2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bindiğimiz Dalı Kesmek
YAZI #2694 © Yazan Prof.Op.Dr. Neyyir Tuncay EREN | Yayın Ekim 2015
Ülkemiz dünyada eşi benzeri bulunmaz birçok güzelliklere ev sahipliği yapıyor. Eşsiz güzellikte denizlerimiz , kumsallarımız var. Anadolu uygarlığın doğup en önemli örneklerini verdiği yer. İmparatorlukların gözünü diktiği , sahip olmak için nice kanlar döküp entrikalar çevirdiği İstanbul. Her tarafımız tarih, her tarafımız doğa güzellikleri. Yeryüzündeki cennet güzel ülkemiz. Peki bize bahşedilen bu güzelliklerin kıymetini biliyormuyuz? Yanıt kocaman bir HAYIR. Bunun binlerce örneği var ama son zamanlarda bazı örnekler artık “ pes yani bu kadar da olmaz” dedirtmeye başladı.
Bilindiği gibi enerji ihtiyacının ancak % 20-25 ini karşılayabilip kalan % 75 ini dışarıdan ithal eden ve enerji kullanımında hiçbir savurganlıktan kaçınmayan bir ülke olarak bu artan enerji gereksinimimizi karşılamak için nükleer santrallerin yapılmasına karar verildi. Mersin ve Sinop’tan sonra canım güzelliklerin olduğu İğneada nükleer santral yapmak için en uygun yer olarak seçildi. Suya yakınlığı, deprem olasılığının düşüklüğü v.b. bu seçimde rol oynayan önemli faktörler. Peki İğneada’nın başka özellikleri var mı? Var tabii olmaz mı ?

İğneada longoz ormanlarının oluştuğu dünyadaki 3 yerden birisi. Diğer iki yer Amazonlar ve Kongo havzası. Longoz, denize doğru akan derelerin getirdiği alüvyonların kıyıda set oluşturarak dere ağzını kapatmasıyla ortaya çıkan bir tür set ve orada akarsuyun biriktiği yerde oluşan muhteşem bir ekosistem. İğneadadaki bu ekosistemde ülkemizdeki memeli türlerinin % 60’ı bulunuyor. Kuşlar tam anlamıyla muhteşem . Türkiye’deki kuş varlığını oluşturan 454 türün yaklaşık 200 ü yıl içinde İğneada’da görülmekte ve varlıkları açısından buradaki iklim çok önemli. Bern sözleşmesine göre bu bölgedeki 184 kuş türü koruma altında. Cüce karabatak, akkuyruklu kartal küçük kerkenez nesli tükenecek kuşların kırmızı listesinde ( E.R.L) üst sıralarda . İğneada’da 5 göl ve 3 ayrı longoz ormanı var. Göllerde ve denizde 30 balık türü yaşamakta ve bunların 8 i yine Bern sözleşmesine göre koruma altında. Ormanlarda dişbudak, kayın, meşe, akçaağaç, üvez, mürver, daha niceleri. Kıyı yumuşak ve beyaz kumlarla kaplı. Bu muhteşem mekana biz ne yapmışız? Bir çok taş ocağı ruhsatı vermişiz, taş çıkaracak başka yer yokmuş gibi bu taş ocakları hızla buradaki doğayı talan ediyor. Alttaki resimde de görüleceği gibi yeşil örtü hızla azalmakta, ortaya çıkan tozlar bitki ve hayvanları çok olumsuz etkilemekte, ayrıca taş çıkarmak için kullanılan dinamitlerin yarattığı yer sarsıntıları yeraltı sularının yok olmasına sebep olmaktadır. Bununla da bitmiyor bembeyaz kumsalın önüne, 700 metrelik büyük bir liman mendireği çekilip, plaj kapatılıp çimento limanı tesisleri kurulacak. Bu limana kimyasal ve zararlı maddeler taşıyan gemiler gelip yanaşacak , longoz ormanlarından günde 300-400 ağır yük taşıyan kamyonlar geçecek , daha bir çok zararlı olay var.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de nükleer santral yapalım diyoruz. Santralin yeri bizim, parayı veren biziz, her türlü riski alan biziz, Ruslar gelip santrali yapıp yıllar boyunca ürettikleri enerjiyi bize satmaya devam edecekler. Üstelik de kullanacakları teknoloji bizim tom enerjisi kurumu tarafından bile tanınmamış, kimse kullanmayı kabul etmemiş. Hayretler içindeyim . Nükleer santrallerin 1/1000 olarak kabul edilen riski Fukoshima faciasından sonra 10 kat daha arttırılarak 1/100 olarak kabul edildi ki bu hiç de küçük bir rakam değil. Ortaya çıkan nükleer maddelerin emniyet altında tutulabilmesi hiç garanti değil çevreye az az verilen radyoaktif ve ağır metallerin doğada kalıcılığı 250-300 yıl. Balkanlardan sürekli esen rüzgar ile ortaya çıkabilecek nükleer serpintilerin ulaşım mesafesi 300-350 km. İstanbul’a kuş uçuşu 120 km. olan bu bölgede yapılacak bir nükleer santralin doğaya yaptığı geri dönüşümü olmayan hasarın yanında Marmara bölgesinin neredeyse yarısını tehdit ediyor olması da cabası.
Doğaya yaptığımız katliam bunlarla da bitmiyor. Dünyanın kendi kendisini temizleyebilen ender körfezlerinden olan Soros körfezi tam bir doğa harikası. Ama yıllardır bu bölgede ruhsatlandırılmış taş ocaklarının bölgeye verdiği zarar yamaş paraşütçüsü ve paramotor pilotu olan Yılmaz Özkaya tarafından aşağıdaki gibi fotoğraflanmış.

Doğal güzellikleri, gür ormanları, denize ulaşan buz gibi kaynak suları ve yüksek oksijen konsantrasyonu ile Türkiye’nin akciğeri diye adlandırılan Kaz dağları da aynı talana hedef olmuş yerlemizden biri. Siyanürle altın aramaları, ocaklar v.b. derken hızla çoraklaşıyor.

Daha önce doğa bu kadar kolay talan edilemiyordu nasıl oldu da son yıllarda bu yağmacılık arttı diye araştırdığımda öğrendim ki maden Kanununda yapılan değişikliklerle artık bu tür olaylarda ÇED raporu diye bilinen ve yapılacak faaliyetin çevreye, doğaya, insanlara ve hayvanlara olan etkilerini araştırarak zararsız olduğu ispatlandıktan sonra verilen izinler artık doğru dürüst ÇED raporu olmaksızın veriliyor, güya ekonomiye ya da birilerinin ceplerine verdiği faydaya göre değerlendiriliyor. İğneada, Soros, Kazdağları, yeşilyol, 3. Köprü , havalanı, doldurulan denizler, imara açılan orman arazileri , bedava kömürden nefes alınamaz hale gelen bazı bölgelerimiz v.b. derken yakında yaşanabilecek bir ülke kalmayacak. Bu işlerden köşeyi dönmüş olanlar doğasına sahip ülkelere gidip yerleşirler de bütün bunlara tepkisiz kalan vatandaşların çocukları ve torunları ne yapar onu bilemiyorum.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Prof.Op.Dr. Neyyir Tuncay EREN
Ankara
Doktor "Kalp ve Damar Cerrahisi"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi8 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Op.Dr. Neyyir Tuncay EREN'in Makale ve Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Bindiğimiz Dalı Kesmek' başlığıyla benzeşen toplam 1 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Lazerle Varis Tedavisi Şubat 2014
► Aort Anevrizmaları Kasım 2010
◊ İnsan Olmak Kasım 2010
◊ Vatan Sevgisi Kasım 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:55
Top