Duygu ve Düşünceler
“Hiç düşünmemiştim ağlayacağımı”
“Hiç üzüleceğimi fark etmemiştim ”
Duygular, düşünmek için değildir çünkü.
Bu yüzden duygulara “duygular”, düşüncelere “düşünceler” denmiştir.
Ne zaman “Üzülmem lazım, hadi üzüleyim” diyerek üzüldünüz?
“Biraz gözlerim dolsun da ağlayayım” diye ağladınız?
Hiç “Hadi şimdi kocaman bir kahkaha patlatayım” diyerek güldünüz mü?
Öyle olmaz çünkü.
O kadar hesaplı kitaplı gelmez duygular.
Canımız yanar ağlarız, şaka komiktir güleriz.
Duygular akışkandır, “Az sonra ne hissedeceksin, hadi söyle bakayım” diyen gümrük görevlileri yoktur duyguların önünde.
İki kelimeye de dikkatle bakın.
Duygunun kökünde “duy” vardır.
Olana bitene kulak ver, duy, hisset, yaşa der gibi bir “duy” dur bu.
Düşünme, duy.
Bedenini duy.
Canın mı yandı?
İçin mi acıdı?
Gülmekten karnına ağrılar mı girdi?
Ne olup bittiğini fark et.
Sesini duy, kokusunu al, hisset.
Düşüncenin kökünde ise “düş” vardır.
Hem düşlemek, hayal etmek hem de takılıp düşmek.
Çünkü düşüncelerimiz her yöne götürebilir bizi.
Felaketler de düşünebiliriz, bulutlar, kelebekler de.
Düşüncenin kökünde “üretmek” vardır yani.
Önümüze taş koyacak düşünceleri de, yolumuzu aydınlatacak hayalleri de üretebiliriz biz.
Düşüncelerimiz bazen ayağımıza takılır, bazen pek güzel hayallere götürür bizi ama bazen de duygularımızla temas etmemizi engelleyebilirler.
Duygularımızı “duy” maya çalışalım o yüzden.
“Bu kadar ağlamamam lazım” diye düşünürken bir yandan da hıçkıra hıçkıra ağlıyorsan eğer, içinde akmak için sabırsız bekleyen çağlayanın sesini duymamışsın demektir çünkü.
Oysa sesini duyduğun an o çağlayana akacak bir yol gösterebilirsin. Hatta sen duyarsın, o akar yolunu bulur.
Ağlarsın, üzülürsün. Düşünmüyorsun, duyuyor, kulak veriyorsun çünkü duygularına.
Ürettiğin bir şey yok, olana bakıyorsun.
Ne güzel.
Çünkü duygular “duy” diye, düşünceler “düşle” diye ...
“Hiç üzüleceğimi fark etmemiştim ”
Duygular, düşünmek için değildir çünkü.
Bu yüzden duygulara “duygular”, düşüncelere “düşünceler” denmiştir.
Ne zaman “Üzülmem lazım, hadi üzüleyim” diyerek üzüldünüz?
“Biraz gözlerim dolsun da ağlayayım” diye ağladınız?
Hiç “Hadi şimdi kocaman bir kahkaha patlatayım” diyerek güldünüz mü?
Öyle olmaz çünkü.
O kadar hesaplı kitaplı gelmez duygular.
Canımız yanar ağlarız, şaka komiktir güleriz.
Duygular akışkandır, “Az sonra ne hissedeceksin, hadi söyle bakayım” diyen gümrük görevlileri yoktur duyguların önünde.
İki kelimeye de dikkatle bakın.
Duygunun kökünde “duy” vardır.
Olana bitene kulak ver, duy, hisset, yaşa der gibi bir “duy” dur bu.
Düşünme, duy.
Bedenini duy.
Canın mı yandı?
İçin mi acıdı?
Gülmekten karnına ağrılar mı girdi?
Ne olup bittiğini fark et.
Sesini duy, kokusunu al, hisset.
Düşüncenin kökünde ise “düş” vardır.
Hem düşlemek, hayal etmek hem de takılıp düşmek.
Çünkü düşüncelerimiz her yöne götürebilir bizi.
Felaketler de düşünebiliriz, bulutlar, kelebekler de.
Düşüncenin kökünde “üretmek” vardır yani.
Önümüze taş koyacak düşünceleri de, yolumuzu aydınlatacak hayalleri de üretebiliriz biz.
Düşüncelerimiz bazen ayağımıza takılır, bazen pek güzel hayallere götürür bizi ama bazen de duygularımızla temas etmemizi engelleyebilirler.
Duygularımızı “duy” maya çalışalım o yüzden.
“Bu kadar ağlamamam lazım” diye düşünürken bir yandan da hıçkıra hıçkıra ağlıyorsan eğer, içinde akmak için sabırsız bekleyen çağlayanın sesini duymamışsın demektir çünkü.
Oysa sesini duyduğun an o çağlayana akacak bir yol gösterebilirsin. Hatta sen duyarsın, o akar yolunu bulur.
Ağlarsın, üzülürsün. Düşünmüyorsun, duyuyor, kulak veriyorsun çünkü duygularına.
Ürettiğin bir şey yok, olana bakıyorsun.
Ne güzel.
Çünkü duygular “duy” diye, düşünceler “düşle” diye ...
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.