Dil bozukluğu olan çocuklar, sınırlı düzeyde dili anlama ve kullanma becerisine sahip olabilirler; dilbilgisel yetersizlikler, yetersiz ya da uygun olmayan biçimde sosyal iletişim, bilişsel güçlükler, okuma-yazma zorlukları ve sözel olmayan iletişim zorlukları ile karşılaşabilirler.

Alıcı dil becerileri yaşlarının gerisinden gelen çocuklar genelde, diğer insanların sözel olmayan iletişim sinyallerini (jest, mimik, beden dili) anlamakta zorlanırlar, yönergeleri takip edemezler, kendilerine sorulan sorulara yanıt veremezler, adı söylenen nesne ya da resmi gösteremezler ve iletişim esnasında sıra almakta zorlanırlar.

İfade edici dil becerileri sınırlı olan çocuklar ise, adlandırmada, sözel olmayan iletişim sinyallerini kullanmada, soru sormada, kelimeleri bir araya getirerek uygun sözel ifadeleri oluşturmada, zamirleri kullanmada, şarkı ve tekerlemeleri öğrenmede, iletişim başlatma ve sürdürmede, kullandıkları dili konuştukları kişi ve ortama göre organize etmekte sorun yaşarlar.

Dil bozukluğu olan çocuklarda, alıcı dil ya da ifade edici dilden biri normal düzeyde olabilir ya da her ikisinde de gerilik gözlenebilir.

Dil Bozukluğunda Risk Faktörleri

Ailede dil bozukluğu olan başka bireylerin de olması (kalıtsal faktörler),

Erken doğum,

Düşük doğum ağırlığı,

İşitme kaybı,

Otizm Spektrum Bozukluğu,

Genetik sendromlar (Down sendromu, Fragile X sendromu gibi),

Beyin hasarı,

Zihinsel güçlükler,

Doğum öncesi dönem ilaç ve madde kullanımı ya da enfeksiyonlar,

Doğum sırasında karşılaşılan sorunlar,

Yetersiz beslenme,

Uyaran eksikliği,

İlk sözcüklerin gecikmesi,

Sosyal gülümseme, ağlarken ses tonunu değiştirme, göz kontağı gibi erken dönem iletişim becerilerinde kısıtlılık,

Jest kullanımında sınırlılık ya da kendini sadece jestlerle ifade etme.