Neden her şeyi ciddileştirmeye çalışıyorsun?” gibi cümleler duyabilirsiniz.

Bağlanma korkusu olan birini tanımak bazen biraz daha zordur. Eğer bu kişiler bağlanma korkusu yaşadıklarının farkında değillerse ya da kabul etmiyorlarsa bunu sizin fark etmeniz gerekir. Bunu karşınızdaki kişinin konuşmalarındaki cümlelerden, bazı davranışlarından rahatlıkla anlayabilirsiniz. “Ben böyleyim.”, “Henüz buna hazır değilim.” gibi cümleler, hiçbir dayanağı olmamasına rağmen onu koşulsuz, şartsız kabul etmenizi istemek sık karşılaşılan belirtilerdir. Bu kişiler, sınırları belirleyen taraf olmak isterler. Ne zaman mesafeli ne zaman yakın, şefkatli olunacağına o karar vermek ister. Bu nedenle özellikle onu ne olursa olsun olduğu gibi kabul edecek, ona uyum sağlayacak kişileri ararlar.

Karşınızdaki kişinin bağlanma korkusu olup olmadığından emin değilseniz kendi cümlelerinize bakmanızda da fayda var. “Ona ulaşmak imkansız gibi geliyor. Hiçbir zaman tam olarak ona ulaşamıyorum / ulaşamayacakmışım gibi hissediyorum. İlişkimizden emin olamıyorum. Hatta bazen kendimden bile emin olamıyorum artık…” gibi cümleler ya da düşünceleriniz varsa bu da bir işaret olabilir. Çünkü bağlanma korkusu olan kişiler karşı tarafa bu hissi tam olarak vermezler. Ne ona gerçekten ulaşıp ulaşmadığınızı ne de içinden geçen duygu ve düşünceleri tam olarak bilemez, emin olamazsınız.

Bağlanma korkusu olan kişiler, duygularını belli etmede ciddi sorun yaşarlar. İçlerinde fırtınalar dahi kopsa bundan haberinizin olmaması yüksek ihtimaldir. Çünkü buna izin vermez, paylaşmazlar. Hatta bunu kendisiyle bile paylaşmıyor, görmezden gelip hayatına devam ediyor olabilir. Belki sizi kıskanıyor, belki sizinle ilgili hayalleri, planları ya da korkuları var. Ancak bunları ondan duyamazsınız. Çünkü bunları bilmeniz demek, onu gerçekten görmeniz, onu anlamanız, onu tanımanız demektir. Tüm bunlar onun için teslim olmakla aynı anlama gelir ve bağlanma korkusu olan kişiler teslim olmaktansa her zaman savaşmayı tercih ederler.

Bağlanma korkusu olan kişiler bağlılığın onlar için risk oluşturduğuna inanırlar. Çünkü karşı tarafın her an onu dolandıracağını, inciteceğini, ondan bir tehlike geleceğini düşünürler. Bu nedenle sürekli tetikte, güvensiz ve savaşmaya hazır bir şekilde hayatlarına devam ederler. Kandırılacaklarına olan kesin inançları ondan isteyeceğiniz en ufak şeyin gözlerinde inanılmaz büyük bir şey olarak gözükmesine neden olur. Bu küçük isteğinizi sınırların ihlali olarak görebilir ya da çok farklı anlamlar çıkarabilir. Bu nedenle sorumluluk almaktan olabildiğince kaçarlar.

Bağlanma korkusuna sahip kişiler sadece kendileri bağlanmaya başladıklarında değil, partnerleri tarafından istendiklerini, arzulandıklarını, onların bağlanmaya başladıklarını hissettikleri zaman da yoğun kaygı yaşarlar. Çünkü bu tip duygular onların kaçmaya çalıştıkları beklentileri de beraberinde getirir. Ancak diğer taraftan, eğer partnerleri geri adım atarsa onlar daha çok yaklaşırlar. Karşı tarafın gitmeyeceğinden emin olduktan sonra da geri çekilirler. Bütün bunlar plansız ve farkında olmadan gerçekleşen davranışlardır.

İnsanlar Neden Bağlanma Korkusu Yaşarlar?

Bağlanma korkusunun temelinde terk edilme ve acı çekme korkusu yatar. Bu korku, bebeklikte özellikle güvenli bağlanmanın sağlandığı dönemde anne ile kurulan ilişki ile doğrudan ilişkilidir. Bu dönemde yaşanılan olumsuz deneyimler, ihtiyacı olduğu zamanda anneyi bulamama, anneden ayrı kalma, annenin kaybı gibi durumlar güvenli bağlanmanın oluşmasında engel oluşturur. Yine bu dönemde yetersiz ilgi, sevgi ve şefkatin olduğu güvensiz bir ortamda bulunmak, daha bebekken tekrar aynı kaygı ve korkuların yaşanmaması için kişilerin kendilerini çekmelerine, bağlanmaktan kaçınmalarına neden olur.

Bebeklikte kurulan bağlanma stili oldukça önemlidir, çünkü bu dönemde bakım verenle kurulan bağ, yetişkinlikte diğer insanlarla kurulan ilişkilerin temelini oluşturur. Bebeklik döneminde güvenli bağlanma ne kadar gerçekleşmişse yetişkinlik döneminde ilişkilerde bağlanma korkusu o kadar az yaşanır. Ancak çocuklukta yaşananlar ya da bağlanma stili, kişinin bağlanma korkusu yaşamasında tek etken değildir. Ergenlik ya da yetişkinlik döneminde yaşanan ilişkiler de daha sonra bağlanma korkusu oluşmasında önemli rol oynar. Bağlanma korkusu yaşayan kişiler yetişkinlik döneminde birini çok sevmiş, onunla bir ilişki yaşamış ama sonunda terk edilmiş, aldatılmış ya da onu kaybetmiş olabilir. Bu tarz yaşanan olaylar da kişilerin bağlanma korkusu geliştirmelerine neden olur. Bu kaybı, ilişkinin bitiminde yaşanan acıyı tekrar yaşamamak için en başından önlem alarak bağlanmaktan kaçmaya başlarlar.

Bağlanma korkusu geliştirilmesinde özellikle erkekler için cinsiyet rolleri önemli bir etkendir. İlişkilerde güçlü taraf olmak isteyen erkekler, onları zayıf gösterecek durumlardan olabildiğince kaçarlar. Eşlerine duygularını göstererek, onlara bağlanarak, onları düşündüklerini, eşlerinin onlar için önemli olduklarını hissettirerek zayıf bir imaj çizeceklerine inanırlar. Bu nedenle duygularını sözel olarak dile getirmek yerine genellikle davranışlarla göstermeye çalışırlar. Sevginin, bağlılığın temsili olan jestlerden, olaylardan uzak dururlar. Bu tarz jestler beklendiğinde ise aşırı tepki gösterirler. Çünkü kendilerini ortaya koyduklarında zayıf görüneceklerine ve bu nedenle artık saygı duyulmayacağına inanırlar. Bu fikirlerin oluşmasında toplumsal ve kültürel değerler oldukça yönlendiricidir. Aynı zamanda bağlanma korkusu oluşmasında model alınan kişinin de etkisi büyüktür. Eğer çocuklukta ya da gençlikte model alınan kişi, ilişkiden, bağlanmaktan uzak duran, sürekli olarak bunun kaçılması gereken bir tuzak, tehlikeli, riskli bir durum olduğunu dile getiren biriyse onu model alan kişide de aynı yaklaşım ve davranışların da görülmesi yüksek ihtimaldir.

Bağlanma korkusu, bu korkuyu yaşayan kişinin ilişki kurması, insanlara güvenmesi ve kendi olabilmesi açısından büyük bir engeldir. Bu, üzerinde gidilmesi gereken bir konudur. Diğer taraftan bağlanma korkusu sadece kişinin kendisine zarar vermez. Bu kişiyle ilişki yaşamak da eşler için oldukça zor ve yıpratıcı bir süreçtir. Bu nedenle onu kısıtlayan ve engelleyen bağlanma korkusuna sahip olan kişi, bu korkuyu yenmek için adım atmalı, gerekiyorsa profesyonel destek almalıdır.

Beliz EREREN
Uzman Klinik Psikolog
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bağlanma Korkusu Olan Birini Nasıl Tanırız?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Beliz EREREN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Beliz EREREN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Beliz EREREN Fotoğraf
Uzm.Psk.Beliz EREREN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi21 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Beliz EREREN'in Makaleleri
► Bağlanma Korkusu Psk.Sezin ÇELİKKANAT
► Erkeklerde Bağlanma Korkusu Psk.Yasemin TÜZEMEN
► İlişkilerde Bağlanma Korkusu Psk.Gülşah PINAROĞLU
► Bağımlı Birini Anlamak Psk.Mehmet ARAS
► Okul Korkusu Nasıl Yenilir Psk.Aylin AYDEMİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Bağlanma Korkusu Olan Birini Nasıl Tanırız?' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:46
Top